Zihni Koç
“Bildiğin talebe harçlığı. Bu parayla insan geçinemez. Ya çöp toplar, ya arsızlık ya da hırsızlık yapar. Ben 1.700 lira alıyorum. Zor geçiniyorum. Tamamen kepazelik. Kendilerine geldi mi, yağlı ballı zamlar, vatandaşa geldi mi yüzde 3-4. Ama bu vatandaş akıllanmaz, yine gider bunlara oy verir, yine alır yüzde 4’ü.”
Bedri Kaya
“Ben asgari ücrete yapılan bu zammı çok düşük buluyorum. Asgari ücretle çalışanlar genelde genç nüfus. Genç olduğu için de genelde kiracı. Bu adam nasıl kira versin, ne yesin, ne içsin? Bu maaşı sadece iki ay milletvekillerine versinler, onlar bir görsün bakalım, kira ne kadar, doğalgaz ve elektrik ne kadar, bir insana ne kadar kalıyor? Çok üzülüyoruz. Açlık sınırının bile altında maaş vermek demek bu. Bu asgari ücret komisyonlarını da anlamıyorum. 2 işveren, bir sendika ve bir bakan oturuyorlar, toplam 4 kişi bu kadar insanın kaderini belirliyor. Zaten işverenin o karar mekanizmasında yer alması saçma. Elbette işveren yanında bedava köle çalıştırmak ister. Bir de milli gelir 10 bin dolar palavraları var. Nerede 10 bin dolarmış, bizim niye haberimiz yok? Elektriğe yüzde 4’mü zam yapıyorsun, doğalgaza yüzde 4’mü yapıyorsun da bu oranı layık görüyorsun? Neye ne kadar zam yapılıyorsa, o kadar yapacaksın. Emekli de çok maaş alıyormuş, nerede çok alıyor? Bugün emeklinin en az maaşı 1.500 olmalı. Kesinlikle çok yanlış.”
Kadir Kurt
“Bu asgari ücrete yapılan zam bana bir fıkrayı hatırlattı. Bir gün bir İngiliz, bir Alman ve bir Türk aynı uçakta giderken açlık sınırından konu açılmış. İngiliz: “Bizim ülkemizde açlık sınırı bu kadar, geriye de 1000 dolar kalıyor” derken Alman: “Bizim ülkemizde ise açlık sınırı bu kadar, geriye 1000 Mark kalıyor demiş. Namık Kemal’e sormuşlar. O da: “Bizim ülkemizde açlık sınırı bu kadar, biz -1000 lira veriyoruz” demiş. Gerçekten durum trajikomik.”
Sezen Sevinç
“Açlık sınırı bir ülkede Bin beş yüz lira iken, asgari ücretli çalışana bunun yarısını reva görmek adaletsizliktir. Halk tepkisiz, sözde tepki gösteriyormuş gibi. Kendin çal, kendin oyna şeklinde yürüyüş ve basın açıklamaları yapılıyor. Hükümetin ise sürekli gündem saptırarak ekonomik gerçekleri unutturma çabası var. Bazıları ise hep üç maymunu onuyor.”
Tolga Ars
“Biz Çanakkale’de bu reva gördükleri net asgari ücretin bile altında çalışıyoruz. Patronlar ondan bile kırpıyor, elimize net bu rakam bile geçmiyor. Bir denetim yok, bir hak bir hukuk, bir adalet yok. Güçlü güçsüzden tırtıklıyor ve zengin oluyor. Devlet denetlemiyor.”
İbrahim Ersöz
“Ben de asgari ücretle bu şehirde yaşıyorum. Askerden gelince bu parayla bu şehirde asla çalışmam. Çanakkale’de hiçbir gelecek göremiyorum. Döner dönmez büyük bir şehre İstanbul’a gideceğim. Sistem sana ya işsiz kal, ya karın tokluğuna çalış, ya da kaç diyor.”
Hakan Özcan
“Bence oran son derece düşük. Ben evliyim, bir çocuğum var. İşsizim. Çalışsam da bu parayla nasıl yaşarım, nasıl çocuğuma bakarım?”
Akın Özdemir
“Zam bile denemez. Tabii ki düşük. Millet zaten bu parayla geçinemediği için ülke bu durumda. Adam ya borç alıyor, ya bankaya borçlanıyor, ya çoluğunun çocuğunun gırtlağından kısıyor, ya da eşinin giyiminden, ihtiyacından. Sonra milyonlarca kişi borcunu ödeyemiyor ve toplumda şiddet oluyor, insanlar bunalıma giriyor. 750 lira alsan, minimum kira 350, yakıt 200, faturalar dersen zaten bu rakamı aşıyor. Matematik diye bir şey var.”