Çanakkale’nin tek içme ve sulama kaynağı Atikhisar Havzası’nda altıncı şirket Alamos Gold’un iştiraki Doğu Biga Madencilik tarafından yapılmak istenen siyanürlü altın madeni işletmeciliğine karşı başlayan çadırlı nöbet direnişi 354 gündür devam ediyor. Çadırlı nöbetlerini sürdüren Kazdağları savunucuları Çanakkale merkezde düzenledikleri ‘Kazdağları İçin El Ele İnsan Zinciri’ eylemini sürdürdüler. Ellerinde dövizler ve pankartlarla taleplerini kordon boyunca tek sıra halinde sıralayan savunucuların eylemine Çanakkaleliler de yoğun katılım gösterdi. Eylemin ardından basın açıklaması yapan savunucular, “13 Ekim’den bugüne işletme ruhsatı yenilenmemiş olan Alamos Gold’u tahliye etmek için ne bekliyorsunuz?” sorusunu yönelttiler. Şirketin tahliye edilerek, alanın yeniden rehabilite edilmesini isteyen savunucular; “Onlar ormandan gidene kadar, biz burayı terk etmiyoruz” dediler.
“Madencilik faaliyetlerini yasaklamak için neden adım atmıyorsunuz?”
Savunucular açıklamalarında; “Kazdağları can çekişiyor! Kirazlı altın madeni projesi ile Kazdağları’nın ormanlarını, hayvanlarını, yer altı sularını, baraj ve gölet sularını yok eden proje hala iptal edilmedi. Yetkililere soruyoruz? Neden projeyi iptal etmiyorsunuz? 13 Ekim’den bugüne işletme ruhsatı yenilenmemiş olan Alamos Gold’u tahliye etmek için ne bekliyorsunuz? Kazdağları’ndaki tüm madencilik faaliyetlerini yasaklamak için neden adım atmıyorsunuz? Önlemediğiniz her maden projesi hayatlarımızdan çalıyor, doğada telafi edilemeyecek tahribatlar bırakıyor. Rant uğruna, kar hırsına, kamu yararına karşı olan bu maden projelerini değil, yaşamı sürdürülebilir kılmak için neden harekete geçmiyorsunuz?” dediler.
“Onlar gidene kadar biz terk etmiyoruz”
Kazdağlarını terk etmeyeceklerini ifade eden savunucular; “Kazdağları’ndaki nöbetimiz 352. gününde, haftalardır burada el ele eylemindeyiz; Kazdağları’nın yok oluşunu izlemeyeceğiz. Canımız Kazdağları’nı altın rantına kurban vermeyeceğiz! Önce Alamos tahliye edilecek, sonra da alan rehabilite edilecek. Onlar ormandan gidene kadar, biz burayı terk etmiyoruz” dediler.
(Eren Aşnaz)