Ah siyaset, vah siyaset…

Bu yıl 23 Nisan’da egemen sınıfların tüm çabalarına rağmen çocuklarımızın içinde bulunduğu gerçekler çok daha görünür kılındı.
Özellikle Gezi mücadelesinde kafasına gaz fişeği isabet ettikten 267 gün sonra kaybettiğimiz Berkin Elvan bu süreçte adeta bir simge oldu.
Devletin ihmali nedeniyle gerçekleşen çocuk cinayetlerinden, çocuk haklarının gaspına, çocuk işçilikten çocuk gelinlere kadar birçok gerçek Berkin Elvan nezdinde daha bir etki alanı buldu.
İstanbul’daki 23 Nisan kutlamalarında dört çocuğun Berkin Elvan anısına gösterdikleri tepki sonrasında maruz kaldıkları tavrın kodları devletin çocuklara nasıl davrandığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

633
Çanakkale’de 23 Nisan kutlamaları sırasında çocuklar üzerinden sürdürülen faydacılığın örneklerini yaşadık.
Çanakkale Belediyesinin halk bahçesinde çocuklar için organize etiği etkinlikler çocukların yoğun ilgisi ile karşılaştı.
Hazır böyle bir ilgi oluşmuşken siyasiler boş durmadılar.
AKP’li ekipler ellerine çikolata kolilerini alarak başladılar çocuklara çikolata dağıtmaya.
Daha seçimlerde atılan nutukların izleri hafızalarımızdan silinmedi.
Çanakkale çocuklarını AVM’lere mahkum etmekten başka bir şey yapmadıkları şeklinde eleştirdikleri Çanakkale Belediyesinin düzenleşmiş olduğu böyle bir etkinlikte boy gösterip sonrada Çanakkale belediyesini suçlamak nasıl bir anlayıştır pek anlayamadım.
Madem Çanakkale çocukları AVM’lere mahkûm edilmiştir, o zaman AKP heyeti de AVM’lerin yolunu tutup, çikolatalarını orda dağıtsaydılar.
Bu durumda ya adres yanlış olmuştur ya da seçim zamanı söylediklerinde samimi değillerdir.
Hani şu siyaseten söylenenler  faslı vardır ya, o hesap olsa gerek…
Siyasette samimi olamazsanız, inandırıcı da olamazsınız, AKP’nin Çanakkale’deki görüntüsü tamda böyle.
Klasik bir hastalığımız olan yılın belli bir günü yaşanılan göstermelik duyarlılık konusu bu yıl 23 Nisan’da ticari bazı işletmelerin reklam organizasyonunun aracına dönüştü.
Geçmiş yıllardan farklı olarak daha yoğun bir şekilde sözde çocuk şenlikleri etkinlikleri oluşturuldu.
Buradaki durum çocuk bahane, reklam şahane boyutundaydı.
Bu arada güzel bir şey de oldu.
Sol Cephenin çağrısı ile gerçekleştirilen  Berkin Elvan uçurtma şenliği   vatandaşlarında katılımı ile anlamlı bir etkinlik oldu.
Farkındalık yaratmak, gerçekleri kamuoyunun dikkatine sunmak adına yapılan bu etkinlikte emeği geçenleri kutlarım.
Artık şunu görebiliyoruz.
Toplum, egemenlerin kendilerine sundukları ile yetinmiyor.
Bir şekilde kendi alternatifini oluşturuyor.
Bu da, toplumsal gelişim ve bu anlamda değişim sürecinde atılan adımlar açısından son derece değerlidir.
Bu kapsamda halkın sağlığı açısından önemli bir rol üstelenen meslek odası olan Tabipler Odası Çanakkale Yönetimine,  yapılan kongre sonrasında yeni bir ekip geldi.
Kendilerine başarılar diliyorum
İlk günden verdikleri mesajları oldukça önemsiyorum.
Ticarileştirilen sağlık koşularında iyi hekimlik anlayışı ile halk sağlığı konusunda üstlenmiş oldukları sorumluk sağlık gibi önemli bir konuda hepimiz için değerlidir.
Bizlerde kendilerinin her konuda destekçisi olmalıyız.
 
Ajansımız  çok misafirperver.
 
Bölgeler arası eşitsizlikleri gidermek bölgelerin kalkınmasına katkıda bulunmak adına kurulan kalkınma ajansları konusunda Sayıştay’ın yapmış olduğu denetimler bir rapor olarak yayınlandı.
Öylesine uygunsuzluklar göze çarpıyor ki adeta kalkınma ajansları bir rant kapısı haline dönüştürülmüş.
Biz de ilimizin içinde yer aldığı Güney Marmara Kalınma Ajansının bu noktadaki durumunu merak ettik.
Diğer bölge ajansları ile karşılaştırıldığında“masum” bir uygunsuzluk içersinde olduğunu görmekteyiz.  
“Temsil ve Ağırlama” harcamaları ajans muhasebe sisteminde 630.03.05 koduyla yer almaktayken, “temsil ve ağırlama” mahiyetinde yapılan kimi harcamaların 630.01.01 kodlu “Diğer Hizmet Alımlarına” kaydedilmiş.
Öyle anlaşılıyor ki  temsil ve ağırlama giderlerimiz oldukça fazla;nede olsa oldukça misafirperverizdir !...
630.03.05 kodundaki temsil ve ağırlama giderlerimiz fazla şişmiş gözükmesin diye birazını  “diğer hizmet alımları” faslından göstermişiz.
‘Bu kadar kusur, kadı kızında da olur’ derler ya hani, işte öyle.
Paylaş