CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, dün yaptığı açıklamasında, adliye önlerindeki yoğun kalabalıklara neden olan, icra dairelerindeki dosya artışına değindi. “Corona virüsü salgını nedeniyle durdurulan borca itiraz süreleri geçtiğimiz hafta başında tekrar açıldı” diyen Erkek, “Adliyelerdeki icra müdürlüklerinde yaşanan yoğunluk basın yayın organlarında sıklıkla haber oldu. Sosyal medyada da bu konuyla ilgili çok sayıda paylaşım yapıldı. Adli işlemlerden ziyade ‘Covid-19 virüsünün’ yayılması serbestleşmiş gibiydi. Sosyal mesafe yok sayıldı. Yurttaşlar saatlerce sırada bekledi. Avukatlar ise duruşmalara yetişemediler. Bu durum tedirgin edici olduğu gibi, aynı zamanda kara tablodur. Çünkü sorun sadece hastalığın yayılması değil, yurttaşlarımızın yaşadığı ekonomik sorunların mahkemelere yansımasıdır. Hafta başında adliyelerde yaşanan yoğunluğun nedeni, yurttaşlarımızın keyfi tutumu değil, iktidarın ekonomi politikalarıdır. Kara tabloya nedeni olan gösterge ise bizzat Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı rakamlardan anlaşılmaktadır. Örneğin; İcra ve İflas Dairelerindeki dosya sayısı 2012 yılında 21 milyon 6 bin 774 iken 2019 yılında bu sayı 31 milyon 485 bin 90`a yükselmiştir. Artış yaklaşık yüzde 50’dir. 2019 yılında 2012 yılına göre geçen yıldan devren gelen dosyalar yüzde 54.7, yıl içinde açılan dosyalar ise yüzde 40.3 artmıştır. Bunlar içerisinde ilâmlı takip dosyaları 2012`de 1 milyon 384 bin 763 iken 2019 yılında 2 milyon 495 bin 286`ya yükselmiştir. Aynı dönemde ilâmsız takip dosyaları ise 17 milyon 713 bin 942`den 26 milyon 991 bin 477`ye artış göstermiştir. Talimat dosyaları ise 1 milyon 904 bin 130`dan 1 milyon 994 bin 134`e sıçramıştır. Ve maalesef iflas dosyaları ise 2012 yılında 2 bin 235 iken 2019 yılında yaklaşık iki kat artarak 4 bin 193`e yükselmiştir.
“Liyakatli değil, sadakati bürokratlar”
Erkek, “İşte adliye önündeki kara tablonun arkasında, bu rakamlara neden olan iktidar bulunmaktadır. Ve bu koşullar altında, kamu bankaları yönetim kurullarına güreşçi, eski AK Parti milletvekili ve “liyakatli değil sadakatli” bürokratlar atanmaktadır. Daha acısı yandaş ataması sonrası Sarayın keyfine uygun rakamlar üretmekten sorumlu TÜİK, işsizliği düşürüp, güllük gülistanlık bir ülke tablosu çizmektedir. Oysa yurttaşların yaşadığı gerçekler ise acıdır. Birleşik Metal İş Sendikasının çalışmasına göre ise Türkiye`de açlık sınırı 2 bin 394 lirayken yoksulluk sınırı 8 bin 282 lira olmuştur. Gerçekleri yazmaya eli gitmeyen TÜİK yöneticilerini adliyelerdeki icra müdürlüklerinin önüne davet ediyorum. Anlaşılan o ki TÜİK halkın afyonu olacaktır!” ifadelerine yer verdi…
(Atilla Akın)