Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çanakkale Şubesi 2. Başkanı Mehmet Emin Şevik, FETÖ bağlantısı nedeniyle şu an hapiste olan Sedat Laçiner ve görevinden ihraç edilmiş olan dönemin Çanakkale Başsavcısı Salih Çolak zamanında konferansa davet edilen Yavuz Bülent Bakiler’in aradan geçen 8 yılın ardından ÇOMÜ’nün yeni yönetimi tarafından konferans konuğu olarak davet edildiğini belirterek, açıklamada bulundu. Konferansa katılanlardan öğrendikleri kadarıyla, konuşmacının ilk sözünün “kendi aranızda konuşmayacaksınız, soru sormayacaksınız…” olduğunu belirten Şevik, konferansçının 2-3 saatlik konuşması boyunca Atatürk’e saldırdığını söyledi. Konferansa izin veren ve izleyen ÇOMÜ Rektörü Sedat Murat’a eleştirilerde bulunan Şevik; “Konuşmacıya (!), ‘çok iyi konuştun, seni kutluyorum’ anlamında bir de plaket veren rektörü kutluyoruz. Bilime ve araştırmaya (!) doğru büyük Atatürk’e saldırarak ve bunu alkışlayarak hızlı adımlarla gidiyoruz” dedi. Şevik açıklamasında; “2019 Yılı Mart ayında görev süresi sona eren ÇOMÜ rektörünün yerine Üniversitemiz dışından bir rektör ataması yapılmıştı. Adı Prof. Dr. Sedat Murat olan yeni rektör, her açıklamasında ÇOMÜ’yü araştırma üniversitesi, bilimsel çalışmaların odağı yapacağını ballandıra ballandıra anlatıyordu. Bizler de doğal olarak umutlanmıştık. Her yerde kendisine destek olunmalı, sonuçta bu Üniversite kentimizin demiştik. Ama o da ne? 16.12.2019 tarihinde Üniversitemizde bir konferans (!) verildi. Konferans, Üniversitemiz rektörlüğünce organize edilmişti. Konuşmacı konuk ise 2011 yılının Kasım ayında ÇOMÜ yönetimince fahri doktora verilmiş olan Yavuz Bülent Bakiler idi. Ödülü verenler; şu an hapiste olan Sedat Laçiner ve yine FETÖ bağlantısı nedeniyle görevinden ihraç edilmiş olan dönemin Çanakkale Başsavcısı Salih Çolak. Aradan tam 8 yıl geçiyor ÇOMÜ’nün yeni yönetimi, yine aynı kişiyi konferans konuğu olarak davet ediyor” dedi.
“Rektör bu sözlerden hiç rahatsızlık duymamış olsa gerek, sessiz kalıyor”
Salonun dolması için çoğu derslerin yapılmadığını ifade eden Şevik; “Hocaları, öğrencilerine yoklamaları konferans salonunda alacağını söylüyor. Yani salon zoraki dolduruluyor. Koferansa katılanlardan öğrendiğimiz kadarıyla, konuşmacı sahneye çıkıyor, ilk sözü: “kendi aranızda konuşmayacaksınız, soru sormayacaksınız” oluyor. Rektör de karşısında oturuyor; ama bu sözlerden hiç mi ama hiç rahatsızlık duymamış olsa gerek, sessiz kalıyor. Oysa ki, susarak ve söylenenleri kabullenerek araştırma üniversitesi olunamayacağını herkes bilir. Sonrasında konferansçı, 2-3 saat boyunca büyük Atatürk’e saldırıyor. Konuş ha konuş, nasıl olsa kimse soru da soramayacak, iyi kötü en ufak bir yorum da yapamayacak. Büyük Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği konferansçının yorulup konuşmaktan vazgeçtiği ana kadar sürüyor” dedi.
“Araştırma, susturarak beyin yıkama operasyonu (!)”
Şevik son olarak; “Bu konferans 2019 yılının son günlerinde idi, 1919 yılının son günlerinde ise (11 Aralık 1919, İşgal Günleri) İngiliz Yüksek Komiseri J. Robeck bir rapor hazırlar, raporunun en can alıcı cümlesi ise şudur: "Mustafa Kemal başlıca düşmanımızdır." Değerli Çanakkale halkımız 100 yıl sonra birileri yine Mustafa Kemal Atatürk’e saldırıyor. Hem de Araştırma Üniversitesi iddialarının ortalıkta konuşulduğu üniversitemizin konferans salonunda hem de öğrencilerin, hocaların dahası rektörün önünde. Kimsenin gıkı çıkamıyor. Araştırma (!) bu olsa gerek. Demek ki bizlere zamanında araştırma sorgulamaktır, araştırma bilimsel duruşla gerçeği, doğruyu aramaktır diyerek yanlış şeyler (!) öğretmişler. Araştırma, susturarak beyin yıkama operasyonu (!) falan deseler daha yerinde olacakmış. Bu konuşmacıya (!), çok iyi konuştun, seni kutluyorum anlamında bir de plaket veren rektörü kutluyoruz. Bilime ve araştırmaya (!) doğru büyük Atatürk’e saldırarak ve bunu alkışlayarak hızlı adımlarla gidiyoruz” dedi.(Haber Merkezi)