Adanın “katliam fermanı”; 1/100 binlik imar planı

Çanakkale geneli için yapılan ve oluşturulma süreci tartışmalara neden olan 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planına en büyük tepki Bozcaada`dan geldi. Planın Bozcaada`nın kendine özgü koşullarından uzak, gerçekdışı olduğunu ifade eden Adalılar, plana itiraz edeceklerini dile getirdiler. Adayı konut, turizm ve tarımsal tesis yapılaşmasına açacağı ileri sürülen plan, “Adanın katliam fermanı” olarak görülüyor.

923
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 20 Ağustos tarihinde açıklanan Çanakkale ve Balıkesir’in tamamını kapsayan yeni bir 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı tartışmalara neden oldu. 2040 yılına kadar bölgenin öngörüsüne dayanılarak hazırlanan 1/100 bin ölçekli plan tartışmalara neden oldu. Askı sürecinde ilk itirazın Bozcaada`dan geleceği öğrenilirken, plan Bozcaada`nın “Katliam fermanı” olarak görülüyor. Adayı konutsal, turizm ve tarımsal yapılaşmaya, tesisleşmeye açacağı öngörülen plana Adalılar karşı çıkıyor. Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz “1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı 20 Ağustos itibariyle açıklandı ve 8 Eylül itibariyle de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`nde askıya çıktı. Biz öncesindeki 1/25 binlik plana da bazı noktalarda itiraz etmiştik, ancak bize 1/25 binlik planların artık çevre düzeni planı olmadığı, çevre düzeni planının 1/100 binlik plan olduğu ifade edilerek, itirazlarımıza konu olan sıkıntıların bu planda giderileceği söylendi. Ancak gördük ki, bizim itiraz ettiğimiz 1/25 binlik plandaki sıkıntı ve sorunlarımızın hiçbiri dikkate alınmamış ve ada gerçekleri göz önüne alınmadan 1/100 binlik bir plan hazırlanmış” dedi.
 
 
“Adanın bakir koyları günübirlik tesislere açılıyor”
“Şimdi öncelikle bu planda yer alan konular ada gerçekliği ve vizyonu ile kesinlikle uyuşmamaktadır” diyen Belediye Başkanı Yılmaz, “Ada nüfusu plana da göre 2040 yılında 11 binlerin üzerine çıkacağı öngörülmüş. Bizim nüfusumuz şuanda 2 bin 600`lerde ve bu rakam kışın bine kadar düşmekte. Dolayısıyla yüzde 1,2 olan Türkiye genelindeki nüfus artışı, bu plana göre ada yaklaşık 4,2 olarak hesaplanmış. Bunların dışında özellikle Adanın güney bölgesini kentsel yapılaşmaya açan bu plana göre bu yapılaşma da ada gerçekleri ile uyuşmamaktadır. Biz adanın tarihsel dokusunun korunarak, mimarisiyle, bağları ve şarap üretimi ile, doğasıyla gelişmesini istiyoruz. Biz adanın güneyinde bulunan bakir koyların günübirlik tesislere açılmasını istemiyoruz ki; adanın turizm vizyonu günübirlik tesise uygun değildir. Biz bu plan dahilindeki tüm sorun ve öngörülen sıkıntılarımız konusunda bir komisyon kurduk ve çalışmalarımızı yürütüyoruz. 1 Ekim tarihinde yapacağımız il meclis toplantısında da 1/25 binlik planda olduğu gibi yine oybirliği ile bir karar alacağımızı düşünüyorum. Ekim ayı başında, askı süresi dolmadan itiraz edeceğiz. Çünkü bu plan ada gerçekleri ile örtüşmemektedir” ifadelerini kullandı.
 
 
“Çocuklarımıza beton yığını bırakmak istemiyoruz”
Adada yaşayan Gazeteci Ferai Tınç ise yaptığı açıklamada “Biz 1/25 binlik plana da karşı çıkmıştık. Bu tür planlar, Bozcaada vizyonuna uygun değil, sadece ranta dayalı planlardır. Burası, çevresindeki Yunan adaları ile rekabet eden, 3 bin yıllık uzum ve şarap adasıdır. Biz Adanın şarapları ile üzümleri ve doğal güzellikleri ile uluslararası rekabetine devam etmesini istiyoruz. Bu planlar ile her yere fabrikalar, oteller kurulabilecek ve bu değerler yok olacak. Binlerce yıllık değerin, bağların, doğal güzelliklerinin beton yığınına dönüşmesini istemiyoruz. Bu planlar ile pekmez fabrikaları, üzüm fabrikaları kurulabilecek. Bunlar kimi doyuracak? Dünyayı mı doyuracak? Adanın değerlerini, tarihini, güzelliklerini, bağlarını üç bin yıldır taşıyan bizler, Ada sakinleri, aldığımız bu mirası çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmak istiyoruz. Biz gelecek kuşaklara bir beton yığını bırakmak istemiyoruz” dedi.
 
“Mücadelemizi sürdüreceğiz”
Bozcaada Forumu`ndan Fırat Tunabay ise planın adayı tanımadan, gerekli araştırmaların yapılmadan hazırlandığını ifade ederek, “Bu plan Bozcaada`yı tanımadan, üzerinde çalışmalar yapılmadan direkt tepeden inme bir plandır. Çünkü ada diğer tatil beldeleri gibi düşünülecek bir yer değil, onun kendine özgü bir karakteristik özellikleri var. örneğin bağcılığı ve şarapçılığı var. Adada ranta dayalı betonlaşmanın yolu açılmadan önce, bağcılığın, üzümcülüğün ve şarapçılığın korunmasına yönelik düzenlemeler gerçekleştirilmeli. Bu planda görüyoruz ki tarım arazileri, fabrika yapımına, belli bölgeler konut yapılaşmasına açılıyor. Bu konutlaşmalar da devamlı değil, yaz aylarında kullanılacak yazlık tipi konutlaşmalar olarak karşımıza çıkıyor. Bozcaada`da nüfus kışın özellikle giderek azalıyor. Burada insanların kış mevsiminde de yaşayabileceği projeler geliştirilmesi gerekirken, daha çok yazlık tipi projelere dönenildiği görülüyor. Bozcaada`nın karakteristik özellikleri dikkate alınmazsa, yozlaşarak kendi kimliğini yitirecektir. Bizler Bozcaada`nın sıradan tatil beldesi olmasını istemiyoruz. Bu planın çok da gerçekçi, faydalı ve yarar getirecek bir plan olduğunu düşünmüyoruz. Biz bunun peşini bırakmayacağız, biz burada yaşıyoruz ve adamıza katkı getirmeyecek, ada kimliğini ortadan kaldıracak bu plana karşı olarak da 1/25 binlikte olduğu gibi mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Paylaş