OLAY: 12 yıllık AKP iktidarı dönemini öncesi ve sonrası ile nasıl değerlendiriyorsunuz? Hem kent hem de sektör nasıl bir gelişim gösterdi?
Hakan Vural: 12 yıllık Ak Parti iktidarının ilk günlerini, ya da ondan önceki iktidarın son günlerini düşünüyorum; her şey flu idi. Kurların, maliyetlerin ne olacağı belirsizdi. Bu on iki yıllık dönemde her şeyden önce, gelen ya da gelmeyen yatırımları tartışmadan önce, ekonomik istikrar ve güven faktörüne dikkat çekmek isterim. Bu 12 yılda tüm iş dünyası, önünü daha rahat görebilir, buna göre pozisyon açabilir bir hale geldi ve rekabet gücünü artırdı. Şehrimizde ise karşıdaki şehitlikler düzenlendi. Orası kent kimliğimizin en önemli parçasıyken harap bir durumda idi. Şimdi iftihar ettiğimiz bir alan halinde ve çok sayıda ziyaretçi alıyor. Kentin bu tarafında ise Çanakkale Belediyesi, özellikle son 5 yılda çok başarılı ve iyi yatırımlar yaptı. Kentin imar alanlarının kısıtlı olduğu tezi belki doğrudur, ancak bununla ilgili önlemler alındı. En azından Karacaören bölgesinde 40 bin kişilik bir imar planlama çalışması oldu. Yine belediyenin Umurbey`den Erenköy`e kadar olan alanda belediye sınırlarını genişletme çalışması olduğunu biliyorum. Bunlar sektörün önünü açmaya, alt yapısı sağlam, planlı bir kent olma noktasında yeterli çalışmalardır. Bunların şimdiden düşünülmesi ileri zamanlarda plansız ve sistemsiz yapılan oluşmasını engeller. Reel sektör bu dönemde ne yaptı? Her şeyden önce kendimizi çok yeniledik. Kullanışlı, nitelikli, deprem dayanıklılığı olan ve görselliğinde de insanları mutlu eden, site tarzı yapılar yaratmaya çalıştık.
OLAY: Konut sektörünün ülkemizde krediler üzerine bir alış-veriş piyasasına sahip olduğu düşünüldüğünde, siz de bu durumda “zarar” algısı söz konusu mu?
Hakan Vural: Ülkemiz, 70 milyon nüfusu ile Avrupa`ya göre büyük, ama Asya ve Güney Pasifik`e göre çok küçük bir ülkedir. Bu anlamda kendimizi ne dev aynasında ne de olduğundan küçük bir noktada görmemeliyiz, doğru tespitler yapmalıyız. Ülkemiz eğer dünyada, başarılı olmak istiyorsa, G7-G8`in içinde olmak istiyorsa ki şuanda G16`dayız biliyorsunuz, mutlaka nüfusunun en az, 150 milyona ulaşması gerekiyor. Buradan şunu diyebilirsiniz; `şuanda bile işsizlik yüzde 10, yarın öbür gün bu insanlar nasıl iş bulacak?` Ancak bu, sığ bir kavramdır. Nüfusunuz ne kadar artarsa, üretiminiz de talebiniz de o kadar artar. Dolayısıyla kendi dinamikleriniz ile büyürsünüz. Hemen haritaya baktığımızda sağımızda gördüğümüz Hindistan, Çin, Endonezya, Vietnam gibi ülkeler nüfus bakımından çok gelişmiş ve büyük ülkelerdir, ama işsiz sayısı bizden daha az. Konuyu Çanakkale`ye getirdiğimizde; Çanakkale`nin bu 110-120 binlik nüfusu şehrimize göre az. Ekonomik aktiviteleri karşılamaktan uzak bir nüfusa sahibiz. Bu noktada gerek ülkemizin, gerek şehrimizin nüfusumuzun artacağı ortadadır, ki zaten artmaktadır da. Biz kent olarak normal nüfus artışının yanında, kent olarak dışarıdan nitelikli göç de alıyoruz. Bu noktada kentin büyüdüğünü de düşünürsek, gayrimenkulden zarar eden bir kimseyi, ben duymadım, görmedim, herhalde siz de duymamış ve görmemişsinizdir. Bugün bankadan aldığımız faiz enflasyonun çok az üstündedir, ya da altındadır. Altın ya da yabancı para dönemsel olarak güldürür, ama çoğu zaman yatırımcısını üzer. Yalnızca gayrimenkul her zaman para kazandırır. Bu açıdan bakıldığında hemşerilerimizin böyle bir talebi var ise, gerek fiyatlamanın gerekse zamanın şuanda uygun olduğunu düşünmekteyiz. Şöyle ki, Çanakkale`deki fiyatlar İstanbul`un dörtte biri veya 10`da biri arasındadır. Coğrafi olarak İstanbul`dan da güzel bir kentteyiz. Üniversitemiz büyüyor, şehirde konaklayan genç kardeşlerimizin sayısı artıyor. Gerek kira amaçlı, gerekse de rant amaçlı konut yatırımı yapanların her daim daha çok kazanacakları, hatta bundan sonra belki daha da çok kazanacakları bir döneme giriyoruz.
OLAY: Kent ciddi bir değişim içinde. Siz bu değişimleri nasıl görüyorsunuz?
Hakan Vural: Yapılmakta olan AVM`ler de hayata geçtiğinde yeni Kordon bölgesi planlanıp, kente yakışan bir siluet aldığında, eski Kordon ile yarışır hale geldiğinde bu kentin cazibesi daha da artacaktır. Ayrıca, konutun vadesi yoktur, mutluluk verecek ise alınır. Faizlerin görece yüksek olmasına da takılmamak gerekir. Çünkü Türkiye`de konut alan tüketici, Tüketici Yasası ile korunmaktadır. Siz bugün aldığınız görece yüksek faizli krediyi, faizler düştüğünde yenileme imkanına sahipsiniz. Önümüzdeki dönemde olası Çanakkale depremini de göz önüne alarak, bu ekonomik varsayımların önüne geçeceğini görürüz. Her şeyden önce, canımızdan değerli Bir şey yoktur. Dolayısıyla deprem güvenliği olan bir evde yaşamak, tüm tüketicinin temel ve doğal hakkıdır, bu anlamda da zaten bunun faiz ve parayla karşılığı yoktur.
OLAY: Son olarak Çanakkale`de konut almak, ya da bu sektörde yatırım yapmak isteyen vatandaşlara mesajınız nedir?
Hakan Vural: Son olarak Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Bey`in sloganını da kullanalım, biz kendimizi de, yani şehirde iş yapan müteahhitlere, kentimize de yani burada yerel yönetime de güvendiğimizi ifade edelim. Burası ülkenin batıya en dönük, en keyifli yüzüdür. Bu keyifli yüzde, keyifli insanlar, huzur ve mutluluk içinde, uzlaşı ve hoşgörü ile ahenkli yaşamlarını sürdürsünler. Biz de buna katkıda bulunabilirsek, ne mutlu bizlere.
OLAY: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz...
Hakan Vural: Müteahhitler Birliği Derneği Başkanı olarak görüşlerime başvurduğunuz için ben teşekkür ederim...