“Tüm aleviler olarak sokağa döküleceğiz”

Cemevleri`nin uluslararası hukuk nezdinde ibadethane olduğunu bildiren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çanakkale Şubesi`nin açıklamasında; “Hükümeti uyarıyoruz. Sözüm ona Alevi önderleri,vakıfları…gibi örgütsel alt yapıları olmayan kitlelerden kopuk kişisel ikballer peşinde koşan insanlar Alevilerin temsilcileri anlamında taraf olamazlar hükümet samimi ise alevi Bektaşi öğretisi ve inancını örgütlü yapıları ile konuyu müzakere eder ve somut adımlar atar bundan sonra AİHM kararlarının uygulanması konusunda takipçi olacağımızı ve tüm aleviler olarak sokağa döküleceğimizi ilan ediyoruz” denildi.

601
AKP hükümetine tepki gösteren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çanakkale Şubesi yetkilileri açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bilindiği üzere Türkiye’nin zorunlu din dersi uygulamasını kaldırmasını ve Alevi inancına sahip yurttaşların inançlarına da ders kitaplarında eşit ölçüde yer verilmesini kararlaştıran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM)den yeni bir karar daha geldi. AİHM, CEM Vakfı’nın başvurusu üzerine, ibadet mekanları ile ilgili uygulamalarda, Cemevleri’ne “ayrımcılık yapıldığını ve cemevlerinin de diğer ibadethaneler gibi hukuki olarak tanınması gerektiğini” karara bağlamıştır. Mahkeme, diğer dini kurumlara tanınan “elektrik faturalarından muaf tutulma” hakkının Cemevleri’ne uygulanmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “din ve vicdan özgürlüğünü” düzenleyen 9’uncu maddesiyle bağlantılı olarak, “her türlü ayrımcılığı yasaklayan” 14’üncü maddesine aykırı olduğuna oy birliğiyle karar verdi. AİHM kararını, “Türk hükümeti, hiçbir geçerli ve objektif gerekçe sunmadan cemevlerini bu uygulamadan muaf tutmuştur. Cemevleri de tıpkı diğer mekanlar gibi ibadethanedir” sözleriyle ifade edilmiştir. AİHM, cami, kilise ve sinagoglara uygulanan elektrik faturası muafiyetinin, cemevlerine uygulanmamasının kabul edilemeyeceğini belirterek, “Cemevleri ibadet yeri olmasını da kararlaştırmıştır.Bunun anlamı diğer ibadethaneler gibi hukuki olarak da tanınması gerektiğine ilişkin hüküm getirilmiş olundu. Karar metninde, başvuru sahibi Cem Vakfı’nın yasalarca tanındığını ve Türkiye’de pek çok Cemevi yönettiğine atıfta bulunularak, “Aleviler’in özgürce ibadetlerini yerine getirebilmeleri, din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen AİHS’in 9. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Bu vakıf, bünyesinde bir lokanta, bir kütüphane, bir konferans salonu, bir dershane, bir cenaze salonu ve bir de Cemevi bulunduran Yenibosna Kültür Merkezi’ni de yönetmektedir. Yenibosna merkezinde de cem toplantıları yapılan bir salon ile bir cenaze odası bulunmaktadır. Ayrıca Yenibosna’da gerçekleştirilen hiç bir faaliyet ticari bir karakter taşımamaktadır. Mahkeme, bu gerçeklerden yola çıkarak, Cemevleri de diğer dinlere ait mekanlar gibi ibadet mekanlarıdır. Devlet temsilcileri, neden Cemevleri’ne farklı bir uygulama getirildiği konusundaki savunmasında gerçekçi ve objektif bir gerekçe sunamamıştır. Dolayısıyla AİHS’in 9’uncu maddesiyle bağlantılı olarak din özgürlüğünü garanti altına alan 14’üncü maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir” Alevi Bektaşi öğretisinin ve inancının ibadet mekanı olan cemevi ,Alevi toplumu tarafından meşru bir zeminde faaliyetlerine inanç temelinde devam ederken alınan bu uluslararası kararın uygulanmasından başka yol yoktur. Bu durum ülkemizde kardeşlik ikliminin yeniden tesisi, halklarımızın ve inançlarımızın kardeşçe bir arada barış içerisinde yaşama şartlarının oluşmasında önemli bir süreçtir. Hükümeti uyarıyoruz. Sözüm ona Alevi önderleri, vakıfları…gibi örgütsel alt yapıları olmayan kitlelerden kopuk kişisel ikballer peşinde koşan insanlar Alevilerin temsilcileri anlamında taraf olamazlar hükümet samimi ise alevi Bektaşi öğretisi ve inancını örgütlü yapıları ile konuyu müzakere eder ve somut adımlar atar bundan sonra AİHM kararlarının uygulanması konusunda takipçi olacağımızı ve tüm aleviler olarak sokağa döküleceğimizi ilan ediyoruz.”
Paylaş