“Tek mücadelemiz demokrasi mücadelesi olacaktır”

Çanakkale CHP Milletvekilleri Serdar Soydan ve Ali Sarıbaş Çağdaş Hukukçular Derneği operasyonuna ve avukatların gözaltına alınma biçimine tepki gösterdi.

566
Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yapılan polis operasyonu sonucu İstanbul, İzmir ve Ankara’da çok sayıda Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi ve yöneticisi avukatın gözaltına alınması konusu ile ilgili gazetemiz aracılığı ile görüş bildiren CHP Milletvekilleri Serdar Soydan ve Ali Sarıbaş AKP’nin sindirme politikasının hızla devam ettiğini ve ülkede gelinen noktada demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek, hukuk sisteminin yok olduğunu ve bundan sonra verilecek tek mücadelenin demokrasi mücadelesi olacağını ifade ettiler.
 
Soydan: “Hukuk sistemi yok olmuştur”
CHP Milletvekili Serdar Soydan, bugün gelinen antidemokratik ve hukuksuzluk sürecini 12 Eylül 1980 sonrası yaşanan sürece benzeterek; “Türkiye’de 12 Eylül 1980 sonrası başlayan hukuksuzluk sürecinde her şey nasıl bir kişinin iki dudağı arasına sıkışıp kaldıysa, bugün de durum aynıdır. Kimin tutuklanacağına, kimin ne kadar tutukluluk süresi yaşayacağına ve kimin salınacağına Başbakan Erdoğan karar vermektedir. Bu nedenle Türkiye’de artık demokrasiden bahsedemeyiz. Çağdaş Hukuk Derneğine yapılan operasyon, avukatların göz altına alınma şekli, milletvekillerinin tutuklanması, hala içerde tutuklu milletvekillerinin olması, gazetecilerin hapse atılması gibi durumların yaşandığı bir ülkede artık tek mücadelemiz demokrasi mücadelesi olacaktır. Hukuk sistemi yok olmuştur” dedi.
 
Sarıbaş: “AKP muhalif olan tüm kesimler üzerinde
bir sindirme politikası uygulamak istemektedir”
CHP Milletvekili Ali Sarıbaş ise; “ÇHD’li avukatların göz altına alınması AKP’nin özellikle yargı ve hukuk üzerindeki hakimiyeti ve avukatları dizayn etme şekli olarak algılanmaktadır. AKP özellikle bugün ülkede konuşan, demokrasiyi savunan ve muhalif olan tüm kesimler üzerinde bir sindirme politikası uygulamak istemektedir. Bugün gelinen noktada yargının bağımsızlığından, hukukun üstünlüğünden söz etmek mümkün değildir. AKP’nin toplumu sindirme politikası hızla devam etmekte ve Başbakan Erdoğan başkanlık sistemi için altyapı oluşturmaya çalışmaktadır. Otoriter, baskının hakim olduğu rejim oluşturulmak istenmektedir. Çağdaş hukukçuların dahi tutuklanmasına kadar gelinen noktada yapılanlara demokrasi ve insan hakları ile kesinlikle bağdaşmamaktadır. Bu ileriki süreçte topluma da yansıyacaktır. Bundan sonra savunmada açıklar oluşacaktır. Baroları dizayn etmek isteyen AKP yargıda en son Balyoz davası, Oda Tv gibi hukukun üstünlüğünü savunanları içeri alındı. Yargı tek taraflı ve teslim olmuş durumdayken bir ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu durum kötü sonuçlar doğuracaktır. Baskı altına alınan toplumda güven duygusu sarsılacak ve tedirginlik yaşanacaktır. Öyle bir ülkede de gelişmeden ve üretimden söz etmek doğru değildir” diye konuştu.
Paylaş