“Tarımın bitmesine kimse razı olmaz”

Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus ile ÇOMÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş’ın Kazdağları’nda yapılan altın arama çalışmaları ile ilgili açıklamaları, altın arama faaliyetlerini siyasete konu edenleri ucuz siyaset yapmakla suçlayan AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’e tokat gibi bir cevap oldu.

545
Kazdağları’nda gerçekleştirilen altın arama çalışmaları nedeniyle Çanakkale tarımının bitmesine kimsenin razı olmayacağını dile getiren Ulus, il genelinde yetişen tüm ürünlerin Kazdağları’ndan beslendiğine dikkat çekip, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, 300 bin civarındaki çiftçinin işsiz kalmaması için altın arama ve üretim çalışmalarına izin verilmemesini istedi. ÇOMÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş ise, Kazdağları’ndaki altın arama çalışmaları nedeniyle, yıllardır Çanakkale ürünlerini tanıtmak için yapılan girişimlerin hepsinin boşa gideceğini söyledi.
 
AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş, parti binasında Kazdağları’ndaki altın arama faaliyetleriyle ilgili AKP’nin duruşunun açık ve net olduğunu söyledi. Daniş, altın arama faaliyetlerini siyasete konu edenleri de ucuz siyaset yapmakla suçlarken, Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus ise altın Kazdağlarında altın üretimine karşı olduklarını söyledi. Bayramiç elmasının patent çalışmaları için Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan ile birlikte TBMM’ye çıkarma yapan Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus, oda olarak Kazdağları’nda üretilen elmanın yanı sıra bir çok ürünü tehdit edecek olan altın arama ve sonrasında üretim girişimine karşı olduklarını söyledi.
 
Altın arama çalışmalarının Çanakkale tarımı için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus; “Çünkü, Çanakkale tarımının tamamı Kazdağları’ndan besleniyor. Biga Yarımadası’ndan Midilli Adası’na kadar olan bütün bölgenin su kaynağı Kazdağları’dır. Kazdağları’nın suyu kirlendiğinde Çanakkale tarımının tamamı gitmiş anlamı taşır. Bugün Bayramiç elması diyoruz. Bayramiç elması nerede yetişiyor? Kazdağları’nın eteklerinde yetişiyor. Kazdağları’ndan çıkan sudan besleniyor. Bugün Çanakkale domatesi diyoruz. İl genelinde yetişen domates, Kazdağları’nın suyuyla yetiştiriliyor. Yani baktığımızda Çanakkale tarımı bugün Kazdağları’ndan besleniyor. Kazdağları suyunun kirlenmesi demek, Çanakkale tarımının bitmesi anlamını taşıyor. Kimse de buna razı olmaz diye düşünüyorum. O yüzden altın üretimini girişimine ve sondaj çalışmalarına karşı olduğumuzu her platformda belirtiyoruz. Bunu bakanlık nezdinde dile getirdik. Genel başkanımıza da anlattık. Bunun başka bir tekniği varsa, altını o şekilde çıkarabiliyorlarsa çıkarsınlar. Ama siyanürün kullanılması hem havamıza hem de ürünlerimize etki edecek. Bu anlamda biz altın çıkarılmasına doğal olarak karşıyız” dedi.
 
Ulus AKP hükümetine seslendi: “Altın arama çalışmalarına izin vermeyin”
Ziraat Odalarına kayıtlı 12 ilçe de 72 bin tane üye olduğuna dikkat çeken Ulus, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek; 300 bin civarındaki çiftçinin işsiz kalmaması için altın arama çalışmalarına izin verilmemesini istedi. Kazdağları’nın korunması gerektiğinin altını çizen Ulus; “Ziraat Odalarına kayıtlı 12 ilçe de 72 bin tane üyemiz var. Bu ne demektir. 72 bin ailenin bu işten kopması demektir. Ürünü satamayınca üretici ne yapacak? Bu işi bırakıp kaçmak zorunda kalacak. 300 bin civarında insan işsiz kalacaktır. Bu insanlara da iş bulmak zorunda kalacaklar. Bu insanların yerinde istihdam edilmesi ve kendi işini yapması için altın arama çalışmalarından bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Bu nedenle sayın başbakanımızdan ve bakanlarımızdan altın arama çalışmalarına izin verilmemesini ve Kazdağları’nın korunmasını bekliyoruz” diye konuştu.
 
Kaynaş; “Emekler, altın şirketleri yüzünden boşa gidecek”
Çanakkale’nin marka ürünlerinin tanıtılması açısından yıllardır bazı girişimlerde bulunulduğunun altını çizen ÇOMÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş, Kazdağları’ndaki altın arama çalışmaları nedeniyle yıllardır Çanakkale ürünlerini tanıtmak için yapılan girişimlerin hepsinin boşa gideceğini söyledi. Kazdağları’ndaki altın arama çalışmaları nedeniyle, kentin markası haline gelen ürünlerin zarar gördüğünü dünyanın duyması halinde yaşanacak olan tehlikeye de dikkat çeken Kaynaş; “2012-2013 yılında Çanakkale’nin orijinal tarım değerleri dediğimiz şeftalısı, elması ve diğer tarımsal ürünleri Çanakkale ekonomisinin çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Her yerde Çanakkale domatesi ve Ezine peyniri görüyoruz. Lapseki şeftalisi şu an Rusya’da bile aranıyor. Bunların hepsi yıllardır devam eden çalışmalar ile gerçekleştiriliyor. Daha doğrusu bizim üreticilerin alın teri ile bu şöhrete sahip olduk. Altın arama çalışmaları veya altın işletmeleri devreye girdiği zaman yıllardır yapılan tüm emeklerin hepsi boşa gidecek. Çünkü, herhangi bir bölgede siyanürle altın işletmeciliği başladığı zaman ki, toprağa ve suya sondajda kullanılan yağlar bile etki ediyor. Bu duyulduğu zaman Çanakkale’nin ne Ezine peyniri ne de şeftalisi pazarlarda yer almayacak. Çünkü bütün herkes siyanür kullanılmış bir yerden üretilen ürünü almak ister mi? Kimse almak istemez ve istemeyecektir” şeklinde konuştu.
 
“Öncelikle tarımı desteklememiz lazım”
Altın üretiminde kullanılacak olan siyanürün hem havaya hem suya hem de toprağa karışacağını bu nedenle de Çanakkale tarımının büyük zarar göreceğini vurgulayan Kaynaş şu şekilde konuştu: “Çanakkale ekonomisinin bel kemiği olan öncelikle tarımı desteklememiz lazım. Altından sağlanacak rakamları her zaman açıklıyoruz. Çanakkale tarımından sağlanan 1 yıldaki gelir, altından 11 yılda elde edeceğimiz gelire eşit. Çünkü bunun sadece sebze ve meyvesi yok. Hayvanları da var. Tüm Türkiye’ye damızlık hayvanlar, Çanakkale’den yayılıyor. Siyanür kullanıldığı zaman hem havaya hem suya hem de toprağa karışan dolayısıyla bitkilerden hayvana geçecek olan siyanür, genetik yapının değişmesine neden olacak. Çanakkale bir çok özelliğini kaybetmiş olacak. Çanakkale’nin ekonomisi çok zarar görecek. Kazdağları’ndaki mevcut altını uluslararası şirketler çıkacak ve bütün parayı kendi ülkelerine transfer edecekler. Pisliğini de bize bırakacaklar. Bunun yanında da bizim tarımsal zenginliklerimizin değerlerini yitirtmiş olacaklar. Buna hepimizin bu işe karşı çıkmamız gerekiyor. Aslında Çanakkale halkının da karşı çıkması gerekiyor. Çünkü, siyanür içtiğimiz sulara da karışacak. Soluduğumuz havaya da karışacak.”
 
“Kazdağları’ndan gelen dünyanın en güzel suyu var iken içemeyeceğiz”
“Yediğimiz etden de bize geçecek. Çünkü bu ağır metaller hiçbir şekilde insan ve hayvan vücudunda veya bitkinin yapısında bozulmaya uğramıyor. Bitkiye geçtiği zaman bu bitkiden yiyen hayvana da geçecek. Hayvanı kestik yedik, hayvandan bize geçecek” diyen Kaynaş; “Bunların kalıntıları var. 8. Cumhurbaşkanı Özal’ın cesedinde arsenik bulundu. O arsenik hepimizde var belki. Çünkü bunu alıyoruz. Vücutta birikim yapıyor. Ama Kazdağları’nda siyanür kullanılırsa bunu daha fazla alacağız. İzmir’de 2 yıl önce sulardaki arsenik miktarı yüksek olduğu için içme sularını kullandırtmadı İzmir Belediyesi. Aynı şey bir yıl ya da 2 yıl sonra belki Çanakkale’de bizim başımıza gelecek. Yanı başımızda Kazdağları’ndan gelen dünyanın en güzel suyu var iken içemeyeceğiz. Hayvanları ve bitkilerimizi sulayamayacağız. Böyle bir şey ile karşılaşacağız. Bizim çabalarımız bunlara 3-5 kuruş daha fazla gelir elde etmeye yönelik olmasına karşılık, altıncılar tüm bu yılların çabalarını bir yerde sıfıra indirecek” şeklinde konuştu.
Paylaş