1 Mayıs İşçi Bayramı Tertip Komisyonu Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Zeki Önder, Taksim de 1 Mayıs kutlamaları sırasında yaşananların tarihe kara bir leke olarak geçtiğini söyledi. Polisin emekçilere ve işçilere karşı orantısız güç kullanmasına tepki gösteren Önder; “Çanakkale`de günün anlamına uygun bir kutlama yaptık. Hiçbir sorun yaşanmadı. Amacına uygun bir şekilde emeğin bayramını kutladığımızı düşünüyorum. Ama İstanbul`da 1 Mayıs kutlamaları sırasında devletin bu kadar sert olmasına bir anlam veremedik. Emekçilere karşı yapılan bu şiddeti kınıyoruz. Örneği görülmemeiş bir şekilde halkına ve emekçisine karşı bir savaş halindedir bu hükümet. 48 ilden bir sürü emniyet polisini, İstanbul`a getiriyorlar. Heralde polisin elinde çok sayıda biber gazı var ve bunları kullanacak yer arıyorlar. Halkına ve emekçisine karşı bu kadar orantısız bir güç kullanılması çok acı verici bir durumdur. Taksim`de yaşananlar tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Devletin emekçisine karşı uyguladığı bu tür davranışlar kötü bir örnek olarak tarihe geçmiştir. Barıştan, birlikten ve beraberlikten bahseden bir başbakanın, bayram olarak kabul edilen bir tarihte emekçisine karşı savaş açması kabul edilebilir bir durum değildir. Son derece esef verici bu uygulamalrı kınıyoruz. Çanakkale`de 45 örgütü bir araya getirdik. Aklın yolu bir olduğunu gösterdik. Herkes buna saygı gösterdi. Çanakkale`de günün anlam ve önemine ilişkin bir kutlama yaptık. Kentimizde İşçi Bayramı`na katılan bütün örgütlere ve vatandaşlara teşekkür ediyorum” dedi
.
“DİSK`e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum”
DİSK`e yapılan saldırıyı şiddetle kınadığını ifade eden DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan; “İnsanların Taksim`e gitmelerini yasakladılar. Bu zorlayıcı ve faşistce yaklaşımları insanlar unutmasın. İnsanlara ne kadar çok baskı koyarsanız o insanlar bir o kadar daha bunun karşısında mücadele etmek için daha da çaba sarfedeceklerdir. DİSK`e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Özellikle burada DİSK hedef alınmıştır. İnsanlara yüzlerce gaz bombası atılmıştır. DİSK`in binasının içinde bir takım tahribatlar vardır. Bir sürü yöneticimiz zor anlar yaşamıştır ve hastanelik olmuştur. Türkiye`de devrimci işçi sendikaları konfederasyonu olarak DİSK, uzun yıllardır işçi sınıfının haklarının kazanımında var olan en önemli ve en lider sendikadır. Dolayısıyla DİSK`i yok etmeye çalışmak, DİSK`i yok saymak, DİSK`i kabullenmemek, DİSK ile birlikte hareket eden KESK`i kabul etmemek gibi anlayışların Türkiye`ye vereceği hiç bir şey yoktur. DİSK, kamu emekçileri, işçiler ve memurlar bu güne kadar mücadelelerini nasıl sürdürdülerse, ksazanımları içinde bundan sonra aynı şekilde devam edeceklerdir. Taksim`de yaşananlar bana göre yine de sağ duyuyla atlatılmıştır. Sendikalar, kendi üyelerinin can güvenliklerini düşünerek bazı kararlar almışlardır. Çok büyük olayların yaşanmamasına sebep yine sendikaların aldığı bu kararlardır. Ama bunu yasaklayanları kamuoyu lütfen doğru değerlendirsin” diye konuştu.
“AKP faşizmine teslim olmayacağız!”
Eğitim-Sen Şube Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Şube Sekreteri Hülya Okkalı ise; “Emeğin mücadelesi, AKP iktidarının korkusu olmaya devam edecek! Tüm dünya işçilerinin, emekçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşananlar, Türkiye’de insan haklarının, hukukun üstünlüğünün değil emeği-emekçileri düşman olarak gören AKP faşizminin egemen kılınmak istendiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi.
“Her yer Taksim, her yer direniş oldu”
Okkalı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ne var ki AKP hükümeti ve onun valisi, “Taksim’de AKP’ye karşı gösteri yapacaklar” dedikleri emekçileri 1 Mayıs alanlarından koparamayacaklarını dün bir kez daha görmüştür. Ne günlerdir sürdürdükleri tehdit ve gözdağıyla, ne de panzerleri, tomaları ve onbinlerce polisiyle, azgınca saldırısıyla, alanları emeğin yükselen mücadelesine kapayamadı. Dün, Taksim’den Beşiktaş’a, Mecidiyeköy’den Şişli’ye kadar tüm İstanbul’da direnen, tüm Türkiye’de bu direnişi haykıran, tüm alanları dolduran yüzbinlerce emekçi, tek bir yumruk olup AKP faşizmine, yasaklarına, antidemokratik yasalarına boyun eğmeyeceğini bir kez daha haykırdılar. Emek düşmanı sermayenin iktidarı AKP, adı konmamış bir sıkıyönetimle Taksim’e giden tüm yolları polis barikatlarıyla, panzerleriyle, metro/vapur seferlerini kaldırarak kapatmaya çalıştı. Fakat o yolların emekçilerin, halkın kararlı iradesiyle, 1977 1 Mayıs’ından aldığı mücadele ruhuyla her daim açılacağını, bu iradenin önünde hiçbir gücün duramayacağını hesaplayamadı. Dün Taksim, tüm Türkiye’de direnişin adı oldu. Bir kez daha Her Yer Taksim-Her Yer Direniş oldu. Sermayenin dünyasına karşı emeğin dünyasını; sömürünün ve köleliğin dünyasına karşı kardeşliğin ve özgürlüğün dünyasını savunan yüzbinler, dün öfkelerini umuda çevirmek için, hep bir ağızdan “Artık Yeter” demek için meydanlardaydı. Taksim 1 Mayıs Alanı’nı “Yayalaştırma Projesi” gerekçesiyle işçi sınıfına kapatmaya çalışan AKP diktasına karşı, “Taksim sermayenin değil-emekçilerindir” demek için yine Taksim’deydi. AKP ise bu iradenin önünü 40 bin polisiyle, tomalarıyla kesmeye çalıştı. Dünyada milyonlarca işçinin, emekçinin 1 Mayıs’ın birlik ve beraberliğini kutladığı dakikalarda ülkemizde emekçiler, sokaklarda AKP faşizmi tarafından copla darp edildi, gazla boğuldu. Yüzlerce kişi İstanbul’da hastanelere başvurdu, bunlardan 30’a yakınına adli muayene raporu verildi. 2 kişi, hedef alınarak kafalarına atılan gaz bombası nedeniyle şu dakikalarda yaşam savaşı vermeye devam ediyor.”
“Geleceğimizi yeniden kazanmanın başka yolu yok”
Taksim de polisin uyguladığı şiddete tepki gösteren Okkalı; “Dün yaşananlar ne ilkti, ne de AKP iktidarda kaldığı sürece son olacak. Dün AKP’nin polis şiddetiyle beslediği korku imparatorluğunda canları pahasına taleplerine, iradesine sahip çıkanların, şimdi bu direnişi mücadele alanlarına taşımasının tam zamanıdır. Geleceğimizi yeniden kazanmanın başka yolu yoktur! Bu mücadele, bizleri haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamalarıyla zulmün ve zorbalığın efendiliğine soyunanlara karşı, emeğine sahip çıkan, yüreği emekten ve halktan yana atan bu ülkenin aydınlık, onurlu insanlarının mücadelesidir. Bu mücadele, basınçlı su, cop ve gaz bombalarıyla saldıran AKP faşizmine dün yine son sözü söyleyen direnenlerin mücadelesidir. Bu mücadele, ülkemizi açıkhava cezaevine çeviren, adeta bir cadı avı gibi sendikacıların, gazetecilerin, öğrencilerin sokaklardan, işyerlerinden, evlerinden, üniversitelerinden toplanarak gözaltına alındığı AKP karanlığına karşı; eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’nin ışığını büyütenlerin mücadelesidir” şeklinde konuştu.
“AKP direnenlerin kararlılığını bir kez daha gördü”
“AKP, bu iradeyi ne polis şiddetiyle, ne de devlet terörüyle teslim alamayacağını gördü” diyen Okkalı; “AKP dün bir kez daha “söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var” diyenlerin ne kadar çok, kendilerinin ne kadar az olduğunu gördü. Ve dün meydanlar esas “marjinal”olanın AKP’nin yine kendisi olduğunu gösterdi. Bu ülkenin aydınlık onurlu insanlarının bir kez daha gördüğü ise artık toplumsal muhalefeti sindiremeyen ve “gaz” kaçıran AKP’nin “ucube demokrasisi” ve sivil diktatörlük hevesiyle dizginleyemediği otoriterliği oldu” ifadelerini kullandı.
“Şimdi daha da korksunlar bizden!”
Faşizme karşı mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini dile getirten Okkalı; “En güzel değerleri yaratan bizler bugüne kadar hiçbir yasaya sığmadık, hiçbir engellemeye boyun eğmedik, faşizme karşı mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmedik. Bugüne kadar yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı olsun! Sokakta, işyerlerinde, fabrikalarda, yaşamın her alanında büyüyen bu direniş, alanları titreten bu ses bizim! Şimdi bu sesi yine hep birlikte büyüteceğiz! AKP faşizmine teslim olmayacağız!” dedi.