“Su Hayattır, Çanakkale Suyuna Sahip Çık!”

Çanakkale çevre Platformu Madencilik faaliyetlerine karşı yaşamın sürdürülmesi için bilgilendirme çalışmalarını sürdürüyor. Madencilik faaliyetlerinden etkilenecek Çanakkale su kaynakları açısından gelişebilecek risklere dikkat çekilen açıklamada bu konuda geliştirilecek mücadele için destek çağrısı yapıldı.

759
Çevre Platformu ve Tabip Odası Çevre komisyonu ortaklığında hafta sonu düzenlenecek panelde Madencilik faaliyetlerinin sağlığımız üzerindeki etkileri tartışılacak. 14/01/2012 tarihinde saat 14.00 de Belediye Nikah salonunda gerçekleştirilecek panel yöneticiliğini ÇOMÜ Tıp Fakültesinden Doç. Dr. Çoşkun Bakar’ın  gerçekleştireceği oturuma; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. A. Osman Karababa “Altın madenciliği ve halkın sağlığı” konulu sunumu ile yine Ege Üniversitesi’nden Uzm.Dr. Hür Aksoy “su hijyeni ve sağlığımız”  konulu sunumu ile katılım sağlayacaklar. Aynı panel bir gün sonra Bayramiç Evciler köy meydanında saat 19.da yöneticiliğini Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu üyesi Dr. İlhan Pirinçciler’in yapacağı toplantı ile sürdürülecek.
 
Çanakkale Çevre Platformu’nun  madencilik faaliyetleri nedeniyle su kaynaklarımızın olumsuz etkileneceğinin bildirildiği açıklamada “Sürdürülebilir Kalkınma’ değil Yaşamın Sürdürülmesi’ gözetilmelidir” ilkesi ile hareket edilmesinin önemine dikkat çekildi.
 
Çevre Platformu tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Mitolojik efsanelere kaynaklık eden, dünya üzerinde oksijeni en bol yerlerden biri olarak bilinen “bin pınarlı İda”, altın arama sondajları nedeniyle delik deşik edilmiştir. Şu anda, sondaj aşamasında dahi milyonlarca ton su kullanılmıştır. Çan Söğütalan köyü - Ağı Dağı’nda ve Kirazlı köyü ve havzasında yürütülen sondaj çalışmaları daha şimdiden birçok köyün sularını kirletmiş, yeraltı su kaynaklarında hesap edilemez zararlara sebep olmuştur. Çanakkale’de onbinlerce insanın içme-kullanma ve tüm zirai faaliyetlerinde yararlandığı Atikhisar Baraj göletindeki sularımız ciddi tehdit altındadır. Sadece Çan ilçesi ve 26 köyünün suları değil, Kızılema köyü  ve tüm Bayramiç dere kolu köylerinin dereleri, Kirazlı  köyünün, Balaban’ın tüm suları, kısacası Çanakkale’nin tüm akarsularının kaynağı Kazdağı ve yöresidir (Aksudere, Karadere, Karamenders, Kocaçay, Kocabaşçayı, Sarıçay, Atikhisar ve Bayramiç  barajı başta olmak üzere tüm baraj ve göletler). Şimdi tüm bu sularımız, baraj göletlerimiz madencilik faaliyetlerinin tehdidi altındadır. 5 Haziran 2004’te, yani “Dünya Çevre Günü’nde” şimdiki iktidar tarafından 5177 sayılı yeni maden yasası yürürlüğe konmuştur. Bu yasa ‘Madencilik Lobileri’nin doymak bilmez kar hırsları için, ülkemizin çevresel felaketlere sürüklenmesine yol açacak, bugüne kadar planlanmış en büyük çevresel yıkım projesidir. Yerküre üzerinde, ekolojik yıkıma yol açabilecek hiçbir faaliyete izin verilmemelidir. Büyüme ve kalkınma paradigmaları gözden geçirilmeli, uluslararası tekellerin çıkarını ifade eden “Sürdürülebilir Kalkınma” değil “Yaşamın Sürdürülmesi” gözetilmelidir. Harekete, mücadeleye sen de katıl, güç ver!”
Paylaş