“Onlar ‘altın ring’ diyorlar, biz ‘beton kelepçe’

Çanakkale ve Balıkesir bölgesini yakından ilgilendiren, kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açan 1/100 bin ölçekli çevre planı tartışılmaya devam ediyor. TMMOB Çanakkale Şubesi tarafından dün düzenlenen panelde, 1/100 bin ölçekli çevre planın Çanakkale`nin geleceği üzerindeki etkileri konuşuldu. TMMOB Bursa Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Hakan Karademir, 1/100 bin ölçekli planın, Çanakkale ve bölgesini yakından ilgilendirdiğini belirterek; “Bütün bu bölgeyi tamamen bir enerji havzası haline getirmek istiyorlar. Bir termik cenneti yapmak istiyorlar. Bu aslında bir Marmara planıdır, bu aslında bir İstanbul planıdır. İstanbul`un göbeğinde olduğu Marmara`nın etkileridir bunlar. Bütün bu Marmara`da oynanan oyunun ne yazık ki biz Bursa, Balıkesir, Çanakkale olarak tehlikesiyle karşı karşıyayız” dedi.

670
Çanakkale`nin geleceği üzerinde olumsuz etki yaratacağı ifade edilen 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Odalar, meslek örgütleri ve çevre dernekleri planın uygulamaya geçirilmesiyle birlikte Çanakkale ve Balıkesir bölgesinde termik santrallerin kurulması, maden aramalarının yapılması ve sanayi havzalarının oluşmasıyla birlikte bölgenin ciddi bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalacağı düşüncesinde. TMMOB Çanakkale Şubesi tarafından dün düzenlenen panelde, 1/100 bin ölçekli çevre planın Çanakkale`nin geleceği üzerindeki etkileri konuşuldu. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri`nde düzenlenen panele konuşmacı olarak, TMMOB Bursa Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Hakan Karademir katıldı. Karademir, planın açıklanmasıyla birlikte, TMMOB olarak çevre dernekleri ve meslek örgütleriyle birlikte itirazda bulunduklarını ifade ederek; “Bakanlık tarafından bu itirazlarımıza bir cevap gelmedi. Daha sonra biz bu planın iptali için dava açtık. Dava açıldıktan 20 gün sonra Bakanlık tarafından bazı küçük değişiklikler yapılarak onaylandı. Biz böyle şeyler yaşıyoruz. Bakanlık ya da diğer belediyeler, bir planı hazırlık süreci içerisinde değerlendirip yeniden onaylamıyorlar. Dava açacak olan varsa, `Davayı bir açsın. Yorulsun, uğraşsın vakit harcasın. Biraz masraf da etsin. Ondan sonra onaylarız` diyor. Yani sadece 20 gün sonra plan yeniden onaylandı. 20 gün önce onaylansa, biz o davayı açmayacaktık. Bizim davamızı boşa çıkardılar. O dava şuan sonuçsuz kalmış vaziyette” diye belirtti.
 
 
“Plan bu kadar çocukça yapılmaz”
Plan üzerinde yapılan değişikliklerle birlikte, yeni planı da incelediklerini belirten Karademir; “Yeni planda bizim açımızdan kesinlikle davalık bir plandır. Göstermelik değişikliklerle onaylanan bir plan. Planın en önemli şeyi vizyondur. Yani bu bölgeye nasıl bir vizyon biçiyor. İlk onaylanan planda ne yazik ki bir vizyon cümlesi yoktu. Biz bunu davaya da taşımıştık. Bu nasıl çevrecilik planı, vizyon cümlesi bile yok diye. Yeni onaylanan planda hızlıca bir vizyon cümlesi eklemişler. Alel acele yazılmış bir vizyon cümlesi. Bu planın bütün dayanaklarını, yapacağı her şeyi de bu bölgeden, buradaki kurumlardan alacağı görüşlerle oluşturması gerekiyordu plancının ama bizim yerelde yaptığımız toplantılarda, bu plan yapılırken çok ciddi anlamda kurumlara sorulmadığı yönündeydi. İkinci bir çok önemli husus, ilk onaylanan planda nüfus süreci kısmında çok ciddi oranda sıkıntılar vardı. Bölgenin toplam 1 milyon 600 bin olan nüfusu, 4 buçuk milyona çıkıyordu. Çanakkale`nin 2012 toplam nüfusu 493 bin, ilk onaylanan planda öngörülen şey, yaklaşık üç katına çıkarak 1 milyon 300 bin oluyordu. Biz odalar olarak dava dilekçemizde şöyle bir şey söyledik. `Bu bilimden çok uzak bir hesaplama. Bunu nasıl yaptınız? Tarımla öne çıkmış bir bölgenin nüfusu nasıl üç katına çıkacak?` dedik. İkinci onaylanan planda bunu düşürmüşler. 2 milyon 600 bine düşmüş bölgenin nüfusu. Burada aslında daha büyük bir problem var. Bir bakanlık olarak iki üç yıl çalışıyorsunuz. Ağustos ayının sonunda bir nüfus öngörünüz var. Diyorsunuz ki ` Bu bölgenin nüfusu 4 milyon 600 bin olacak. Ondan sonra itirazlar geliyor. Davaya taşınıyor. Şubatta diyorsunuz ki `vazgeçtik biz, 2 milyon 600 bin olacak`. Bu hesabı nasıl yaptınız? Normalde nüfus düştüğü için bizim sevinmemiz gerekiyordu. Ama hayır. Bu işin bilimden ne kadar uzak olduğunun göstergesidir açıkça. Yani bu kadar çocukça yapılmaz” dedi.
 
“ Esas olan ilk kazmayı vurmaktır”
1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı`nın en temel özelliğinin sanayi, enerji ve maden alanları olduğunu ifade eden Karademir; “Çanakkale ve Balıkesir`i kapsayan bölge için geliştirilmesini öngördükleri sektörler, turizm, enerji, maden ve sanayi. Turizm için zaten söylemeye gerek yok. Kıyı kesimleri, Gökçeada, Bozcaada ön planda. Onun haricinde Marmara Adası var. Marmara ve Ege kıyılarının turizm açısından bir potansiyeli var. Bunu dışarıda bıraktığınız zaman bölge tamamen sanayi, enerji ve madene teslim edilmiş vaziyette. Edincik bölgesinde planlanan sanayi bölgesi, şu anki Bandırma merkez yerleşmesinin iki katı büyüklüğünde. Bir çok odayı aradık. Sizin bölgenizde bu büyüklükte bir sanayi alanı var mı diye. Hepsinden yok cevabı aldık. Bu planlanan sanayi bölgesi, Türkiye`nin en büyük sanayi bölgesi. Bu bölgenin tamamı tarım alanı, büyük kısmı sulanıyor. Yeni onaylanan planda onu küçültmüşler. İnce, uzun bir hale getirmişler. Ama şunu da biliyorsunuz. Bir alana girildikten sonra, parsel parsel, küçük küçük o alanın genişlemesi daha kolaydır. Esas olan o ilk kazmayı vurmaktır oraya. Bakanlığın uygun görmesi halinde, gerekli işlemleri yaptıktan sona, istediğiniz her yerde maden çıkarabilirsiniz. Bu planlar belirli alanların, nereleri koruyacağınız, nereleri kullanacağınız, hangi sektör için kullanacağınızın belirlenmesi için yapılır. Ama maden alanları için böyle bir şart getirmemişler. Bakanlıktan siz gerekli başvuruyu yaptığınız zaman istediğiniz her yerde maden arayabilirsiniz. Şöyle birde kolaylık getirmişler. Maden arama ruhsatı aldığınız yerde, o çıkardığınız madeni işlemek istiyorsanız içine sanayi bölgesi de yapabilirsiniz. Bunun için herhangi bir plan değişikliğine gerek yok. Yani maden arama ruhsatı aldığınız her yerde, bir sanayi tesisi yapabilirsiniz. Böyle bir kolaylık sağlamışlar. Çünkü bu sektörün önünü açmak zorundalar. Herhangi bir koruma ilkesi yok. Manyas`ın, Kuş Cenneti`nin içinde olduğu, alanın büyük kısmının bir tarım deposu olduğu, bu ülkenin en önemli tarım alanlarından biri olduğu bir bölgede, Kazdağları`nın olduğu bir bölgede herhangi bir koruma ilkesi belirlenmemiş bu konuda” diye belirtti.
 
“Bu bölgeyi termik cenneti yapmak istiyorlar”
Plan içerisindeki en önemli konulardan birinin de enerji konusu olduğunu söyleyen Kardemir; “Bütün bu bölgeyi tamamen bir enerji havzası haline getirmek istiyorlar. Bir termik cenneti yapmak istiyorlar. Bu aslında bir Marmara planıdır, bu aslında bir İstanbul planıdır. İstanbul`un göbeğinde olduğu bir Marmara`nın etkileridir bunlar. Bütün bu Marmara`da oynanan oyunun ne yazık ki biz Bursa, Balıkesir, Çanakkale olarak tehlikesiyle karşı karşıyayız” dedi.
 
“Köprü ciddi bir baskı getirecek”
Çanakkale`nin yapılacak olan köprüye ihtiyacı olduğunu düşünmediklerini ifade eden Karademir; “Lapseki`den karşıya geçen, muhtemelen dört gidiş, dört geliş bir otoyol geçişi. Bu da Marmara planının bir kararıdır. Aslında bu köprü geçişi de Marmara`nın etrafını saracak olan, yapı devam eden üçüncü köprü ve Kuzey Ormanları`nın içinden geçen otoyolun tamamlanacağı ayaklardan bir tanesi. Şuanda tek bir parçası kaldı. Gelibolu`dan yukarıya doğru çıkarıp, Edirne`de üçüncü köprü yoluna bağlayacaklar bunu. Sermayedarlar, çok zengin insanlar bu yola `altın ring` diyorlar. Çünkü bütün Marmara`nın etrafını sarıyor. Bizde buna `beton kelepçe` diyoruz. Çünkü bu ülkede her yatırımın en öncelikli şeyi otoyoldur. Başta Lapseki olmak üzere çok ciddi bir baskı getirecek. Gelibolu`nun özel bir yasası çıktı. Orası artık özel bir yasayla korunacak. Özel bir alan olarak tariflendi ama siz böyle hassas bir alanın içerisine kocaman bir otoyol sokuyorsunuz. Bu da en büyük çelişkilerden bir tanesi” diye belirtti.
 
“Bozcaada üzerinden kendini aklayacak”
1/100 Bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı`nın yalnızca Bozcaada üzerinden tartışılmasının, planın genelinin görülmesi açısından olumsuz yansıdığını belirten Karademir; “Bu plan ilk onaylandığında, basına Bozcaada üzerinden yansıdı. Bozcaada imara açılıyor diye feryat figan edildi. Bu Bozcaada için iyi bir şeydi ama planın geneli açısından kötü bir şey oldu. Çünkü bu planın bahsettiğimiz sanayi, enerji, maden ve otoyol kararları o kadar önemli ki aslında, bütün Marmara`nın çehresini değiştirecek. Tabi bakanlık bir geri adım attı ve Bozcaada`da ki o gelişme alanlarını kaldırttı. Sanırım niyetleri şu. Biz bu plana dava açtığımızda diyecekler ki, `bakın Bozcaada`da bile hiçbir şey yapmadık. Her yerde değişiklik yaptık. Sanayi alanlarını küçülttük. Siz hala niye dava açıyorsunuz` diyecekler. Bozcaada üzerinden kendini aklayacak. Evet, Bozcaada`da bir geri adım var. Ama sadece Bozcaada`da bir geri adım atılmış. Planın diğer bütün kararları aynen duruyor. Keza, Gökçeada da bunlardan bir tanesi. İkinci planda o bölgedeki turizm planını biraz küçültmüşler ama aynı şekilde duruyor. Planın geneli, bütün bu bölgenin çehresini değiştirecek, ne yazık ki Marmara planının bir parçası olacak. Biliyorsunuz, bir tane termik santral için ne mücadeleler verildi. Ama burada bir termik santral cenneti yapacaklar” dedi.  Tekin Bozkurt
Paylaş