Çanakkale Belediye Meclisi Kasım ayı olağan toplantısı dün gerçekleştirildi. Toplantı öncesi İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü mühendisleri tarafından “Çanakkale deprem ve afet planlaması” ile ilgili bilgiler verildi. Olası bir depremde vatandaşların ne yapması gerektiği, halkın toplanma yerleri, kurulacak çadır kent ve konteynır kentlerin yerleri gibi konularda bilgiler verdiler. Ancak sunumun kısa tutulması nedeni ile özellikle CHP`li meclis üyelerinden sunum ile ilgili eleştiriler geldi. Sunumun ardından toplantıya geçilirken, toplantı öncesi Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, gündeme ilişkin düşüncelerini paylaştı. Kentin doğasının, suyunun ve oksijeninin tehlikede olduğunu söyleyen Başkan Gökhan, “Yine Kazdağları, yine maden, yine ağaç kesimi. Kazdağları`na atom bombası mı atsak? Yok mu etsek? Kese kese, dele dele, harab ede ede bir hal oldular. Bu kez de Kurşunlu Köyü`nde feldspat madeni, için ağaç kesimi yapılıyor. Bu arada basında dedikodular, `bu adam buralı mı?, bunlar kim? Onun bunun adamı mı?` diye dezenformasyon, ortalığı bulandırıcı şeyler var. adam çevresine sahip çıkıyor, köyüne sahip çıkıyor. Nereden gelirse gelsin. Sonuç itibariyle Kazdağları`ndaki bu doğal dokuyu, kim hangi gerekçe ile bozuyorsa onun karşısında olmalıyız. Siyanürle işlemeyecek, ama erozyona sebebiyet verecek, doğanın tahrip olmasına neden olacak. Sonuçta Kazdağları`nı kaybetme riski ile karşı karşıyayız” dedi.
Sularımız neden çamur akıyor?
Başkan Ğökhan, geçtiğimiz yıl aşırı yağmurlar sırasında suların kahverengi akmasına da değindi. “Yine özellikle bizi yakından ilgilendiren içme suyumuz ile ilgili, tehlike devam ediyor” diyen Gökhan, “Özellikle Kirazlı bölgesindeki aramalarla işletmelerle ilgili. Bakın hep söylüyorum, geçen yıl baraj kahverengi olmuştu yağan yağmurlarla, çamurdu, yani resmen çamur aktı. Çamurlu su aktı, çünkü çamurlu barajdan çamur arıttık. Sürekli çeşitli nedenlerle verilen maden arama izinleri ile maden çalışmaları sonucunda kesinlen ağaçlar nedeni ile toprak, yağmur suları ile buraya geldiği için oluyor bunlar. Havzalarımızı hep kirletiyoruz, topraklarımızı erosyona uğratıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Korkarak nereye varacağız?”
“Ama bir türlü bu konuda yetkili kimse kılını kıpırdatmıyor” diyen Başkan Gökhan, “Sanki öyle bir şey yok, sanki biz hayal dünyasında yaşıyoruz. Eğer böyleyse çıkın siz de söyleyin. Deyin ki; bunun aslı astarı yoktur. Birilerinden korkarak, yukarıdakilerin ağababalarından korkarak, onların işbirlikçilerinden korkarak, madencisinden korkarak, onları tanıyanlardan korkarak, onların temsilcilerinden korkarak nereye varacağız?” ifadelerine yer verdi.
“Özüren karalanmaya çalışılıyor”
Başkan Gökhan, Kurşunlu Köyü`nde açlık grevinde bulunan Bülent Behçet Özüren`in “nereden geldiği, kim oldukları ve kimin adamı oldukları” gibi konularda yazılar yazıldığını ifade ederek, karalanmaya çalışıldığını söyledi. “Adam açlık grevine başlamış, belki semboluk bir şey” diyen Gökhan, “Ben çok tasvip etmiyorum, hayatını riske etmemesi gerekir. Ama bu noktada herkesin buna cevap vermesi lazım, başta bakan olmak üzere, sayın başbakan olmak üzere. Herkes ama herkes cevap vermeli. Önümüzdeki seçimlerin en büyük tartışmalarından bir tanesi bu olay olacaktır. Özellikle sayın milletvekili aday olursa bir numaralı konu bu olacak. Kazdağları`ndaki bu felaket ile ilgili düşünceleri tartışma konusu olacak. Karşılarında ben olayıp veya olmayayım, bu önemli değil. Ama konu bu olacak. Bunu kamuoyunda konuşacağız, kahvelerde konuşacağız, televizyonlarda konuşacağız. Şimdiden söylüyorum. Susanlar da bunun hesabını verecekler. Herkes hesabını verecek. Gerçekten canım sıkılıyor” dedi. Ayrıca Gökhan, “Gazetelerde sayfa sayfa yazanlar, üniversitede öğretim görevlisiyim diye geçinip yazanlar, biraz da bu konuları yazın bakalım. Bir düşüncelerinizi anlayalım, ne benem bilim adamısınız. Utanmadan bilim adamı diye geçiniyorlar, ondan sonra gazetelerin köşelerinde yalan yanlış, bilir bilmez yazıyorlar.” dedi.
“Özüren artık, hemşerimiz oldu”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kurşunlu Köyü`nde madene karşı açlık grevinde bulunan Özüren`e selam göndererek, “Artık, kardeşimiz olmuştur” dedi. Gökhan, “Kentliye kendini bekleyen tehlikeyi sunmak, göstermek benim görevim. Söylüyorum, su kaynağımız tehlike altındadır, oksijenimiz tehlike altındadır. Bunun aksini iddia eden varsa gelip burada söylesinler. Hep söylüyorum, suskun şeytan olmamak lazım. Onun için Kurşunlu Köyü`nde o artık hemşerim olmuş, memleketlim olmuş, kardeşime buradan selamlarımı gönderiyorum. Arkasındayım. Sonuna kadar, ama açlık grevine ve ölümüne karşıyım. Derhal bırakmalı. Ama nereden gelmiş olursa olsun, hangi ırkın, milletin evladı olursa olsun, hangi etnik kökenden gelirse gelsin. O kardeşime sonuna kadar arkasında destek olduğumu ifade etmek istiyorum. Ve herkesi, bütün kentliyi, tüm Çanakkalelileri de o arkadaşımıza, kardeşimize destek olmaya çağırıyorum. Çünkü sizin geleceğiniz için adam kendini ölüme atıyor. O bir semboldur” ifadelerini kullandı.