“Neden barış istiyoruz”
1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle kamuoyuna açık mektup yayınlandı. Barışın önemine vurgu yapıldığı mektupta “1 Eylül Dünya Barış günü Türkiye ve komşu ülkeler açısından savaş ve söylemlerin artığı çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde karşılanıyor ve yaşanıyor. Barış istiyoruz, çünkü savaşların halklar arasında dostluk, dayanışma, sevgi, duyguları parçaladığını biliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Çanakkale Belediye Başkanlığı, Erenköy Belediye Başkanlığı, Eğitim-Sen, Halkevleri, Halkların Demokratik Kongresi, İnsan Hakları Derneği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, Öğrenci Kollektifleri, Pirsultan Abdal Kültür Derneği, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada; “1 Eylül Dünya Barış günü Türkiye ve komşu ülkeler açısından savaş ve söylemlerin artığı çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde karşılanıyor ve yaşanıyor. Ülkeyi yönetenler çatışmaları, savaş kışkırtıcı bir politik rüzgâra kapılarak tüm komşu ülkelerle giderek artan sorunları yaşanır duruma getirmişlerdir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı yeniden şekillendirmek isteyen başını ABD’ nin çektiği tekelci emperyalist devletler bu politikalarını esas olarak Türkiye üzerinden gerçekleştirmek istemektedirler.
Türkiye’yi yöneten mevcut hükümet en gözü kara haliyle bu emperyalist politikalara bağlanmış eklemlenmiş durumdadır. Hükümetin uyguladığı iç ve dış politikalar giderek artan ölçülerde içeride ve dışarıda çatışma ve savaş riskini artırmakta ülkeyi sonu belirsiz ve halkların yararına olmayan bir bütün olarak yaşadığımız coğrafyayı istikrarsızlaştıran bir serüvene sürükleme görüntüsü sunmaktadır. Bu genel tablo içinde 1 Eylül Dünya Barış günü, ülke ve bölge halkları açısından son derece yaşamsal önem kazanmıştır. Emperyalist merkezlerin savaş kışkırtıcı bölge hükümetlerinin politikalarına karşı halkların barış talebi uğruna daha fazla seslerini yükseltebilmek göreviyle, sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
Bizler barış istiyoruz, çünkü insanız! Biliyoruz ki başta yaşam hakkı olmak üzere, insan hakları ihlallerinin en yoğun yaşandığı dönemler savaş ve çatışma dönemleridir. Çünkü, komşu ülkelerle karşılıklı yarar ilkesine dayalı, iç işlerine karışmadan eşit, dostça bir arada yaşamak istiyoruz. Barış istiyoruz, çünkü savaşın insanlığın bütün tarihsel birikimlerini, değerlerini, eserlerini yok ettiğini biliyoruz, gördük ve yaşadık… Barış istiyoruz, çünkü savaşların doğayı ekolojik dengelerini, bütün canlı hayatı geriye dönülemez biçimde tahrip ettiğini yok ettiğini biliyoruz, gördük ve yaşadık. Barış istiyoruz, çünkü savaşların halklar arasında dostluk, dayanışma, sevgi, duyguları parçaladığını biliyoruz. Savaşların halkları ve ülkeleri yoksullaştırdığını sosyal, toplumsal ekonomik maliyetlerin büyük olduğunu bildiğimiz için barış istiyoruz. Savaşın yalnızca bir avuç silah tekelinin ve onların çanak yalayıcılarının çıkarına olduğunu bildiğimiz için barış istiyoruz. Gerçek barışın insana, insanlığına, doğaya ve hayata uygun olduğunu bildiğimiz için barış diyoruz, barış istiyoruz. Değil birkaç tek bir Memet’ in değil ölmesi burnunun bile kanamaması, tek bir Kürt gencinin ölmemesi için barış diliyoruz. Farklı dillerin kültürlerin, kimliklerin barış içerisinde birlikte eşit yurttaşlar olarak yaşaması için barış istiyoruz” ifadelerine yer verildi.