“Lafla peynir gemisi yürümez”

Erenköy viyadüğünün başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Viyadük öncesi, bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen güzelim doğayı kalbinden hançerleyerek, yapılan yol sonunda çökmüş, sonrasında yapılan viyadük de heyelan nedeniyle riskli bir duruma gelmiş, paralar etrafa savrulurcasına sağlamlaştırma faaliyetlerine girişilmiş, ancak tartışmalar bitmemiştir.
Öncelikle şunu belirtmeliyim savrulan bu paralar bizlerin paralarıdır, bu paralar ile ceplerini dolduranlarda siyaset mekanizmasının yandaşlarıdır.
“Vatandaş” malı götürürken(!) yok olan da doğamızdır.

1084
Bu gerçeği görmek istemeyenlere, siyaseten bugüne kadar yapılmış olan tüm bu yanlışları savunmak zorunda kalanlara son uyarı; daha bir yıl önce yapılan yine milyonlarca lira para harcanan yoldaki yarılma olayı ile geldi.
Tabiî ki anlayabilene…
Bilim insanları bu bölgedeki heyelan riskine sürekli olarak dikkat çekmelerine rağmen bunu görmek istemeyenler, bu bölgede ciddi önlemler alamazlar ise; daha çok kulakları çınlatılacaktır.
Bu gelişme aklıma ÇOMÜ’de fay kırığı üzerine  yapılan bazı binaların durumunu getirdi.
Bilimsel eğitimi bina yapmak anlayışına indirgeyenler üniversite sınırları içersinde binaları dikerken birçok şeyi göz ardı ettikleri gibi en temel olan can güvenliğini etkileyecek bir gelişmeyi bile göz ardı ederek inşaat faaliyetlerini sürdürdüler.
Düşünün burası birde üniversite, topluma yön verecek bilimin ve bilim insanlarının yetiştirileceği yer.
Üniversitenin konu ile ilgili bölümlerindeki öğretim üyelerinin  uyarılarını, bu insanları kendilerine rakip gördüklerinden, bu anlamıyla onlar ötekileştirilenler kapsamında oldukları için dikkate almayan   bir anlayış ile yönetilen bir “bilim kurumunun” halini varın siz düşünün…
Tüm temennim; bu binalar dikilirken uyaran bilim insanlarının risklerine dikkat çektiği gelişmelerin yaşanmamasıdır.
Bu para kafalılar her şeye dolar gözlükleriyle baktıkları için bazen gözlerini toprağın altına çevirirler, altın gibi madenleri çıkarmak adına doğamızı yok etmeye çalışırlar, bazen de toprağın altındaki gerçekleri görmeden, Erenköy viyadüğünde yaşanılanlar gibi doğamızı hançerleyip, ceplerini doldurmanın derdine düşerler.
Bu dolar gözlükleri adama, dünyayı böyle göstermektedir.
Ekonomik olarak yaşanan sıkıntıların daha belirgin olduğu bugünlerde tek adamımız da dolar gözlüklerini taktı herhalde.
Zaten neymiş öyle; merkez bankası bağımsızmış falan.
Tek adamdan daha bağımsız ne olabilir ki, zaten adı üzerinde tek adam, kim ne diyebilir ki kendisine, her şeyi o bilir, o karar verir, o yapar.
Tez elden faizler indirilsin talimatını verdi.
Dolar tarihi üst seviyeye ulaştı; aklıma gezi direnişçilerini faiz lobisi olarak suçlayan mantık geldi.
Bu da olsa olsa dolar lobisinin işi olabilir.
Faiz haram da, dolar herhalde mübah!…
Bu arada bir şey gözümden kaçmadı; dolar gözlükleri günümüzün modası haline gelmiş.
Moda olunca, şimdi nerede satılır bu gözlüklerden diyenler çıkacaktır.
Ben şimdiden söyleyeyim de, adres sorarak beni uğraştırmayın.
‘İşbirlikçilik’ çarşındaki ‘yandaş’ AVM’nin bütün dükkânlarında bulabilirsiniz.
Ancak buraya herkes giremez, halk düşmanlığı tescil belgesi sahibi olmanız gerekir.
Bu belge sahibi olmak isteyenlere naçizane bir önerim var; gelin vazgeçin bu sevdadan, halk artık ayağa kalktı.
Paylaş