Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, ihtiyaç sahibi vandaşlara yönelik belediye yardımlarının ardından KEP-Kart adı verilen bankamatik kartından yapılacağını ifade etti. Belediye meclis üyelerinin, mahalle muhtarlarının, Toplum Destekli Polislerin ve bazı vatandaşlardın katıldığı basın toplantısında Kepez Belediyesi`nin yeni porjesi olan KEP-Kart ile ilgili olarak açıklamada bulunan Mutan, “Biz ayni yardımları da nakdi yardımlara dönüştürme adına KEP-Kart projesini hayata geçirdik. Halk Bankası da ATM kartı hazırlayarak ayni yardımlarımızın nakdi yardıma dönüştürülmesi noktasında ortak oldular. Yaklaşık 14 başlık altında kişinin öğreniminden giyimine ve asker yardımına kadar her türlü yardımı artık elden taşınır bir vaziyette değil de banka kartıyla yapılacak. Yurttaşlarımıza kartlarını teslim edeceğiz, yurttaşlarımız yardım paralarını alıp ihtiyaçları doğrultusunda kendileri tüketecekler. İlle de makarna almak zorunda değil küçük çocuğunun bezine kadar ihtiyacı doğrultusunda bütçesini şekillendirebilecek. Sosyal sorumluluk görevimiz olarak böyle bir projeyi hayata geçirmekten onur duyuyoruz, keyif alıyoruz. Umarım kaynakları çoğaltıp bu rahatlığı daha bir genişletmeyi de düşünüyoruz. Biz bu yardım konusu zaten yapıyorduk. Artık yardımlarımız kolilerle gitmeyecek, nakdi olarak yerine ulaşacak” dedi.
“Huzurevi`ni biz yapalım”
Mutan açıklamasında “Huzurevi`ne kazma vurulana kadar, ben huzurevi kazmasını birilerinin başına vuracağım. Beceriksiz, yeteneksiz, işbilmez insanlarla bu iş olmuyor. Parayı çarçur ettiler. Kendileri beceremiyorsa bize versinler biz yapalım. Onlar yapamayacaksa bize versinler biz bir yılda bitirelim orayı. Huzurevini istiyorum. Bir an önce huzurevinin hayata geçmesi için yetkililere, yetkisizlere sesleniyorum. Bize verin biz yapalım” dedi.
“Siyaseten başka minder koymaya çalışıyorlar”
Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, Tıp Fakültesi hastanesi konusundaki tartışmalara da değindi. Mutan, “Kepez Belediyesi`nin üniversite ile itişip kakıştığını söylüyorlar. Peki 500 yataklı devlet hastanesi nereye geliyor? Kepez`e geliyor. Kim önünü açtı? Belediye meclis üyeleri ile birlikte Kepez Belediye Başkanlığı açtı. Huzurevinin önünü kim açtı? Biz açtık. Kim yapamadı? Onlar yapamadı. İzmir-Çanakkale hattını açın orayı kurtarın. İnsanlar tarımsal değerini kaybeden topraklardan ticari olarak faydalanmak istiyor. Yetki de kendilerinde il genel meclisi de orada bakanlık da orada. Onlar siyaseten başka bir minder koymaya çalışıyorlar. Şuanda tıp fakültesi buradaysa bu bina ben İl Sağlık Müdürü idim. 30 Kasım 1997`de, ona da kazmayı ben vurdum” dedi.
“Kepez, köpeksiz köy değildir”
yerel seçimlerle ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mutan, “Ben direkt adayım demem. Örgütüm var, örgüt işin esasıdır, özüdür. Bir belediye başkanı zaten doğal adaydır, aday adayıdır. Ama şunu ifade edeyim; burasını bir önceki dönem AKP teslim ettik ve bir sürü rezillikler gördük. Bu rezillikleri bir daha yaşamama adına, ne gerekiyorsa her şeyi yapma adına, AKP`ye teslim etmeme adına, ben nerede durmam gerekiyorsa, orada durmaya adayım. Kepez`in adı kelime olarak (Gelin Duvağıdır) Gelinlerin duvak takma geleneği de onların mutluluklarını kıskanan şeytanlardan korunmak için ortaya çıkmıştır. O şeytanlardan Kepez`imizi kurayacağız. O duvak hep başımızda olacak bizim. O şeytanlar bilsin. Kepez köpeksiz köy değil, Kepez`in sahibi var. Kepez aldı başını gidiyor, koşuyor. Kepez`in vites küçültmeye ihtiyacı yok ama vites küçültmek isteyenler var. Buna izin vermeyiz” dedi.
“Kitaplarını nereye bağışladığınızı görün”
ÇOMÜ Rektörlüğü önünde gerçekleşen ve bizzat rektör Laçiner`in müdahale ettiği kitap okuma eylemine de değinen Mutan, demokratik sınırlar çerçevesinde yaşanan eylemlerin olgun karşılanarak sineye çekilmesi gerektiğini ifade etti. ÇOMÜ`ye kitap bağışında bulunanlara da seslenen Mutan, “Geçen gün bir profesör kitap okuyor. Kitap kitap. Bir profesör de gelmiş, `nriye kitap okuyorsun?` diyor. `bak` diyor, `Ben milyonluk bir kütüphane yaptım, herkes bağış yapıyor` diyor. Bu kentte bazı yöneticiler kendileriyle çelişiyorlar. Ben buradan o koca koca yazarlara, kitap bağışlayanlara sesleniyorum; kitabı nereye bağışladığınızın farkında mısınız? Kitap okuyanlara dahi `Ne yapıyorsun burada?` diyenlere ithaf olunur. Han ibir milyonluk kütüphane diyorlar ya, ama kitap okuyanlara ne yapıyorlar? Alın bunların isimlerini diyorlar. Demokratik sınır ve çerçevede, özgürlük ve demokrasi adına ortaya konan bütün toplumsal tepkiler, bütün yöneticiler tarafından sineye çekilmelidir. İşine gelmese bile” dedi.