“Keyfi bir suçlu listesi yaratıldı”

 

18 Mart tarihinde TKP İl binasının basılması ile başlayan, Halkevi, TGB, Dev-Genç ve TKP`lilerin de aralarında bulunduğu 23 kişinin sabahtan, yaklaşık on kişinin de öğlenden sonra yapılan yürüyüş nedeni ile gözaltına alınmasının yankıları sürüyor. Önceki akşam Çanakkale Halkevi`nin organize ettiği İskele Meydanı`ndaki eyleme, TKP ve ÖDP`nin yanı sıra Halkevi üyeleri, SGD, Dev-Genç, Öğrenci Kolektifi ve Gençlik Muhalefeti`nin yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşları da destek verdi. Kitle adına yapılan açıklamada 18 mart günü yapılan uygulamaların hiçbir hukuki zemini olmadığı ifade edildi. Yapılan açıklamada “Dün şehrimizden bir felaket geçti. Tayyip Erdoğan’ın gelmesiyle Çanakkale’de olağanüstü hal ilan edildi. Sokaklar polis ablukasına alındı. İnsanlar evlerinin, yurtlarının önlerinden gözaltına alındı. Siyasi bir partinin kapısı kırıldı. Binaya asılan pankart indirilerek yerine Türk bayrağı asıldı. Gözaltına alınan arkadaşlarını ziyarete hastaneye giden onlarca insana Tayyip Erdoğan’ın korumaları ve polisler biber gazıyla tekme, tokatla saldırdılar. Bütün bu faşizan uygulamaların hiçbir hukuksal zemini yoktur. Yine bir hukuk cinayeti yaşadık. Gözaltı yapan polisler neden gözaltı yaptığını dahi bilmiyor. Gözaltındaki arkadaşlarımızla avukatlarını bile görüştürmediler. Suç olmadan keyfi bir şekilde suçlu listesi yaratıp insan avı başlatılmıştır. Dün Çanakkale’de olduğu gibi bugün de Edirne’de halk Tayyip Erdoğan’ın faşizmine maruz kaldı. Edirne’de de parti binaları basılarak 20 kişi gözaltına alındı. Görüyoruz ki taşıma insanlarla miting yapan Tayyip Erdoğan, halktan korkmakta ve halka vahşice saldırmaktadır. Gittiği her yerde protesto edilen ve gittiği her yerde halka saldıran AKP kendi sonunu görüyor. Bu saldırganlıklarının da sebebi kaçınılmaz sonun korkusu…Dün bir kez daha AKP faşizmine maruz kalan Çanakkale halkı bu saldırılara sessiz kalmayacak. Demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelemizi bütün bu saldırılara rağmen sürdürmeye devam edeceğiz. Bu gerici, faşist saldırılara karşı sözümüzü daha yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz” dendi.