Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz “burada siyasetin yeri yok” yaklaşımı için yapmış olduğu değerlendirmeyi içeren tarafıma gönderdiği yazıyı sizler ile aynen paylaşıyorum:
“Önce şunu söylemeliyim: Bu ifade Kent Konseyi’nin seçimli genel kurul sürecinde ve “seçim” (seçmek ve seçilmek)le ilgili anlayış ve tutumlara ilişkin açıklamaların içinde sözü fazla uzatmamak için kullanılmıştır. “Kent Konseyi’nde siyasetin yeri yoktur” demekle kastedilen şudur:
Siyaset kurumlarının oluşturduğu siyaset yapma kültürünün bir “karakteri” vardır. Bu karakter o siyaset kurumunun siyasetçilerinin “şahsiyetinde” yansır ve bugün üzerinde bir düşünce serdetmeden kabul edilmiş “siyasetin karakteri” her yerde uygulanır. Bu “karakter” kendisini Kent Konseyinin seçim süresinde ve seçim esnasında bir kere daha göstermiştir. Neydi bu?
Siyasetin karakterinde pazarlık vardır. İktidar için herkesle pazarlık yapılır. Lâzım olan “bir oydur”. Bu bir oy için her türlü satış,alış-veriş mubahtır. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde pazarlık yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde vaatler vardır. Gerçekleşmeyecek olduğu ayan beyan bilinse de iktidar için “vaatler” siyaset karakterinin temel taşlarındandır. Vaat, içinde umut taşır. Ve bu umut yoksullar ve yoksunların “ekmeğidir”. Olmayacağı bilinse de herkese iyi gelir. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde vaat yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde yalan vardır. Gerçekleşmeyecek vaatler, iktidar için yalanla çevrelenmiştir. Bununla kalmaz, karşıtlar yalanla karalanır, leke sürülür. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde yalan-karalama-leke sürme yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde özgür düşünce(irade) yoktur disiplin vardır. Farklı düşüncelerin aynı çatı altında özgür bir biçimde ifade edilmesine, iktidar “çıkarları” asla izin vermez. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde özgür düşünceyi(iradeyi) engelleyen disiplin yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde “iktidar olmak” vardır. İktidar için mevki-makam, ekonomik güç, nüfuzdan beslenen “yönetme iktidarı” olmak gerektir. Bu bir başkasının üzerinde “etkin” olmayı bir başka ifadeyle “hükmetmeyi” sağlar. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde yönetme iktidarı/hükmetme yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde kayırmacılık/yandaşlık vardır. İktidar için kendilerine oy verenlerini kayırmak, yandaş olanlarla olmayanlara farklı ilgi göstermek temel özelliklerdendir. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde kayırmaca ve yandaşlık yoktur. Olmamalıdır.
Siyasetin karakterinde bilgiçlik/bilmişlik/bilgelik vardır. İktidar için her konuda bilmek ve yol göstermek, her derde deva kurtarıcı kişi olmak, “en”lerin “en”i olmak karakterin en belirgin özelliğidir. Kent Konseyi yapısında ve oluşmakta olan karakterinde bilgiçlik/bilmişlik/bilgelik yoktur. Olmamalıdır.
Özetle kastettiğim “yeri olmayan siyaset” budur.
Yeni bir kültüründe oluşturucusu olan Kent Konseyleri; ülkemizde ve yerelde geçerli olan egemen yönetim/siyaset ilişkilerinin içinde; ona tabi olmadan, ama onunla birlikte yeni bir yönetim/siyaset anlayışını ve biçimini zorlamanın/değiştirmenin bir aracıdır da aynı zamanda. Bu yeni yönetim/siyaset biçimi ve anlayışı “birlikte yönetimdir”. İşte bundan dolayıdır ki “burada siyasetin yeri yoktur.” Kent Konseyleri yürürlükte ve egemen olan siyasetin/yönetim anlayışının içinde yer alacaktır kaçınılmaz olarak, ama kendisi yapısı ve süreçleri içerisinde bu siyasetin/yönetim anlayışının dışında yeni bir yönetim anlayışının/siyasetinin yapıcısı olacaktır. Bu anlayışın korunması ve geliştirilerek sürdürülmesi önemlidir.
Vermiş olduğunuz bu açıklama imkânına ve eleştirinize teşekkür ederim”