“Kanserde önemli olan, erken tanı ve tedavi”

Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği Kurucusu ve ÇOMÜ Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yılmaz Akgün, yarın düzenlenecek “Tanı ve tedavi sürecindeki kanserle mücadele” paneli ve dernek çalışmaları ile kanser hakkında bilgiler verdi. Gazetemiz Çanakkale OLAY`ın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Akgün, “Kanserde tedavi yoktur diye birşey yoktur. Kanserde tedavi vardır, tedavi ne kadar geç dönemde uygulanırsa hasta o kadar fazla sakat kalır ve yaşam süresi de o kadar kısalır. O nedenle mümkün olduğu kadar tanıyı erken koymak, uygun ellerde tedaviyi yapmak lazım” dedi.

1395
Çanakkale`de yarın Truva Oteli`nde saat 13`te düzenlenecek “Tanı ve tedavi sürecindeki kanserle mücadele” paneli öncesi gazetemiz Çanakkale OLAY`ın sorularını yanıtlayan Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği Kurucusu ve ÇOMÜ Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yılmaz Akgün, kent kamuoyu ile önemli bilgiler paylaştı. Kanser ile mücadelede erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu ifade eden Akgün, önlemleri konusunda da önemli bilgiler verdi. Akgün, “Bugün dünyada yaklaşık olarak her yıl 15 milyon kişi kansere yakalanıyor. Bunların da ölüm oranı ise yaklaşık olarak yüzde 20`sidir. Türkiye`de kansere yakalanan kişi sayısı yılda 175 bin. Bu çok büyük bir oran. Türkiye`de şuandaki tüm ölümlerin yüzde 12`si kanserden kaynaklanıyor. 20 yıl sonra ise Türkiye`deki tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 20`sinin kanserden olacağı konsunda bir takım araştırmalar var” dedi.
Meme kanseri konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yılmaz Akgün, meme kanserinin bel kalınlığı ile doğrudan bir ilişkisi oldruğunu ifade ederek, “Türkiye`de kadınların bel kalınlığı en fazla olan il Çanakkale. Bel kalınlığı ile meme kanseri arasında doğru bir ilişki var” dedi. Bel kalınlığında ise özellikle zeytinyağı tüketiminin yoğun olmasına bağlayan Akgün, “Çanakkaleli kadınlar zeytin yağnı yağdan saymıyor” ifadesini kullandı.
İşte Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği Kurucusu ve ÇOMÜ Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yılmaz Akgün`ün gazetemize yaptığı o açıklamalar;
 
 
OLAY: Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: 1975 yılında Eskişehir`de doğdum. Diyarbakır Tıp Fakültesi`nden 1980 yılında mezun oldum. Sonraki akademik yaşamımı Diyarbakır`da sürdürdüm. 2007 yılında Çanakkale`ye geldim. Çanakkale`ye geldikten hemen sonra, hem tıp fakültesinin kuruluşunda hem de Çanakkale Onsekiz Mart Ünivresitesi`na bağlı Uguylama ve Araştırma Hastanesi`nin kurulmasında çalıştım. Hastanenin ilk baştabibiyim. Çanakkale`ye geliş amacım, bu kente birşeyler verebilmek. Bizler o kültür ile doğup, o kültür ile yaşadık. Bu nedenle de şuana kadarki bilgi ve donanımlarımı bir şekilde Çanakkale`ye aktarmak istiyorum.
 
OLAY: Meme hastalıkları konusunda önemli çalışmalarınız ve girişimleriniz var. Kanserle mücadele konusunda da çalışmalarınız var. bunlardan kısaca bahseder misiniz? Meme Hastalıkları Derneği`nin amacı ile ilgili olarak da bilgi alabilir miyiz?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: Daha önce geldiğim yerde, Diyarbakır`da da Meme Hastalıkları Derneği`ni ben kurmuştum. Buraya geldikten bir süre sonra hastanenin kuruluş çalışmaları sırasında üzerimdeki yük kalktıktan hemen sonra burada Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği`ni kurdum. Çünkü şunu gördüm ben Çanakkale; hastanenin fizibilite çalışmalarını yaparken, buradaki sağlıkla ilgili bir istatistik çalışması ile karşılaştım. Çanakkale`deki ortalama yaşam, Türkiye ortalamasının yaklaşık 10 yaş üzerinde ve burada bunun getirdiği bir takım sorunlar var. bu sorunların başında da kanser geliyor. Çünkü insanlar yaşlandıkça kanser olabilme ihtimalleri artıyor. İkincisi Çanakkale`de yaşlılığa bağlı olarak fizik tedavi ile ilgili bir takım hastalıklar ve kardiovasküler hastalıklar çok fazla. Bununla ilgili zaten hastanede gerekli çalışmalar yapıldı. Ancak ben kendi payıma düşen kanser ile mücadelede, özellikle bu yörede çok fazla olduğunu gördüğüm meme kanseri ile ilgili çalışmaları başlattık ve 2011 Meme Hastalıkları Derneği`ni kurduk. 2011 yılından itibaren burada çalışıyoruz. Buradaki amacımız, derneğimizin amacı, Çanakkale`de meme hastalıkları konusunda bir bilinç uyandırmak ve meme hastalıkları ile ilgili soruları olan hastalara yol göstermek, meme kanseri olan hastaların tedavileri konusunda yardımcı olmak.
 
OLAY: Çanakkale`de meme kanseri ile ilgili çalışmalar yapıyorsunuz. Kentte bu hastalıkla ilgili durum nedir? Meme kanserinin en önemli nedenleri nelerdir?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: Çanakkale`de meme kanserinin çok fazla olmasının tabiki nedenleri var. Bu nedenlerin birincisi Türkiye`de kadınların bel kalınlığı en fazla olan il Çanakkale. Bu konuyla ilgili olarak yapılan araştırmaya göre bel kalınlığı en az olan il Van, en fazla olan il Çanakkale. Bel kalınlığı ile meme kanseri arasında doğru bir ilişki var. İkincisi buradaki kadınlar çok az doğruyorlar. Bakıyorsunuz, bir veya iki tane çocukları oluyor. Üçüncüsü evlenme yaşı çok geç ve ilk çocuk doğurma yaşı 30`un üzerinde. Dördüncüsü, Çanakkale`de kadınlar iş yaşamının içinde. Yani tarlada da çalışıyorlar, şehir merkezinde bürolarda da çalışıyorlar. Hal böyle olunca çocuklarını emzirmek için gerekli olan zamanı bulamıyorlar. O nedenle de çocuklarını emziremiyorlar ya da çok az emziriyorlar. Bu da kadınlarda meme kanseri riskini artırıyor.
 
OLAY: Yarın Çanakkale`de önemli bir panel düzenliyorsunuz. Bu panel ile ilgili bilgi verir misiniz?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: 8 Mayıs tarihinde düzenleyeceğimiz paneli bize Kanser Savaşçıları Derneği bize teklif etti. Bu dernek bize bir panel yapmak istediklerini söylediler tabiki biz de canla başla kabul ettik ve gerekli çalışmalara başladık. Buradaki konuları beraberce organize ettik. Koç Üniversitesi, Amerikan Hastanesi ve Kocaeli Üniversitesi ile beraber bu işleri yapıyoruz. Buradaki panel konularımızı, genellikle kanserin tanısı, kanserli hastalardaki beslenme tedavisi ve kanserli hastalara yönelik psikolojik destek olarak belirledik. Özellikle psikolojik destek çok önemli. Çünkü kanserli hastalarda psikolojik olarak sorunlar meydana geliyor. Bu sorun sadece hastada meydana gelmiyor, hastanın yanında hasta yakınlarında da görülüyor. Bu iki tarafın da ayrıca bir psokolojik desteğe ihtiyaçları var. Bu nedenle panelimizde bu konuda iki konuşmacımız var. İki konuşmacımız da bize kanserli hastalara psikolojik destek nasıl verilir, hastaya ve hasta yakınlarına bu desteğin verilmesi konusunda bilgiler verecekler. 8 Mayıs Perşembe günü yani yarın, saat 13`te Truva Oteli`ne bütün Çanakkalelileri bekliyoruz. Çünkü kanser çağımızın belası olan bir hastalık. Tedavisi konusunda çok iyi gelişmeler ve araştırmalar var.
 
OLAY: Kanser bugün dünya genelinde en önemli sorunlardan biri, hatta çağımızın belası. Bunu önleme ya da olasılığını en aza indirme noktasında yapılması gerekenler nelerdir?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: Bugün dünyada yaklaşık olarak her yıl 15 milyon kişi kansere yakalanıyor. Bunların da ölüm oranı ise yaklaşık olarak yüzde 20`sidir. Türkiye`de kansere yakalanan kişi sayısı yılda 175 bin. Bu çok büyük bir oran. Türkiye`de şuandaki tüm ölümlerin yüzde 12`si kanserden kaynaklanıyor. 20 yıl sonra ise Türkiye`deki tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 20`sinin kanserden olacağı konsunda bir takım araştırmalar var. Bu esasında bizim kansere nedenli yakın olduğumuzu, her an kanser ile yan yana olabileceğimizi gösterin en önemli belirtilerden biri. Kanseri önleyecek tedbirlerimiz var. Bunlardan en önemlisi obeziteyi kesin olarak engellememiz lazım. Yeşil meyve ve sebzelerden oluşan gıdalarla beslenmek lazım. Akdeniz diyeti bizim için çok önemli. Balık, salata gibi gıdalarla beslenirken, mümkün olduğu kadar karbonhidrat ve yağdan uzak kalmak gerekiyor. Bunların içine zeytinyağı da dahil. Çünkü Çanakkaleli kadınların bellerinin kalın olmasının en önemli sebeplerinden biri zeytinyağını yağdan saymamalarıdır. İkincisi mümkün olduğu kadar sigaradan uzak kalmak gerekiyor. Çünkü sigara tüm kanserlerin yaklaşık olarak yüzde 50`sinden sorumludur. Alkoldan uzak kalmalıyız. Bol bol egzersiz yapmalıyız. Bütün bunlar elimizde olan, çok kolay bir şekilde yapabileceğimiz şeyler.
 
OLAY: Kansere sebebiyet veren ön enemli etkenler nelerdir? Genelde ve Çanakkale özelinde bu nedenlerin başlıcalarını söyleyebilir misiniz?
Prof. Dr. Yılmaz Akgün: Biraz önce aktardığım konulara dikkat ederek kanser olasılığını azaltabiliriz, ancak bu olasılığı tamamen yok edemeyiz. Çünkü nedenler içinde genetik kalıntılar ve çevre şartları var. Yani siz Çanakkale`de siyanürlü bir takım maddelerle karşı karşıya kalıyorsanız, Kazdağları`ndaki o havanın bozulmuş olması Çanakkale`de kanser olasılığını artıran konular. O nedenle mümkün olduğu kadar çevre şartlarını korumalıyız. Güneşte fazla kalmamalıyız. Genetik faktörleri iyi tanımlamalıyız. Yeni anne de hangi hastalık var? Anne de meme kanseri varsa, meme kanseri konusunda çok dikkatli olunmalı. O nedenle aileyi çok iyi tanımak ve buna yönelik hem koruma hem de erken tanı tedbirlerini almak gerekiyor. Erken tanı günümüzde çok fazla yöntemlerle uygulanıyor. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte erken tanı teknikleri de arttı. Kişiler, koruma tedbirlerini uyguladıktan sonra yapacakları endoskopik yöntemler ile ve diğer bir takım tetkiklerle kendilerinde kanser olma olasılğını ya da kendinde hangi tür kanserlerin bulunduğunu çok rahatlıkla ortaya koyabilirler. Çünkü kanserde tedavi yoktur diye birşey yoktur. Kanserde tedavi vardır, tedavi ne kadar geç dönemde uygulanırsa hasta o kadar fazla sakat kalır ve yaşam süresi de o kadar kısalır. O nedenle mümkün olduğu kadar tanıyı erken koymak, uygun ellerde tedaviyi yapmak lazım. Tedaviyi yaptıktan sonra hemen hemen her kanserde yaşam süresi uzar ve hasta o kadar az sakat kalır. Böyle bir durumda hastalar bizimle temasa geçerlerse biz onlara yol gösteririz. Çanakkale Devlet Hastanesi`nde ya da üniversitedeki psikolog arkadaşlarımızdan randevu alıp, onların psikolojik destek almaları konusunda ve diyet konusunda yardımcı olabiliriz. Herhangi bir nedenle sadece meme kanseri de değil, başka türlü kanser olan vatandaşlar da bize çok rahatlıkla müracaat ettiklerinde biz elimizden geleni yaparız.
Paylaş