Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıç tarihi olan 8 Mart 1857 tarihi kadınların haklarının kazanılması ve kadınların birlikte mücadelesinin miladı olarak kabul ediliyor. 8 Mart’ın ne anlama geldiğini sorduğumuz Çanakkaleliler şu yanıtları verdi.
Filiz Ceylan
“Kadının bu kadar şiddet gördüğü dönemde daha bilinçli daha örgütlü davranmamız gerektiğini ifade ediyor. Baskının bu kadar özellikle mücadele eden kadınların şu anda cezaevlerine atılması bütün kesimlerde isyanı dile getiriyor hepimizin böyle bir düzende hakkımızı hukukumuzu sonuna kadar aramamız gerektiğini düşünüyorum. Kadın erkek birlik iş ekmek özgürlük.
Reyhan Erdem
“Kadınların ayağa kalktığı seslerini yükselttiği tüm toplumun kadınıyla erkeğiyle bu konuda çok duyarlı olduğu bir gündür. 8 Mart’ta sesimizi daha çok duyurabileceğimizi düşünüyorum. Kadınlar 8 Mart’ta kendileri ile alınan kararlara ortak olabilecekleri noktasında biraz daha hareketli olmalılar. Yasalar kadın lehine değiştirilmeli. Kadını güçlendirecek her türlü önemli alacak yasalar olmalı kadın istihdamı da buna dahil. Ekonomik yönden de güçlendirilmeli kadınlar.”
İsmail Ertunç
“Kadınlar bizim için kutsaldır. Bütün günlerin havada kaldığı gibi,kadınlar gününü de sadece gün olarak kutluyoruz. Keşke savunulanlar uygulansa da, kadınlara değer versek, kadınlar vurulmasa öldürülmese kadınlar gününü gerçekten kutlasak.”
Sedat Karacaduroğlu
“Onlara haklar verilmiş kullansınlar haklarını. Oturmak istiyorsa evinde otursun. Dünyanın en büyük aşçıları erkeklerdir. Çöpçüler işçiler çalışan kesim erkek ben kadınlar gününe karşıyım. Bana karşı mı kadınlar gününü kutluyor. Kutlanmasın kadınlar günü.”
İrfan Kütüklü
“8 Mart Dünya Kadınlar Gününü tanımıyorum. Emekçi kadınlar gününü tanıyorum. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanması 1857 yılın da mücadele eden kadınlarımızın bu mücadeleyi canları ile ödediği bir gün. Şu an geldiğimiz çağda bir tüketim toplumu yaratabilme adına kadınları da bu sistemin bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar Aslında 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününde kadınların hak alma mücadelesini yükselttikleri bir gün olarak idrak edilip kutlanırsa daha iyi olur.”
“Emeğimize, Bedenimize sahip çıkıyoruz”
Çanakkale 8 Mart Kadın Platformu üyeleri düzenledikleri etkinlikler hakkında halkı bilgilendirdi. "Emeğimize, Bedenimize, Kimliğimize sahip çıkıyoruz" sloganıyla düzenlenen program çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenlenecek.
Çanakkale 8 Mart kadın platformu üyeleri ellerindeki broşürleri vatandaşlara dağıtarak 8 Mart hakkında bilgiler verdiler. Üyeler halkı düzenledikleri etkinliklere davet ettiler.
Dağıtılan bildiride şu ifadelere yerildi; “Türkiye`de her gün 5 kadın, baba, erkek kardeş, koca veya eski koca tarafından öldürülüyor. Fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet de hiçbir şekilde azalmıyor; artarak devam ediyor. AB ve Uluslararası dayatmalarla yapılan yasal düzenlemeler göstermelik. Bu yasalar uygulanmıyor veya kadınları korumaya yetmiyor.
Hükümet, "üç çocuk" ve "kadının yeri evidir" gibi söylemlerle kadının kendi bedeni ve yaşam biçimiyle ilgili iradesini hiçe sayarak zaten bu konudaki esas fikrini gayet açık belli ediyor.
"4+4+4" adıyla önerilen yeni Eğitim Yasası, kadının örgün eğitim alarak toplumda eşit şans sahibi olma imkanını azaltıyor ve erken yaşta baba evine veya koca evine kapatılma riskini arttırıyor.
Kadınlar, ne babalarının ne de kocalarının "malı" değil; kendi kendilerine ait bireylerdir. Çatışma ve savaş kadınlar için daha çok şiddet anlamına geliyor!
Şiddetin en uç noktası olan savaş, kadınlar için tecavüz, göç, evlat acısı ve daha pek çok acının kaynağı anlamına geliyor. Van depremi en çok kadınları vurdu!
Van depreminde kadınlar daha yaralarını sarmadan dondurucu soğuğa, yokluk, açlığa ve sefalete "karşı çocuklarını ve ailelerini hayatta tutmak için durmaksızın çalışıyorlar. Bu konuda acilen bir şeyler yapılmalı. Her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde, kadınlar sosyal ve ekonomik güvenceden yoksun. Şiddete maruz kalan kadınlar böylesi bir güvenceleri olmadığı için yaşadıkları şiddet karşısında susmaya mecbur kalıyorlar. Eğitim ve bilim emekçilerinin yarısını kadınlar oluşturuyor. Eğitim emekçisi kadınlar iş yerinde en fazla mobbing ve cinsel taciz sorunları yaşıyor. Avrupa Komisyonu`nun bu konuyla ilgili 1991, yılında yayınlanan Tavsiye Kararı`na uyulması gerekiyor. Biz kadınlar, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi için toplumun her kesiminden kadınlarla ortak mücadele etmeye ve örgütlenmeye kararlıyız.”
Akpınar; “Kadınlara fırsat verilmeli”
Türk Anneler Derneği Çanakkale Şube Başkanı Belgin Akpınar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Kadınlara eğitim, sağlık, siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmesi gerektiğini belirten Türk Anneler Derneği Çanakkale Şube Başkanı Belgin Akpınar; “Kadın haklan ve kadınların ürkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere`nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir.
Ülkemizde gerek Osmanlı imparatorluğu ve gerek Cumhuriyet döneminde kadınlarımızın kendi haklan konusunda, batı ülkelerindekine benzer şekilde mücadele ettiklerini söylemek mümkün değildir. Ancak biz kadınlara birçok batı ülkesinden daha evvel bu hak ATATÜRK tarafından verilmiş ve hatta adeta sunulmuştur. "Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir." diyen Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir.
Türkiye`de kadın olmak zordur. Yılın sadece bir günü kadınları hatırlamak, onların aile ve toplum üzerindeki değerlerini ön plana çıkarmakla, onların hak ettiği kazanımlar ödenmiş olmaz eşitlikten söz ederken, bunu uygulamalarda göremiyoruz. Örneğin, siyaset, idare ve toplumun diğer alanlarında, kadınlara gereken fırsatlar verilmemiştir. Kadın haklarını, insan haklarından ayrı tutmak mümkün değildir. Kadın hakları ile savunulan kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır. Kadınların eğitim, sağlık, siyaset ve toplumun her alanında, özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmelidir. Türk Anneler Derneği Yönetim Kurulu ve şahsım adına tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, kadınlarımıza sevgilerimizi sunarız” dedi.