“İtiraz, demokratik bir haktır”

Mimar İsmail Erten, 1/100 binlik çevre düzeni planı ile ilgili açıklamada bulunarak, müzakereci demokrasi ve demokratik itiraz hakkı konusunda çağrı yaptı. Planın teknik kişi ve kurumlar tarafından halka anlatılmasının önemli olduğunu ve plana itirazın ise demokratik bir hak olduğunu ifade eden Erten, “İncelediğimizde göreceğiz ki; önerilen 2040 yılı hedefleri küresel dünya ile bağlantılı kararları öneriyor, Türkiye hakkında birçok değişim içeriyor, Marmara ve Ege bölgesinin kimliğine müdahale ediyor” dedi.

572
Bir anda kentin gündemine girerek, yoğun tepkilerin odağı olan 1/100 binlik çevre düzeni planının, kentin gelecek 25 yılını kapsadığını hatırlatan Erten, böylesi önemli bir konunun toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğinin altını çizerek, anlaşılır kılınması gerektiğini ifade etti. “Önümüzdeki 25 yılımızı kapsayan, yani 2040 yılı hedeflerini öngören 1/100 bin ölçekli Çevre düzeni planı 8 Ekim tarihine kadar Çanakkale Çevre Ve Şehircilik Müdürlüğünde askıdadır” diyen Erten, “Bu tarihe kadar plana katılma ve itiraz etme hakkımız demokratik bir hak olarak kullanılmalıdır. Bildiğimiz gibi, demokrasiler haklarımızı kullandığımız oranda gelişir. İtiraz hakkımızı kullanmanın ön koşulu, bilgiyi alma, araştırma ve öğrenme, irdeleme ve sentezleme, eleştirme ve önerme yapma yetilerimizle mümkün olacaktır. `Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamalıyız.` Söz konusu plan, teknik bir dokümandır. Bu dokümanın anlaşılır olmasının en önemli anahtarı, konu hakkındaki uzman meslek disiplini sahibi kişi ve kuruluşlardadır. Başta meslek odalarının, ilgili STK`ların, bilim ve akademik çevrelerin ve uzman kesimlerin, bu planın toplum tarafından anlaşılmasına tercüman olmak sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kesimler, anlaşılır bilgiyi toplumun tüm kanallarına yayma tarihsel görevini kullanmalıdır. Bilgiyle donanımlı olmak için öğrenme, öğrendiklerimizi irdeleme ve muhakeme etme yetisini kullanmak en insani özelliklerimizin başında gelir. Tüm bu insani özelliklerimizi kendimiz için olduğu kadar diğeriyle de paylaşmalıyız. Yani diğeriyle kurulacak ilişki ve iletişim, ötekiyle konuşmak yapılacak en radikal eylemlerden birisidir. Bu radikal eylemin bir başka adı da müzakeredir. Müzakere toplumun tüm değerlerinin gelişmesi için ön koşuldur. En önemlisi de, müzakere etmek demokrasi geliştirme aracıdır. Bu planı mutlaka farklı düşünceleri de kapsayacak şekilde müzakere etmeliyiz. Müzakere etmezsek, geleceğimize dair verilen kararlar oluşurken demokratik haklarımızı kullanmamış olacağız. Bu kritik süreçte yapacağımız bu tür nitelikli ve demokratik eylemlerin yanı sıra, geniş düşünme refleksini de oluşturmalıyız. Sadece kendimizi ilgilendiren durumların dışına çıkarak, başta Balıkesir iliyle birlikte düşünmek, kentimiz dışındaki diğer ilçe, belde ve köyler için de düşünmek, onlarla birlikte olmak alışkanlığını da edinmeliyiz. İncelediğimizde göreceğiz ki; önerilen 2040 yılı hedefleri küresel dünya ile bağlantılı kararları öneriyor, Türkiye hakkında bir çok değişim içeriyor, Marmara ve Ege bölgesinin kimliğine müdahale ediyor. Biz de bu kadar geniş düşünmeliyiz ve bizim kadar geniş düşünen Dünyalı, Türkiyeli ,Marmaralı ve Egeli dostlarımızı da sürece dahil etmeliyiz. Bu süreç her anlamda bir fırsattır. Fırsatın kullanılıp değerlendirilmesi için, bu süreçte aktif olmaya herkesi davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Paylaş