ÇOMÜ Rektörlüğü`nün uygulamalarına tepki gösteren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “Türkiye ve Çanakkale’de, hukuk ve demokrasinin geriye gittiği, dikkatle izlenmesi gereken tarihi bir dönem yaşanmaktadır. Hukuk ve demokrasi bakımından bu geriye gidiş özellikle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörlüğü`nün uygulamalarında daha da belirginleşmektedir. Hukuk ve demokrasi karşıtlarının en fazla güvendikleri şey yaptıklarının kısa sürede unutulacağıdır. Oysa Eğitim-Sen, emek ve demokrasi mücadelesinde bu sürece katkı vereni de karşı olanı da unutmamaktadır ve unutturmayacaktır” dedi. ÇOMÜ`de yaşanan olayları da kamuoyuyla paylaşan Koç; “ÇOMÜ`de çalışan işçiler sendikaya üye oldular. 2012 yılı başında ÇOMÜ Rektörlüğü yaklaşık 30 işçiyi işten attı. İşten atılan işçiler ve sendikası SOSYAL İŞ ile EĞİTİM SEN bu emek karşıtı davranışa karşı ÇOMÜ içinde, bilim anıtı önünde, basın açıklaması yaparak demokratik haklarını kullandılar. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından işten atılan işçiler ÇOMÜ işçisi oldukları ve haksız yere işten atıldıkları iddiasıyla mahkemeye başvurdular. ÇOMÜ Rektörlüğü hatasını düzeltecek yerde bu emek mücadelesine destek veren Eğitim Sen’in üniversitede çalışan yönetici ve üyelerine soruşturma açtı. Bu da yetmiyormuş gibi ceza verdi. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından ceza verilen bilim insanları bu cezaya itiraz ettiler. ÇOMÜ Rektörlüğü bu itirazı da kabul etmedi ve cezayı onayladı. Bunu üzerine YÖK’e itiraz edildi. Sonuç: Mahkemeler işçiler hakkında karar verdiler: Bu işçiler ÇOMÜ işçisidir ve işe alınmalıdır. YÖK karar verdi: ÇOMÜ’lü bilim insanlarına verilen ceza hukuka aykırıdır ve kaldırılmalıdır” diye konuştu.
“İşçiler ne zaman işe alınacak?”
ÇOMÜ Rektörlüğü`nün işten atılan işçileri ne zaman işe geri alacağını soran Koç, ÇOMÜ Rektörlüğü`nü hukuksuz uygulamalarından vazgeçmeye davet etti. Koç şu şekilde konuştu: “ÇOMÜ Rektörlüğü, işten attığı işçileri ne zaman işe alacak? ÇOMÜ Rektörlüğü hukuksuz uygulama yaptığı bilim insanları ile barışına zarar verdiği Çanakkale halkından ne zaman özür dileyecek? Bu şekilde mi üniversite olunur ve topluma hizmet edilir? Yukarıda özetlenen durum ÇOMÜ Rektörlüğü’nün iki yıllık uygulamalarını özetleyen “Başarılı (!)” sonuçtur. ÇOMÜ Rektörlüğü`nü bir an önce bu konuların düzeltilmesi için gerekenleri yapmaya; çalışma barışını bozan, kazanılmış hakları vermeyen, özlük haklarını kısıtlayan ve hukuksuz uygulamalarında vazgeçmeye davet ediyoruz.”
Koç`tan sert kınama
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, Genel-İş ve Liman-İş`i hedef alan operasyonu kınadı. Genel-İş ve Liman-İş`e yönelik gerçekleştirilen operasyona tepki gösteren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “İktidara geldiği günden bugüne emekçilere işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlikten başka bir şey sunmayanlar sömürü ve adaletsizlik üzerine kurulu düzenlerine karşı sesini yükselten herkesi hedef almaya devam ediyor. Liman- İş ve Genel- İş Sendikalarını hedefe alan şafak operasyonları, AKP iktidarının, sendikal hareketi baskı altına almak için hayata geçirdiği onlarca yasal düzenleme ve fiili uygulamayla yetinmediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emeğin kazanılmış haklarına yönelik saldırıların aratarak devam ettiği, tüm çalışanların sendikal hak ve özgürlüklerinin gittikçe daha fazla daraltıldığı bir süreçten geçiyoruz. Çalışma yaşamı tahrip edilirken sendikal hak ihlalleri de katlanarak artıyor. İfade ve düşünce özgürlüğü alanı başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanın da hak ve özgürlükler giderek daraltıyor” dedi.
“Emek düşmanı yüzlerini her fırsatta sergiliyorlar”
Eşitlik, demokrasi ve özgürlük isteyenler için Türkiye`nin adeta açık hava hapishanesine dönüştürüldüğünü ifade eden Koç; “Emeğe karşı saldırıların doludizgin gittiği bu süreçte hak ve özgürlükleri için mücadele eden herkesi “potansiyel terör suçlusu” olarak gören- gösterenler emek düşmanı yüzlerini her fırsatta sergilemeye devam ediyor, Türkiye eşitlik, demokrasi ve özgürlük isteyenler için adeta açık hava hapishanesine dönüştürülüyor. Son olarak bugün şafak vakti gerçekleştirilen, DİSK’e bağlı Genel-İş ve Türk-İş’e bağlı Liman-İş sendikalarını hedef alan operasyonlar, emekçilerin örgütlü gücü sendikalara yönelik tahammülsüzlüğün vardığı boyutları göstermesi açısından çarpıcıdır. Adeta düşman bir ülkenin toprağını işgal edercesine, yüzlerce polisin katıldığı, helikopterli baskınların, sendikaların kapılarının kırıldığı bu operasyonların asıl hedefinin emek ve demokrasi güçlerine gözdağı vermek olduğu açıktır. Genel İş ve Liman İş’i hedef alan bu operasyonları gerçekleştirenler, arkasında olanlar, KESK’i kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmak için özellikle son bir yıldır ardı ardına yapılan operasyonların altına imza atanlardan başkası değildir. Tutuklanan KESK yönetici ve üyeleri hakkında, illegal faaliyete karışmanın ‘delili’ olarak, emniyet ve savcılık tutanaklarında ‘sendikaya girerken görüldü’ diyecek kadar pervasızlaşanlar şimdi de Genel İş ve Liman İş’i kriminalize etmenin peşindedir” diye konuştu.
“Büyük bir yanılgı içersindeler”
“Türkiye’de emek ve demokrasi mücadelesi yürütenleri hukuk dışı yöntemleri kalkan edinerek, şafak operasyonlarıyla, yalan ve iftira kampanyalarıyla sindirebileceklerini sananlar büyük bir yanılgı içersindedir” diyen Koç; “Adalet Bakanlığı ve AKP Genel Merkezine yönelik saldırıya karışanları arama” bahanesiyle iki işçi sendikasının bütün kapılarının kırılması ‘ileri demokrasi’ nutukları atanların hukuktan, adaletten nasibini almamış faşizan sistemlere öykünmeye devam ettiğini göstermektedir. Diğer taraftan arandığı söylenen kişilerin bu sendikaların üyesi ya da yöneticisi olmadıkları halde, büyük gürültüler eşliğinde yapılan bu operasyonların, tıpkı öncekiler gibi, emek örgütlerini, sendikaları toplumun gözünde itibarsızlaştırma girişimi olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Bu tür baskınları, operasyonları uzun süredir yaşayan, sendikal faaliyetleri ‘suç’ gibi gösterilerek toplam 123 yönetici ve üyesi tutuklu olan bir konfederasyon olarak, Genel İş ve Liman İş’i hedef alan bu operasyonları kınıyoruz. KESK olarak, bizlere oldukça tanıdık gelen bu tür itibarsızlaştırma girişimlerinin amacına asla ulaşamayacağını bir kez daha vurguluyoruz. Genel- İş ve Liman- İş sendikalarına yönelik bu tür girişimleri kınıyor, her iki sendikayla da dayanışma içinde olmaya devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.