“Hukuk dışı uygulamaları saymakla bitmiyor”

Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun ölümünün ardından ÇOMÜ Rektörlüğü’ne tepki yağdı. Kanser Hastası iken Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile ilişkisi kesilen Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun vefatı sendikaların ayaklanmasına neden oldu. Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, yaşanan olaya isyan ederek ÇOMÜ yönetimine sert tepki göstererek; “ÇOMÜ Rektörlüğü’nün hukuk dışı uygulamaları saymakla bitmiyor” dedi. Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Eğitim Sen Çanakkale Yürütme Kurulu Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Telat Koç, ÇOMÜ Rektörlüğü’nün yasa, yönetmelik ve akademik teamüllere aykırı uygulamalara imza attığını söyledi. ÇOMÜ Rektörlüğü’nün en yaygın uygulamalardan birisinin ise imzasız mektup ve asılsız ihbarları bahane ederek soruşturmalar açıp cezalar vermesi olduğuna dikkat çeken Koç; “Üniversitelerde yöneticilerin görevi idari ve akademik personelin çalışma şartlarını geliştirerek bilimsel üretim, öğretim ve yayım işlerinin verimini artırmaktır. Bu gerçeklere rağmen ÇOMÜ Rektörlüğü keyfi olarak hak edenlere kadro vermemek, bazı kişiler dışındakileri görüşmeye kabul etmemek, bezdirmek ve yıldırmak amaçlı soruşturmalar açmak, hukuksuz cezalar vermek, mahkeme kararlarını uygulamamak, bazı kişileri sürgün şeklinde gerekçesiz olarak farklı yerlerde görevlendirmek gibi, personel üzerinde motivasyonu azaltıcı etkisi olan birçok uygulama gerçekleştirmektedir” dedi.

873
ÇOMÜ’de insanlık bir kez daha utandı
ÇOMÜ’de yaşanılan Y. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun kemik iliği kanseri nedeniyle tedavi görürken müstafi sayılarak işine son verilmesi, üzerine tepkiler artıyor. Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) yazılı bir açıklama yaparak “yaşanılanlar vicdanlarımızda onarılmaz yara açmıştır” dedi. Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu “vicdanlarımız sızlamıştır” dedi. Ulusalcı Gönüllüler imzası ile Rektör Laçiner’e mektup yazan bir grup vatandaş yaşanan olayın “Ortak insan aklının asla onaylamayacağı bir durum” olduğunu belirti.!”
 
Kanser Hastası iken Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile ilişkisi kesilen Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun vefatı sendikaların ayaklanmasına neden oldu. Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, yaşanan olaya isyan ederek ÇOMÜ yönetimine sert tepki göstererek; “ÇOMÜ Rektörlüğü’nün hukuk dışı uygulamaları saymakla bitmiyor” dedi.. Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Eğitim Sen Çanakkale Yürütme Kurulu Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Telat Koç, ÇOMÜ Rektörlüğü’nün yasa, yönetmelik ve akademik teamüllere aykırı uygulamalara imza attığını söyledi. ÇOMÜ Rektörlüğü’nün en yaygın uygulamalardan birisinin ise imzasız mektup ve asılsız ihbarları bahane ederek soruşturmalar açıp cezalar vermesi olduğuna dikkat çeken Koç; “Üniversitelerde yöneticilerin görevi idari ve akademik personelin çalışma şartlarını geliştirerek bilimsel üretim, öğretim ve yayım işlerinin verimini artırmaktır. Bu gerçeklere rağmen ÇOMÜ Rektörlüğü keyfi olarak hak edenlere kadro vermemek, bazı kişiler dışındakileri görüşmeye kabul etmemek, bezdirmek ve yıldırmak amaçlı soruşturmalar açmak, hukuksuz cezalar vermek, mahkeme kararlarını uygulamamak, bazı kişileri sürgün şeklinde gerekçesiz olarak farklı yerlerde görevlendirmek gibi, personel üzerinde motivasyonu azaltıcı etkisi olan birçok uygulama gerçekleştirmektedir. Eğtim-Sen Çanakkale Şube olarak da defalarca dile getirdiğimiz bu konularla ilgili yargı sürecinde onlarca konu bulunmaktadır. Yalnızca benim hakkımda sayısı on’u (10) bulan soruşturma ve ceza işlemi vardır. En yaygın uygulamalardan birisi imzasız mektup ve asılsız ihbarlar bahane edilerek soruşturmalar açılıp cezalar verilmesidir. Bu uygulamalarda hedef genellikle akademik ortama uygun davranan, bilimsel ve akademik özerkliği uygulamaya çalışan, haklarını savunan kişiler olmaktadır. Kısacası tam anlamıyla biat/boyun eğme/tabi olma/kulluk kültürü egemen kılınmaya çalışılmaktadır. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından belirgin bir ötekileştirme ve çatışma kültürü oluşturulmakta, her bölümde bu konuda ‘görevlendirmeler’ yapılmaktadır” dedi.
 
“Hukuk dışı uygulamaları saymakla bitmiyor”
ÇOMÜ Rektörlüğü’nün hukuk dışı uygulamalarının saymakla bitmediğini ifade eden Koç; “ÇOMÜ yönetimi işbaşına geldiği zaman ilk uygulamalarından biri sözleşmeli işçilerin işine son vermek olmuştur. Bu konuda işçi arkadaşlarımız iç güvencesinin olmamasının acı sonuçlarını konuya insafsızca yaklaşılması nedeniyle yaşamışlardır. ÇOMÜ taşeron işçilerinin işine son verilmesiyle ilgili olarak yapılan basın açıklaması da soruşturma ve ceza bahanesi olarak kullanılmıştır. İşten atılan arkadaşlardan birinin gazeteci eşi bu sürecin bir sonucu olarak geçirdiği kalp krizi ile hayatını kaybetmiştir. ÇOMÜ akademik ve idari personeli bezdirme ve yıldırma amaçlı baskı ve sürgünler sonucu olarak maalesef bir profesör arkadaşımız kalp krizi geçirmiş ve yine kütüphane eski daire başkanı arkadaşımız eşinin kanser ile mücadele ettiği süreçte defalarca sürülmiş, eşinin ölümünden bir hafta sonrasında yine sürgüne gönderilmiştir (3. ya da 4. sürgünü). ÇOMÜ rektörlüğünün hukuk dışı uygulamaları saymakla bitmiyor. Üniversitelerde bir genel sekreter olur. Buna rağmen ÇOMÜ’de şu anda hukuka aykırı bir şekilde iki genel sekreter görev yapmaktadır” diye konuştu.
 
“Baskılar öğrenciler üzerinde misli ile uygulanmaktadır”
ÇOMÜ’de akademik personel ve çalışanlar üzerinde gerçekleştirilen baskıların öğrenciler üzerinde de misli ile uygulandığını vurgulayan Koç şu şekilde konuştu: “ÇOMÜ öğrencileri demokratik tepkilerini dile getirdikleri, sorunlarına sahip çıktıkları (yemek zamları gibi) ve düşüncelerini ifade ettikleri her ortamda baskılar ile karşı karşıya kalmaktadır. Bütün bu kurum içi uygulamalara ek olarak ÇOMÜ Rektörlüğü Çanakkale halkı ile de barışık değildir. Prof. Dr. Sedat Laçiner göreve geldiğinden bu yana kent ile sık sık polemik yaşanmaktadır. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından yönlendirilen sözde basın kuruluşları sendikamız üyelerini hedef göstermekte ve hakaretler etmektedir. Bu nedenle ÇOMÜ Rektörlüğü sıklıkla Çanakkale kamuoyundan tepki almaktadır. Aynı nedenlerle sıklıkla ÇOMÜ resmi sitesinden Rektörlük açıklama yayınlanmaktadır.”
 
“Yaşanan hukuksuzluk vicdansızlıkla sonuçlanmıştır”
“Değerli meslektaşımız Yar. Doç. Dr. Güran YAHYAOĞLU ile ilgili konuyu basından öğrenmiş bulunmaktayız” diyen Koç; “Basından izleyebildiğim kadarı ile Yar. Doç. Dr. Güran YAHYAOĞLU ile ilgili görevine son verme uygulaması şu anda görev yapan yönetim tarafından gerçekleştirilmiştir. ÇOMÜ Rektörlüğünün uygulamaları nihayetinde yaşanan hukuksuzluk hiç kimsenin karşı çıkamayacağı şekilde bir vicdansızlık ile sonuçlanmıştır. ÇOMÜ rektörlüğünü insan hakları ve bilim ahlakına uygun olmayan bu uygulamalarından bir an önce vazgeçmeye davet ediyoruz. Bu uygulamalar ÇOMÜ de çalışma barışını bozmaktadır. Ya bu uygulamalardan vazgeçilmeli ya da kurumlar üzerine düşen görevi yapmalıdır. ÇOMÜ çalışanları ve Çanakkale halkının bu konuya duyarsız kalması düşünülemez. Türkiye’de ve Çanakkale’de bilimin yol göstericiliğinde üniversite isteyen her kesimi göreve davet ediyorum” şeklinde konuştu.
 
ÇOMÜ’de İnsanlık Bir Kez Daha Utandı
Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) yazılı bir açıklama yaparak “Tüm akademisyen örgütleri, sendikalar, meslek odaları ve siyasi partiler bu duruma duyarsız kalmamalı, ÇOMÜ’deki kabusa son verilmesi için, yönetimin görevden alınması ve istifa etmesi de dahil olmak üzere önlem alınması için baskı oluşturmalıdır” çağrısı yaptı.
 
ÜKD tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “ÜKD uzun süredir Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde yaşanan baskı ve yıldırma politikasına tüm akademisyenlerin ve kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. Kısa bir süre önce ÜKD Yönetim Kurulu’nu Çanakkale’de toplamış ve konuyla ilgili basın açıklamaları yapmıştı. Bu nedenle bu bir yanıyla skandal niteliğinde diğer yanıyla insanlığın bittiği nokta olarak anılabilecek olayın ÇOMÜ’de yaşanmış olması tesadüf değil. 16 Aralık 2012’de kaybettiğimiz değerli akademisyen Y. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun kemik iliği kanseri nedeniyle tedavi görürken müstafi sayılarak işine son verilmesi, ailenin açılan soruşturmalarda hastalığı ispat etmek için Yahyaoğlu’nun hasta yatağındaki çökkün fotoğrafını belgelere iliştirmek zorunda kalması hepimizin vicdanında onarılmaz bir yara açmıştır. ÇOMÜ’de en çok göze batan, en aşırı ve yıldırma için kabul edilmez yöntemler kullanılmasına karşın, Yahyaoğlu’nun başına gelenlerin bir kural olması için YÖK’ün irade gösterdiğinin de farkında olmamız gerekir. Yeni YÖK yasa taslağına yansıyan bu irade, tüm akademisyenlerin iş güvencesini ortadan kaldırmayı amaçlamakta, akademisyenleri performansa bağlı çalışmayla köleliğe itmektedir. Oysa akademisyenlik bir ömür boyu emektir, özgür olarak, patronsuz olarak yapılır, bir süre hasta olunur, moralsiz olunabilir, sonra tekrar akademik üretime dönülür. Bu hem insani olandır ve tüm emekçilerin hakkıdır hem de akademik yaratıcılığın doğasında bulunur. ÜKD tüm akademisyenlere, yakın çalışma arkadaşlarına ve acılı aileye başsağlığı dilemekte, olayın takipçisi olacağını ilan etmektedir.”
 
Laçiner’e mektup
Ulusalcı Gönüllüler imzası ile Rektör Sedat Laçiner’e bir mektup yazan bir grup vatandaş şunları kaydetti: “Sayın Sedat Laçiner, Alttaki kamuoyu açıklamanızı okuyunca ülkem adına, eğitim dünyamız adına, insanlık adına çok utandık, çok üzüldük... Rektörlüğünüzün açıklamasının başında rahmetlinin çok özel, bir o kadar da üzücü durumu sürecinde resmî kâğıtlarının zamanında size ulaştırılmamış olmasına göz yummak yüceliğini(!) göstermiş olduğunuz satır aralarına sıkıştırılmış! Ve yetinilmemiş, "düzgün vatandaş -her ne olursa olsun- kâğıtlarını zamanında idarî birimlere teslim eden vatandaştır" dayatmasıyla, bugün bile, rahmetinin ardından bu görüntünüzü `normal` kabul ettirmeğe kalkışmışsınız! Ortak insan aklının asla onaylamayacağı bir durum! "Yapılabilecek her türlü kolaylığı göstermiş" olan rektörlüğünüz, rahmetlinin en sıkıntılı, en üzücü günlerinde yanında bile bulunmamış, ölümünü de tesadüfen öğrenmiş! O kişi ki, sizin yalnızca otoritenizi üzerinde göstereceğiniz bir kişi değildi; belirli bir süre için bütün özlük haklarını da ondan daha iyi korumanız için size emanet edilmiş bir kişiydi! Sizinki nasıl bir eğitim, öğretim yuvasıdır ki eğiticinizin durumunu merak edip ilgilenmemişsiniz bile! "Mobbing" konusundaki "..mesnetsizdir" iddianıza gelince..Sizi de inandırıcı kanıtlar bulamadığınız sürece bu "mesnetsiz" sözcüğünüz de inandırıcı değildir. Üniversiteniz çalışanlarına "şevkatle" yaklaşan bir idarî birim olarak görünme çabanız da pek inandırıcı değildir, sayın Laçiner. Üniversitenizdeki kamuoyunun dikkatini çeken ilk olay değildir bu. Sayın Yahyaoğlu`nun vefatını tesadüfen öğrenmiş olan bir idarecinin, "Öğretim üyemiz Sayın Güran Yahyaoğlu 16 Aralık 2012 Pazar günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur." ifadesi ise, tam anlamıyla, durumu saklamaya, konuya vakıf olduğu havasını yaratmaya çalışan bir ifadedir. Kabul edilemez! Sayın Laçiner, Acınızı arttırması gereken olgu; sayın Yahyaoğlu`na sağlığında göstermeniz gereken ilgiyi, yakınlığı göstermemiş olmanın pişmanlığı olmalıydı. Ki bu pişmanlığınızın- her ne kadar şu anda bilincinde olmadığınız belli ise de- ömrünüz boyunca sizinle birlikte olacağına eminiz. Derin kaygılarımızla, ULUSALCI GÖNÜLLÜLER
 
ADD açıklaması
“Yaklaşık olarak üç gündür Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Güran YAHYAOĞLU’na Mobbing uygulanışı ve sonrasında görevinden istifa etmiş pozisyonuna düşürülüşü ve en sonunda da öğretim üyesinin o amansız hastalığa yenilerek aramızdan ayrılışı haberlerini büyük bir üzüntüyle okuyor ve duyuyoruz. Bütün bunlar gerçekten insan olanların vicdanlarını sızlatacak türden olaylar. Bunların bir bilim kurumunda, bir üniversitede yaşanıyor olması da işin bir başka düşündürücü ve bir o kadar da üzücü yanı… Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği olarak akademisyen arkadaşımıza Tanrı’dan rahmet, acılı ailesiyle birlikte yakınlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz.”
Paylaş