“Hiçbir gücün karşısında cübbemizi iliklemeyeceğiz”
Çanakkale Barosu`na bağlı avukatlar, bu yıl ki “Avukatlar Haftası Etkinlikleri” kapsamında dün, Cumhuriyet Meydanı`nda çelenk koyma töreni gerçekleştirdi. Törene, Çanakkale Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan`ın konuşması damga vurdu. Çelenk koyma töreninin ardından açıklama yapan Av. Şarlan, Çağlayan Adliyesi`nde yaşanan olayın bahane edilerek, avukatlara yönelik üst araması uygulamasını eleştirerek; “ Ülkemizde yargıya güvenin artık kalmadığı bir süreçte bu güveni sağlamakla sorumlu olanların yaşanan olaylardan avukatlara pay çıkartmaya çalışmaları sorumluluklarının üstünü örtme çabasından başka bir şey değildir.” dedi.
Çanakkale Barosu` na bağlı avukatlar her yıl olduğu gibi, bu yılda Avukatlar Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor. Dün Cumhuriyet Meydanı` nda gerçekleştirilen çelenk koyma törenine Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, CHP Belediye Meclis Üyesi Adnan Güler, CHP Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder ve CHP Merkez İlçe yöneticileri katıldı. Törene, Çanakkale Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan`ın açıklaması damga vurdu. Çağlayan Adliyesi`nde yaşanan olayın ardından, güvenlik gerekçesiyle avukatlara yönelik üst araması uygulamasını eleştiren Av. Şarlan; “Eğer adliyelerde bir güvenlik problemi varsa bu problem herkesi ilgilendirir. Adliyelerdeki güvenliğin çözümü dayatmayla değil baro başkanları, başsavcılar ve adalet komisyonu başkanlarnın bir araya gelmesiyle oluşacak ortak akılla çözülebilir.” ifadelerini kullandı. Av. Şarlan; “Temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi, hak arama özgürlüğüdür. Hukuk devleti için; adalete duyulan güveni artırmak, böylece vatandaş-devlet ilişkisini güçlendirmek, etkin, hızlı ve adil bir yargı işleyişini sağlanmak gerekir. Bu anlamda savunma hakkı hukuk sisteminin vazgeçilmezidir. Demokrasiyi ve hukuk devleti ilkesini eksiksiz olarak yaşama geçirmek istiyorsanız bunu avukatsız yapamazsınız.Avukatlar başka ülkeden ihraç edilmemiştir. Bu milletin bağrından çıkmış insanlardır.Unutulmamalı ki Avukatlar, kamunun vicdanıdır, çağdaş hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Mesleğimize, meslektaşlarımıza ve barolara yönelik saldırılar her geçen gün artmaktadır. Baro başkanları ve yönetim kurulları sudan sebeplerle yargılanmakta, yargı kararları ayaklar altına alınmaktadır. Torba yasalarla hukuk katledilmektedir. Anayasayla güvence altına alınan güçler ayrılığı ilkesi yargı paketleriyle ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Anayasa ve kanunlar tanınmamaktadır.” dedi.
“ Hiç bir gücün karşısında cübbemizi iliklemeyeceğiz”
Çağlayan adliyesinde yaşanan saldırının ardından avukatlara yönelik baskıya değinen Av. Şarlan; “Son günlerde avukatlar olarak yaşadığımız olaylar malumunuzdur. Hedef şaşırtmak için adeta avukatlar hedef haline getirilmektedir. Çağlayan Adliyesi`nde yaşanan saldırı bunun bahanesi olmuştur. Adalet için özveriyle çabalayan, adaletten ne olursa olsun asla taviz vermeyen Avukatlara, hakimlere ve savcılara yönelik bu tür saldırıları dün olduğu gibi bugün de şiddetle kınıyoruz. Fakat şunu da belirtmeliyim ki, İstanbul Adliyesi`nde yaşanan bu olay sonrasında, adliyelerdeki güvenlik sorununu avukatlar üzerinden güya çözmeye çalışmak çok yanlış bir yöntemdir. Maalesef yaşanan olay ile Avukatlar ve cübbemiz arasında bağ kurulmaya, özellikle bu yönde bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Eğer Adliyelerde bir güvenlik problemi varsa bu problem herkesi ilgilendirir. Adliyelerdeki güvenliğin çözümü dayatmayla değil baro başkanları, başsavcılar ve adalet komisyonu başkanlarının bir araya gelmesiyle oluşacak ortak akılla çözülebilir. Biz her zaman birlikte çözümden yanayız. Ancak Adliyelerdeki güvenlik zaafının sebebi avukatlar değildir. Bu konuda yaratılmaya çalışılan algı operasyonunu kabul etmiyoruz. Bu algıyı yaratmak yerine terör olayını gerçekleştiren kişilerin arkasında bulunan asıl failleri biran evvel yargıya teslim etmek gerekmektedir. Bunu yapması gerekenler bellidir. Ülkemizde yargıya güvenin artık kalmadığı bir süreçte bu güveni sağlamakla sorumlu olanların yaşanan olaylardan avukatlara pay çıkartmaya çalışmaları sorumluluklarının üstünü örtme çabasından başka bir şey değildir. Maalesef dün olduğu gibi bugün de ülkemizde hakkın gasp edildiğini üzülerek görüyoruz. Beklentimiz, hakkın peşinden koşan avukatların, gerek kurumsal ve gerekse bireysel olarak hak ettiği itibarın kazandırılmasıdır. Sizlerinde bildiği üzere Avukatlık cüppesinin düğmesi yoktur. Niye ? Hiçbir gücün karşısında önümüzü iliklemeyelim diye. Dün olduğu gibi bu gün de, yarın da hiçbir gücün karşısında cüppemizi iliklemeyeceğiz” dedi.