“Herkes sağlıklı çevrede yaşama hakkına sahiptir”

Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu ve Çevre Komisyonu Çanakkale’de yaşanabilecek çevresel riskleri gündeme taşıyarak Kazdağları’ndaki altın üretimine ilişkin riskler ve termik santraller ile oluşabilecek çevresel felaketlere ilişkin görüşlerini yapmış olduğu basın açıklaması ile kamuoyuna iletti.

490
Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu ve Çevre Komisyonu, Kazdağları’ndan su içen, hava soluyan, beslenen herkesin bu dağlara borcu olduğunu belirterek; hem kendi üyelerine karşı duydukları sorumluluk, hem de sağlığı ilgilendiren konularda toplum yararına faaliyet göstermek hedefi doğrultusunda gerçekleri kamuoyuna açıklamayı zorunlu hissettiklerini bildirdiler. Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Bu duyarlılığı, tüm vatandaşlarımızdan beklediğimizi belirtmek isteriz. Bu sahip çıkışın ne bir siyaseti ne bir başka yönü vardır. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için gereklidir. Ağı Dağı Cenneti; göknarı, karaçamı, kestanesi, meşesi, ıhlamuru, binbir çeşit çiçekli bitkileri, ayısı, karacası, çeşit çeşit kuşlarıyla, milyonlarca yıllık canlı türü fosillerini içinde sakladığı belirlenen Ciğer Gölü yatağı ile ÇOMÜ Bilim İnsanlarının Bilimsel ve Teknik raporlarıyla TESCİLLENEN eşsiz bir dağdır. Aynı zamanda sayısız pınarlarıyla 23 köy ve Çan ilçe merkezinin tatlı ve içilebilir su kaynağıdır. Ayrıca Çan ve Biga Ovalarını sulayıp, Karabiga da denize dökülen Kocabaş Çayı ile Bayramiç Barajı, Bayramiç Ovası, Ezine Ovası, Kumkale Batak Ovalarını sulayıp Çanakkale Boğazına dökülen Karamenderes Çayı, Ağı Dağı Cennetinden doğmaktadır. Hal böyleyken; Çanakkale’de altın tekelleri, yıllardır yörede yaptığı sondaj çalışmalarında sona yaklaşmış, hatta kapasite artırma ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) lerini yapma cüretlerini göstermiş, işletme aşamasına gelmişlerdir.
 
Yaşanacak riskler
Eğer işletmeye geçerlerse, orman alanlarımız talan edilerek, onbinlerce ağaç yok edilecektir. 1 ton kayaç işlemek için 3 ton suyumuz kullanılacak, bir-iki gram altın için doğamız yok olmayla yüzyüze kalacaktır. Bilindiği üzere; yöremizdeki su kaynakları kullanma suyu ve sulama suyu ihtiyacını ancak karşılayacak düzeydedir. Hatta bazı köyler dönüşümlü ya da sırayla su kullanmaktadır. Halen sulanabilecek alanların % 31 ‘ i su beklemektedir. Yapılan çalışmalara ve sonuçlara göre; çok uluslu şirketler kirletip yok etsinler diye tahsis edebilecek 1 gram fazla suyumuz bulunmamaktadır. Yurtdışına çıkarılarak başka bir ülkenin zenginliği haline gelecek altın için, kestikleri ağaçlar ve yok ettikleri sulardan başka, ağır metal içeren atıkları yöremize gelişi güzel bırakacaklardır. Dolayısıyla ağaçları yok edilmiş, suları kirletilen yöre halkı, altın işletmeciliğinin neden olduğu amansız hastalıklarla boğuşmak zorunda kalacaktır. Çanakkale il ve ilçelerinde görev yapan sağlıkçılar da bu olumsuz çevresel unsurlardan direkt etkilenecektir. Kendileri ve aileleri de hastalıklarla uğraşan sağlık çalışanları, siz Çanakkale’li hemşehrilerimize nitelikli, kaliteli hizmet veremeyecek ve bu kısır döngü kendi içerisinde devam edecektir.”
 
Termik santrallerin çevreye vereceği zararları göz ardı etmeyelim
“Yine ilimizde termik santraller kurma çalışmaları devam etmektedir. Termik santrallerin atmosfere salacağı baca gazları, oluşturacakları asit yağmurları ile tarım topraklarını, su kaynaklarını ve orman alanlarını kirleterek yok edecektir. Tarımsal üretim ciddi şekilde zarar gördüğü gibi sağlık yönünden yörede yaşayan insanlar başta olmak üzere tüm canlıların yaşamı riske edilecektir. Termik santraller denizden soğutma suyu kullanıp ısınmış suyu denize verirler. Bu durum denizlerdeki balık türlerini yok edecek ve Çanakkale’de balıkçılık sona erecek; çiftçilikle, balıkçılıkla geçinen birçok insan işsiz kalacaktır. Ülkemizin değişik yörelerinde yaşanan tecrübelerde bu endişelerimizi haklı kılan göstergelerdir. Tüm bu çevresel felaketlere sebep olan teknoloji ve yöntemlerin yetkili ve karar verici merciler tarafından tekrar değerlendirilmesini ve olası doğa katliamına engel olunmasını bekliyoruz. Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak ve ekonomik refah seviyesini artırmak için daha sağlıklı, doğayı koruyan ve canlıların hayati tehlikesine sebep olmayacak teknolojilerin ve yöntemlerin kullanılmasına izin verilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Bölgemizin yapısı gözönüne alınarak; ekolojik tarım ve hayvancılığın geliştirilmesinin ve desteklenmesinin, bu güzel doğayı koruyacağı, bunun sonucunda yapılan üretimin yöre ekonomisine katkı sağlayacağı kuşkusuzdur. Bu temiz çevrede doğa ve sağlık turizmi yapılabileceği, Çanakkale’mizin tarihi mirasının ise mevcut haliyle dahi tarih ve kültür turizmi için yeterli olduğu kanaatindeyiz.
 
Şimdi duyarlılık zamanı
“Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği Çanakkale Şubesi ve Çevre Komisyonu olarak; çevremizi, doğamızı, tüm canlıları tehlikeye sokan ve de sağlığını bozan her konuda duyarlı olduğumuzu belirtiyor, ülkemizi ve şehrimizi seven herkesin aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz. Çocuklarımıza bırakacağımız en önemli mirasın sağlıklı yaşanabilir çevre olduğunu biliyoruz. Tüm Çanakkale halkına selam ve saygılarımızı sunuyor, sağlıklı günler diliyoruz.”
Paylaş