“Eril karanlığa karşı yaşamı savunuyoruz”
Mersin`de Özgecan Arslan`ın vahşice öldürülmesinin ardından, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin son bulması için kadınlar taleplerini haykırmaya devam ediyor. Dün Cuma Pazarında biraraya gelen kadınlar serbest kürsü oluşturarak düşüncelerini ve taleplerini dile getirdiler. Daha sonra yapılan basın açıklamasının ardından, kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla, pazar yerindeki esnafa ve vatandaşlara bildiri dağıttılar.
Kadın cinayetlerinin son kurbanlarından Özgecan Arslan`ın, Mersin`de vahşice öldürülmesinin ardından, kadınların duyduğu öfke dinmiyor. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet son bulana kadar seslerini yükseltmeye devam edeceklerini belirten Çanakkale Kadın Platformu, eylemlerine devam ediyor. Dün bir kez daha alanlara çıkan kadınlar, Cuma Pazarında bir araya gelerek, kadın cinayetlerine karşı tepkilerini dile getirdiler. Pazar yerinde oluşturulan serbest kürsüyle düşüncelerini ve taleplerini oluşturulan Serbest kürsüde dile getiren kadınlar; “Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için, çocukların kız-erkek ayrımı yapılmadan aile ve okulda eğitilmesi gerekiyor. Çocuklarımız daha küçük yaşlarda küfür etmeyi öğreniyorlar. Onlara küfür etmeyi değil sevgi saygıyı öğretmeliyiz” dediler.
“Yaşamı savunuyoruz”
Serbest kürsüdeki konuşmaların ardından Çanakkale Kadın Platformu adına basın açıklamasını yapan Zekiye Balık; “Bu ülkede erkekler sadece geçtiğimiz ayda, 26 kadın öldürdü; yedi kadına tecavüz etti; 24 kadına zorla fuhuş yaptırdı; 36 kadın ve kız çocuğunu yaraladı; 13 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu. Bir o kadar çocuk istismara uğradı. Yerler, failler farklı olsa da şiddet uygulayan erkeklerin konuştukları ortak dil erkek egemenliğinin diliydi. Bu dil ölümün, yok etmenin, aşağılamanın dili. Biz kadınlar ise yüzyıllardır eril karanlığa karşı yaşamı savunuyoruz. Özgürlükler ve barış için mücadele ediyoruz” diye belirtti.
“Sorumlular erkek-devlet-yargı”
Kamu oyunda ``Utaç Davası`` olarak bilinen, 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç ilişkin davaya da değinen Balık; ``Bu ülkede `Utanç Davası` olarak kabul edilen 13 yaşında iki kadın tarafından erkeklere pazarlanan N.Ç’ye ilişkin davada 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. hakkında yerel mahkeme `Kızın rızası vardı` dedi, Yargıtay kararı hukuka uygun buldu. 14 yaşında 34 kişinin cinsel istismarına uğrayan Ö.Ç. davasında devlet yine tecavüzü akladı. Özgecan’ın katlini bu çerçeveden değerlendirmemiz gerekiyor. Özgecan`i, Pippa’yı, Dora’yı öldüren, N.Ç. ve Ö.Ç gibi nice çocuğun hayatını karartan erkek şiddetine karşı susmuyoruz. Katledilen, tecavüze uğrayan, tacize uğrayan, sırf kadın olduğu için, dayatılan yerine kendi seçtiği kimliği yaşadığı için aşağılanan tüm kadınlar gözümüzde bir. Tüm bunları var edenin erkek-devlet-yargı olduğunu hep söyledik, şimdi bir kez daha yineliyoruz. Özgecan Aslan cinayetinin sıradan bir adli vakanın çok ötesinde yıkıcı sonuçları olan toplumsal bir soruna işaret ettiğini biliyoruz. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddet olaylarının hiçbiri münferit değil. Bu farkındalıkla kadınlar olarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumları; kadınların güçlendirilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için acil harekete geçmeye ve bu süreçte kadın hakları ve kadına yönelik şiddet konularında deneyim sahibi sivil toplum kuruluşlarını dikkate almaya çağırıyoruz. Kadınların erkek şiddetiyle ölmesine, yargının erkekten yana tavır almasına tahammülümüz yok.`` dedi.