“Emek mücadelesi dürüstlük ister...”
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir’in 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili yaptığı çağrıya jet hızıyla cevap verdi.
Sendika binasında bir basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, sendika olarak emek ve demokrasi mücadelesinin içinde olmanın ve bu mücadeleyi Çanakkale’de yürütmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Koç; “Özelde Çanakkale’de genelde Türkiye ve dünyada yürüttüğümüz emek ve demokrasi mücadelesinde konuyu ve/veya yapılan işi temele almak, kişi ve kurumlar ile ilgili görüş bildirmemek temel yaklaşımımız oldu. Çünkü bizim amacımız, yanlış görülen uygulamaların düzeltilerek emek ve demokrasi mücadelesinin gerçekleşmesidir. Emek ve demokrasi mücadelesinde gördüğümüz bir başka gerçek, bazen sorumlu kişilerin iş üreterek temsil ettikleri kurumu geliştirme çabası içine girmek yerine kişisel ağız dalaşı ve hakaretler ile pirim yapma çabasında olduğudur. Yüz yıldan fazla geçmişimizin birikimi ve on sekizinci yaşımızı kutlamanın onurunun yüklediği sorumluluk bize emek ve demokrasi mücadelemizde hak ve özgürlükleri temel alan bir seviyede davranmak kültürünü vermiştir. Eğitim-Sen olarak yaşama geçirdiğimiz emek ve demokrasi mücadelesi tarzı zaman zaman seviyesiz saldırılara uğrasa da söylediğimiz her şey doğru çıkmakta ve buna bağlı olarak toplum tarafından daha içten ve kitlesel desteğimiz artmaktadır. Bu durum elbette ki iş üretmek yerine dedikodu ve çekişmeler ile pirim kazanmaya çalışan yaklaşımları rahatsız etmektedir” dedi.
“Birliktelik çağrısı hiç kimseyi suçlamadan yapılmalı”
1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili birlik ve beraberlik çağrısının hiç kimseyi suçlamadan yapılması gerektiğine dikkat çeken Koç; “Eğitim-Sen genelde her yerde özelde Çanakkale’de gündeme getirmek istediği konuları açıkça söyler, gündemini kendisi belirler, hangi mücadele içinde olacağını başkasının inisiyatifine bırakmaz, eylem ve etkinliklerini kendi kurumsal kimliğinden aldığı güçle yapar, örğüt kültüründen hareketle iç süreçlerini işleterek kara alır ve emeği ile doğru bildiği konuyu sonuna kadar savunur. Bu örgütlülük kültürümüz bize hem bireysel olarak hem de kurumsal olarak “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz?” sorusunu haykırma gücünü verir. Bu nedenle Çanakkale Eğitim-İş temsilcisi Sayın Ahmet Bozdemir’in açıklamaları anlaşılamamıştır. Sayın temsilcinin temsil ettiği kurumda bulunan dostlarımızdan destek alarak; emek mücadelesinde birliğe çağırırken (!) kendi kurumsal kimliğini temsil eden bir ortamda ve hiç kimseyi suçlamadan yapması gerektiğini öğrenmesi gerekir. Oysa Sayın Ahmet Bozdemir 1 Mayıs’ın onurlu geçmişine emekleri ile sahip çıkan kurumlara yönelttiği “faşizm” suçlamasıyla yönelterek bu onurlu emek mücadelesine gölge düşürmeye çalışarak kavga başlatmak istemektedir. Çanakkale Eğitim-Sen olarak Sayın Ahmet Bozdemir’in gerekli yanıtı öncelikle kendi üyelerinden alacağına inanıyoruz” diye konuştu.
“Seviyesiz karalamalar gündeme gelir ise hukuki mücadele yoluna gideceğiz”
Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir’i sendikalarına çay içmeye davet eden Koç, 1 Mayıs İşçi Bayramı ve benzeri seviyesiz karalamaların bundan sonra gündeme gelmesi halinde, sendika olarak yanıt vermeyerek doğrudan hukuki mücadele yoluna gideceklerini ifade ederek; “Kurumumuz ile ilgili herhangi bir sorunu ve önerisi olan her kişi gibi Sayın Ahmet Bozdemir’i de sendikamıza gelip çay içerek konuşmaya çağırıyoruz. Eğer bu da yetmez ise gündeme getirmek istediği her konuyu somut örnek, veri ve şahitleri ile bir televizyon programında tartışmaya hazırız. Eğitim-Sen olarak gündemimizde her zamankinden daha yoğun bir emek ve demokrasi mücadelesi varken bu kadar basit bir konuya daha fazla zaman ayıramayız. Bu nedenle bundan sonra bu ve benzeri seviyesiz karalamalar gündeme gelir ise yanıt vermeyerek doğrudan hukuki mücadele yoluna gideceğiz” dedi.
“Kamuoyunu, mücadelemizde yanımızda olmaya çağırıyoruz”
Koç sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Türkiye ve Çanakkale’nin gündeminde; Cumhuriyetin bütün kazanımlarının yok edilmesi, ülkemizin kuruluş felsefesi olan aklın ve bilimin yol göstericiliğinin yok sayılması, ülkemizin üretilen her değerinin satılması, Kaz Dağı örneğinde olduğu gibi doğanın Çok Uluslu Şirketlere pazarlanarak tahrip edilmesi, ileri demokrasi aldatmacasıyla ülkenin büyük bir hapishaneye çevrilmesi, her türlü muhalefetin böl ve yok et mantığı ile hukuksuz uygulamalarla susturulması, barış aldatmacası ile toplum umutlandırılarak Suriye’deki savaşın gizlenmeye çalışılması ve bunlar gibi onlarca konu varken böylesi basit konuları konuşmak zorunda kaldığımız için özür dileriz. Oysa daha dün Hırant Dinki andık bu gün binlerce faili meçhul/bilinenler arasından Uğur Mumcu ve Gaffar Okkanı anıyoruz. Türkiye’nin her tarafında baskı ve terörün her türlüsünü lanetliyor, şiddeti kınıyor, inadına barış ve halkların kardeşliği diyor ve bütün bunları yaptığımız için emperyalizmin taşeronlarının hedefi oluyoruz. Bununla birlikte bazen dedikodular ve çamur at izi kalsın mantığı ile uğraşmak zorunda kalıyoruz. Ahmet Bozdemir öğretmene de; eğer emek mücadelesinde yapılacak bir iş varsa emek güçleri ile birlikte mücadele vermeye hazırız fakat bu içerikte konular ile uğraştıracaksan ‘Gölge etme başka ihsan istemez’ diyoruz. Değerli Çanakkale Kamuoyunu her zaman olduğu gibi mücadelemizde daha fazla yanımızda olmaya çağırıyoruz. Emek ve demokrasi mücadelesi yükseldikçe bu tip ufak ayrıntılara zaman ayırmak zorunluluğu kendiliğinden ortadan kalkacaktır.”