“Dünya bizi sanatımızla tanıyor”

Kırkyama sanatının önemine değinen Günsu Güngör; “Dünya bizi sanatımızla tanıyor. Altı üstü bir yama diyemezsiniz” dedi. 1987 yılında Kırkyama sanatıyla ilgilenmeye başladığını belirten Güngör; “1995’te atölyemi kurdum. 1995’ten beri sanatın nitelikli yayılmasını sağlamaya çalışıyorum. Hocalar yetiştiriyorum. Kırkyama aslında bir ata sanatı. Kalmış kumaşlardan faydalanarak, artanları değerlendirmek amacıyla yapılmış. Kırkyama ne zaman patchwork’e dönüştü bilmiyorum. Ama şu an yaptığımız şeyin kırkyama olmadığını biliyorum. Bu çalışmanın ve ortaya çıkan eserlerin sanatsal bir değer kazandığını düşünüyorum. Bunu sadece biz değil batı da böyle takdir ediyor. Uluslararası yarışmalara katılıyor ülkemizi temsil ediyor çok güzel ödüller kazanıyoruz. Hem de Türkiye’nin tanıtımını yapıyoruz. Kumaşlarla kendi doğa, tarih ve kültürümüzü yansıtabiliyoruz. Bu şekilde karşımızdakilerde Türk halkı ve kadını hakkında bilgi edinebiliyor. Onlara bu şaşırtıcı gelebiliyor. Bu yapılanlara altı üstü bir yama diyemezsiniz. Biz bu ürünleri daha sonraki kuşaklara aktarabilmeyi bir yandan da canlanıp Dünya’da Türkiye’yi temsil etmesini sağlıyoruz. Ayrıca daha sonraki kuşakların bunu çağdaş ödüllü bir örtü olarak kullanmasını sağlıyoruz. Bizim bu nakışları yapacak Anadolu kadınımızda kalmadı. Artık, onların eğilimleri değişti. O nedenle elimizdekileri korumaya çalışıyoruz. Bizim elimizden bu geliyor herkes elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. LÖSEV gönüllüsüyüm. Sosyal sorumluluk projelerinde yanlarındayız. Birçok kurumda bize geliyor. Defile tertipliyoruz. Mankenlerimiz 60 yaş ve üzeri. Defilelerimizde hiçbir frikik, dekolte, tanınmış manken yok. Ama biz o sunumla bir sarı zarf içinde bir hayli miktarı o kuruma verebiliyoruz. Ben tek olarak okyanusta su damlasıyım. Biz kocaman bir ekibiz ve sevgiyle büyüyoruz. Eğer bu ilgiyi ve sevgiyi suiistimal yapmazsanız kişisel kullanmayıp haydi yardıma ihtiyaç var dediğinizde arkanızda bir ordu buluyorsunuz. Bundan faydalanmalıyız diye düşünüyorum” dedi.

 

Güngör sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Çanakkale’ye gelmeyi çok arzu ettim. Ama bugüne kadar beklemek zorunda kaldım. İlk defa Çanakkale’ye geldim. Kırkyama ile ilgili pek çok kişi, kurum ve öğreticiyi aynı gökyüzü altında toplamayı çok anlamlı buluyorum. Başta Boreas Kırkyama Çalışma Grubu kolaylaştırıcısı Neşe Dincel; olmak üzere Kent Konseyine çok teşekkür ediyorum. Çok kıymetli, çok değerli bir iş yapıyorlar. Ben kendi payıma düşeni elimden gelen her türlü görevi yerine getirmek için hazırım. Bir kaç gündür konuk olduğum Çanakkale’de şehitlikleri ilk defa gördüm. Kendimi çok mahcup hissetim. Bize büyük bedeller ödenerek kazandırılmış bir hürriyeti çok bonkörce harcıyoruz gibi geldi. Şehitlerin kabirleri önünde kendimi mahcup hissettim. Daha başka bir şeyler yapmalı daha çok çalışmalıyım diye düşündüm. Hayatımı, uluslararası yarışmaları biraz rölantiye almıştım. Ama bir şeyler daha yapmaya karar verdim. Onlara bu borcu ödemeli ve başka bir şeyler yapmalıyız.”

 

Bir çok kadının sanatla kendini bulduğuna dikkat çeken Güngör; “Günsu Güngör; “Patchwork sanatının geleceği çok aydınlık. Birçok kadın bu sanatla kendini buldu. Kadınlar üreterek kendini yararlı ve değerli hissediyor. Ama endişelerim de var. Elimizi bir şeye atar, çabuk yapar, tüketir bir kenara atarız umarım ona benzemez. Bu sanat bir anlamda terapi. Tanrı ile baş başa kalacağınız huzuru, kendi iç sesinizi dinleyeceğiniz değerli bir an. Umarım bunu diğer hobilere benzetmeyiz. Huzuru bulur sanatı da ilerletiriz. Bende ilk defa bir konuda bu kadar uzun kalıyorum. Kendimi çölde bir kum tanesi gibi hissediyorum. Sanatın önü çok açık yapılacak çok şey var” diye konuştu.