“Bu gençler boşuna can vermedi”
CHP Çanakkale 1. Sıra Milletvekili Adayı Muharrem Erkek, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir zaman insanların baskılara karşı ilelebet susmadıklarını belirterek “Tarihin her döneminde toplumlar, baskılara karşı tavır koymuş ve eyleme girişmişlerdir. Bu durum, demokrasinin ve hukuk devletinin gereği olarak, genellikle acı olayların tecrübesiyle hukuk metinlerinde koruma altına alınmıştır. Bugün, Türkiye’nin pek çoğunu imzaladığı uluslararası hukuk metinleri, baskılara karşı şiddet içermeyen eylemleri “demokrasi” kapsamında değerlendirmiş ve “özgürlük” olarak yorumlamıştır” dedi.
CHP Çanakkale 1. Sıra Milletvekili Adayı Muharrem Erkek Gezi Direnişinin 2`nci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “İnsanların nerede, nasıl yaşayacağına, ne yiyeceğine, ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına ve bunu nasıl doğuracağına, evinin içine, özel yaşamına kadar müdahale eden; halkı kutuplaştırıp, ayıran bir anlayışın, halka rağmen, halka inat; doğayı, çevreyi katlederek, insanların nefes almasına engel olmak amaçlar biçimde ağaçları yok etmek istemesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Bundan iki yıl önce, Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacı, ranta, talana ve yağmaya karşı yaşama tutundurmak için başlayan demokratik eylemler, bizzat Hükümet’in tutumu ve orantısız biçimde şiddet kullanması, adeta halkına düşman bir tavırla hareket etmesi sonucu tüm ülkeye yayılmıştır” dedi. Erek, “Bir hukukçu ve Gezi Eylemlerine ilişkin davaları takip eden bir avukat olarak söyleyebilirim ki `Gezi Eylemleri, hem uluslararası hem de ulusal hukukumuz açısından demokratik bir hakkın kullanımıdır!` Özellikle Gezi Eylemlerinde gençlerimizin ve kadınlarımızın ön saflarda olmaları ne derece baskı altında kaldıklarını ve geleceğe ne kadar endişeyle baktıklarını ifade etmektedir. Gencecik, pırıl pırıl yürekler geleceğine sahip çıkma noktasında ne kadar kararlı olduklarını göstermişlerdir. Tüm Türkiye bilmektedir ki 2 yıl önce yaşadığımız demokratik eylemler sonucunda, ülkemizde her şey değişmiştir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. AKP Hükümeti açısından da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bunun belirtileri Hükümet tarafından bir süre önce net olarak gösterilmeye başlanmakla birlikte, özellikle Gezi Eylemlerinde yapılan orantısız şiddet içerikli müdahaleler, Hükümet’in rotasını belli etmiştir; o rota canımızı yakmıştır. 9 gencecik fidan ömrünün baharında, hatta ilkbaharında toprağa düşmüştür. 8 bin kişi yaralanmıştır. Bunların içinde önemli bir kısmı gözünü kaybetmiş ya da kalıcı bir hasar alacak biçimde yaralanmıştır. 3 bin 761 kişi gözaltına alınmış, yaklaşık 8 bin kişiye soruşturma açılmıştır. Başka bir ifadeyle Hükümet, sıkıyönetim uygulamış, dönemin Başbakanı bunların emrini bizzat kendisinin verdiğini açıklamıştır” şeklinde konuştu.
“Geziyi unutma”
Gezi Eylemlerinin siyasi tarihimizdeki dönüm noktalarından biri olduğunu ifade eden Muharrem Erkek, “Dünyanın, demokrasiyle yönetilen her yerinde bu gibi olaylar bir gençlik hareketi olarak algılanır, özgürlük ve demokrasi çerçevesinde değerlendirilirken; Hükümet, bir darbe girişimi olarak nitelendirmiştir. Gençleri ve insanları anlamaya çalışmak yerine, onlara şiddet uygulamayı uygun görmüştür. Bu tutum, Hükümet’in Avrupa Birliği sürecinden, başka bir ifadeyle özgürlük ve demokrasi lehinde tercihlerden kopmasıyla da paralel yürümüştür. Sonuç; geldiğimiz noktada antidemokratik bir “Güvenlik Paketi” çıkarılmasıdır. Unutulmasın ki bu gençler boşuna can vermedi. Özgür ve demokratik bir memleket sevdasıyla seslerini yükselttiler ve onların bu çabaları sonucunda bugün demokrasi ve özgürlük talebimizi daha yüksek bir sesle dile getirebilmekteyiz. Gezi Eylemleri, siyasi tarihimizdeki dönüm noktalarından biridir. Bu nedenle `Gezi’yi Unutma!` diyorum” dedi. (Haber Merkezi)