“Böyle bir şey demokraside yok”

 

 

Çanakkale Müteahhitler Birliği Derneği, dün HDP Çanakkale Milletvekili adaylarını konuk ederek, HDP`nin Çanakkale ile ilgili projelerini, neden HDP`ye oy vermeleri gerektiğini sordu. Çanakkale Müteahhitler Birliği Başkanı Hakan Vural`ın açılış konuşması ile başlayan toplantıda tüm yönleri ile HDP konuşuldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan Vural, HDP`nin mecliste olması gereken bir parti olduğunu ifade ederek., HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş`ı övdü. “HDP Eş Genel Başkanı sayın Demirtaş konuştukça parti üzerindeki ön yargıları kaldıran değerli bir insan” diyen Vural, “Öyle bir ülkedeyizki; yıllardır Güneydoğu`da yaşanan sıkıntılı bir süreç var. Öyle bir devlet yapısı var ki, o bölgede yaşayan kendi vatandaşlarını yıllarca bombalamış durumda. `Kart kurt` söyleminden başlıyor, bugün bu realite kabul ediliyor. Bugün biz tüm arkadaşlarımızla kucaklaşma durumuna gelmiş bulunmaktayız. Bu demokrasinin gelişimi açısından çok önemli bir hadise. Bizler demokraside etnik, cinsiyet, din, dil ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarımızı ayrı ayrı kucaklayabiliyorsak gerçek demokratik bir ülke olmuş oluruz. O anlamda HDP de Güneydoğu`da zaten ilgi ve teveccüh görüyordu. Ama batı kesimlerde de bu ilgi, alakayı ve teveccühü yakalamış durumda. Bu önemli. İkinci perspektifte de kendilerinin de ifade ettiği gibi; Bu ülkeye barış ve huzur gelmesini istiyorsak, belirli normlarda uzlaşı ve çözüm arıyorsak HDP`nin ne olursa olsun mecliste olması lazım. Bu anlamda tek başına seçime girmesi, `ben de artık bu ülkenin bir ferdiyim` demesi bu anlamda da; yüzde 10 barajını zorlaması veya geçmesi bu ülke için olumlu göstergelerdir. Bizler de arzu ediyoruz ki inşallah HDP barajı geçer ve mecliste yerini alır” temennisinde bulundu.

 

“Bu toplumdaki bazı STK`lardaki önyargıya bir kaç gönderme yapmak istiyorum” diyen Vural, “Maalesef bazı STK`lar milletvekili adaylarıyla programlar yapıyorlar ve üç partiyi davet ediyorlar. Böyle bir şey demokraside yok. Eğer sizin kriteriniz mecliste grubu olan parti ise HDP`nin grubu var. Eğer sizin kriteriniz barajı geçmek ise, bütün anketlerde bu parti baraj sınırında gözüküyor. Dolayısıyla söyleyecek lafı olan, bizim de dinlememiz gereken bir parti. `Ya Çanakkale`de bunlar çıkaramaz` diyorsanız da o zaman siz kendi görüşlerinizi bu topluma dikte etmiş oluyorsunuz. Bu da demokrasiye yakışan bir hareket değil. Biz Müteahhitler Birliği olarak ilk günden beri dört siyasi partiyi davet etme kararı aldık” ifadelerini kullandı.

 

“Demokrasinin ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissediliyor” diyen HDP Milletvekili 3`üncü sıra adayı Ergin Fidan, “Demokrasiyi üç ayaklı bir masaya benzetirsek, birinci ayak adalettir. Bir diğeri hakkaniyettir. Bir diğeri de meşruiyettir. Bu ülkede adalet kavramının nasıl yozlaştırıldığını görüyoruz. Bu ülkenin zenginlikleri hangi oranda nasıl paylaştırılıyor? Toplumun yüzde biri milli gelirde 800 milyar dolar bir değer üretiyor. İnsanlar açlık yoksulluk sınırında. Hükümetin yoksulluğu azaltacağız, ortadan kaldıracağız söyleminin ne kadar yalan ne kadar gerçek dışı olduğunu görüyoruz. İşsizliği her zaman yedekte tutularak, kendi iktidarlarını güçlendirecekleri bir mevzi olarak görüyorlar” dedi.

 

HDP 2`nci sıra Milletvekili adayı Mihriban Şah ise konuşmasında “Biz barış ve demokrasi diyoruz. Savaş olmasın diyoruz. İstikrar olsun diyoruz. Savaş olmadığında istikrar olacak. Ekonomi büyüyecek. Savaş olmadığında halklar gerçek anlamda kardeş olacak. Bizim talebimiz her zaman demokrasiydi. Bu demokrasi talebinin içinde kimlik sorunu, inanç sorunu gibi bir çok sorun vardı. Ama bir algı operasyonu yapıldığı için, kendimizi batıya aktaramıyorduk. HDP ile bu algı operasyonunu kırdık. Biz her zaman şunun farkındaydık. Türkiye`de demokrasi sorunu çözülmedikçe kimlik sorununun da çözülemeyeceğini biliyorduk” dedi.

 

HDP`nin 1`inci sıra adayı Özlem Ergun Açanal ise Çanakkale`nin doğası ile kültürü ile ön plana çıkması gerektiğini bildirdi. Açanal, “Çanakkale kültürü, tarihi, turizmi, doğasıyla öne çıkmalı. Çanakkale bir sanayi kenti olacaksa bir tarım sanayi kenti olsun. Çevreye duyarlı bir sanayi olsun. Nerden bakarsanız bakın, iş doğaya ve çevreye geliyor. Elbet de Çanakkale`de gelişmek, büyümek, çağa ayak uydurmak zorundadır. Ama büyümenin kontrollü ve doğru olması gerekiyor. Doğru bir büyüme olmazsa hepimizin sonu olacaktır. Yol mu gerekiyor, köprü mü gerekiyor buna beraber karar verelim” dedi.