“Bizim önceliğimiz, havanın, suyun ve toprağın korunmasıdır”

Çanakkale Çevre Platformu`ndan yapılan açıklamada; “Toprak, hava ve su tüm canlılara aittir, kolektiftir. Canlılık toprak, su ve havaya muhtaçtır. Önceliklerimizi ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Çekin ellerinizi toprağımızdan, suyumuzdan ve havamızdan!” denildi.

445
Çanakkale Çevre Platformu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ile ilgili açıklamada bulundu. Çevre Platformu yürütme kurulu adına yapılan açıklamada, “Ne yazık ki bir Dünya Çevre gününde daha sizlere çevre adına iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Günümüz Dünyasında sağlıklı bir çevreden bahsetmek ne yazık ki olanaksız hale gelmiştir. Dünyamızın biyo çeşitliliği ve ekolojik sağlığı, insan faaliyetleri nedeniyle giderek bozulmaktadır. Ancak şunu iyi bilmeliyiz ki insan doğanın bir parçasıdır. Kendimizi doğanın üzerinde görmekle geleceğimizi felakete hazırlıyoruz. İnsanoğlunun yarattığı vahşi kapitalist sistem ne pahasına olursa olsun ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir. Neoliberal politikaların bizleri ulaştırdığı tüketim çılgınlığı boyutu hem sömürü düzenini geliştirmekte hem de halkın gözünü kör etmektedir. Bu yolla, geleceğimizi karartacak, çocuklarımızı felakete sürükleyecek doğa talanını halkın görmesi engellenmektedir. Orman ve denizin iç içe girdiği, her köşesinden tarih fışkıran, Kazdağları’nın bereketi ile kutsanan Çanakkale’mizin bu güzellikleri saldırı altındadır. Çanakkale’miz, tüm Biga Yarımadası, Kazdağları’ndaki metalik madencilik saldırıları insana, doğaya, memlekete aşk derecesinde tutkun gönüllülerce geri püskürtülmüştür. Ancak ne yazık ki tüm çabalara rağmen saldırılar durmamaktadır. Çanakkale’nin ekolojisini tarumar edecek termik santraller projeleri, Balıkesir ve Çanakkale 1/100.000 çevre düzeni planının yürürlüğe girmesiyle devreye sokulmuştur. Çanakkale’yi cehenneme çevirecek olan bu termik santralleri durdurmak için de tüm gücümüzle ve meşru yöntemlerimizle mücadelemizi sürdüreceğiz. 1/100.000 çevre düzeni planıyla, ekonomik vizyonunu yıllar önce tarım, turizm ve eğitim yönünde çizmiş olan Çanakkale’nin yönü tamamen vahşi bir enerji sanayisine yönlendirilmek istenmektedir. Lapseki’nin kirazıyla, şeftalisiyle, Bayramiç’in elmasıyla, beyazıyla, Ezine’nin peyniriyle, Biga’nın sütüyle, Çanakkale domatesiyle, Saanen keçisiyle, Ayvacık’ın danasıyla, tüm bu zenginlikleriyle tarım yok sayılmaktadır. Bizim önceliğimiz insanın açlığıdır, susuzluğudur, hava alabilmesidir. Bizim önceliğimiz havamızın, sularımızın, toprağımızın korunmasıdır. Bizim önceliğimiz dünyanın nimetleri toprak, hava ve sudan çocuklarımızın da yararlanmasını sağlamaktır. Bizim önceliğimiz toprak, hava ve suyu birlikte yaşadığımız diğer canlılarla paylaşmaktır. Yalnızca dağlarımız, ovalarımız, nehirlerimiz, denizlerimiz tehdit altında değildir; kentlerimiz de tehdit altında… Bizler kentlerimizde de daha fazla yeşil istiyoruz. Bizler kentte de daha fazla toprak görmek istiyoruz. Bizler kent ekosistemimizin muhafazası için de mücadele edeceğiz; karşımızda kim olursa olsun! Toprak, hava ve su tüm canlılara aittir, kolektiftir. Canlılık toprak, su ve havaya muhtaçtır. Öncelikleri-mizi ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Çekin ellerinizi toprağımızdan, suyumuzdan ve havamızdan!” ifadeleri kullanıldı. (Seçkin Sağlam)
Paylaş