Konu ile ilgili basın açıklaması düzenleyen Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “İki gün önce Silvan’da bir çocuk daha kanlar içinde yere yığıldı. Bedenine sığmayan kocaman bir yürek, bir kez daha devlet terörünün hedefi oldu! Adı Mehmet Ezer, daha 10 yaşında! Şimdi yoğun bakımda yaşam mücadelesi sonrasında sağlığı ile ilgili güzel haberler alıyoruz. Yaşamlarının baharında, eğitimlerinin devam etmesi gereken bir dönemde, gencecik bedenleri devlet aklı ile şiddete uğratanlar ne yapmak istiyorlar. Yok etmeye güdümlü devlet aklının her geçen gün şiddete daha fazla sarıldığı, Devletin küçücük bedenler karşısında her gün daha fazla küçüldüğü, Gezi direnişi sırasında Başbakan`ın "destan yazmakla" övdüğü polisin eline her gün daha fazla kanımızın bulaştığı bir dönemde, Mehmet Ezer’in iradesini, kişiliğini hiçleştirerek; onu sadece küçücük bir beden olarak gören yetişkinlerin “çocuklaşması”na da öfke duyuyoruz! Çünkü katilleri çok iyi tanıyoruz! Çünkü Türkiye’nin dört yanında devletin, salt bir şiddet tekelinden ibaretleştiği ve her geçen gün yeni canlar aldığı bir dönemden geçiyoruz! Çünkü demokrasi, eşitlik ve özgürlük isteyenlere sokak dışında bir alan bırakmayan, en temel demokratik hakların kullanımını dahi şiddetle bastırmaya kalkanların iktidarda olduğu bir ülkede yaşıyoruz! Böylesi bir dönemde “çocukları öne sürenler” diye başlayan cümlelerin sahipleri iyi bilmelidir ki, bu dil; polis şiddeti sonucunda hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesini meydanlarda yuhalatacak kadar insanlıktan çıkanların, “Çoluk çocuk demeden gereği yapılacak” diyenlerin katliamlarını görmezden gelenlerin, siyasi rant ve iktidar dışında bir şey görmeyenlerin, kısaca her konuştuklarında ağızlarından “kin ve nefret” sözcükleri dökülenlerin dilidir!” dedi.
“Sorumlular cezalandırılmalı”
Koç sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İşte bu nedenledir ki, bugün toplumsal barıştan, eşitlikten ve özgürlükten yana olan her yürek, kendi dilince, kendi inancıyla Mehmet Ezer için dualarını dayanışma duygularını, hızla iyileşmesi dileklerini paylaşıyor ve #DirenMehmetEzer diyor! İbrahim Sevindik, 2007-İstanbul. Mehmet Uytun, 2009-Cizre. Mustafa Dağ, 2009-Urfa. Hatice İdin, 2011-Şırnak. Metin Lokumcu, 2011-Hopa. Çayan Birben, 2011-Yalova. Hacı Zengin, 2012-İstanbul. Abdullah Cömert, 2013-Antakya. Ahmet Atakan, 2013-Antakya. İrfan Tuna, 2013-Ankara. Selim Önder, 2013-İstanbul. Serdar Kadakal, 2013-İstanbul. Zeynep Eryaşar, 2013-İstanbul. Berkin Elvan, 2014-İSTANBUL. Trafik kazasından değil, biber gazından ölenlerimizin listesi. Daha doğrusu… Biber gazından öldüklerini bildiklerimizin listesi. Bir de bilmediklerimiz var. Yaralananlar… Kemikleri kırılanlar… Gözlerini kaybedenler… Şehrin göbeğinde güpegündüz gaza boğulanlar. Eğitim Sen olarak, Mehmet’in en kısa sürede sağlığına kavuşmasını diliyoruz! Halkın üstüne saldırı emrini verenlerin, Mehmet’i gaz fişeğiyle vuran, 2013 1 mayısında Dilan’ı yine gaz fişeği ile vurarak komaya sokan polisin ve tüm sorumluların hesap vermesini ve cezalandırılmasını istiyoruz! Daha fazla canımızın katledilmemesi için gaz kullanımının yasaklanmasını istiyoruz!”