Kepez Belediye Başkanlığı makamında düzenlediği basın toplantısında konuşan Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, kantin ile ilgili yaşanan süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Kepez Belediyesi`ne bağlı zabıta ekiplerinin 2 ay önce, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi`nde kantin açıldığı duyumu ile yola çıktığını anımsatan Başkan Mutan; "9 Mayıs tarihinde ruhsatsız işyeri tespit tutanağını hazırladı. Nevzat Arslan adına. Doğum yeri Çataltepe. Bu Çataltepe Sevgili Rektörün damadı olduğu köy. İşyerinin faaliyet konusu çay ocağı ve kantin işletmesi. 15 günlük süre verilmiş. 15 gün sonrasında 24 Mayıs tarihinde saat 10:00`da mühürleme işlemine geliniyor. 1 gün önce yani 23 Mayıs günü de iş bu durum tebliğ ile tevdi ediliyor. Nevzat Arslan olmadığı için yanındaki personelde imza yetkisi olmadığından imzadan imtina etti diye bir tutanak hazırlanıyor. Arkadaşlarımız devam ediyorlar, benden olur alıyorlar burayı kapatmak ile ilgili ve arkadaşlar gidip işyerini mühürlüyorlar. 24 Mayıs tarihinde de işyeri mühürleniyor. Sonra İdari ve Mali İşler Başkan Vekili olarak İbrahim Bozkurt teklif ediyor. Nevzat Arslan`a kiralanmış olan yeri karşılıklı sözleşmeleri fesih edelim diyor. Mustafa Yollu Genel Sekreter ilgili Rektör Yardımcısına arz ediyor olur için. İlgili Rektör Yardımcısı Rektör adına Handan hanım olur veriyor ve sözleşme fesih ediliyor. Tarihe dikkat edin. 28 Mayıs 2012. Neye istinaden oluyor. Yine 28 Mayıs tarih 1709 sayılı rektörlük makamı oluru ile sözleşme karşılıklı olarak fesih edilmiştir. Ne zaman 28 Mayıs`da değil 29 Mayıs`da. Tarihe dikkat edin 29 Mayıs. Sonra bu süreçte başhekimliğin bir yazısı var. Hastanemiz Kepez kampusunda yeni inşa olunan E blok olarak isimlendirilen mevcut projede elektrik odası olarak görünen fakat fiiliyatta ticari faaliyet alanı olarak kullanılan yere ticari faaliyet alanı olarak ihtiyaç duyulmamaktadır. Mevcut bahsi geçen yer uygun görüldüğü takdirde depo olarak kullanılacaktır. Murat Coşar uygundur Handan hanım Rektör Vekili. Aynen aynı şekilde başhekimlikten gelen yazıya istinaden Handan hanım bize yazı yazıyor. Tarih yine 29 Mayıs dikkat edin. 28 ve 29 Mayıs`da bütün bu iş ve işlemler bitiyor. Bize diyor ki müstecirle olan sözleşme fesih edildi. Söz konusu alanın bundan sonra ticari amaçla kullanılmaması kararlaştırılmıştır. Hastane ihtiyaçları konusunda kullanılması gerekmektedir. Koca rektör vekili diyor bunu ben demiyorum. Ne zaman 29`u. Yazı bize ne zaman geliyor 30`u. 30`un da gidip mühürü söküyoruz. Bu kantinin birinci perdesi" dedi.
Kantinin ikinci perdesi
ÇOMÜ`ye yakınlığı ile tanınan bir sitede ÇOMÜ Tıp Fakültesi`ni bastığı yönünde çıkan habere de değinen Başkan Mutan; "Şimdi kantinin ikinci perdesine geliyoruz. Kaç perde sürecek bunu yaşadığımız sürece hep birlikte göreceğiz. Kantinin ikinci perdesi yine bize bir basın mensubunun ihbarı ile yola çıkıp aynen dediği şekilde gelip fotoğraflarla tespit ediyoruz. 2 Temmuz tarihinde ruhsatsız işyeri tespit tutanağı işyeri sahibi Baki Kalkan hastane müdür yardımcısı. Dikkat edin tarihler burada çok önemli. Peki sonra ilgili birim gün veriyor ona. 3 Temmuz günü benden yine kapatma işlemi için olur alınıyor. Sonra gidiyorlar bakın gidiyorlar ben gitmiyorum daha henüz. Bir tutanak tutuluyor. İşyerini mühürleme işlemi engellenmiştir diye. Kimler var imzalarda 3 zabıta memuru ve Baki Kalkan beyefendi imtina ediyor. Tarih 3 Temmuz. Sonra ben gidiyorum. Bir gün önce 3 olan güvenlik sayısı ertesi gün 13`e çıkıyor. Üniversitenin güvenlik şefi de orada bulunmak kaydıyla yardımcısıyla birlikte bir güvenlik bariyeri oluşturarak bizim iş ve işlem yapmamız engelleniyor. Ben bu konuyu Vali beyle de paylaştım. Keşke sen gitmeseydin arkadaşlar yapsaydı dedi. Ben buranın amiriyim. Benim tarzımda ortada. Bire bir kendim müdahale etmek için gidiyorum oraya ve ediyorum. Sadece ben girebiliyorum içeriye. Ben de vücutla, elle, kolla engellenmeme rağmen ite kaka giriyorum. Kimseye bir hakaret yok. Bana hakaret etti diyen varsa kendileri her şeyi kayıt altına aldı. Mahkemelerde orada. Bir tanesi çıkacak bana hakaret etti diyecek koca bir yalan. Onu söyleyen yazan Hamit Palabıyık da, Mustafa Kalander de yalan söylüyor. Mahkemeye versinler diye söylüyorum. Mahkemede her şey ispatlanacak.
Sonra bir şeyler servis edildi. Üniversite tarafından internetten servisler. Doktorları tehdit etti, belediye yasayı çiğnemeye çalışıyor. Mutan`ın vukaatı bununla sınırlı değil. Bizzat başhekim tarafından 3 tane güvenlik görevlisi ve hastane çalışanı psikiyastriste yönlendiriyor. Rapor aldırılmaya çalışılıyor. Verilecek mahkemede kanıt olarak sunulmak üzere. Allah`dan bu ülkede hala etiğini koruyan, meslek ahlakını koruyan doktorlar var. Böyle ucuz kumpasların içine girmiyor. İçlerinden bir tanesine rapor veriyor. Oda ailevi sebeplerinden dolayı ekonomik şartlarda ruh sağlığı bozulmuş bir çalışan. Asıl ruh sağlığı bozulan yasalarla personelin iş yapmamasından dolayı morali bozulan benim güvenlik güçlerim zabıtam. Böyle kumpas içinde olan akıllar doktor olarak geçiniyorlar. İşin bir tarafı o. Diğer tarafı hem bu Hamit hem bu Mustafa bizzat o koridorda bulunmuşlar mı? Net bir soru soruyorum. Yoksa yalan yanlış, doldurma, bilgi sahibi olmadan fikir üretme noktasında yorumlarla birlikte saçma sapan, aslı astarı olmayan iddialarla şahsım üzerinden hem partime yüklenmeye çalışıyorlar, hem de hiç bilgi sahibi olmayan şu Hamit Palabıyık`a bilgi vereyim bilgi sahibi olsun" diye konuştu.
"Hamit Palabıyık önce bilgi sahibi olacaksın"
Palabıyık`a da tepki gösteren Başkan Mutan şu şekilde konuştu: "12 Temmuz`da bir köşe yazıyor. Hastane gidiyor diye. Bakın bu tarih önemli. Onun yazdığı yazıdan çok önce 3 Temmuz`da daha önce İl Özel İdaresi tarafından arkadan dolanarak kendilerine hastane yapılması amacıyla tahsis edilen meydanda, Pazar yerinin olduğu yer değil insanları kandırmasınlar. Şuanda anfinin ve ağaçların olduğu alanda tadilat teklifi isteniyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur. Sevgili Hamit Palabıyık önce bilgi sahibi olacaksın. Gideceksiniz gidin arkadaşlar bir hastane üzerinden Kepez`de CHP politikalarına ve bana vurulması doğru değil. O hastane denilen yapı ben İl Sağlık Müdürüyken 98 yılında 30 Kasım`da temelini ben attım onun ben. O dönemin Enerji Bakanı vardı Mustafa Cumhur Ersümer evet o bakandı ben de il müdürüydüm. Şu andaki hastanenin temelini attık kadın doğum ve çocuk hastanesi olarak. Sayın Palabıyık bunu da bil. Bilgi sahibi olmadan atıp tutmak kolay.
Sevgili AKP hükümeti 500 yataklı hastane yapacağız diyorsunuz bir yapın da bir hastane yaptığınızı görelim. Buranın sicili bozuk. Birinci perde oynandı sicili bozuldu. İkinci perde de şüphe var. Diyorlar ki alana hiç katkı sunmadık. Kantinli ek binanın meclis kararı oy birliği ile kabul edildi diyor. 98 yılında il müdürüydüm ana binanın başlangıcında vardım. Şu ek binada da ben varım yaşadığım sürece. Oy birliği ile çıkan bir karar tarih 1 Kasım 2011. Kavgalıyız demi bize öyle deniliyor üniversite ile. Katkı sunmuşmuyuz sunmuşuz. İşletmeye açılmış. İşletmeye açılırken binada koca bir terbiyesizlik yapmışlar. Ben bu beldenin belediye başkanıyım. İmarımda imzam var. İskanında imzam var. İnşaat ruhsatında imzam var. Zurnanın son deliğine kadar birbirlerine plaket verdirdiler beni oraya davet etmelerine rağmen devletin düsturunu da yiyerek bu makamı hiçe sayan bir tutum sergilediler. Ben burada bugün varım yarın yokum ama bu devletin kurum ve kuruluşları kişilerle baki değildir. Ben haksızlığa, yalana dolana isyan ediyorum. Ben doğru olmayan şeylere isyan ediyorum. Benim isyanım ona.
Sağlık ocağı binası ile ilgili de tadilat talepleri var. Daha dün açtın sen bunu boyadın. Mahsus yapıyorlar üzerimize geliyorlar. Gidecekseniz kampus orada çok uzakta değil. Tıp Fakültesi Hastanesi Çanakkale`nin bir hastanesidir. Şuan ki Rektörde bilsin ki 92 yılında yine Sayın Ersümer`in eski siyasilerin katkılarıyla Tıp Fakültesi kararı alınmıştır. Kendilerinin bir gram katkıları yoktur. Sadece ampul takıp gece aydınlatıyorlar Ali Akdemir`in yaptığı binaları. Bir tane bina yaptılar mı? Yaptık desin de göreyim. Öyle ampul takarak ampulcü olunmuyor. Ampulcüler ona anlatsınlar bunu. Bu karar şu mecliste çıktı. Oy birliği ile çekimser. Nasıl oy birliği ile. Hani bu siyasi hükümetin buradaki belediye meclisi temsilcileri. O gün iki tanesi geldi dört tanesi gelmedi bile. Kendi iradesini beyan edip kamuoyuna duyuramayan bilgi sahibi olmadan rahmetli Uğur Mumcu`nun dediği gibi fikir üretmeye çalışanların fikirleri koftur, boş tenekedir, sallanan boş başaktır. Ben bunların yetiştirdiği öğrencilere üzülüyorum. Nasıl iş bulacaklar bu durumda çok düşündürücü."
"Sedat beyin babasının çiftliği mi orası?"
Açıklamasının devamında ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner`i hedef alan Başkan Mutan; "Bu kantin iptal edildikten sonra bize verilen evraklar. Ödeme kaydedici cihaz levhası. Vergi Dairesine perakende satışlar için bildirmişler. Ne diyorlardı daha önce ticari amaçla kullanmayacağız. Pek kavramlarla oynamak istemiyorum. Vergi levhası. Bir tane fatura. Faturanın tarihi 25 Haziran. Kime ait Mars kafe Nevzat Arslan. Peki yer neresi. Araştırma ve Uygulama Hastanesi. 21 bin 524 TL. Peki neyin faturası bu. Kime veriyor bakın. Dardanos Yerleşkesi İktisadi İşletmesi Dardanos Çınarlı mevkii. Kime veriyor üniversitenin iktisadi işletmesine içerideki mevcut malları satıyor. 21 milyara ne zaman 25 Haziran`da. Peki ne zaman fesih olmuştu bu anlaşma 28 Mayıs`da.
Buradan da Maliye Bakanlığına da suç duyurusu yapıyorum. Fesih olmuş bir yer bir ay sonra aynı malları Dardanos`a satıyor. Bunu alanda suçlu satanda suçlu. 28 Mayıs`da fesih olan işyeri 25 Haziran`da mal satıyor. 1 ay boyunca orada şekil ve şemal değişmiyor ve o mallar orada duruyor. Bu kayınçoya ikinci bir kıyak mı onu bilmiyorum. Koca kova proflar oturup öğretmenevi, polis evi diye karar alıyorlar. Hani burası depo olarak kullanılacaktı. Hastanenin fiziki ihtiyaçları vardı. Bir tane poliklinik aç arkadaş oraya. Orada bir kafeterya var, restoran var. Bizden önceki dönem verilmiş. Açık bir yer var 10 metre dibinde. 5 litrelik su satıyorlar. Nasıl bir sosyal yer burası. Nasıl polis evi burası, nasıl öğretmenevi. Bize yazı yazıyorlar. Biz de devlet hakkımızı kullanarak İçişleri Bakanlığı Mali İdareler Genel Müdürlüğüne görüş sorduk. Böyle bir yer var uygun mu değil mi, ruhsat alması gerekiyor mu gerekmiyor mu. Yazdık bekliyoruz. Ne zaman yazmışız 12 Temmuz`da. Bizim bir acelemiz yok. Öyle bütün günümüzü bütün haftamızı kantin kapatmak ile geçirmedik. Benim memurum iş yapamadığında tabiki ben gideceğim. Babasının çiftliğimi Sedat beyin orası. İsterseniz ek binayı komple alışveriş merkezi yapsın. Anlaşsın uluslar arası bir zincirle market falan getirsin buraya. Getirdiği zaman bir şey demeyecek miyiz kural dışı" dedi.