“AKP, Çanakkale`ye verdiği sözleri yerine getirmedi”

TBMM KİT Komisyonu CHP Grubu üyesi ve Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, gazetemiz Çanakkale OLAY`a yaptığı değerlendirmelerinde hem ülke gündemine hem de kente dair düşüncelerini paylaştı. AKP iktidarının Çanakkale`ye seçimler öncesinde verdiği sözleri tutmadığını dile getiren Sarıbaş, “Artık ülkede savaş çığırtkanlığı yapılıyorsa, orada ekonomi bitme noktasına gelmiştir. Bu anlamda Çanakkale`de bundan nasibini alıyor” dedi.

717
CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, ülke ve kent gündemini değerlendirdi. Türkiye`nin Ortadoğu`da savaş çığırtkanlığı yaptığını ifade eden Sarıbaş, savaşın yoksulluk ve ölümden başka bir şey getirmeyeceğini ifade etti. Türkiye`nin, AKP iktidarının Suriye politikaları ile büyük faturalar ödediğini ifade eden Sarıbaş, “Bununda ötesinde onlara silah verildiği ve Türkiye`de mühimmat ürettikleri söyleniyor. Ülkemizi savaşın eşiğine getiren bu zihniyet 11 yıldır hiçbir krizi yönetememiştir. Çok kötü bir yönetim sergilemiştir” dedi. “Türkiye`deki ekonomik gidişat ve ülkenin dış siyasetteki yalpalaması, kötü yönetimin sonucu, ülke ekonomisi gün geçtikçe olumsuzlaşıyor, dışarıdan gelecek veya gelmiş olan yatırımcı kaçıyor” diyen Sarıbaş, “Reel sektör olarak  11 yıldır doğru dürüst  hiç  bir yatırım yapılmadı. Hep rant ekonomisi ile idare ettik. Ekonomi çarkını döndürebilmek için sıcak paraya yıllık 12 milyar dolar faiz ödüyoruz. Bu çok ciddi bir rakam. Türkiye`de 38 milyar dolar özelleştirmeden para toplandı. Buna rağmen de 130 milyar dış borcumuz vardı, şimdi 386 milyar dolar. 23,5 milyar dolar devletin borcu vardı, şimdi 101 milyar dolar devletin var, 7 milyar dolar da hazinenin var, toplam 108 milyar dolar ana borcumuz var. `Dışarıya borcumuz yok, borçlanmıyoruz` dedikleri bir kandırmacadır. Özel sektörün borcu da devletin borcu gibi. Özel sektörün yıl başına kadar olan dış borç ödemelerinde çok ciddi bir sıkıntı var” şeklinde ifade etti.
 
CHP, “Devam” diyebilir
Kentte en çok merak edilen konulardan biri olan CHP`deki aday belirleme yöntemine yönelik de açıklamalarda bulunan Sarıbaş, “CHP bir prensipler disiplini yarattı. 100 binin üzerindeki yerlerde ve mevcut belediye başkanlarımızla ilgili performans kriterleri var. Bir yıl önce yerel yönetimler kitapçığı ile, bu konudaki kriterler  açıklandı. Burada hem performans kriterlerine bakılacağı hem de kamuoyu anketleri sonuçları ile değerlendirileceği söyleniyor. Eğer sorun yoksa, iyiyse, başarılıysa burada `Devam et` anlayışı hakim olacaktır. Bu benim değil, Genel Merkezin  belirlediği bir yöntem. Aday olmayan ya da kötü bir gidiş varsa yine kamuoyu anketleri yapılacak ve partinin, örgütün görüşü alınacak” dedi.
 
“AKP verdiği sözleri tutmadı”
Çanakkale`nin gelişen ve büyüyen bir olduğu yönündeki değerlendirmelere de cevap veren Sarıbaş, “Ben buna katılmıyorum” dedi. Sarıbaş, “Çanakkale`de yatırım ve ödeneklere baktığımızda ortada pek de iç açıcı bir durum yok. Ödenekler yüzde 25`in altında. 2014-2015`de bitmesi beklenen yatırımların 2020`ye kadar bitmeyeceğini net söyleyebilirim. Çünkü deniz, bitmiştir. AKP`nin seçim öncesi verdiği sözlerin hiçbirisi yapılmamıştır” dedi.
 
İşte TBMM KİT Komisyonu CHP Grubu üyesi ve Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş`ın o değerlendirmeleri;
OLAY: Son dönemde “savaş” sesleri yüksek perdeden seslendirilmeye başlandı. Öncelikle bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ali Sarıbaş: Türkiye`de AKP`nin son çırpınışı, dış politikada savaş tamtamları ile mevcuttaki tüm olumsuzlukların üstü örtülmeye çalışılıyor. Bu anlamda iktidarda kalmak gibi bir senaryo ile hareket ediyorlar. Çok tehlikeli bir oyun. Hükümetin  İran, Irak, Suriye, Mısır, Azerbaycan ve Ermenistan politikaları ile birlikte dış politikadaki yanlışlıklar, ciddi sıkıntılar yarattı. Bu ülkeler ve Rusya, Çin ,Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimiz iyi değil. Ekonomik anlamda baktığımızda da 500 milyar dolar bir risk içinde olduğumuz dile getiriliyor. Bu koşullarda savaşa sürüklenmek bizim için yıkım demektir. İnsanların ölmesi, çocukların ölmesi, arkada bırakılacak dullar, yetimler, aile faciaları, bir komşu ülke ile kurulacak ilişkinin faturası bu olmamalı. Ben de, partimiz de söz konusu bu savaşa karşıyız. Özellikle Suriye konusunda çok ciddi faturalar ödedik. 400 bin diyorlar ama ben daha fazla olduğunu düşünüyorum. 750-800 bin Suriyeli vatandaşı ağırlamamızın faturası giderek artıyor. Bunların Türkiye`ye yerleştirildikleri söyleniyor. Ben bunu mecliste de sordum. “Bunlar nasıl çalışıyor? Çalışma izni var mı? Oturma izni mi verdiniz?” dedim. Benim sorduğum zaman Türkiye`de 55 bin kişinin, Çanakkale`de de 80 ailenin olduğunu öğrendim. Bunun yanıtını bekliyorum, ancak ben bunları sorduğumda ses çıkmadığını gördüm, gülerek cevap verdiler. Bu da şu anlama geliyor; bunlar Türkiye`de yerleştirildiler, seçimler de oy olarak geri dönecek. Bununda ötesinde onlara silah verildiği ve Türkiye`de mühimmat ürettikleri söyleniyor. Ülkemizi savaşın eşiğine getiren bu zihniyet 11 yıldır hiçbir krizi yönetememiştir. Çok kötü bir yönetim sergilemiştir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri içinde en kötü yönetimi sergiliyor bana göre.
 
OLAY: Ortadoğu`da ikinci bir Irak beklenebilir mi? Bu süreç ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
Ali Sarıbaş: Savaş söylemleri yoğunlaştı. Ancak, İngiltere parlamentosu reddetti. İsrail`den yapılan açıklamada kimyasal silahların Esad rejimi tarafından atılmadığı söylendi. Tüm dünya kamuoyu ve basın Türkiye sınırının kullanıldığını söylüyor. Türkiye`de bir sınır olgusu yok. Sınırlar yol geçen hanı gibi, denetim dışı bir durumda. Çok net, Irak`ta oynanan oyun fiyasko çıkmıştır, ikinci Vietnam gibi olmuştur, halen başarılı bir sonuç alınamamıştır. Irak parçalanmış bir durumdadır ve istenilen rejim oturtulamamıştır. O zaman dünya kamuoyuna söylenen, zehirli gaz ve nükleer silah olduğu yönündeki iddialar asılsız çıkmıştır. Irak`taki BM raporunun yalan olduğu ortaya çıktı. Aynı senaryonun burada gerçekleşeceğini zannetmiyorum. Obama`nın Bush`un hatasına düşeceğini zannetmiyorum. Bir kere Recep Tayyip Erdoğan sürekli savaş çığırtkanlığı  yaparak, savaşı körüklüyor. Suriye`yi bırakıyor, Mısır`a, Mısır`ı bırakıyor Suriye`ye müdahil olarak savaş politikalarının katıksız savunuculuğunu yapıyor.
 
OLAY: Savaştan söz ettiğimiz kadar, savaşla bağlantılı olan ekonomiden de söz etmek gerekir. Türkiye`nin ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ali Sarıbaş: Şu anda ekonomi çok kötü bir durumda. Son olarak biliyorsunuz yüzde 18`lik devalüasyon oldu. 386 milyar dolar dış açık var. Şimdi özel sektörün dış borçları da tehlike sinyalleri vermeye başladı. Türkiye`de rant ekonomisi var. Türkiye`de en büyük sektörlerden biri de enerji sektörü.  Enerji sektöründe dışa bağımlılık hat seviyede. Sadece doğalgazda bağımlılık yüzde 45 seviyesinde. Birleşik Arap Emirlikleri`nin 12 milyar dolarlık Elbistan Termik Santrali yatırımından vazgeçmesi ayrıca manidardır.Sorunlar her geçen gün büyüyor. Türkiye`deki ekonomik gidişat ve ülkenin dış siyasetteki yalpalaması, kötü yönetimin sonucu , ülke ekonomisi gün geçtikçe olumsuzlaşıyor,dışarıdan  gelecek veya gelmiş olan yatırımcı kaçıyor. Reel sektör olarak  11 yıldır doğru dürüst  hiç  bir yatırım yapılmadı. Hep rant ekonomisi ile idare ettik. Ekonomi çarkını döndürebilmek için sıcak paraya yıllık 12 milyar dolar faiz ödüyoruz. Bu çok ciddi bir rakam. Türkiye`de 38 milyar dolar özelleştirmeden para toplandı. Buna rağmen de 130 milyar dış borcumuz vardı, şimdi 386 milyar dolar. 23,5 milyar dolar devletin borcu vardı, şimdi 101 milyar dolar devletin var, 7 milyar dolar da hazinenin var, toplam 108 milyar dolar ana borcumuz var. “Dışarıya borcumuz yok, borçlanmıyoruz” dedikleri bir kandırmacadır. Özel sektörün borcu da devletin borcu gibi. Özel sektörün yıl başına kadar olan dış borç ödemelerinde çok ciddi bir sıkıntı var.
 
OLAY: Biraz da kente dönelim. Özellikle Çanakkale siyasetinde merak edilen konulardan biri de CHP`deki aday belirleme yöntemi. Bu sürece ilişkin neler söylemek istersiniz?
Ali Sarıbaş: Bu konuda sizin aracılığınızla bir cevap vereyim. Daha önce bir başka yerel gazetede benimle ilgili bir yazı yazıldı. Benim, Çanakkale`de CHP aday belirleme yöntemi ile ilgili hiçbir beyanatım olmadı. “Bu yöntem şöyledir” demedim. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi`nin böyle bir kararı yok. Ama Cumhuriyet Halk Partisi`nin bir buçuk yıldır, stratejisi, kendi koyduğu kuralları var. CHP seçimlere doğru adaylarla gitmek ve bu anlamda CHP başarısını yükseltmek için son derece hassas davranıyor. CHP bir prensipler disiplini yarattı. 100 binin üzerindeki yerlerde ve mevcut belediye başkanlarımızla ilgili performans kriterleri var. Bir yıl önce yerel yönetimler kitapçığı ile, bu konudaki kriterler  açıklandı. Burada hem performans kriterlerine bakılacağı hem de kamuoyu anketleri sonuçları ile değerlendirileceği söyleniyor. Eğer sorun yoksa, iyiyse, başarılıysa burada “Devam et” anlayışı hakim olacaktır. Bu benim değil, Genel Merkezin  belirlediği bir yöntem. Aday olmayan ya da kötü bir gidiş varsa yine kamuoyu anketleri yapılacak ve partinin, örgütün görüşü alınacak. Şimdi örgütün tarifini yapmak lazım. Örgüt deyince yönetimler anlaşılmamalı, örgüt üyeleriyle birlikte partinin tüzel kişiliğidir, seçilmişleridir. Burada esas katman, üyelerdir. Parti delege ile seçimi hiçbir yerde yapmayacak. Bunu ben değil partinin prensipleri söylüyor. Genel seçimde nasıl ön seçim yaptıysak, burada da üyelerle meyil yoklaması yapılacak. 5 Eylül tarihinde genel merkeze gideceğiz. Oradaki toplantıda il başkanımız ve milletvekilleri olarak görüşlerimizi ifade edeceğiz. Ayın 8`inde de Çanakkale ve ilçelerinde hangi yöntem ile aday belirleneceğini karara bağlanacak. Meclis üyeliklerinde genel yaklaşım fermuar sistemi tercih ediliyor. Bunu kullanmaya bilir mi? Evet. Ama genel yaklaşım böyle.
 
OLAY: Çanakkale halkı hem Kazdağları`ndaki altın madenciliği hem de termik santral konusunda oldukça tedirgin. Enerji sektörüne ilişkin değerlendirmeleriniz ve özellikle Çanakkale`nin emisyon hacmi dikkate alınmadan yapılan termik santral yatırımlarına ilişken görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ali Sarıbaş: Türkiye`de sanayi yatırımının ve enerji sektörünün master planı yapılmamıştır. Yani nereye termik santral yapılacak, ne kadar yapılacak bunun planlanması yapılmamıştır. Türkiye`de AKP`nin enerji politikası, maden politikası yoktur. Günlük yaşam ve çıkar üzerine kurulmuş, ekonomik anlamda `ne kadar rant elde edebilirim ve yandaşlarıma verebilirim` üzerine kurulmuş ve `söz verdiğim yerlere, sözümü nasıl yerine getiririm` üzerine kurulmuştur. `Çanakkale`de siz yer bulun halkı da bir şekilde ikna edin gerisini ben hallederim` denmektedir. Zaten ÇED`in falan da çok büyük bir fonksiyonu yok. Çevre konusuna biraz bütünsel bakalım. Çanakkale`nin doğası, SİT bölgeleri sayesinde korundu. Küçükkuyu`dan bu tarafa hepsi SİT bölgesidir. Şimdi buralar imara açılacak. Araziler alındı, peşkeş çekildi, planlamalar yapıldı. Koza için bu ülkede altın borsası kuruldu. Bir yerli işbirlikçi olarak Koza altından dolayı büyük bir büyüme yakaladı. Devlet yüzde 1`ini alamazken, onlar yüzde 3-4 alarak zengin oldular. Kazdağları peşkeş çekilmeye devam ediliyor. ÇED`in ve diğer raporların hiçbir önemi yok, enerji sektörü dahil olmak üzere herşey başbakanın iki dudağının arasında. Onun için Kazdağları için yüzde yüz altın madeni ruhsatı verilmiştir. Edremit tarafında bir maden ocağı altın çıkarıyor. Kazdağları bizim için turizm hazinesidir. İnsanlar Kazdağları için Türkiye`yi ve Çanakkale`yi ziyaret edecektir. Bu derece önemlidir. Diğer bir konu termik santraller konusudur.Çanakkale`de termik santral yatırımlarına kesinlikle izin verilmemelidir. Çanakkale`nin emisyon hacmi Çan`daki termik santral ile birlikte dolmuştur.
 
OLAY: Son dönemde Çanakkale`nin büyüyen ve gelişen bir şehir olduğu ifade ediliyor. Siz bu konuya katılıyor musunuz? Yatırımlar ve ödenekler noktasında “Çanakkale gelişen bir şehirdir” diyebilir miyiz?
Ali Sarıbaş: Hayır. Hiç de öyle bir şey yok. Çanakkale`de yatırım ve ödeneklere baktığımızda ortada pek de iç açıcı bir durum yok. Ödenekler yüzde 25`in altında. 2014-2015`de bitmesi beklenen yatırımların 2020`ye kadar bitmeyeceğini net söyleyebilirim. Çünkü deniz, bitmiştir. Artık ülkede savaş çığırtkanlığı yapılıyorsa, orada ekonomi bitme noktasına gelmiştir. Bu anlamda Çanakkale`de bundan nasibini alıyor. İki liman özelleştirmeye alındı. AKP`nin seçim öncesi verdiği sözlerin hiçbirisi yapılmamıştır. Troia Müzesi projesi yapıldığı halde ihale aşamasına geldi ama ortada yine bir şey yok. Yolların hiçbirisini tam bitiremediler. Şimdi yeni yol ihtiyaçları doğdu. O yollar yeniden büyüyerek çift gidiş ve gelişli olmak zorunda. 11 yıldır yolları bitiremediler. Havayolu ulaşımı belirsiz, denizyolu ulaşımı yok. Yolların yapılmaması ile ilgili bakan da kabul ediyor; “Biraz uzadı” diyor. Köy yollarını hiç söylemiyorum bile onlar rezalet. Çanakkale, çok geriledi. Çanakkale`de un fabrikaları vardı kapandı, salça fabrikaları vardı, kapandı. Merkezden bahsediyorum. Petkim kapandı, Truva Deri kapandı, Akfa kapandı, sümerbank, kanyak fabrikası kapandı. Ne kaldı? Bir hiç. İktidar burasını belediyelerle otobüs otobüs insan taşıyacağına, hızlı treni getirsin, üniversite getirsin. Ben hızlı tren konusunda kanun teklifi verdim, Biga merkezli, Çan, Yenice üçgeninde üniversite yapılması yönünde kanun teklifi verdim. Halen hastane sorunu çözülmedi. Nerede hastane? Hastanelerde kuyruk var, hastaneler rezalet. Çan`da doktor yok. Hiçbir ilçede uzman doktor yok. Bu sorunu nasıl çözecekler bilemiyorum. Eğitim sorunu, en önemli sorun. Eğitim sorununda başarısız bir iktidar var. Gençlerin geleceği ile oynuyorlar. Her yıl eğitim sistemini değiştiriyorlar. Mazota yine zam geldi. Girdileri giderek artan bir tarım sektörü var. En kötüsü kredi kartları. İnsanlar artık kredi kart borçlarını ödeyemez duruma geldi. Önce otomobil alın dedi, sonra ev alın dedi, sonra kredi kartlarını dağıttı, şimdi de kredi kartı almayın diyor. Anlamak güç.
 
 
Paylaş