Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Kenan Erkul dün yaptığı açıklamasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “halkın adayı” olarak lanse edilen Selahattin Demirtaş`ı destekleyeceklerini ifade etti. AKP`nin adayı Erdoğan ile MHP ve CHP gibi siyasi partilerin de içinde olduğu “Çatı adayı” İhsanoğlu`nun en libarel çizgi içinde bulunduğu söyleyen Erkul, “Ülkede 12 yıllık AKP hükümetinin ekonomi, çalışma yaşamı, hak ve özgürlükler, çevre ve dış politikalarının yarattığı tahribatların yoğunluğu ile cumhurbaşkanlığı seçim süreci başladı. Çalışma hayatı 19. Yüzyıl kölelik düzeninden farksız iken, yeni yasal düzenlemelerle sistem tamamen ucuz maliyet ve yoğun emek sömürüsüne dayandırılıyor. En ufak muhalefete tahammül gösterilmediği gibi hükümet her türlü toplu eylem ve gösterilere şiddetle müdahale etmekte, hak ve özgürlüklerin kullanılması her geçen gün daha da kısıtlanmaktadır. Kürt sorununda süreci oyalamayla yetinen, geçiştirmeye çalışan hükümetin dış politikasında sıfır sorundan her yer düşman, her yer çatışma çizgisine gelinmiştir. Son Suriye ve Irak politikaları ile ülke adeta Ortadoğu’da mezhep ve etnik çatışmaların ölüm batağına sürüklenmektedir. Ülkenin her yeri kadın, çocuk ve işçi mezarlığı haline gelmiş durumda. AKP iktidarı bu karanlık tablonun mimarı olan Başbakanı, cumhurbaşkanı yapmaya hazırlanıyor” dedi.
Kırk katır mı, kırk satır mı?
“CHP-MHP ittifakının Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ve demokrasi güçlerinin Selahattin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamasının ardından AKP’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ilanıyla Cumhurbaşkanı adaylarının sayısı üçe yükseldi” diyen Erkul, “Temsil ettiği değerler ve siyasette tutacağı yer bakımından Ekmeleddin İhsanoğlu ve Tayyip Erdoğan’ın benzer özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Bu iki aday aynı siyasi çizgiden gelmekte ve aynı çevrelerce desteklenmektedir. Ekmeleddin İhsanoğlu ve Tayyip Erdoğan’ı önerenler Devlet’in başına siyasi İslam çizgisinde, ABD ve AB başta olmak üzere emperyalist güçlere bağlı, neo-liberal ekonomik düzeni savunan iki aday çıkarmışlardır. (Kırk katır mı, kırk satır mı?) misali… Oysa, seçilecek şahsiyet devletin başkanı mı olacak? Halkın ihtiyaçlarını ve beklentilerini gören, cumhurbaşkanı mı olacak? Asıl mesele budur. Tercih edilecek aday; Yurttaşları din, milliyet, cins ayrımı yapmadan eşit gören, bütün dinlere, mezheplere ve inanışlara eşit mesafede ve saygılı olan, ezilen, sömürülen, baskı altında olan yurttaşlara destek olan, onların haklarını savunan olmalıdır. İşçi ve emekçilerin hak ve özgürlüklerini savunmalı, kadın erkek eşitliğine inanmalı, emperyalist devletlerin baskılarına direnmeli, mazlum halklarla dayanışma içinde olmalıdır. Bütün halkların kendi kimlikleriyle, dilleriyle, kültürleriyle yaşam hakkına sahip çıkan, Kürt halkının özgürlük ve eşitlik taleplerini teslim etmek için çalışan, Kürt Sorunu’nun demokratik halkçı çözümü için mesai harcayan olmalıdır. Gerçek laikliği, din ve inanç özgürlüğünü benimseyen, her yurttaşın istediği gibi yaşama hakkını güvence altına almayı benimseyen olmalıdır. Doğaya, tarihi ve kültürel varlıklara sahip çıkan, koruyan, çevreci bir bakış açısına sahip olan olmalıdır. Maalesef, İhsanoğlu ve Erdoğan’ın geçmişleri ve izledikleri siyasi çizgi bu ilkelerin yanına bile yaklaşmaktan uzaktır” şeklinde konuştu.
“Demirtaş`ı adayımız olarak görüyoruz”
Erkul, açıklamalarının ardından Demirtaş`ı destekleyecklerini şu sözlerle aktardı; “Biz, geçmişte verdiği insan hakları, demokrasi, barış, hak ve özgürlükler mücadelesini teminat olarak görüyor, mevcut adayları temsil eden iki çizgiden, Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı, savunduğu değerlerin halkı, emeği ve ezilenleri temsil edeceğini düşünüyor ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayımız olarak görüyor ve destekliyoruz. Bütün emekçileri, kadınları, gençleri, ezilen din ve mezhebe mensup kişileri, ilerici ve demokratları Demirtaş’a oy vermeye, Demirtaş’ın seçim çalışmasına katılmaya ve desteklemeye çağırıyoruz.”