“8 Mart’ta sokaklar bizim”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kutlama mesajı yayınlayan AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş ile İsmail Kaşdemir; “Bir milletin var olma ilerleme ve söz sahibi olma aşamalarında üstlendikleri fedakarlıklarla, saygıyı ve övgüyü hak eden en önemli kişiler kadınlarımızdır. Ne mutlu bizlere ki; ülkemiz bu yönden dünyanın en şanslı ülkelerinden biridir. Ülkemiz tarihinde, fedakarlıkları, milli mücadelemizdeki unutulmaz katkıları, toplumsal yaşamımızda ki vazgeçilmez rolleriyle tüm insanlığın takdirlerini toplamış kadınlarımız, ülkenin gelişiminde de çok önemli roller oynayarak ülkemizin bu noktalara gelmesinde önemli pay sahibi olmuşlardır. Ülkemizde kadınlar eskiye göre bir çok alanda önemli kazanımlar elde etmişlerdir, ama yeterli değildir. AK Parti iktidarında kadın çalışanlarımızın hakları ve kendilerine uygulanan pozitif ayrımcılık hissedilir bir biçimde arttırılmıştır. Bugün bir çok devlet kuruluşunun ve özel şirketlerin üst kademelerinde kadınlarımıza rastlamak bizleri mutlu etmektedir. Türk kadınının toplumsal yaşamımıza katkısının artmasının, ülkemizin gelişiminde bizlerin önüne yeni ufuklar açacağına inanmaktayız. Bizler, nesillere fedakarlığın ne demek olduğunu öğreten kadınlarımızın, aktif yaşam içerisinde ki rollerinin yükseltilmesi sonucunda ülkemizin ve Çanakkalemizin gerek ekonomik açıdan, gerekse maneviyat açısından çok daha iyi yerlere geleceğine dair büyük bir inanç taşımaktayız. Bu inançla cefakar, fedakar, vefakar ve çalışkan bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, tüm hemşehrilerimize selam ve saygılarımızı sunarız” dedi.

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yapan TBMM Çevre Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan şu şekilde konuştu: “Bugün, tüm dünyada kadınların eşitlik, kalkınma, barış, özgürlük taleplerini dile getirdikleri birlik ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır. Demokrasi kültürünün yerleşmesi, kadın-erkek eşitliğinin her alanda sağlanması ve çağdaş bir toplum yapısına ulaşabilmek iyi eğitimli bireylerle mümkündür. Ülkemiz, çağdaş uygarlık yarışına geç katılmış olmasına karşın, Mustafa Kemal’in büyük öngörüsüyle kadınların yaşamın her alanına erkeklerle eşit koşullarda girmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri, kadınlara seçme seçilme hakkını 5 Aralık 1934 yılında bir çok Avrupa ülkesinden önce yaşama geçirmiştir. Toplumumuzun gelişmesine, kalkınmasına tüm insanlarımızın, kadınıyla, erkeğiyle toplumsal yaşama eşit haklarla, eşit fırsatlarla ve eşit sorumluluklarla katılması gerekmektedir. Bugün ne yazık ki ülkemizde kadınlarımızın ekonomik ve sosyal yaşamda hak ettikleri konumda bulunmadıkları acı bir gerçektir. Bu anlamda, kadınlarımızla ilgili ve kadınlarımızın haklarının geliştirilmesi, toplumsal yaşamdaki statülerinin yükseltilmesiyle ilgili her platformda tüm çalışmalar sonuna kadar desteklenmelidir. Aynı zamanda, kadınlarımızın birey olarak kendi sorunlarına sahip çıkmaları, yaratıcı güçlerini ortaya koymaları ve daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşmak için çaba göstermelerinin, geleceğin çağdaş Türkiye’sini kurma çabalarımıza önemli katkılarda bulunacaktır. Ayrımcılığın önlendiği, insanların eşitlik ilkesi çerçevesinde hak ve özgürlüklerini adil biçimde kullandığı, kadınlarımızın yönetimin her aşamasında daha çok temsil edildiği bir dünyada yaşamak umuduyla, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü`nü kutluyor, saygılarımı sunuyorum.”

 

CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş da mesajında şu ifalere yer verdi; “İnsanlığın doğuşu ile başlayan mücadelenin, 1857 yılının 8 Mart’ında, hayatları pahasına “eşit işe, eşit ücret” politikaları ile sürdürerek, birlik olunursa nelerin başarılabileceğinin en güzel örneğini veren kadınlarımız, bu örgütlü mücadelelerinin sonucunu Birleşmiş Milletler`in 1977’de aldığı kararla her yıl 8 Mart’ın ülkemizle birlikte tüm dünyada “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını sağlamıştır. Daha dün, emperyalistlere karşı verdiğimiz Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşında, erkeği ile yan-yana, omuz-omuza birlik olan kadınlarımız, bugün Ülkemizin üzerine çöreklenmiş karabulutların, önümüze çıkan ilk seçim fırsatında dağıtılarak, Aydınlık yarınlarda, gelecek kaygısı olmadan, mutlu, huzurlu ve güvenli bir Türkiye’nin kuruluşunu gerçekleştirmek üzere her zaman olduğu gibi gene en önde yerini alacaktır. Bu duygu ve düşüncelerimle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`nü kütluyor selamlarımı sunuyorum.”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle mesaj yayınlayan Vali Güngör Azim Tuna; “Aile kurumumuzun temel taşı olan ve kadim değerlerimizin temsilcisi kadınlarımızın haklarından tutun da sosyal hayatta karşılaştıkları her türlü sorun, fert fert olduğu kadar devlet olarak da bizim sorumluluğumuzdadır. Ülkemizin Kurtuluş mücadelesinde ve Cumhuriyetimizin kuruluşunda kadınlarımızın oynadığı rol çok büyüktür. Mustafa Kemal Atatürk, "Dünyada hiç bir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez" sözleriyle Anadolu kadının milli mücadelede oynadığı can alıcı rolü özetlemiş, Avrupa`nın en köklü demokrasilerinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını vererek, Cumhuriyetimizin temelinin kadınlarımızın emeği ile işlenmesini sağlamıştır. Günümüzde kadınlarımız tarım, sanayi ve hizmet sektöründe, uzmanlık gerektiren bilimsel ve teknik alanlarda ve siyasette adından başarı ile söz ettirmektedir. Kadının aile ve çalışma hayatı içerisinde hak ettiği konumda bulunması toplumsal huzur ve sosyal refah açısından oldukça önemlidir. Kadınlarımız iş hayatındaki başarıları kadar yetiştirdikleri nesillerle de ülkemizin geleceğinin şekillenmesine herkesten daha çok katkıda bulunuyorlar. Bu nedenle kadınlarımıza ne kadar güzel fırsatlar sunabilirsek toplum olarak o oranda güçleneceğimize inanıyorum. Kadınlarımız için yapılan her türlü iyileştirmenin onların fedakarlığı yanında her zaman yetersiz kalacağı anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu vesileyle Çanakkaleli kadınlarımız başta olmak üzere tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle tebrik ediyor, hiçbir kadınımızın haksızlığa uğramadığı aydınlık ve mutlu yarınlar diliyorum” diye konuştu.

 

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da yayınladığı mesaj ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`nü kutladı. “Her 8 Mart`ta kadınlarımızın toplumsal yaşam haklarına, çalışma koşullarına, anneliğine, kadınlığına bir kez daha dikkat çekiliyor. Her 8 Mart’ta yine eşitlik, yine adalet, yine kadına saygı diye yükseltiyoruz sesimizi. Yükseltiyoruz ama yaralarımız kanamaya devam ediyor” diyen Başkan Gökhan; “Ne acıdır ki ülkemiz neredeyse her güne yeni bir kadın cinayeti, istismarı haberi ile uyanıyor kadına şiddet gittikçe tırmanıyor. 1957`de New York’ta hayatını kaybeden 129 işçi kadının anısına Kopenhag`da gerçekleştirilen 2. Enternasyonal’de Clara Zetkin’in önerisi ile 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmasına karar verilmiştir. Yıl 2013 hala kadınlar şiddet görüyor, hala eziliyor ve hala dünyanın pek çok ülkesinde kadının sofradaki yeri, uzun yıllar önce Nazım Usta`nın dediği gibi öküzümüzden sonra geliyor. Duyarlı ve bilinçli kesimler olarak kadınlarımızın maruz kaldığı olumsuzluklardan, şiddetten, toplumsal cinsiyet ayrımcılığından dolayı utanç duymaya devam ediyoruz. Öyle bir durumdayız ki "Kadına Haksızlık”, "Şiddet”, “Sömürü”, “Vahşet” ne eğitimle, ne yoksullukla, ne gelişmişlikle açıklanamıyor. Bu nedenle Cumhuriyet ile kazanılmış çağdaş haklar ve özgürlüklerle birlikte, fırsat verildiğinde yaşamın her alanında başarıyla yer almasını bilen kadınlarımızın eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdiği 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.

 

CHP İl Başkanı Hamza Karagöz de yayınladığı mesajında; “Büyük Önder Atatürk’ün cumhuriyetin kurulduğu yıllarda ifade ettiği gibi, toplumun yarısını yok sayarak çağı yakalayamayız. gerçekten, nüfusumuzun yüzde 50`sini teşkil eden kadınlarımızı, toplumsal, sosyal, siyasal ve çalışma yaşamının içerisine katmadan, onların emeklerinden, onların beyinlerinden yararlanmadan, ülkemizin kalkınmasını, demokrasimizin gelişmesini bekleyemeyiz. Ülkemizin, toplumumuzun gelişmesine, kalkınmasına tüm insanlarımızın, kadınıyla, erkeğiyle toplumsal yaşama eşit haklarla, eşit fırsatlarla ve eşit sorumluluklarla katılması gerekmektedir. Bu anlamda, Türkiye`de kadınlarımızla ilgili ve kadınlarımızın haklarının geliştirilmesi, toplumsal yaşamdaki statülerinin yükseltilmesiyle ilgili çalışmalar sonuna kadar desteklenmelidir. Demokrasi ve laiklik, geçmişte olduğu gibi bugün de kadının toplumsal hayatta yer almasının en önemli güvenceleridir. Eşitlik; demokrasi ve laiklik, kadını toplumsal yaşamda olumsuz etkilemeye ve kullanmaya çalışan akımları durdurmak için vazgeçilmez unsurlardır. Bu yıl emekçi kadınlar günü’nün en geniş anlam ve teması barıştır. Kadına karşı şiddetin ayyuka çıktığı bir dönemde şiddete karşı olmak, kazanımlar yaratmak barış kültürünün gelişmesine bağlıdır. Bu hususta tüm emekçi kadınlarımızın mücadelesini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

CHP Basından Sorumlu Bşk.Yardımcısı Esma Kocabaş ise; “1960’lı yılların sonunda ABD’de kutlanmaya başlamıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurul’u 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “ Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etmiştir. 8 Mart Kadınların özgürlük mücadelesinin sembolüdür. Günümüzde, 8 Martlar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına karşı şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği gündür. Kadınlar, toplumsal yaşamın her alanında herhangi bir müessesenin unsuru olarak değil, bir “birey” olarak algılanmalı ve görülmelidir. Farkındalığı arttırmak için ise eğitime önem verilmelidir. Bu nedenle kız çocukları okutulmalı kız ve erkek çocuklarının eşit eğitim ve öğrenim haklarından yararlandırılmalıdır. Günümüzde ne yazık ki; her üç kadından biri şiddete uğruyor. Gerek ev içinde, gerekse kamusal alanda kadına karşı şiddet ortadan kaldırılamamıştır. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti, taciz ve tecavüz haberleri izlemekteyiz. Şiddet bir insanlık suçudur. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan kadının insan haklarını tanımak ve geliştirmek ve kadına yönelik şiddeti önlemek siyasi iktidarın sorumluluğudur. Kadının insan hakları alanında yaşanan tüm sorunlarının takipçisi olacağımızı bir kez daha yineleyerek haklarına sahip çıkan mücadele gücünü kaybetmeyen düşünen, üreten, sorgulayan tüm kadınlarımızı kutluyoruz” dedi.

 

Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı S. Kaya Üzen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Üzen mesajında şu ifadelere yer verdi: “Türk kadını, tarihimizin en eski dönemlerinden içinde bulunduğumuz çağa kadar toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın her zaman merkezinde yer almış, her dönemde ihtiyaç hissettiğimiz feragat ve fedakârlıklarda bulunmuştur. Kuşakların yetişmesinde büyük rol üstlenen kadınlarımızı, üstün bilgi seviyesi ve kültürel değerlerine bağlı, ahlaklı bireyleri yetiştirmek için gösterdikleri özveriden dolayı kutluyorum. Kadınlarımız annelik gibi bu kutsal görevin sahipleriyken, bundan sonra da yaşamın her alanında hak ettikleri yerde olmaları, iş aleminin içerisinde başta yönetici ve girişimciler olmak üzere daha fazla görebilmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu duygu ve düşüncelerle kadınlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, başta şehit anneleri ve eşleri olmak üzere yürekleri sürekli sevgi dolu tüm kadınlarımıza saygılarımı sunuyorum.”

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle mesaj yayınlayan CHP Kepez Gençlik Kolları Başkanı Recai Mutan; “Ülkemizin son 10 yılına baktığımızda karşımıza gayet vahim bir manzara çıkmakta. AKP politikaları sonucunda kadınlarımızın statüsü daha da aşağıya çekilmek istenmekte, kadın iş ve yaşam döngüsünden adeta koparılmaya çalışılmaktadır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Konya mitinginde, Hopa`daki olayları protesto etmek için tank üzerine çıkan ve polis müdahalesi sonucu kalçası kırılan Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş`ı "O kadın, kız mıdır kadın mıdır?" diye nitelemesi, AKP’nin Ünye ve Bozkurt ilçelerindeki bazı yöneticilerin sosyal medya ortamında sarfettikleri “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya kiralıktır” Görüşleri AKP zihniyetinin kadın erkek eşitliğinden ne anladığını ve kadına bakışını özetler niteliktedir. Bugün maalesef içi boşaltılan Dünya Emekçi Kadınlar Gününün mimarlarını ve ülkemizdeki temsilcilerinin anılarını selamlıyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Clara Zetkin, Rosa Luxemburg ile anlamlıdır. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Mustafa Kemal ATATÜRK ile anlamlıdır. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Behice Boran ile anlamlıdır. Tüm Emekçi Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyoruz” dedi.

 

Cumhuriyet Kadınları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Gülseren Apaydın, 8 Mart Emekçi Kadınlar günü nedeniyle yazılı basın açıklaması yaptı. Başkan Gülseren şunları söyledi; “Cumhuriyet devrim ve ilkelerini temel alarak kadının özgürleşmesi, eşit haklara sahip olması, toplumda hak ettiği yere gelmesi amacıyla çalışan derneğimiz, 8 Mart’ta şu saptamaları yapmaktadır: Kadınlar olarak, emeğimizin ürünü olan ve bizi ileriye taşıyacağına inandığımız tüm kazanımlarımıza sahip çıkmayı görev kabul ediyoruz. İktidarın, kadın bedeni üzerinden sürdürmeye çalıştığı politikaların, kadını ikincilleştiren ve aşağılayan politikalar olduğunun bilincindeyiz. Kadının dünyaya getireceği çocuk sayısından başlayarak düşük hakkına dek uzanan ve kadının kendi bedeni üzerindeki söz hakkını, iktidarın isteklerine terk etmeye çalışan anlayışlara şiddetle karşı çıkıyoruz. Muhafazakar bir gençlik yetiştirmek isteğinin ürünü olan 4+4+4 Eğitim Sisteminin hedefinde, kız çocuklarımızın aydınlanma olanaklarından mahrum edilerek eve kapatılması olduğunu biliyoruz. Kızlarımızın eğitim olanaklarından yararlanması, çocuk gelinler ve çocuk işçiler olmaması için mücadele etmeyi görev sayıyoruz. İktidarın, hurafeyi bilime tercih eden uygulamaları karşısında okuma yazma bilmeyen 2 milyon 617 bin 566 kişinin olduğu, bu sayının 72.000’nin de, 6-24 yaş grubu arasındaki kadınların oluşturduğu gerçeği karşısında kız çocuklarımızın eğitiminin en acil sorun olduğunu bir kez daha anımsatmak istiyoruz. İktidarın, halkı, etnik kökenleri ve dinsel inançlarına göre bölüp parçalayan politikalarının, en çok anaları ağlattığı bilinci ile “analar ağlamasın” söyleminin ancak bölen değil, birleştiren politikalarla olanaklı olacağını anımsatıyor ve tüm kadınlarımızı birliğe davet ediyoruz. Haksız savaşların en çok kadınları vurduğu gerçeği karşısında, iktidarın Suriye başta olmak üzere komşu ülkelerin iç işlerine müdahalesine ve haksız savaşlara karşı olduğumuzu ısrarla belirtiyoruz. Kadını her alanda eşitleyecek politikaları yaratmanın kadınların güç birliği ile olanaklı olduğu inancı ile bir parçası olduğumuz emekçi kadınlarımızın gününü sevgi ile kutluyoruz.”

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yapan Demokrat Parti Yüksek Haysiyet Divanı Üyesi Nursevil Aşık; “Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değildir. Kadınlarımızın toplumdaki yeri ve görevleri konusunda bir birey olarak kişiliğini kazanması ve toplum içinde hak ettiği yeri alması gerekmektedir. Kadın Hakları İnsan Hakları kavramından ayrı tutulamaz. Kadın hakları ile savunulan, kadınlarımızın insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli olan haklara sahip olmalarıdır. Ülkemizde de eğitimin yükselmesi ve kadınlarımızın sosyal hayata girmelerine paralel olarak gelişme göstermektedir. Türk kadınının bir çok alanda başarılı olduğu da bir gerçektir. Cumhuriyetimizin kuruluşu sırasında da, Türk kadınının vatanı uğruna yaptığı mücadeleler, modern Türkiye’nin kurulması yolunda önemli katkılar sağlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı reformlar ve kadına verdiği değeri gösteren yaklaşımıyla Türkiye’de kadınlar bir çok dünya ülkesinden daha önce çeşitli haklar elde etmişlerdir. Biz Demokrat Parti olarak, Anayasada yer alan “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir.” İlkesine bağlı olarak, kadın haklarının insan hakları kavramından ayrı tutulamayacağı düşüncesini savunuyor, bunun savunulmasının ve bu amaçla yapılması gerekenlerin salt bir günle sınırlandırılmaması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından da bir mesaj yayınladı. Yayınlanan mesajda şu ifadeler kullanıldı: “8 Mart; eşit işe eşit ücret, adil çalışma süreleri ve doğum izni haklarını elde etme mücadelesinde ağır kayıpların verildiği, bu başkaldırıdan alınan ilhamla kadınların yaşamın tüm alanlarında maruz kaldıkları ortak ezilmişlik ve savaşımı simgeleyen; kadın sorunlarına çözüm önerilerinin, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik her türlü şiddete son verilmesi taleplerinin dile getirildiği gündür. Türkiye’nin taraf olduğu bir çok uluslar arası sözleşme, devletlerin; her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı ön yargıların, geleneksel ve diğer bütün uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirmek; kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, kadınlara karşı toplumsal cinsiyet rollerine dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların eğitim kurumlarının resmi müfredatları ve bunun yanı sıra spor, kültür ve eğlence tesisleri ile medyada yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünü düzenlemiştir. Uygulamada ise gündelik hayatın bir parçası olan kitle iletişim araçları cinsiyetçi rolleri pekiştirmekte, kadın kimliğini zedelemektedir ve bu anlamda denetim mekanizmaları yetersizdir. Ayrımcılık, bir kadın sorunu olmaktan çok, bir insan/lık sorunudur, insan hakları krizidir. Bu nedenlerle; karar alma mekanizmalarında ayrımcı politikalar yerine cinsiyet eşitliği ve eşit temsil konusunda yasal düzenlemeler yapılması, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlemesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yapılacak seçimlerde tüm partilerin aday listelerinin cinsiyet eşitliğine göre düzenlenmesi, cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılması, eylem ve eğitim projelerinin kadın örgütleriyle birlikte hayata geçirilmesi, kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılması, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarından yararlanılmasının sağlanması, aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar, ebeveyn eğitim programları başlatılması, medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto-denetim mekanizmasını kurarak, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesi, şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılması, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardımın yapılması, evde, sokakta, işyerinde, gözaltında, cezaevinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanması ve ivedilikle caydırıcı yasal tedbirler alınması talepleriyle; kadın ve erkeğin kadının insan hakları bilincine varma ve bu hakların mücadelesine katılması toplumsal sorumlulukları gereğidir.”