havadurum

“2014’te özgürlük ve barış kazandı, darısı 2015’e”

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale OLAY`a yaptığı açıklamalarında 2014 yılını değerlendirirken, 2015`ten beklentilerini kamuoyu ile paylaştı. 2014`ün hak ve özgürlükler mücadelesi ile geçtiğini ifade eden Gökhan, “2014`te nasıl hak ve özgürlükler noktasında mücadele ettiysek, 2015`te de aynı kararlılıkla mücadelemizi yürüteceğiz” dedi...

731
 
 
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, gazetemiz Çanakkale OLAY`a yaptığı açıklamalarında hem gündemdeki konuları değerlendirdi hem de hem de yılın son mesajlarını paylaştı. 2014 yılını kendisi ve Çanakkale için değerlendiren Başkan Gökhan, 2015 yılından beklentilerini de paylaştı. “2014 yılı benim için mutlu geçti. Çünkü belediye başkanlığını kazandım” diyen Gökhan, “Yaptığımız kampanyalar, işler, başarıyla sonuçladı. Kaldığımız yerden yatırımlarımıza, çalışmalarımıza devam ediyoruz, edeceğiz. 2015 aynı zamanda Çanakkale Savaşları`nın yüzüncü yılı olması dolayısıyla önemli. Yüzüncü yıl kapsamında belediye açısından yapmamız gereken ne varsa onları yapacağız” ifadelerini kullandı.
 
 
“2014`te özgürlük ve barış kazandı”
“Çanakkale halkı adına da sevinçliyim” diyen Başkan Gökhan, “Ben onların, onlar da benim mücadeleme ortak oldular. İyi bir katılım ile iyi bir sonuç ile beni seçtiler. 2014`te `özgürlük ve barış` kazandı. Bu süreçte özellikle kadınlar ve gençlerin katkısı çok büyük oldu. Çanakkale halkı bana olan sevgisini gösterdi. Bir kez daha onlara teşekkür ediyorum. 2015 için de, yine ümitliyiz. Kent halkının esenliği için, refahı için çalışmaya devam edeceğiz. Aynı mücadeleyi 2015`te de yürüteceğiz. Hem çevre anlamında, hem insanların hak ve özgürlükleri anlamında, haksızlıklara karşı sesimizi hep yükselttik, yükseltmeye de devam edeceğiz. O konuda kimsenin şüphesi olmasın, kimse bizim sesimizi kısamayacaktır. Çünkü; bu benim görevim. Ben bunu Çanakkale halkı adına yapıyorum. Çanakkale halkı da benim bu mücadelemi takdir ediyor, destekliyor. 2015 yılında da bu anlayışla devam edeceğiz.
 
 
İşte Belediye Başkanı Ülgür Gökhan`ın 2014 değerlendirmesi ve 2015`e dair beklentileri;
OLAY: Çanakkale`nin bütünşehir olacağı yönündeki söylemler, Arınç`ın açıklamalarının ardından daha da güçlendi. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Ülgür Gökhan: Bütünşehir, farklı bir model olsa bile özünde, Çanakkale gibi nüfusu 500 bin olan veya 750 bin-1 milyon arasında olan illerde il belediyesinin ilin tamamında bazı konularda sorumlu ve etkili olmasını sağlıyor. Bu noktada, il genel meclisi de ortadan kalktığı için, şu anda üstlendiği görevleri belediyeye devrediyor. İlçe belediyelerinin tamamı kalıyor. Fakat beldeler, köy haline geliyor ve Kepez dahil tüm beldeler köy haline gelirken, köyler de mahalle oluyor. Hepsi de Çanakkale merkez bütünşehir sorumluluğu içine giriyor. Başka bir fark yok. Seçimlerde ise, Çan`ın köylerinden, Gelibolu`nun köylerine, Gökçeada`nın köylerinden Lapseki`nin köylerine kadar bütünşehir belediye başkanını da seçecekler. Bütünşehirin belediye meclisi de diğer ilçelerden gelen ve merkez ilçeden seçilen üyelerden oluşacak. Ben bunu söylüyordum, kimse de inanmıyordu. Sonra Arınç söyleyince ciddiyete bindi.
 
 
OLAY: 1/100000’lik çevre planına karşı Çanakkale Belediyesi ve diğer kurumlar itirazlarını yaptılar. Süreç şimdi hangi aşamada, yaşamsal değerlerimiz adına duyulan kaygılar nedeniyle bu alandaki saldırılara karşı durmak açısından nasıl bir mücadele hattı yaratılmalı, neler düşünüyorsunuz.
Ülgür Gökhan: 1/100 bine itirazlar oldu, hem de bizim Çanakkale Belediyesi olarak sınırların genişlemesi noktasında itirazlarımız oldu, hem de termik santrallerle ilgili tepkilerimiz oldu. Bir de Bozcaada ile ilgili bir tepkimiz vardı. Bunlar söylendi, itirazlar yapıldı. Şimdi bakanlık bu itirazları dikkate alarak bir karar verecek. Yeniden bir toplantı yapılacağı söyleniyor. Sonra bu itirazlar kabul görmez ise, mahkeme yoluna gidilecek. Bakanlığın çalışmaları hangi aşamada bilmiyorum ama; çalışmalar şuan itibariyle devam ediyor. Yasal süreç içerisinde biz ve ilgililer gerekli itirazlarımızı yapacağız.
 
 
OLAY: Anafartalar otel’deki yıkım faaliyeti sonlandı.O alanın kullanımı için belirlenmiş bir proje var mı? Nasıl değerlendirilecek?
Ülgür Gökhan: Anafartalar Oteli`nin yeri ile ilgili şuanda bir proje yok. Biz oraya önce yıkılsın diye çalışmalarımızı yaptık. Sonuçta yıkıldı. Şimdi oraya meydan olarak düzenleyeceğiz. Sonra ise oturup bir proje üzerine tartışacağız, bakacağız, akılları alacağız. Biz birkaç proje ortaya koyup, bunlar üzerinde ne yapabiliriz, ne yapmalıyız veya ne yapmamalıyız gibi halkında görüşünü alacağız. O alan ile ilgili, yani Cumhuriyet Meydanı ve İskele ile ilgili bir proje çalışması yapmıştık, o ekibi bu haliyle ilgili de bir çalışma yaptırıyoruz. Ne çıkacak göreceğiz. Yılbaşından sonra bu konuda önemli adımlar atılacak. Tabi vali bey ile de görüşüyoruz. O alan ile ilgili İl Özel İdaresi`nin de görüşlerini alacağız.
 
OLAY: Kilitbahir iskelesi artık kullanılmıyor. O alanın ve karşısındaki otopark ve vakıflar binaların olduğu alan için kentliler bu bölgenin halka açık bir meydan olarak düzenlenmesi yada uygun bir proje ile sosyal donatıları olan bir kullanım alanı olarak değerlendirilmesi gibi bir düşünceleri var.Vakıflar Bölge müdürlüğü ile bu konuda bazı iletişimleriniz olmuş idi.son durum nedir.
Ülgür Gökhan: Geçen gün vali beye yaptığımız ziyaretimde de bu konu gündeme geldi. Vali bey Vakıflar Genel Müdürünü aradı, yurtdışındaymış. Biz orayla ilgili biz bir öneri hazırlığımızı yaptık. Orada bir ilgili muhatap olacağımız birini bulamamıştık. Genel müdür vali beyin arkadaşıymış, onunla görüşüp, bir randevu alacağız ve kiminle muhatap olacağımızın belirlenmesinin ardından biz de burayla ilgili düşüncelerimizi sunacağız. Birkaç alternatifimiz, hangilerini istiyorlarsa o konuda anlaşma noktasına varmaya çalışacağız. Orayla ilgili balık satış yerleri, balık lokantaları, aşağısı dükkan ve ofisler şeklinde, üst katların da sosyal amaçlı kullanılmak üzere bir yapılanmanın çalışmasını yapacağız. Ankara`da temas edeceğimiz kişiyi bekliyoruz. Sayın Vali de herhalde bu kişiyi temin edecek, sonuçta arkadaşıymış, bu da büyük bir avantaj tabi.
 
OLAY: Kentte kamusal alanların yapılaşmanın dışında kullanılması ve böylesi alanların yaratılması noktasında gelişen bir bilinç var. Taleplerde bu temelde şekilleniyor. Bunlardan biride Lodostan sonraki askeri alanın halkın kullanımına açılması. Bu konuda başlattığınız girişimler hangi düzeyde?
Ülgür Gökhan: Lodos`tan sonraki alan için biz bir meclis kararı aldık. Yani askeriyenin bir teklifi vardı, bunun üzerine kararımızı aldık gönderdik. Şimdi askeriye, `nereye, ne yapı` isteyeceğinin çalışmasını yapıyormuş, onların keşfi söz konusu. Biz sorduğumuzda çalışmanın devam ettiğini söylediler. Tahmin ediyorum, önümüzdeki yıl, bununla ilgili de bir ilerleme kaydedilmiş olacak. Önümüzdeki yıl oldukça yoğun bir çalışma temposu içinde olunacak.
 
OLAY: Kent halkının bilgilendirilmesi açısından şu anda devam eden yatırımlar neler kısa dönem hedefleriniz arasında neler var.
Ülgür Gökhan: Şuanda bildiğiniz gibi belediye hizmet binamızın ihalesini yaptık, o başlayacak. İskele Meydanı ve Cumhuriyet Meydanı ile ilgili çalışma devam ediyor. Sosyal konutların yenilen projesi ve şuandaki belediye binasının arkasındaki alanın yenilenme projesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Kordon`un Kepez`e kadar uzanması ile ilgili dolgu izinleri noktasındaki çalışmalarımız devam ediyor. Ankara`da izinler için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Altın Yıllar Yaşam Merkezi`ni bitirme noktasında çalışmalarımız var, Çocuk Evi`nin bitmesi söz konusu. Hepsinin Haziran`a kadar oluşması söz konusu. Onun dışında biliyorsunuz bu Tekel Şarap`tan bize terk edilen alanın ne yapılacağı konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Yani oraya nasıl bir fonksiyon kazandırmalıyız noktasında çalışmalarımız var. Bilindiği gibi sinema yapımı karşılığında alan düzenlemesi ile ilgili bir talep vardı. O olmadı. Şimdi ne yapacağız? Yıkım ihalesini yaptık, yıkılacak. Güzelyalı ve Dardanos`un atık su arıtma projesi ile ilgili çalışma var, onu takip ediyoruz. Onu gerçekleştirmemiz gerekecek, o önemli bir konu. Bu şekilde işte, çalışmalarımız devam ediyor. Daha birçok projemiz var tabi ama en önemlileri bunlar diyebiliriz.
 
OLAY: Belediye Sosyal Tesisleri için bir projeniz var mı? Bu alan ile ilgili önümüzdeki dönem herhangi bir gelişme yaşanabilir mi?
Ülgür Gökhan: Belediye Sosyal Tesisleri ile ilgili düşüncelerimiz var, ama projemiz henüz yok. Ne yapmamız gerektiği konusunda bir karar varamadık. Kültür Merkezi olmalı, ne olmalı, nasıl olmalı gibi düşüncelerimiz var. `Salon` diyoruz ama ileriki süreçte biraz da salona boğulmamız söz konusu olacak gibi duruyor. Üniversitede salon, İÇDAŞ salon, çadırın oraya bir kongre merkezi projesi var. Yani biraz böyle israftan korkarım her zaman. Salon var ama boş! Böyle olmamalı. Örneğin geçen akşam Huysuz diye bir tiyatro geldi. Üniversitenin İÇDAŞ Kongre Salonu`nda yapıldı. `Ulaşım yapıldı mı?` diye sordum, otobüs kaldırılmış. `Acaba kaç kişi oluruz?` diye düşündüm. `Burada merkezdeyken yer bulanamıyordu, acaba orası nasıl olur?` sorusu aklımdaydı. Gittiğimde gördüm ki, bin 200 kişilik salon dolmuş. Ondan sonra `Tamam` dedim. `Artık bizim salonumuz orası.` Bazen insanlar merkezde yer bulamama endişesi ile gelmiyorlar. Halbuki orada `Nasıl olsa yer bulurum` diye gidiyor. Dolayısıyla Sosyal Tesisleri ne yapmalıyız konusunda da çalışmalarımız var. İyi bir şey yapmalıyız gerçekten güzel ve değerli bir yer. Tabi ne olursa olsun, yine sosyal tesis olacak, Şehir Kulübü`ne yerlerini vereceğiz, Hangover tipi çalışma devam edecek. Arka bölümü de var, altına otopark yapılmalı. Bunları düşünüyoruz, ama henüz projelendirmedik.
 
OLAY: Gestaş ile ilgili bazı gelişmeler yaşandı.Sayıştay raporuna göre 2002 yılından itibaren ulaşım hatlarının ihalesinin yapılmamasını bir usulsüzlük olarak değerlendirildi. Bu hatlar için yapılacak ihalelerde Gestaş dışındaki firmaların devreye girmesine bağlı olarak Gestaş firmasının özelleştirilmesi gibi bir gelişmenin olabileceği tartışılıyor.Bu konuda neler söylersiniz?
Ülgür Gökhan:Evet Sayıştay Denetçisi bu konuda bir rapor hazırlamış. Fakat daha öncekiler hazırlamamış. Bu bir Sayıştay Denetçisi`nin görüşüdür, olabilir. Burada bir `usulsüzlük var` demek çok doğru değil. Çünkü gemiler, TDİ (Türkiye Denizcilik İşletmeleri) özelleştirilince, özelleştirilme kapsamında İl Özel İdaresi`ne veriliyor, dört tane iskelenin kullanım hakkı ile birlikte. Bu noktada yüzde 99 civarındaki kısmı Özel İdare`ye ait olan GESTAŞ, bir kamu şirketidir. İçinde hiçbir özel sektör hissesi yok. Dolayısıyla, böyle bir şirkete tahsis edilmesinde bence hukuken bir sorun olmaz, ama mevzuat açısından belki sorun olabilir. Biraz da tabi ciddi bir rakam, zimmet olabilir düşüncesi ile İl Genel Meclisi ihale yapma kararı verdi. Şimdi, GESTAŞ bu ihaleyi yüzde yüz almak durumundadır ve alacaktır. Neyi alacak ama? Dört tane geminin kullanım hakkını ve dört tane iskelenin kullanım hakkını alacağız. Halbuki GESTAŞ`ın iki mülkiyet ve kiralama karşılığı yaptırdığı 5 tane teknesi var. ve Kilitbahir İskelesi var. Bunlar ihale dışında. Dolayısıyla GESTAŞ`tan başka alan kişinin, GESTAŞ`ın elindekileri de alması lazım. Çünkü konu GESTAŞ`ın ihalesi değil. Biz Özel İdare`nin elindeki dört eski gemi ile dört iskelenin kiralama ihalesine girilecek. Dolayısıyla başka biri ihaleye girip ne yapacak? Diğer gemiler GESTAŞ`ın kendi mülkü.
 
OLAY: Bu süreç ihale ile devam edecek? Bundan sonrası için GESTAŞ`ın gelişimi noktasında herhangi bir proje ya da değişim söz konusu olur mu? Sizin bu noktadaki düşünceleriniz nelerdir?
Ülgür Gökhan:Önemli olan da bundan sonrasıdır. Zaten böyle bir arayışımız vardı. Fakat bu arayış için harekete geçemeden bu iş oldu. Nedir o? Büfeler, temizlik ve güvenlik konularının özelleştirilmesini düşündük, hala düşünüyoruz, bence düşünmeliyiz de. Neden? Çünkü burada çalışanlar uzman personel değil. Dolayısıyla burası, siyasilerin istihdam alanı oldu ve fuzuli insanlar oluştu. Arkadaşların niteliklerini ben takdir edemem ama, fazlalık olduğu, burada bir torpil olduğu aşikar. Peki ne olacak? Biz GESTAŞ olarak gemimizi kullanan kaptan, çarkçıbaşı, yağcı, gişe görevlileri ve idari-mali işler GESTAŞ uhdesinde kalacak, diğer hizmet alanları özelleştirilecek. Böylelikle buradaki büyük bir dedikodu da ortadan kalkmış olacak. Yani adam kaptansa kim getirirse getirsin, orada torpil olmaz. Bence GESTAŞ daha sonra, daha profesyonel yönetim kurulu üyelerini alarak, yönetimi genişleterek, GESTAŞ`ı daha verimli hale getirebiliriz. GESTAŞ artık parke taş alıp köylere vermemeli, araba alıp kiralamamalı, Türkçe Olimpiyatlarına ve ona benzer konulara para aktarmamalı vs. Yani siyasi tasarruftan uzaklaşması lazım. Neden bunları söylüyorum? Çünkü Kamu da bir şirketi iyi idare edebilir. Bugüne kadar bence GESTAŞ kendi konusuyla ilgili gayette güzel işini gördü. O yoğun günlerde bile, kuyruk oluyor ama kuyruklar hemen gideriliyor. Dolayısıyla GESTAŞ`ın üzerinden fuzuli eller çekildiği zaman, GESTAŞ dört dörtlük bir şirket olur. O şirket özelleştirilemez. Çünkü Çanakkale`nin geçişi tek geçiştir, özellikle bir geçiştir, tekeldir. Tekel de özel sektöre bırakılamaz. Sayıştay`a da teşekkür ediyorum, bu fuzuli, siyasi ellerin dışarıya çıkmasına da vesile olacak. Bu iş hayırlara vesile olacak!
 
OLAY: Ülkemizdeki siyasi gelişmeler bağlamında demokrasi özgürlükler ve emek açısından kaygıların arttığı bu alandaki saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde yapılacak genel seçimler açısından CHP’sinin performansını nasıl görüyorsunuz? Seçimler konusundaki beklentileriniz Çanakkale açısından nasıl? CHP’nin Çanakkale’deki çalışmalarını geliştirmek açısından neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Yerel seçim kampanyalarını son derce başarılı götüren bir CHP’li başkan olarak örgütünüze bu konuda neler önerebilirsiniz?
Ülgür Gökhan:Şimdi tabi, bir şey önermek durumunda değilim. Ama, 2014`te bir yerel yönetim bir de cumhurbaşkanlığı seçimi geçirdik. Bu noktada özellikle merkez ilçede çok başarılı bir süreci geride bıraktık. Buna benzer bir başarı da Biga`da oldu. Biga`da yeniden aldık ve başarılı bir belediye başkanımız var. Kepez`de olsun, Bozcaada`da olsun, Geyikli`de olsun, Karabiga`da olsun, Gelibolu`da olsun, o arkadaşlarımız da aynı anlayış ile çalıştıkları için başarılı oldular. Demek ki olabiliyor. Peki buralarda ne oldu da başarılı olundu? Buralarda örgüt ve belediye, Çanakkale`de de merkez ilçe ve belediye, seçime girerken karşı karşıya olan iki unsur, adaylık belli olduktan sonra hemen bütünleşerek seçimi götürdü. Gelibolu`da da böyle oldu, Biga`da da böyle oldu, diğer yerlerde de böyle oldu ve süreç başarıyla götürüldü. Başarısız olduğumuz yerlerde ise, Bayramiç, Ezine gibi, örgüt-başkan çelişkileri bize oralarda oy kaybettirdi ve mevcut belediyeleri de kaybettirdi. Kaybetmememiz gereken, belediyelerdi. Almamız garanti olan Eceabat Belediyesi gibi belediyeleri de kaybettik. Neden? Çünkü burada taraflar müdahale etti, ikilikler çıktı, doğru tespitler yapılamadı, oradaki örgütün ve üyelerin arzuları yerlerine getirilemediği için kazanacağımız yerleri de kaybettik. Çan`da neredeyse dördüncü parti durumuna düşüldü. Mesela Bayramiç`te yeni bir örgüt seçimi oldu ve son derece başarıyla götürülüyor.
 
OLAY: Milletvekilliği adaylığı süreci ile ilgili önerileriniz nelerdir?
Ülgür Gökhan:Benim önerim, adaylık tespitinin kesinlikle tüm üyeyle, hakim denetiminde olması şart. Eğer Çanakkale`de birinci parti olmak istiyorsak, birinci şart bu. Yeni hiçbir küskünlüğe yer vermemeliyiz. Merkez yoklamasında beni atasalar, öteki aday arkadaşımız sıkıntı yaşar, ötekini atasalar ben burada ciddi bir şekilde isyan ederim. `Neden onu tercih ediyorsun? Benim neyim eksik?` deme noktasında olurum. Dolayısıyla ön seçim konusu önemli. Bunun tecrübesi de var Çanakkale`de. Olmaz ise kesinlikle bunun tartışması olur, zaten olmaması abes olur.
 
OLAY: Son dönemde 1 ve 2`nci sıraların atama olacağı yönünde spekülatif yorumlar dikkat çekmeye başladı. Bu noktadaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Çok sayıda aday adayı var, ön seçim yerine atama kararı alınırsa parti içinde nasıl bir tablo ortaya çıkar?
Ülgür Gökhan:Bunlar spekülatif şeyler. Doğruluğu yok. Yani burada ne sayın genel başkanın ifadesi var, ne MYK`de görüşülmüşlük var, ne parti meclisinde görüşülmüşlük var. Bu konuyla ilgili kimlerin yazdığına bakmak lazım. Yazdıran da olabilir. Şuradan kaynaklı olduğu söyleniyor. Hani merkez yoklaması konusu, yüzde 15 idi de, yüzde 20`şe çıktı ya, hemen oradan Çanakkale`yi gündeme getirdiler. Zaten Çanakkale`nin dört milletvekili hakkı var, CHP`nin de iki milletvekili var. bir de Çanakkale`nin geçmişte önseçim tecrübesi ve başarılı bir sonucu var. Yani Çanakkale`de atama olursa, gerçekten genel merkezi basireti bağlanmış sayarım. Yani, burada 1-2`yi atarsa `genel merkezin basireti bağlanmış`, `birileri büyü yapmış` derim. Çünkü olamaz. Böyle bir şeyin olabilmesi için haklı bir gerekçe olmalı. Kamuoyunda, basında, `olabilir, bu hakkıdır` denmesi lazım. Şimdi ben soruyorum; Çanakkale`de mevcutlar içinde kim 1 ve 2 olur. Kim olursa `tamam` diyeceğiz. Çünkü benim durumum farklı, belediye başkanı olarak performans kriterim vardı. Somut. Böyle bir kriter var mı somut? Var ise o değerlendirilebilir. Ya da Ankara`da bizim bilmediğimiz bir çalışmaları varsa. Bu değerlendirilebilir. Ama öyle bir şey yok. Böyle bir durum da yok. Sadece bir disiplin kurulu üyesi olmak bir avantaj sağlamaz. Böyle bir beklenti olabilir, ama böyle bir şey söz konusu değil. Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum. Neden? Olursa, örgütün önemli bir bölümünün performansı düşer. Çalıştıracak adam bulamazsın, köye götürecek adam bulamazsın. Halbuki bir ön seçim yaptığında örgüt ayağa kalkar, hazırlanır, o hevesle, hazır bir şekilde seçimlere kanalize olur. Önseçimden sonra çalışmaya devam eder. Dolaylısıyla böyle olacaktır. Adım gibi eminim. Sonrasında küs olan yönetimler, barıştırılarak, küskünler unutulup parti içi çalışmaya yönelmeliyiz. Yerel yönetimler olarak bizler de var gücümüzle, tüm çabamızla partimizin başarısı için emeklerimizi ortaya koyacağız. İsimlerimizi, bilgimizi, birikimimizi, sıfatlarımızı ortaya koyacağız, adaylarla beraber, örgütlerle beraber çalışacağız. Burada hedefimiz birinci parti olmaktır. Mecburuz ve olacağız. Bu şartlar oluşursa, birinci parti olmamak için hiçbir neden yok. Olacağız. 9 bin 500 oy var, alacağız, bu mümkündür. Birinci parti olmak ve sadece iki milletvekili çıkarmak için değil, 2019 seçimleri içinde çok önemli bir unsur olacak. Çünkü 4 yıl boyunca başka seçim yok. Dört yıl boyunca o kullanılacak. Ya biz kullanacağız, ya AKP kullanacak. Biz kullanmak zorundayız. Yapacak güçteyiz. Ama bunun olmazsa olmazı, ön şartı kesinlikle önseçimdir. Biz her yerde çaba gösteririz. Belediyesi olmayan yerlerde de oraların belediye başkanıymışız gibi gider çalışırız.
 
OLAY: Sizce AKP`nin adayları da 2015 seçimleri noktasında belirleyici olur mu?
Ülgür Gökhan:AKP`nin adayları konusunda bir fikrim yok. Mehmet beyin olmayacak olması bir avantaj mıdır, dezavantaj mıdır? Onu bilmiyorum. Eski il başkanının ismi geçiyor, ama onun Mehmet bey kadar performans gösterip gösteremeyeceğini bilmiyorum. Çünkü bir aktif siyasetçi, yani halkla içiçe olan bir siyasetçi imajı görmüyorum açıkçası. Zaten sayın Kaşdemir, son derece başarısız bir milletvekilliği yaptı. Tahmin ediyorum, o olmayacak diye düşünüyorum. Sadece benim düşüncemdir bu. Bir kere olaylardan uzak kaldı. Özellikle merkezdeki belediye ile ilgili yaptığı bütün eleştirilerde yanlış bilgilendirildiği ortaya çıktı. Ben artık cevap bile vermez duruma geldim. Çanakkale`ye birşey yapabilmek için de mücadele edilmesi lazım. Sen iktidar partisisin. Yeni Mehmet beye de çok önemli fırsatlar verdiler. Ancak bu gücünü Mehmet bey, Çanakkale için yeterince kullanamadı. Yapmadı mı? Tabi ki yaptı, ama bence yeterli olmadı.
 
OLAY: Kazdağları`ndaki altın madeni çalışmaları ve Biga-Karabiga bölgesindeki termik santral faaliyetlerine karşı mücadelenin Ankara`daki güçlü bir muhalefetle desteklenmesi söz konusu olur mu? Mücadelenin Ankara ayağı nasıl örülür?
Ülgür Gökhan:Siyasi olarak zaten Mehmet Daniş, İsmail Kaşdemir bunun savunucusu. Ankara`da muhalefet konusunda çalışmalar yapılabilir. Meclisteki muhalefeti daha da artırabiliriz. Bir de birileri bizi kandırıyor. Yani burada 11 tane termik santral ÇED`i yapılıyor. Hani bunun kapasitesi vardı? Hani termik santraller kömür olan alanlara kurulacaktı? Ne oldu? Altın konusu ayrı tabi. Geçen de Madenciler Derneği geldi, ardından da Şahinli`deki Nurol Şirketi`nin bir elemanı geldi. Onlara da gerekeni söyledim. İstemediğimizi söyledim. Çanakkale halkının ve kendi bakış açımı onlara anlattım. Biz Çanakkale`de, Kazdağları`nda ve diğer su kaynaklarımızın üzerinde altın madeni arama ve işletme çalışmalarına karşı olduğumuzu anlattım.
 
OLAY: 2014 yılı sizin için ve Çanakkale için nasıl geçti?
Ülgür Gökhan:2014 yılı benim için mutlu geçti. Çünkü belediye başkanlığını kazandım. Ayrıca cumhurbaşkanlığı seçiminde de başarılı bir sonuç aldık. Genel başkanımızın öngördüğü adayın seçilmesine yetmese de büyük bir destek aldık. Sonuç itibariyle yine yaptığımız kampanyalar, işler, başarıyla sonuçladı. Kaldığımız yerden yatırımlarımıza, çalışmalarımıza devam ediyoruz, edeceğiz. 2015 aynı zamanda Çanakkale Savaşları`nın yüzüncü yılı olması dolayısıyla önemli. Yüzüncü yıl kapsamında belediye açısından yapmamız gereken ne varsa onları yapacağız. Çanakkale halkı adına da sevinçliyim. Ben onların, onlar da benim mücadeleme ortak oldular. İyi bir katılım ile iyi bir sonuç ile beni seçtiler. 2014`te `özgürlük ve barış` kazandı. Bu süreçte özellikle kadınlar ve gençlerin katkısı çok büyük oldu. Çanakkale halkı bana olan sevgisini gösterdi. Bir kez daha onlara teşekkür ediyorum. 2015 için de, yine ümitliyiz. Kent halkının esenliği için, refahı için çalışmaya devam edeceğiz. Aynı mücadeleyi 2015`te de yürüteceğiz. Hem çevre anlamında, hem insanların hak ve özgürlükleri anlamında, haksızlıklara karşı sesimizi hep yükselttik, yükseltmeye de devam edeceğiz. O konuda kimsenin şüphesi olmasın, kimse bizim sesimizi kısamayacaktır. Çünkü;, bu benim görevim. Ben bunu anakkale halkı adına yapıyorum. Çanakkale halkı da benim bu mücadelemi takdir ediyor, destekliyor. 2015 yılında da bu anlayışla devam edeceğiz.
 
OLAY: 2014 yılı kentimiz ve sizin için nasıl bir yıl oldu. Bu kapsamda 2015 yılı beklentileriniz nelerdir?
Ülgür Gökhan:Ben 2015`te Türkiye`de adaletsizliklerin olmadığı, hukuksuzlukların olmadığı, hukukun üstünlüğünün ön plana çıktığı, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir yıl olmasını diliyorum. Özellikle `ceberut devlet`ten kurtulmamız gerektiğine inanıyorum. Yani son olarak 16 yaşındaki çocuğun tutuklanma konusunun bile Türkiye`nin bir ayıbı olduğunu düşünüyorum. Velev ki öyle bir durum oldu, o çocuğun kazanılması gerekir. Ona hapse attığın zaman, yani o çocuğa ceza verdiğin zaman, aslında kendine ceza veriyorsun. Çocuğu, devlete karşı, kendine karşı bilendiriyorsun. Çocukları öldürmek marifet değil, onları korumaktır asıl olan. Devletin görevi budur. Burası faşist bir ülke mi? Bu ülkeyi faşizme götürmek isteyenlere bu ülkenin insanı fırsat vermeyecektir. O bakımdan genel seçimler çok önemli. Bunun üzerine Çanakkale`de ben bunu kurgulamak istiyorum, kendi adıma. Bu seçimlerde çok dikkatli olmamız lazım. Bu iktidarın bu `ceberut devletin` yönetiminde olanların mutlaka bir ders alması gerekir. 2015 seçimlerini de bunun üzerine kurgulayıp, mücadelemizi yürüteceğiz. 2014`te nasıl hak ve özgürlükler noktasında mücadele ettiysek, 2015`te de aynı kararlılıkla mücadelemizi yürüteceğiz...
Paylaş