‘İşçi sağlığı’ diyemediler

Önceki gün Çanakkale’de turizm sektöründe çalışanların sorunlarını irdeleyen çalıştay da ortaya çıkan mantık paralelinde TBMM’inde “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası” oylanarak kabul edildi.

367
Bir konu, her şeyi bütün çıplaklığı ile ortaya çıkarıyordu.
Yasanın adı “işçi sağlığı” olarak değiştirilsin talebi AKP’lilerin oyları ile ret edildi. Böylece yasanın işçiyi değil, işi korumayı hedef olan bir yasa olarak; işçinin korunması konusunda bir aldatmaca olduğu gerçeği ortaya çıktı.
 
Türkiye, 10 yılda 10 bin ölümlü iş kazaları ile AB ülkeleri arasında birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer alırken, işçilerin sağlığı ve güvenliğini öncelemesi gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, sermayenin güvenliğini önceleyecek şekilde meclisten çıktı.
 
Çanakkale’de tartışılan turizm çalışanlarının sorunları noktasındaki mantık da tam bu paralellikteydi. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’da olmasa, çalışanların sorunlarının esamesi bile okunmayacaktı. İşçi sağlığı, güvenliği ve güvenceli çalışma noktasında yaşanılanlar ortada.
 
Bu konular bir maliyet unsuru olarak ele alındığı için işçi ölümleri, iş kazaları sonrasında sakat kalan işçiler, işten atılan işçiler gerçeği hepimizin malumu. İstatistikler de bu sorunun vahametini zaten çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
 
Bu yasanın görüşülmesi sırasında bile mecliste bir işçinin hayatını kaybettiğini düşünürseniz bu konunun çalışanlar açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlayabilirsiniz. Çıkartılan yasa ile işçi sağlığından ziyade sermayenin çıkarlarının gözetildiğini söyleyebiliriz. 
 
Öğrenci  kardeşimizin verdiği ders
ÇOMÜ’nün mezuniyet töreninde ÇOMÜ birincisi öğrencinin konuşması bazılarına ders olmalıdır. Her fırsatta Çanakkale’yi karalayarak yeni bir statükonun temsilcisi olma hedefi ile hareket edenler ve Çanakkale’nin çeşitli dinamikleri ile yaşadıkları sorunları değişime karşı direnenlerin tepkisi ve üniversiteye bir tavır olarak gündeme taşıyanlar üniversite birincisi genç kardeşimizin sözlerini iyi algılasınlar.
 
Genç kardeşimiz “Çanakkale’nin  kendilerine çok şey kattığını” dile getirmiştir. Çanakkale adına mutluluk duyulacak bir durumdur. Her fırsatta Çanakkale’ye saldıran bir politikayı rehber alanlar bir kez daha düşünsünler;yeni öğrenim yılında, yaşadığımız olumsuzlukların yaşanmaması, önyargılardan arınmış, kent ile bütünleşen bir disiplin ile kazanacaklarımız hepimizin yararınadır.
 
Mezun olan öğrenci kardeşlerimize bundan sonraki yaşamlarında başarılar diler, bu kentin her zaman onların başarıları ile gururlanacağını belirtirim.
 
Bu yaz sıcağında serin bir gündem.
Sizleri ,bu yaz sıcağında Kazdağı ormanlarının serinliğine, derelerinin pınarlarının soğuk sularının rahatlatıcılığına,eşsiz güzelliklerinin vereceği mutluluğa  davet ediyorum.
 
Bu yaz sıcaklılarında en güzel gündemimiz Kazdağları olacaktır, olmalıdır. Bugün Kazdağları bir ölüm kalım mücadelesinin eşiğindedir. Bir yandan altıncı şirketler bu güzellikleri yok etmek için yoğun bir çaba içersindeler, diğer yandan yaşam savunucuları yaşamsal değerlere sahip çıkılmasının sorumluluğu ile her geçen gün daha çok emek harcıyorlar.
 
Son günlerde artan bu hassasiyetin bazı siyasi partiler nezdinde de bir yankı bulduğunu izliyorum.
Yaşam hepimizindir, yaşam değerlerimizin bir avuç kapitalistin çıkarları için yok edilmesine izin vermemek adına hepimize düşen sorumluluk vardır. Bu sorumluluklarımızın farkında isek birlikte hareket etmenin yollarını oluşturmalıyız.
 
Çanakkale Çevre Platformu uzun bir süredir bu mücadelenin duyarlı bir öncüsü. Gelecek konusunda kaygısı olan herkes bu mücadele içersinde yer alarak, Çevre Platformunun mücadelesine destek vermelidir. Herkesin yapabileceği bir şey olduğunu unutmayalım.
 
Yarın çok geç olmadan, geleceğinize sahip çıkmak adına küçücük bir desteğiniz dahi olsa;  vereceğiniz destek ile büyüyecek  duyarlılık;  yarınlarımızı kurtaracaktır.
Paylaş