‘Barışın Kenti Çanakkale’de Savaşa karşı sanat!

4. Uluslararası Çanakkale Bienali`nin tanıtım toplantısı İstanbul`da bulunan Cezayir Restoran`da gerçekleştirildi. Çok sayıda gazeteci ve yazarın katıldığı tanıtım toplantısında hem mevcut savaş ortamına hem de 1. Dünya Savaşı`nın yüzüncü yılına değinildi. Ünlü flozof Plato`nun “Savaşın sonunu yalnız ölüler görür” sözünün ana tema yapıldığı Çanakkale Bienali, kentin tarihsel kimliğine ve mevcut vizyonuna uygun olarak organize edilecek.

1101
 
Bu yıl, 27 Eylül-2 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 4`üncü Uluslararası Çanakkale Bianeli, kavramsal kurgusunu 1. Dünya Savaşı`nın 100. yılı üzerinden belirliyor. Tarih boyunca büyük ve kanlı savaşlara ev sahipliği yapmış, kent vizyonunu “Barış” üzerine kurgulamış ve “Barış Kültürümüz Olsun” sloganı etrafında kent bilincini geliştiren Çanakkale, sanatını da yine “savaş ve barış” olguları üzerinden şekillendiriyor. 1. Dünya Savaşı`nın 100. yılı nedeniyle temasını ünlü flozof Plato`nun “Savaşın sonunu yalnız ölüler görür” tespiti üzerinden belirleyen Çanakkale Bienali, Çanakkale Belediyesi`nin ana destekçiliğinde Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABİNİN) girişimi ile gerçekleştiriliyor. Bienal kapsamında sanatsal üretimlerini savaşın yıkıcılığı ve barışın evrensel gerçekliliği üzerinden belirleyen sanatçıların katılımı ile Çanakkale`de hem “Barışın Kenti” vizyonuna katkı sağlayacak hem de Çanakkale`den verilecek önemli bir `barış` mesajını sanatın dili ile duyuracak. 4. Uluslararası Çanakkale Bienali, 27 Eylül-2 Kasım tarihlerinde önceki yıllarda olduğu gibi, Eski Ermeni Kilisesi, Korfmann Kütüphanesi, Er Hamamı (Seramik Müzesi), Çinemlik Kalesi, Arkeoloji Müzesi, Yahudi (Palamut) Depoları gibi kentin tarihi ve anlamlı mekanlarının yanı sıra, çarşı caddesi, Kordon ve İskele bölgesi, Halk Bahçesi gibi kamusal alanlarda gerçekleştirilecek. Ünlü sanatçıları ve onların üretimlerini kentin her kesimi ile birçok noktada buluşturacak Çanakkale Bienali`nin ekibinde ise, Genel Sanat Yönetmeni olarak Beral Madra, Genel Direktör olarak Seyhan Boztepe, CABININ Yönetici Küratörü Deniz Erbaş bulunuyor. Bienalin Danışmanlığını İsmail Erten, Asistan Küratör Irene Panzani, Basın ve PR Direktörü olarak Aynur Ganiler`in de aralarında bulunduğu ekibin organize edeceği bienalde Sergiler Sorumlusu olarak Kubilay Özmen görev alacak. Bienalin koordinatörleri ise Deniz Erbaş, Erdal Sezer, Erdinç Alnıak, Gözde Robin ve Ismail Erten`den oluşuyor. 4. Uluslararası Çanakkale Bienali`nin tanıtım toplantısı İstanbul`da bulunan Cezayir Restoran`da gerçekleştirildi. Aralarında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, gazeteci yazar Celal Başlangıç, gazeteci yazar Mıgırdiç Margosyan, Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, ABD İstanbul Başkonsolosluğu Basın Halkla İlişkiler Birimi yetkilisi Sevil Sezen, gazeteci Hami Çağdaş, Diplomat ve Öğretim Üyesi Yalım Eralp, İstanbul Exhibitions Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Balcı, gibi çok sayıda sanatçı, gazeteci ve yazar katıldı.
 
 
Boztepe, bienalin gelişim sürecinden bahsetti
Uluslararası Çanakkale BienaliGenel Direktör Seyhan Boztepe, tanıtım toplantısının açılışında yaptığı konuşmada Çanakkale Bienali`nin gelişim süreci ile ilgili bilgiler verdi. 2000`li yılları başında kentte birbiri ardından yapılan çağdaş sanat sergilerinin ilgi ile karşılandığını buradan hareketle de Çanakkale Bienali`nin, 2006 yılında Uluslararası Troia Festivali kapsamında yapılan bir sergi ile ilk adımlarının atıldığını ifade eden Boztepe, 2007 yılındaki Uluslararası Troia Festivali kapsamında 18`e yakın mekanda gerçekleştirilen Sınır Çizgisi isimli sergi ile kamuoyunda 1. Çanakkale Bienali olarak yer aldığını söyledi. Boztepe, “Buradan da aldığımız cesaretle 1. Çanakkale Bienali`ni yapmaya giriştik ve bugünlere kadar geldik. Çanakkale Bienali`nin ruhundan şöyle birşey kaybetmedik, en başından itibarin inisiyatif çoğalarak büyüdü. Gönüllülük esası ile yapılan bu etkinliğin de büyümesini ve gelişmesini sağladı. Neredeyse her meslek grubundan her yaş grubundan insan bu işi beraber yapmaya, beraber paylaşmaya, izlemeye ve yardımlaşmaya başladı. Geldiğimiz noktada Çanakkale dışında da birçok insan ile bu paylaşımı kurduk. Bize her yerde bu ilişki üzerinden, pozitif bir şekilde yaklaşan çok sayıda dostumuz, arkadaşımız var. Uluslararası Çanakkale Bienali`nin dördüncüsü, dünyanın da odaklandığı bir konu etrafında şekillendi. Bienalin kavramsal çerçevesi 1914-2014 1. Dünya Savaşının 100. yılı üstüne yapılandırıldı” dedi.
 
 
“Bienalin büyük ilgi göreceğini sanıyorum”
4. Uluslararası Çanakkale Bienali Genel Sanat Yönetmeni Beral Madra ise konuşmasında Türkiye`deki ve dünyadaki bienallere değindi. Madra, St. Petersburg`ta gerçekleştirilmekte olan Manifesta isimli bienalin ardından Çanakkale Bienali`nun başlayacağını ve Temmuz ayında Berlin`de uluslararası bienaller toplantısına Çanakkale`nin de katılacağını söyledi. Bu etkenler göz önene alındığında Çanakkale Bienalinin de ilgi çekeceğini tahmin ettiğini ifade eden Madra, “İki yıl önce 3. Çanakkale Bienali`nde Çanakkale`de çalıştım ve meslek yaşamımın en güzel anılarından biriydi. Umut ediyorum ki bu yıl da aynı anılarla, 4. Bienali gerçekleştireceğiz. Bildiğiniz gibi Türkiye`de İstanbul dışında birkaç tane bienal var. biri kuzeyde Sinop`ta, biri güneydoğuda Mardin`de, Antakya`da var ve şuanda durdu. İzmir`de oluyor ve Çanakkale`de de yapılıyor. Başka ülkelerde başkentlerde bu bienaller oluyor, küçük şehirlerde bu kadar çok bienal olması son derece dikkat çekici. Bu yıl gerçekleştirilecek olan Uluslararası Çanakkale Bienali’nin ilk günden bu yana temel ilkeleri vardı. Bu ilkelerde tabi ki kuşkusuz bienalin kavramsal çerçevesini bağlayıcı oluyor. Bu temel ilkeler şunlardı; Çanakkale’yi, Akdeniz havzası ile Avrupa ve Ortadoğu coğrafyalarının kesişim noktasında, çağdaş sanatın üretim, izlenme ve algılanması için uluslararası bir merkeze dönüştürmek, Uluslararası sanatçıları ve sanat uzmanlarını davet ederek, kenti bu sanatçıların ve iletişim ağlarının gündemine yerleştirmek, Kamusal alanlar, sanat ve kültür kurumları, üniversiteleri sanatçılarla iş birliğine davet ederek, karşılıklı etkileşim ve iletişim ortamı yaratmak, Çanakkale`yi küresel sanat ve kültür, sanayi ve iletişim ağları içine konumlandırmak. Bu ilkelerin hepsi ülkemizin birçok ili için geçerlidir. Ancak Çanakkale Belediyesi`nin ve Çanakkale halkının bu ilkelerin bir bienalde uygulanmasına verdikleri katkının önemli bir model oluşturduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda bu bienal büyük ölçüde yere ve Uluslararası kamusal kaynaklarla gerçekleştirilmektedir. Elbette bu bütçeye özel sektörün katkıları da olmaktadır ve olacaktır. Bu katkıların karşılığı bienalin kalitesi ve görünürlülüğü ile verilmektedir. Bizler Temmuz ayında Berlin`de yapılacak Bienaller Vakfı toplantısına katılacağız. Bütün dünya bienalleri burada buluşuyor ve Çanakkale Bienali`nin geniş çapta bir tanıtımını yapacağız. Bu yıl Manifesta ismiyle Avrupa`da bir bienal yapılacak. Bu bienal son derece tartışmalı olarak gerçekleşiyor ve St. Petersburg`da gerçekleşiyor. Bu açından da Manifesta`dan sonra Çanakkale Bienali açılacağı için sanıyorum biz çok ilgi çekeceğiz” dedi.
 
 
“Savaşların yüzyılındaki sanatçıların üretimlerinden örnekler sunulacak”
Geçtiğimiz yüzyıla büyük savaşların damgasını vurduğu ve savaşın tüm trajedisinin halen belleklerde var olduğunu ifade eden Madra, “Özellikle de Türkiye`nin güneyi ve kuzeyindeki bölgesel kanlı savaşların gündeminde bu bienali yapıyor olmamız, yeterli bir ilgi konusudur da. Dolayısıyla 4. Uluslararası Çanakkale Bienali kentin tarihsel belleği ile kesişen 1. Dünya Savaşı`nın yüzüncü yılına odaklanıyor. Başlığımızı da kentin antik çağ belleği ile orantılı olarak Plato`dan aldık; `Savaşın sonunu yalnız ölüler görür.` İ.Ö 424`te Atina`da doğan, 347 veya 48`de 80 yaşında ölen, Sokrates`in öğrencisi ve dünya felsefesinin kurucusu sayılan Plato`nun bu sözlerin, 2 bin 500 yıl sonra hala trajik geçerliliği üstüne ne kadar düşünsek azdır. Uygarlığın en yüksek noktasına ulaştığı varsayılan insanlık tarihinin son yüz yılında savaşların en kanlı bir biçimde sürüyor olmasını kabullenmek de son derece zor. Bizler bu yüzyıla odaklanırken, her şeyden önce bu yüzyıl boyunca insanın bir birey olarak geçirdiği evrimi, yaşadığı deneyimleri ve ürettiği kültürel değerleri günümüz sanatçılarının üretim örnekleri ile sunmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
 
 
“Savaşlardan etkilenin ülkeler ile işbirliği hayata geçirilecek”
“Bienallerin esasen en önemli özelliklerinden birisi de işte budur. Yani bu bireysel düşüncelerin, görüşlerin ve üretimlerin birlikte gösterilmesi ile oluşan, tümel göstergenin ve sinerjinin kitleler ile paylaşılmasıdır” diyen Madra, “1. Dünya Savaşı’nın 100. yılı vesilesiyle, bu savaşa katılmış veya süreç ve sonuçlarından etkilenmiş bütün ülkelerde çeşitli etkinlikler planlanmakta ve hayata geçirilmekte. Uluslararası Çanakkale Bienali, bu konuyu ele alarak olağandan daha fazla dikkat çekmeyi ve önemli düşün ve bilgi çıktılarına ulaşmayı hedeflenmektedir. Söz konusu ülkelerin Türkiye’deki temsilciliklerinin yanı sıra, bir çok ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluş işbirliğiyle bienal ana sergisinin yanı sıra bilgi-belge etkinlikleri, farklı sanat dallarında gösterimler ve paralel sergiler programlanmaktadır. Bu savaşın ve yüzyılın, tarihsel Osmanlı coğrafyasında ve bugünün siyasal haritasında günümüze kadar sürmekte olan etkilerinin yeniden değerlendirilmesine fırsat sağlamak ve bu savaşa katılmış bütün ülkelerle bienal üstünden etkin bir iletişim ve işbirliği oluşturmak konusunda olası ortak çalışmalar ve işbirlikleri hayata geçirilecektir” ifadelerini kullandı.
 
 
1914`ün etkileri
“Bienalde yapılacak sergiler, 1914’deki siyasal travmaya, insan trajedisine ve sonuçlarına olduğu kadar, yüzyıl boyunca savaşların yarattığı temel değişimlere görsel sanatlar yoluyla odaklanacaktır” diyen Madra konuşmasını “Bu tarih aynı zamanda Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Rusya İmparatorlukları için de sonun başlangıcıdır. Bu başlangıç, Avrupa ve Asya’nın haritasını değiştirmiş, büyük insan göçlerine ve katliamlara neden olmuştur. 4. Uluslararası Çanakkale Bienali çerçevesinde şu konular sorgulanıp irdelenecek: Yeni sınırlar ve göç hareketleri; söz konusu coğrafyasındaki kültürlerin birbirinden kopuşu ve bu kültürlerin yeni süreçle dönüşümleri; Yeni ekonomik sistemlerin ve modernizmlerin ortaya çıkışı; Avrupa’nın ve Sovyetlerin kültür kolonizasyonu; Bu savaşla başlayan sürecin doğurduğu iki kutuplu dünyadan, küresel dünyaya geçişteki kopuşlar ve oluşumlar belirlenebilir. Bizler bu konuları ve konulara ilişkin düşünceleri sanatçıların yapıtlarında izlemekteyiz. Bu bienale davet ettiğimiz sanatçıların bu konulara ve sorunlara esasen uzun süredir eğilmiş olduklarını belirtmek isterim. Bizler, onların işlerine bakarak bu kavramsal çerçeveleri üretebiliyoruz. Ben ve ekip arkadaşlarım bir yıldır bu bienal üzerinde çalışmaktayız. Bugünden başlayarak çok daha yoğun bir çalışmaya gireceğiz” sözleri ile tamamladı.
 
 
“Çanakkale, hep savaşlarla anıldı”
4. Uluslararası Çanakkale Bienali`nin ana destekçisi olan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, burada yaptığı konuşmada “1.Dünya Savaşının başlangıcının yüzüncü yılını yaşadığımız 2014 yılında savaşın trajedisini yaşamış tüm ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu nedenle bu yıl 4. kez sanatseverlerle buluşacak Çanakkale Bienali`nin kavramsal çerçevesi aslında yıllar önceden belliydi. Hele ki Çanakkale gibi, 1915`de 1. Dünya Savaşının en çetin çarpışmalarının yaşandığı, Türk, Kürt, Ermeni, İngiliz, Yeni Zelandalı binlerce gencin savaşta yitirildiği topraklardan, yüzüncü yılda savaşın yıkıcılığına, yok ediciliğine karşı, barışın güzelliğini ve yaratıcılığını haykırmak daha da farklı bir anlam kazandı bizler açısından. Antik çağlarda Troia` dan, yakın geçmişte Çanakkale Cephesinde yaşanan savaşlara dek, içinden boğaz geçen şehrimiz Çanakkale`nin adı hep savaşlarla anıla gelmiştir”
dedi.
 
 
“Çanakkale, barışın ve özgürlüklerin kentidir”
“Bizler savaşın, savaşla birlikte gelen acının, ölümün, gözyaşının bekçileri olmak istemedik ve kentimizin adının barışla anılması için büyük bir mücadele içine girdik” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Öncelikle yerel yönetimin özgürlüklerden yana anlayışıyla başlayıp, Çanakkale halkının mayasında bulunan çok kültürlülükle birleşen süreç, Çanakkale`nin kendisini `Barışın ve Özgürlüklerin Kenti` olarak yeniden tanımlamasını sağladı. Barışın Kenti Çanakkale, ülkemiz koşullarında değerlendirildiğinde yaşam biçimleri, sosyal statüler arasında derin farklılıkların olmadığı, herkesin bir arada kabul ve saygı içinde, huzurlu, dingin bir yaşam sürdüğü bir kenttir. Çanakkale`de, farklı kültür ve kimliklerin hoşgörü ve barış içinde sürdürdükleri yaşamları birlikte hareket etme ve katılımcılık anlayışının da altyapısını oluşturmuştur. Çanakkale`de yerel yönetim ve siviller bu anlayışla çok başarılı işlere imza atmışlardır, Bienalde bu işlere başarılı bir örnektir” ifadelerini kullandı.
 
 
“Savaşla değil, barış kültürü ile bilinmek istiyoruz”
“Çanakkale Belediyesi olarak, geçmişimizden, değerlerimizden ve güçlü sivil toplumumuzdan aldığımız ilhamla yıllardır `Barış Kültürümüz Olsun` diyoruz” diyen Başkan Gökhan, “Savaşla değil, barış kültürüyle bilinmek, bu kültürü herkesle paylaşarak çoğaltmak istiyoruz. `Barış Kültürümüz Olsun` cümlesini daha yaşanır kılacak evrensel dili ve kültürü oluşturmakta, sanatın en önemli ilhamımız ve yol göstericimiz olacağını da biliyoruz. Bu nedenle bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Çanakkale Bienali`ni her zamankinden büyük bir coşkuyla destekliyoruz. 1. Dünya Savaşının başlangıcının üzerinden 100 koca yıl geçti. Fakat gelin görün ki dünyada ne değişti? Yıllarca süren savaşlardan, savaşların kazananı olmadığından, yalnızca masum insanların trajik sonu olduğundan hiç ders alınmadı. İşte Ortadoğu, işte ülkemiz. Hala masum insanlar ölüyor, insanlar savaşın şiddetinden, yıkıcılığından kurtulmak için evlerini, ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar. 4.Uluslararası Çanakkale Bienalinde geçmişte savaşmak üzere karşı karşıya getirilmiş ülkelerin sanatçıları ve onların eserleri bir araya gelip, Çanakkale`den tüm dünyaya anlamlı barış mesajları gönderecekler. 1. Dünya Savaşı`nın 100. yılını konu alan Uluslararası Çanakkale Bienali kapsamında kentimize gelecek olan Türkiye`den ve dünyanın farklı ülkelerinden sanatçılara, sanat uzmanlarına ve sanat izleyicilerine şimdiden Barışın Kenti Çanakkale`ye hoş geldiniz demek istiyorum. Başta 3. Uluslararası Çanakkale Bienali`nde olduğu gibi bu yıl da bizleri kırmayıp bienalin sanat yönetmenliğini üstlenen ve bu kavramsal çerçevenin geliştirilmesine öncülük eden Sayın Beral Madra olmak üzere, tüm Bienal ekibine ve CABININ-Çanakkale Bienali İnisiyatifine, Seyhan Boztepe`ye Deniz Erbaş`a, İsmail Erten`e kentim ve şahsım adına bir kez daha teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yine Cezayir Restaron`da gerçekleştirilen kokteyle geçildi. Burada katılımcılara Çanakkale`nin meşhur peynir helvası ikram edilirken, katılımcılar hem güncel gelişmeler hem de bienal ve sanat üzerine sohbet etme fırsatı buldular. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, katılımcılarla tek tek ilgilenerek sohbet etti.
 
 
Paylaş