8 Mart ardından…
Çanakkale gelişiyor derken; bu 8 Mart’da başka bir gerçeği gözlemleme şansı buldum.
Gelişen Çanakkale’de toplumsal çelişkilerde artık yaşamın ayırt edici kriterleri arasına girdi.
ÇOMÜ’de işten atılan kadınların 8 Mart’daki konumları çok şey ifade ediyor benim için.
“ÇOMÜ Rektörü, hem işşiz hem de eşşiz bıraktı” pankartı ile 8 Mart etkinliklerine katılan ÇOMÜ’lü işten atılan kadınlar, Çanakkale’deki 8 Mart etkinliklerinin, gerçek anlamını bulmasını sağlamıştır.
Gelişmelerin gösterdiği gibi; 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü özünden saptırılmak için yoğun çabalar sarf edilmektedir.
Çanakkale’de 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nün en somut talebi ÇOMÜ’de işten atılan kadınların talebi olmuş ve bir turnusol kağıdı rolü üstlenmiştir.
Bir yandan da; eğlence,’ lay lom’ modunda göstermelik nutuklar ile kutlanan sözde 8 Mart etkinliklerini izledik.
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü bir mücadele geleneğini yansıtmaktadır.
8 Mart 1857 tarihinde Amerika’da bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve çıkan işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangın neticesinde çoğu kadın 129 işçinin yaşamını yitirmesi sonrasında 1910 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda bugünün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması kabul edilmiştir.
O günden bugüne kadınlar üzerindeki kapitalist sistemin baskısı hem emek sömürüsü hem de cinsiyet baskısı olarak süre gelmiştir.
Bu koşullarda, 8 Mart tıpkı 1857 yılındaki gibi mücadele ile anlamlanır.
Ne yazık ki; kadın mücadelesinin içini boşaltmak için bir çok uygulamaya tanıklık etmekteyiz.
İşte bu bakımdan ÇOMÜ’lü işten atılan kadınların bu 8 Mart’daki tepkileri 8 Mart’ın yozlaştırılmasına verilmiş bir tepki olarak ayrıca değerlidir.
Kapitalizm bazı değerlerin içini boşaltmak için türlü türlü oyunlara başvurmaktadır.
Bu kapsamdaki bir operasyon olan ‘Femen’ grubunun Türkiye’de gerçekleştirdikleri eylemin arka planına şöyle bir bakalım.
Grup üyeleri, `Femen` marka iç çamaşırı üreten Suwen International isimli firmanın organizasyonu ile İstanbul`a geldi.
Yoğun bir medya kampanyası ile karşılanan grup üyeleri, reklam anlaşması yapmış oldukları Suwen International`ın Astoria Alışveriş Merkezi`ndeki mağazasını ziyaret etti.
Firmanın ürettiği ve kendilerinin de eylemlerde kullandığı `Femen` marka iç çamaşırlarının reklamını büyük bir basın ordusu karşısında yapan grup üyeleri, 8 Mart günü İstanbul`da eylem yapacaklarını ancak yerini gizli tuttuklarını açıkladılar.
Elbette maksat firmanın reklamı yapmak olduğu için eylem anında bir basın ordusu gerekliydi.
Bu durumda eylemin gizli kalmasına olanak yoktu.
Nitekim öyle oldu ve ertesi gün saat 12:00`da Ayasofya`nun önünde eylemin yapılacağı duyuruldu.
Belirtilen saat ve yerde büyük bir basın ordusu beklemeye başladı.
Grup üyeleri Mercedes marka lüks bir araçla eylemin yapılacağı yere geldiler. `Femen` marka iç çamaşırları ile kameraların karşısında eylemlerini yaptılar. Yaklaşık 1 dakika süren eylemleri polislerin gözaltına alması ile sona erdi.
Hemen bütün büyük basın kuruluşları haberi manşetten verdi, televizyonlarda haber bültenlerinde defalarca gösterildi.
Maksat hasıl oldu. Suwen International büyük bir reklam yapmış oldu.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de bir şirketin reklam kampanyasına meze edilmiş oldu.
Kapitalist dünya tüm değerleri kendi çıkarları için kullanma konusunda çok usta, bunu hiçbir zaman unutmayalım.
Bu arada Kadir Kenar arkadaşımız da ‘Femen’ grubunun Kazdağları’na gelip, Kazdağları’nın korunması için eylem yapmasını yazmış.
Beni koruma amaçlı değil de, altıncıların propagandasına dönük bir organizasyon daha çok kaygılandırıyor.…
Kazdağları’nı koruyacak, sahip çıkacak Kazdağ köylüleridir.
Asıl olan budur.
Biz bilincimizi ve mücadelemizi bu eksen üzerine kuralım.
Kapitalist dünyanın türlü türlü dezenformasyon politikalarına karşıda uyanıklığı elden bırakmayalım.