5 Aralık unutulmadı

Çanakkale`de 5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının verilişinin 79. yıldönümü nedeniyle kutlama mesajları yağdı.

793
CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ile Serdar Soydan, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, Türk Anneler Derneği Çanakkale Şube Başkanı Belgin Akpınar, Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal, Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Güneş Pehlivan ve CHP İl Kadın Kolları Başkanı Emine Kardelen yayınladıkları mesajlar da Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin önemine dikkat çektiler.
 
Sarıbaş`ın mesajı
CHP Çanakkale Milletvekili, TBMM Kit Komisyonu Üyesi Ali Sarıbaş, 5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının kazanmasının 79. yıldönümünü kutladı. Konu ile ilgili mesaj yayınlayan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelemizin zaferle sonuçlanmasında kadınlarımızın rolü çok büyüktür. Sırtında mermi taşıyarak, erkeğiyle cephede omuz omuza çatışarak, yaraları sararak en ulvi görevleri üstlendiler. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu onur ve bağımsızlık mücadelesinin arkasında Türk Kadınının üstlendiği rolü çok iyi biliyordu. Cumhuriyetimizle birlikte Kadınlarımızın hak ettiği yeri alması gerektiğini her fırsatta vurgulayıp, Türk Kadınının sosyal ve kültürel alanda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmalarını hedeflemiştir. Yüce Atatürk bir konuşmasında “Bir millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk Milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk Katını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir” diyerek Tür Kadınına vermiş olduğu önemi açıkça belirtiyordu. Bu doğrultuda, ülkenin çağdaşlaşma ve kalkınma hamlelerinde kadınların mutlaka yer alması gerektiğini her konuşmasında belirtiyor, kadınların dışlandığı, kadınların katılmadığı hiçbir yatırım ve atılımın başarıya ulaşamayacağını en yakın çalışma arkadaşları ile paylaşıyordu. İşte bu düşünceler doğrultusunda 5 Aralık 1934’te çıkarılan bir yasa ile kadınlarımız “seçme ve seçilme” hakkını kazandılar. Türk Kadınını, seçme ve seçilme hakkını, bugün medeniyet liginin en önünde yer alan Avrupa ülkelerden çok önce kazanmıştır. Yüce Atatürk Türk Kadınının kazandığı “seçme ve seçilme” hakkı ile ilgili “Bu karar, Türk Kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk Kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.” Kadın haklarının pek çok Avrupa ülkesinde, Türkiye’den sonra verilmesi, Cumhuriyetin Türk kadınına ve kadınlarımızın demokrasiye katılmalarına ne kadar büyük önem verdiğinin de bir göstergesi olmuştur. Avrupa ülkelerinden Fransa 1944, İtalya 1946 ve İsviçre 1971 yıllarında bu hakları kadınlarına vermesi dikkate alındığında, Yüce Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin önemi ve farkı çok daha iyi anlaşılacaktır. Türk kadına seçme secimle hakkı verilmesine, kadınlarımızla ilgili birçok yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen bugün kadınlarımızla ilgili birçok “sorun” hala çözülememiş, “cinsiyet ayrımcılığı” ortadan kaldırılamamıştır. Türk Kadını, cephelere sırtında mermi taşımasına, erkeğiyle birlikte cephede çarpışmasına, evinde anne, tarlada, fabrikada, üretimin her safhasında aktif olarak bilfiil görev almasına karşın, şiddete ve cinsel tacize uğramaktan, töre cinayetlerine kurban edilmekten, kara çarşafa ve türbana sarılmaktan kurtulamamaktadır. 1934 yılında siyasi haklarını kazanmasına karşın bugün siyasi partilerimizin birçoğunda hala maalesef kadınlarımız “vitrin” olarak kullanılmaktan kurutulamamaktadır. Kadınlarımızın hak ettikleri değerlere ulaşabilmesi, kadına insan olduğu ve toplumların “eşit vatandaşları” olduğu değerlerinin verilmesi ve kazanılması dileklerimle Türk Kadınının, seçme ve seçilme hakkını kazandığı günün 79. yıl dönümünü dolayısı ile haklarını sonuna kadar kullanan ve bu uğurda mücadele veren tüm kadınlarımızı yürekten kutluyor, Yüce Atatürk’ün Onlara verdiği değere layık olma yolundaki haklı davalarının her zaman yanlarında olduğumu belirtiyor, Saygılar Sunuyorum” dedi.
 
Soydan`ın mesajı
TBMM Çevre Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan ise; “Çağdaş uygarlık, hiçbir ayrım gözetilmeksizin, tüm insanların yaşamın her alanında eşit haklara sahip olduğu anlayışına dayanmaktadır. İnsanlığın uzun tarihsel deneyimler sonucu ulaştığı demokrasinin olmazsa olmaz koşulu, eşitlik ilkesidir. Aydınlanma hareketinin temelini oluşturan Atatürk ilke ve devrimleri ile özgürlükçü ve katılımcı bir yönetim anlayışı benimsenmiş, Türk kadınının toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşamda etkinlik göstermesini sağlayan köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Demokrasi kültürünün yerleşmesi ve çağdaş eğitim ilkelerinin benimsenmesiyle kadınlarımız, kendilerine güvenen, üreten ve toplumsal yaşamı yönlendiren bireyler durumuna gelmişlerdir. Özellikle eğitim ve hukuk alanında yürürlüğe giren yasalar, kadınlarımızın çağdaş yaşam olanaklarından yararlanmalarını, iş dünyasında varlık gösterebilmelerini ve siyasal yaşama etkin katılımlarını sağlamıştır. 1926 yılında Medenî Yasa`nın kabul edilmesiyle, toplumsal yaşamda etkinliği artan, Cumhuriyet öncesi dönemin katı ve kısıtlayıcı kurallarından kurtulan Türk kadınına, 5 Aralık 1934 tarihinde Batılı pek çok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkı tanınmış, böylelikle kadınlarımızın ülke yönetiminde ve geleceğinde söz sahibi yurttaşlar durumuna gelmeleri olanaklı kılınmıştır. Toplumsal yaşamın her alanında büyük sorumluluklar yüklenen, gelecek kuşakların yetiştirilmesinde en büyük pay sahibi olan kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem taşımaktadır. Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılımda, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidirler. Amacımız, yurdun her köşesinde ekonomik özgürlüğü sağlanan kadınımızın, toplumsal ve siyasal alanda etkinlik gösterebilmesidir. Kadınlarımız ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar. Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için mücadelemizi AKP hükümetlerine rağmen Atatürk ün devrimleri ışığında devam edecektir. Bu duygularla Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 79.yıldönümünü kutluyor, tüm kadınlarımıza saygılarımı sunuyorum” dedi.
 
Karagöz`ün mesajı
CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ise; “Türkiye Cumhuriyetinin temelinde Türk kadının tarif edilemez emeği vardır. Milli mücadelede Türk kadını, vatanı uğruna hayatlarını hiçe sayarak yaptığı fedakârlıklarla destanlar yazmıştır. 17.02.1926 da medeni kanun ile 03.04.1930 da Belediye seçimleri ve 5 Aralık 1934 te Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasıyla kadınlarla ilgili olarak yenilikler, devrimler arka arkaya gerçekleştirilmiştir. Kazanımlarını elinden alınmasına izin vermeyecek olan kadınlarımızla, analarımızla mücadelemize devam edeceğiz. Hiçbir ideolojinin, hiçbir düşüncenin, hiçbir inancın kadını ezmesine ve TBMM tarafından kendisine verilen hakların elinden alınmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemizin geleceği için Çağdaş Laik ve Demokratik Cumhuriyetimize sahip çıkarak, Türk Kadınlarının layık oldukları yere gelmesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak mücadelemizi bu yönde devam ettireceğiz. Bu vesile ile Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasının 79. yılını kutlar saygılar sunarım” diye konuştu.
 
Akpınar`ın mesajı
Çanakkale Türk Anneler Derneği Başkanı Belgin Akpınar, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının önemine dikkat çekti. Akpınar mesajında şu ifadelere yer verdi: “Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, akılcılığı ve bilimselliği temel alarak yurttaşlarımızı çağdaş dünyanın değerleriyle buluşturmuştur. Atatürk ilke ve devrimleri ile toplumsal yaşamın her alanında eşitliği amaçlayan köklü değişiklikler gerçekleştirilmiş, laiklik ilkesi yaşama geçirilerek demokratikleşme sürecine hız kazandırılmıştır. Bu süreçte, Cumhuriyet’in özüyle bağdaşmayan çağdışı kurum ve kurallar kaldırılmış, kadın-erkek ayrımı olmaksızın kişi hak ve özgürlükleri genişletilmiştir. Atatürk, Türk Ulusu’nun güçlü kılınması için, kadının yüceltilmesi gereğine inanmış, devrimlerle, Türk kadınının toplumsal konumunun yükseltilmesini sağlamıştır. Kadın hakları konusunda temel belge olan Medeni Yasa’nın 1926 yılında kabul edilmesi ile çağdaş toplum düzenine geçilmiş, uzun yıllar boyunca görmezden gelinen kadınlarımız, ekonomik, siyasal ve sosyal haklara kavuşturulmuş, yaşamın çeşitli alanlarında karşılaşılan eşitsizlik ve ayrımcılığın kaldırılması için önemli bir adım atılmıştır. 1934 yılında ise, birçok Batılı ülkeden önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınması, kadınlarımızın etkin yurttaşlar olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmalarını olanaklı kılmıştır. Kadınlara dönemin koşullarına göre çağdaş ve ileri boyutta önemli haklar sağlanmış olması, Cumhuriyet’in en büyük başarılarındandır. Cumhuriyet’in sağladığı hak ve özgürlükleri en iyi biçimde kullanan kadınlarımız, bugüne kadar ülkemizin gelişmesine ve demokratikleşme sürecine büyük katkıda bulunmuşlardır. Bu katkılarını artırarak sürdüren kadınlarımız, kendine güvenen ve üreten bireyler olarak toplumsal yaşamı yönlendirmekte, kimi kararlarda belirleyici olmakta, çeşitli mesleklerde önemli görevler üstlenmekte, yurt içinde ve yurt dışında üstün başarılar kazanmaktadır. Kadınlar, ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar. Kadınlarımızın siyaset ve yönetim kademelerindeki temsil oranlarının yükselmesi ve siyasal yaşamdaki etkinliklerinin artmasının, ülkemize güç kazandıracağı kuşkusuzdur. Bu doğrultuda atılacak adımlar, Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlığını da artıracaktır. Tüm sorunların yalnız yasalarla çözülemeyeceği bilinmekte, uygulama boyutu önem kazanmaktadır. Kadınlarımızın kendi hak ve özgürlükleri için verdiği savaşım, tüm yasa ve önlemlerden çok daha önemlidir. Kadınlarımızın hak ettikleri değerlere ulaşabilmesi kadına insan olduğu ve toplumların “eşit vatandaşları” olduğu değerlerinin verilmesi ve kazanılması dileklerimle, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği 79.yıldönümünü kutlarken, kadınlarımızın Atatürk’ün onlara verdiği değere layık olmalarını, haklarını sonuna kadar almak için tüm güçleriyle bu mücadeleye devam etmelerini diliyorum.”
 
Uluşal`ın mesajı
Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal, yönetimde ve siyasette daha çok kadının yer alması gerektiğini söyledi. Uluşal yayınladığı mesajda şu şekilde konuştu: “Kadınlara; 3 Nisan 1930’da Belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934’de milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Türk kadını seçme ve seçilme hakkına birçok batı ülkesinden daha önce sahip oldu. Atatürk kadının seçme ve seçilme hakkına kavuşturulmasıyla ilgili olarak “Medeni memleketlerin bir çoğunda kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onun salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.” diyerek kararlılığını göstermiştir. İtalya’da: 1945, Belçika’da: 1948, Japonya’da: 1950, Yunanistan’da: 1952, İsviçre’de 1971, Portekiz’de: 1976. 5 Aralık 1934 tarihi, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kadınların, siyasetin her düzeyinde hem seçerek hem seçilerek etkin olabileceklerine olan inancın ortaya konulduğu tarihtir. 5 Aralık, Cumhuriyetin Türk kadını ve erkeğin ortak eseri olduğu vurgulanıp, kadına yeni bir bakış açısının getirildiği gündür. 5 Aralık 1934, Türk kadının tarihinde, ileri bir dönemeç olarak yerini almıştır. 5 Aralık kadını ve erkeği eşit bir toplum için verilen mücadelenin önemli bir kilometre taşıdır. Bugün kadınlarımız, ekonomik- sosyal- kültürel ve siyasal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Ülkemizde her alanda başarılı çalışmalar yapan kadınlarımız vardır. Ama kadınlarımızın siyaset ve yönetim mekanizmalarındaki temsil oranının 2000 yıllarda bile hala yeterli düzeyde olmaması, siyaset alanında önemsediğimiz önemli bir eksikliktir. Kadınlarımızın karar mekanizmalarında eşit temsiliyetleri, siyaset alanlarında daha fazla rol üstlenmeleri, yapılan ilerlemelere rağmen yeterli değildir. Bu bağlamda biz Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak kadınların karar alma mekanizmalarına etkin katılımının sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını, siyasi partilerde, Milletvekilleri, Belediye ve İl Genel Meclisi seçimlerinde kadınların temsil oranının arttırılması için görüşlerimizi bildirdik. Karar mekanizmalarında eşitlik için öngörülerimizi iletmeye devam edeceğiz. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın meclislerde eşit olarak yerlerini almalarını diliyor, 5 Aralık seçme ve seçilme günümüzü kutluyorum. Kadına seçme ve seçilme hakkının kabul edilişinin 79. Yılında Türk Kadınlar Birliği organizasyonu ile Kent Konseyi Kadın Meclisimizin düzenlemiş olduğu 5 Aralık Perşembe günü saat 12.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak törene tüm kentlimizi davet ediyorum.”
 
Pehlivan`ın mesajı
Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Kazanmasının 79. yıldönümünü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Güneş Pehlivan; “Dünyanın en büyük ve en asil devrimlerinden birini gerçekleştirmiş olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından dokuz ay önce, 1923’ün Şubat ayında, `Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.` sözleriyle emsalleri çok az olan, temelinde eşitlik ve hümanizm bulunan bir toplumsal reform amacını Türkiye Cumhuriyeti’nin 1926 – 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimleri’nin büyük bir bölümü, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip Bu bağlamda, kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde birçok değişiklik yapılarak; 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunu`yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa`da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Genç Cumhuriyet, Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kaleme alan Fransız kadın hakları savunucusu yazar Olympe de Gouges’a ve tüm hak savunucularına, Fransa’dan, İtalya’dan, İsviçre’den çok önce kulak vermiştir. Günümüzde gelinen noktada ise, kadınların karar mekanizmalarına katılım oranının, Dünya sıralamalarının liste sonlarında yer almamıza neden olacak kadar düşük olduğunu görmekteyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 1935 yılında ilk kez seçilme hakkını kullanan 18 kadın milletvekili ile, Türkiye Cumhuriyeti, kadının mecliste temsil oranı bakımından dünyada 2. sırada yer almış iken, günümüzde, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişim Raporuna göre Türkiye, kadınların politik ve ekonomik hayatta yer almaları bakımından 186 ülke arasında 92. sırada bulunmaktadır. 23. Dönem kadın milletvekili oranı %9 iken, bu oran 24. dönemde %14’e çıkmıştır. Böylece, önceki dönem 50 olan kadın milletvekili sayısı 78’e yükselmiştir. Artış umut verici olsa dahi, Avrupa ülkelerinde meclisteki en düşük kadın temsiliyeti oranından daha düşük bir orana sahip olmamız ulusal ayıbımızdır. Kadınlarımızın kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolu siyaset yapabilmekten geçmektedir. Siyasette eşit temsil edilmek, yalnızca bir kadın-erkek eşitliği sorunu değildir. Yüksek medeniyete, sosyo-ekonomik düzeye ve yüksek demokrasiye; kadınların iş ve siyaset alanlarında var olsalar bile karar mekanizmalarında ve üst düzey yöneticiliklerde yeterince yer alamaması, ekonomik gücün hala erkek elinde toplanması ve siyaset yapmanın ekonomik bir rahatlık gerektirmesi gibi kadının sosyal ve siyasal yaşama katılımındaki fiili engellerin önüne geçilmesi, Anayasa ve seçim yasalarında kadın ve erkeğin fiili eşitliğini sağlayacak mekanizmaların karar alma mekanizmalarında yer almaları için, idealde %50 kadın kotası hedeflenerek, en az yüzde 30 kadın kotası uygulaması, kadın lehine benzer kota uygulamalarının, kamu ve özel işyerlerinde işe alımlarda, atama ve yükselmelerde de hayata geçirilmesi, gerçek demokrasi için mecliste ve tüm karar mekanizmalarında eşit temsil ve eşit katılımın bu ülkede “Gelecek”, kadınlarla gelecektir. Seçme ve seçilme hakkımızı elde etmenin 79. yılını kutluyor, kadının sosyal, ekonomik ve siyasal platformlarda hak ettiği yere ulaşması ile demokratik, çağdaş ve barışçıl bir Türkiye Cumhuriyeti hedefimizi bir kez daha dile getiriyoruz” şeklinde konuştu.
 
Kardelen`in mesajı
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Emine Kardelen ise yaptığı basın açıklamadında; “Mustafa Kemal Atatürk bulunduğu her ortamda; toplum yaşamında kadınların da, erkeklerin yanında yer almasının gerektiğini ve onların siyasal yaşamda söz sahibi olmalarının kaçınılmaz olduğunu, Cumhuriyet’in, Türk kadın ve erkeğinin ortak eseri olduğunu vurgulayarak, kadına yeni bir bakış açısı getirmiş ve “5 Aralık 1934” Türk kadının statüsünde ileri bir dönemeç olarak tarihe yazılmıştır. Bu tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisince kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasa kabul edilerek, Türk kadınının yasalar önündeki kısıtlı statüsüne kaynaklık eden gerici ve geleneksel anlayışa darbe vurulmuştur. Türk kadınının böyle aydınlık bir bakış açısı ve onun ortaya koyduğu devrimlerin sağlam temelleri üzerinde seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu 5 Aralık her yıl “Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Gelişmiş ülkelere bile öncülük ederek sahip olduğumuz bu haklar, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde önemini git gide yitirmiştir. Yerel yönetimlerde, mecliste var olma hakkının peşine düşmesi gereken kadınımız; şiddet, cinayet, tecavüz gibi insanlık dışı uygulamaların birincil hedefi olarak canının derdine düşmüştür. Erkek egemen sistem kadını yasalarıyla korumazken, erkekler kadınların kendi hayatlarına karar vermelerine dahi tahammül edemeyerek kadınların yaşamlarına son veriyorlar. Ülkede her gün kadınlar öldürülürken AKP Hükümeti kadın cinayetlerini manşetlerden vererek abartmasına” ve “erkeklerin alkol yüzünden cinayet işlemesine” bağlayarak kadın cinayetlerinin üstünü örtmeye çalışsa da kadınların kendi hayatlarına karar vermek istediklerinde, şiddete boyun eğmediklerinde öldürüldükleri gerçeği ortadadır. AKP hükümetinin 10 yıllık iktidarlığı boyunca sürdürdüğü kadın haklarına yönelik her türlü yasaklama getirilmeye çalışılıyor. Sürekli olarak kadın bedeni üzerinden siyaset yapanlar, kadınların hiçbir sorununa çözüm bulmuyor. Kadın politikası, beş çocuktan ibaret olan AKP, kadınları çözümsüz bırakmaya devam ediyor. Ancak kadınlarımıza sürekli “Şu sayıda çocuk doğurmalısın”, “Şunu giymemelisin, şunu giymelisin”, “Siyasette yer alacaksan şöyle olmalısın” türünden rol, görev ve davranış tarifleri yapıyor. Ama bizim de bir fikrimiz var. Yaşamımıza kimsenin karışmasına izin vermeyeceğiz. Bu seçimler yerelin kendi kaderine el koyacağı ve kadınların öne çıkacağı bir seçim olacak. Katılımcı demokrasiyi hayata geçirmek için kadınların siyasal yaşama aktif katılması gerekiyor. 2014 itibariyle başlayacak seçim süreciyle geleceğimiz açısından son derece önemli bir dönemece giriyoruz. AKP bu seçimleri, gerici muhafazakar cinsiyetçi, faşist ve rantçı politikalarını kalıcılaştırmak için önemli bir fırsat olarak görüyor. Bu nedenle 2014 yerel seçimlerinde sadece yaşadığımız kentin belediye başkanlarını seçmeyeceğiz, geleceğimiz hakkında karar vereceğiz. Bugün buradan tüm kız kardeşlerime sesleniyorum. Geleceğinize sahip çıkın. Haklarınızı başkalarının ellerine teslim etmeyin. Bunu başaracağımıza gönülden inanıyorum. Çünkü birlikte daha güçlüyüz” dedi.
Paylaş