"3 Fidan" unutulmuyor…

561

 68 kuşağının devrimci gençliğin önderlerinden  Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 45’inci ölüm yıldönümlerinde unutulmadı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Gelibolu Belediye Başkanı Özacar ve Eğitim-İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan`ın 45’inci ölüm yıldönümü nedeniyle anma mesajı yayınladı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan mesajında; “Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye`nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye`nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum” der gencecik bir adam. Vatan sevgisi işte böylesine yer etmiştir Deniz’lerde. 1972’nin 6 Mayıs’ında, emperyalizme karşı savunulan bağımsızlık hareketinin temelinde halk vardır, halkın sesini dinleyen gencecik yiğitlerimiz ve onlardaki uçsuz bucaksız vatan aşkı vardır. Sevgili Hemşerilerim, işte bugün, bağımsızlığın ve barışın sembolü gencecik üç değerli fidanımızı kaybettiğimiz gündür. Düşünmenin ve devrime olan inancın akıl almazcasına katledildiği gündür. Demokratik bir Türkiye için uğraş veren düşünce ve insanın insanı sömürmediği bir dünya fikri yok edilmeye çalışılmıştır 6 Mayısta. Cesur yiğitlerimiz eşitlik, adalet, özgürlük ve barış yolunda verdikleri onurlu mücadele dolayısıyla hiç unutulmayacaklardır. İdam kararını verenler ise unutulup gitmişlerdir. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelelerinin ne denli anlamlı ve değerli olduğunu çok daha iyi anladığımız zamanlar yaşadık. İşte bugünler, baskıların ve sömürülerin karşısında mücadele etmemiz gereken günlerdir. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı ölümlerinin 45. Yılında sevgi, saygı ve rahmetle bir kez daha anıyorum” ifadelerini kullandı.

 
“Üç fidan milyonların mücadelesinde” 
Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, ömürlerini  “Bağımsız Türkiye” idealine adayan üç fidanı özlemle andıklarını vurgulayarak; "Daha güzel, daha bağımsız bir Türkiye arzusuyla kimsenin ezilmediği, insanlık onurunun korunduğu bir dünya dileğiyle mücadele eden üç fidanın; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişinin 45. yıldönümündeyiz. Biliyoruz ki onlar, ‘Tam Bağımsız Türkiye’ bayrağını dalgalandırmış, Samsun`dan Ankara`ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenlemiş, güçlü bir antiemperyalist dalgayı yükseltmiş ve bunları yaparken vatan ve ulus sevgisinden geri durmamışlardır. Onlar, `Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. 35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.` diye konuşarak bugün bizimde savunduğumuz değerler uğrunda, hayatlarının baharında gençliklerini bu ülkeye feda etmişlerdi. Atila İlhan’ın dediği gibi onlar `Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı` Bugün ise darağacından bizlere bıraktıkları miras yaşamaktadır. Bilinmelidir ki, üç fidanın kalemlerini kıranlar tarih sahnesinden silinmiş, ama Deniz, Yusuf ve Hüseyin halkın kalbinde her zaman farklı bir yer tutmuştur. Üç fidan milyonların yüreğinde, bilincinde ve mücadelesinde her zaman daha da büyümüştür. Bağımsız ve aydınlık bir Türkiye için mücadele eden Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak herkesi ve bu vesileyle Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişinin 45. yıldönümünde saygıyla anıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi. 
 
“Özgür bir ülke hayalini kurdular”
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan`ın ölüm yıldönümü nedeniyle Eğitim-İş Çanakkale Şubesi’nden yapılan açıklamada; “Bundan 45 yıl önce, 68`in devrimci gençlik liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 12 Mart askeri cuntasının emrindeki bir kurulun verdiği idam kararı ile yaşamlarını yitirdiler. Son nefeslerinde dahi ‘Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi’ diyen, ‘Tam Bağımsız Türkiye’ şiarını belleklere kazıyan, o üç genç fidanı saygıyla anıyoruz.  1960 sonrası emperyalizmin askeri üstleriyle, süt tozlarıyla, sermayesiyle ülkemize girerek Lozan’la tescillenmiş bağımsızlığımızı ortadan kaldırma girişimlerine karşın güçlü bir antiemperyalist dalga yükselmişti. Mavi tulumlarıyla işçi sınıfı, emeğine, işine, aşına sahip çıkmak için sokaklara dökülmekte, gençlik eğitim hakkına, bilime ve ülkesine sahip çıkmaktaydı. Köylüler, efendinin üretenlerin olduğunu ürünlerini yok pahasına kapatıp efendilik taslayanlara derslerini vermeye başlamış, aydınlarımız aydın olmanın sorumluluğu ile kalemlerini halktan emekten yana kullanmaya başlamıştı. Özetle işçi, köylü, gençlik ve aydınlarımız emperyalizme karşı ‘Tam Bağımsız Türkiye’ hedefinde kol kola girmişti. Emperyalizm ve işbirlikçilerinin korkulu rüyası gerçekleşmeye başlamıştı. İlan edilen sıkıyönetimler, medyada karalama ve iftiralar ve ardından 12 Mart faşist darbesi… Sıkıyönetim mahkemelerinde kararı emperyalist odaklarca önceden verilmiş yargılamalar ve idam cezası… Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gencecik birer fidan iken, halkın daha özgür ve mutlu olacağı bir ülke hayalini kurdular ve bunun için haklarında idam kararı verildiğinde asla korkuya kapılmadılar” ifadelerine yer verildi. 
 
“Devrimci düşüncelerini yaşatmaya devam edeceğiz”
Eğitim-İş’ten yapılan açıklamada; “Deniz Gezmiş ve arkadaşları ‘Tam Bağımsız Türkiye’ inancını Mustafa Kemal Atatürk’ten, Cumhuriyet devriminden almışlardır. ‘Biz bağımsızlık istiyoruz dediğimiz zaman, tam bağımsızlık istediğimizi herkesin anlaması gerekir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gittiğini Deniz Gezmiş yargılaması sırasında da şu sözleriyle açıklamıştır; ‘Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. 35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür’. O günden bugüne kadar geçen süre içinde, o cinayeti işleyenler tarihin karanlığına gömüldüler ama Deniz Gezmiş ve arkadaşları, unutulmak bir yana, onurlu bir kuşağın gurur duyulan isimleri haline geldiler. Çünkü Türkiye`nin bugün içinde bulunduğu durum, bu sürece daha en başında direnen devrimci gençlik hareketini ve onun önderlerini daha da değerli kılmaktadır. Denizlerin idamının ne anlama geldiği bugün Türkiye’de daha da anlam kazanıyor. Devrimci gençlik hareketinin o dönemde istediği: Emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye’dir. Yani ‘Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye’. Denizlerin idam kararıyla aslında idam fetvası verilen ‘Bağımsız Türkiye Özlemi’dir. Eğitim-İş, 6 Mayıs 1972`de darağaçlarındaki son soluklarında bile ‘Tam bağımsız Türkiye’ diye haykıran üç fidanın devrimci düşüncelerini ilk gün sıcaklığında yüreklerde, bilinçlerde ve vicdanlarda yaşatmaya devam edecektir. Onların sevdası bizim sevdamızdır” ifadeleri kullanıldı. 
(Şenol Güven)
Paylaş