29 Ekim törenlerine neden yasak konuluyor?

Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı’nda iki ayrı tören gerçekleştirildi. Vali Güngör Azim Tuna, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğ-amiral Mesut Özel’in katıldığı resmi törenin ardından ayrı bir tören düzenleyen CHP, Atatürk anıtına çelenk sundu. Resmi törenlerde CHP’nin Atatürk anıtına çelenk koymasına izin verilmemesine karşılık resmi törenlerin ardından çelenk koyma töreni gerçekleştirerek bir konuşma yapan CHP İl Başkanı Hamza Karagöz; “İktidar tarafından cumhuriyetin değerlerinin ve unsurlarının yok edilmeye çalışıldığını belirterek, buna karşılık Cumhuriyet’in bekçilerinin karamsarlığa kapılmadan, çok çalışarak, Cumhuriyet’in değerlerini yeni nesillere anlatmak zorunda olduğunu” belirtti. Öte yandan Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bürokratlar ve siyasiler kutlama mesajları yayınladılar.

911
 
 
 
 
 
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen tören Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mesut Özel ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın Ulu Önder Atatürk anıtına çelenk sunmasının ardından, saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın okunmasıyla sona erdi. Cumhuriyet Meydanı`ndaki düzenlenen törene çok sayıda daire müdürü, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşunun yanı sıra okullar ve vatandaşlar katıldı. Resmi törenin ardından Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) tarafından Cumhuriyet Meydanı`ndaki Atatürk anıtına İl teşkilatı adına çelenk konuldu ve saygı duruşunda bulunuldu.
 
Karagöz iktidara seslendi
CHP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen törende bir konuşma yapan İl Başkanı Hamza Karagöz iktidar tarafından cumhuriyetin değerlerinin ve unsurlarının yok edilmeye çalışıldığını belirterek, buna karşılık Cumhuriyet’in bekçilerinin karamsarlığa kapılmadan, çok çalışarak, Cumhuriyet’in değerlerini yeni nesillere anlatmak zorunda olduğunu belirtti. Karagöz; “Cumhuriyetin çok değerli cefakar ve vefakar bekçileri, ülkemizin çeşitli kurumlarını ele geçirdiler. Gün be gün Cumhuriyetin ne kadar değeri ve temel unsurları varsa yok etmeye çalışıyorlar. Bütün kurumları ele geçirebilirler, ancak hiçbir zaman CHP’yi ele geçiremeyeceklerdir. Cumhuriyetin tek teminatı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Sizlersiniz, bizleriz. Bizler var olduğumuz sürece, onlar hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklardır. Dünyada yasaklarla bir yere varan hiçbir iktidar yoktur. Yasaklar ancak kendilerini yok etmiştir. Onun için buradan, Çanakkale’den barışın ve özgürlüğün kentinden Cumhuriyet Meydanı’ndan iktidar sahiplerine sesleniyoruz. Vakit varken, vaz geçin bu emellerinizden. Sizin gücünüz Cumhuriyetin değerlerini ve onun temel ilkelerini yok etmeye yetmeyecektir. Bizler var olduğumuz sürece sizler bu emelinize ulaşamayacaksınız. O nedenle bütün arkadaşlarımdan istediğim şudur. Kimse karamsarlığa kapılmasın. CHP umudun ve özgürlüğün partisidir. Karamsarlığa kapılmamalı, yan gelip yatmamalı, Cumhuriyetin değerlerini anlatmalıyız. Bir karanfil koymayı içine sindiremeyenler, tarih önünde bir gün mutlaka hesap vereceklerdir. Onları sandığa gömmek için çok çalışmalıyız” dedi.
 
Cumhuriyet 89 yaşında
Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümü nedeniyle bürokratlardan kutlama mesajı yağdı.
 
CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ile Serdar Soydan, Vali Güngör Azim Tuna, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ve CHP İl Kadın Kolları Başkanı Emine Erkol bir mesaj yayınlayarak Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümünü kutladılar.
 
Sarıbaş’ın mesajı
CHP Çanakkale Milletvekili KİT Komisyonu Üyesi Ali Sarıbaş ise Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı kutlama mesajında; “Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, padişah tahtıma dokunmayın da ne yaparsanız yapın aymazlığı içerisinde iken, savaşın galipleri Sevr Anlaşması ile ordumuzunelinden silahlarını alarak terhis ederken, vatan topraklarımızı da kendi aralarında paylaşmaya başladılar. Ülkenin durumu ise; Nerede ise genç nüfusun büyük bölümü savaşta yok olmuş, kalanlarda yaralı ve sakat. Halk yoksul ve perişan, savaştan yorgun düşmüş bir halk. İşte böyle bir ortamda İnanç ve ideallerini kaybetmemiş, halkına güvenen bir avuç vatansever, tam da bu aşamada 20.Yüzyıla damgasını vuran ve tüm mazlum halkların örnek aldığı çok önemli bir olayı (Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelesini), Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN önderliğinde vermek üzere 19 Mayıs 1919’da Samsuna ayak bastı. Ülkenin içinde bulunduğu durumu ve bu durumdan kurtuluşun reçetelerini önce Amasya, ardından Erzurum ve Sivas Kongrelerinde Rumeli ve Anadolu’nun temsilcileri ile tartışarak, Tam Bağımsızlık için Topyekûn Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelesinin verilmesi kararlarını aldılar. Atatürk, Kongrelerde alınan kararların hayata geçirilmesi için Ulusu temsilen Büyük Millet Meclisinin açılmasını istiyordu. Bu amaçla 27 Aralık 1919 da Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920`de Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin açılması gerçekleştirilerek, Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelemizin önündeki en önemli adımlardan biri de atılmış oldu. Mustafa Kemal, Bağımsızlık Savaşını başlatmadan önce bu yolculuğun sonunun Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile sona ereceğini biliyor, budurumu da en yakın arkadaşlarına anlatıyor, amaca ulaşmadaki engellerin birer birer aşılmasına kadar kimseye bir şey söylenmemesini istiyordu. TBMM’ce kabul edilen 1921 Anayasamızda “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ifadesi yer alırken, aslında ilan edilmemiş Cumhuriyeti tarif ediliyordu. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile de Cumhuriyetin önündeki engelde ortadan kalkmış oluyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Mücadelenin olağanüstü koşularında kurulmuş, devletin şeklinin ne olacağı sonraya bırakılmıştı. Yürütmenin karşılaştığı sorunlar nedeni ile devletin şeklinin bir an önce belirlenmesi zorunlu hale geldi. İşte böyle bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk, en yakın çalışma arkadaşlarını 28 Ekim 1923 gecesi köşke davet ederek "Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz" diyerek düşüncesini açıkladı. O gece İsmet İnönü ile birlikte 1921 Anayasası`nın bazı maddelerini değiştirecek kanun tasarısını hazırladılar. "Türkiye Devleti`nin Hükümet Şekli Cumhuriyettir" hükmünün yer aldığı tasarı üzerine TBMM`de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet`in İlanı kabul edildi. "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında alkışlarla Cumhuriyet ilan edildi. 19 Mayıs 1919 da Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık mücadelesi 29 Ekim 1923’te "Cumhuriyetin İlanı" ile sonuçlandı. 29 Ekim Türk Halkının Tam Bağımsızlık Mücadelesinin bir ürünüdür. Bugün 89. Yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyetimizin Kuruluş Yıldönümü, Bayramlarımızın en Büyüğüdür. Bu En Büyük Bayram, Cumhuriyet Bayramımız Kutlu olsun. Türk Ulusu var olduğu sürece kutlanacak nice Cumhuriyet Bayramları DileğiyleTüm Hemşerilerimin Bayramlarını Kutluyor en İçten duygularımla selamlarımı, sevgilerimi sunuyorum” dedi.
 
Soydan’ın mesajı
TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle mesaj yayınladı. Soydan kutlama mesajında şu ifadelere yer verdi: “Ulusumuzun ve Ordumuzun Atatürk`ün çevresinde kenetlenmesiyle yürütülen Kurtuluş Savaşı`nın zaferle sonuçlanması ve ardından ülkemizi karanlıktan kurtararak aydınlığa çıkaran Cumhuriyet`in kurulması tarihin kaydettiği önemli ve anlamlı bir başarıdır. Kurtuluş Savaşı, Ulusumuzun var olma savaşımı, Cumhuriyet ise, yeniden dirilişin simgesidir. Türkiye, Kurtuluş Savaşı`yla düşmandan, Cumhuriyet`le çağdışılıktan kurtulmuştur. Türk Ulusu`nun özlemlerini, inandığı değerleri, toplumsal dinamiklerini çok iyi bilen Yüce Önder, tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik gibi ilkelerin yaşama geçirilmesinin, ancak Cumhuriyet rejimi ile olanaklı kılınabileceğini görmüş;"Türk Ulusu`nun doğasına ve geleneklerine en uygun yönetim biçimi" olduğu için Cumhuriyet`i seçmiştir. Cumhuriyet, bağımsızlığından ödün vermeyen, dayatmalara boyun eğmeyen, Atatürk öncülüğünde yurduna ve egemenliğine sahip çıkan, O`nun ilke ve devrimlerini gönülden benimseyen Ulusumuzun soylu kişilik özelliklerinin bir yansımasıdır. Cumhuriyet ile büyük bir düşünce değişimi gerçekleştirilmiş, çağdaş bir hukuk düzeni kurulmuş, hukuk dışılığa ve çağdışı kavramlara son verilmiş, toplumun yapısı uygar ilkelerle oluşturulmuştur. Yüce Atatürk, "çağdaş-yurttaş, çağdaş-toplum, çağdaş-devlet" ülküsüne ulaşılmasını sağlayacak yapılanmaları özenle yaşama geçirmiştir. Cumhuriyet, bilgisizliğe, bağnazlığa, yobazlığa, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen savaşımın adıdır. Yüce Önder`in deyişiyle, "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." Türk Devrimi, çağın getirdiği ve gerektirdiği koşulları toplum yararına yaşama geçiren, yapıldığı dönemle sınırlı kalmayan, süreklilik boyutu bulunan, yeni kazanımlarla ve ilk günkü bilinçle sürdürmemiz gereken bir çağdaşlaşma atılımıdır. Türkiye, ulus egemenliğine dayanan, laik ve demokratik bir Cumhuriyet`tir. Türkiye`nin çağdaş dünyayla bütünleşme kararlılığının göstergesi olan bu yapı, geride kalan 89 yılda toplumsal barışın ve huzurun kaynağı olmuş, ülkemizi her alanda güçlü kılmış, dünyada saygınlık kazandırmıştır. Unutulmamalıdır ki, Bugün, Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş, Cumhuriyet`in çok yönlü kazanımlarının, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan, üretken ve çağın gerektirdiği beceri ve bilgilerle donatılmış, demokrasiden ödün vermeyen, sağlam değer yargılarını benimseyen bireyler, toplumsal gelişmenin öncüsü olacaktır. Bizler, Cumhuriyet`in devrimci ve aydınlanmacı ruhunu ilk günkü coşkuyla sürdürmek zorundayız. Bu, Cumhuriyet`i kuran Atatürk ve dava arkadaşlarına, bu uğurda büyük bedeller ödeyen Ulusumuza karşı borcumuzdur. Atatürk`ün izinden yürümeye, Cumhuriyet`i yaşatmaya ant içmiş, ilke ve devrimlerini, çağdaş yaşamı gönülden benimsemiş, Cumhuriyet`in sağladığı kazanımların bilincinde olan Türk Ulusu, genci ve yaşlısıyla Türkiye`nin aydınlık ve mutlu yarınlara ulaşması konusundaki en büyük güvencemizdir. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyet Bayramı`nı kutluyor, saygılarımı sunuyorum.”
 
Tuna’nın mesajı
Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıldönümünü milletçe büyük bir sevinç ve coşku ile kutladıklarını belirten Vali Güngör Azim Tuna; “Bu anlamlı günde Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Savaşı Kahramanlarımızı ve Aziz Şehitlerimizi rahmetle, Gazilerimizi minnetle anıyoruz. Cumhuriyetin ilanı kurtuluş mücadelesinin askeri ve siyasi alanda zafere ulaşmasının bir neticesidir. Cumhuriyetimizi ayakta tutan tek kuvvet hiç şüphesiz ki milletin kendisidir. Milletimiz Cumhuriyetimizin bütün değerlerini benimsemiş ve bu değerlere dün olduğu gibi bugün de aynı heyecanla sahip çıkmaktadır. Bugün cumhuriyet değerlerimizin tek öznesi millettir. Milletimiz doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, sevinçte ve kederde her zaman ortaktır. 1915’te tarihe kahramanlık destanı olarak geçen Çanakkale, aynı zamanda birlik beraberliğin adresi olmuştur. Hiçbir zaman din, dil, ırk, mezhep ve meşrep ayrılığı gözetmeksizin bir araya gelerek birlik ve beraberliğini göstermiştir. Bu birlik ve beraberlik dün olduğu gibi bugün de dipdiriliğini ve canlılığını korumakta, dosta güven, düşmana ise korku vermektedir. Bu nedenle Cumhuriyet aynı zamanda birlik ve beraberlik içerisinde hareket ettiğimizde, imkânsız denileni başardığımızın kanıtı olmaktadır. Geçen 89 yılda çok önemli mesafeler alındı. Çanakkale Savaşlarının 100. yıldönümü olan 2015’te İlimiz cumhuriyetin 92. yıldönümünde düne göre ulaşımdan eğitime, turizmden tarıma kadar hem alanda daha ileri noktalara ulaşacaktır. Cumhuriyetimiz daha ileri noktalara taşınacaktır. Gururlu ve coşkulu olduğumuz bu anlamlı günde Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, kanlarıyla bu toprakları varan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi sonsuz rahmet dilekleri, minnet ve şükran duygularıyla anıyorum. Bugün Cumhuriyet sayesinde demokrasinin ve millet iradesinin verdiği güçle uluslararası camiada saygın bir yer edinen ülkemiz, Cumhuriyetimizin 100. yaşında dünyanın en gelişmiş ilk 10 ülkesi arasında olmayı hedefine koymuş bir ülkedir. Cumhuriyetimiz kurulurken, bu ülkenin dört bir yanından çıkıp vatanın bağımsızlığı uğruna cephede can veren şehitlerimiz neyse, bugün cumhuriyet uğruna terörle mücadele ederken canlarını feda eden şehitlerimiz de bizler için aynıdır. Milletimizin ve tüm Çanakkaleli hemşerilerimin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, sevgi ve saygılar sunuyorum” dedi.
 
Gökhan’ın mesajı
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı. Gökhan, mesajında, uzun, zorlu mücadele yıllarının ardından kadını, erkeği, genci ve yaşlısıyla el birliğiyle kurulmuş, aydınlık geleceğin teminatı Cumhuriyetin 89. yılının herkese kutlu olması dileğinde bulundu. Gökhan, şunları kaydetti: “Dört bir yanından ülkeyi bölmek, parçalamak üzere harekete geçmiş emperyalist güçlere karşı verilmiş Kurtuluş Savaşı, bağımsız ve özgür bir geleceğin başlangıcı, ardından gelen Cumhuriyet`in ilanı da Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün en büyük siyasi devrimi, yeni Türkiye Cumhuriyeti`nin de yönetim şekli olmuştur. Laik, demokratik, çağdaş Türkiye`nin güvencesi olan Cumhuriyetin sunduklarını, sağladığı özgürlük ortamını korumak, kollamak, yaşatmak ve onun evrensel değerlerine sahip çıkmak bizlerden sonra ki nesillere bırakabileceğimiz en büyük mirastır. Cumhuriyetimiz kurulana dek geçen süreçte, emperyalist güçlere karşı savaşırken can vermiş, sakat kalmış, öksüz kalmış bir geçmişin ardından, emperyalizm bugün de boş durmuyor, terör örgütlerini kendisine taşeron kılarak varlığını sürdürüyor. Ülkemizin bütünlüğünü, esenliğini, geleceğini korumak adına, bugün de terörle mücadele eden ve bu mücadele de şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatımızın tüm mensuplarına duyduğumuz minnetle, Cumhuriyetimizin 89. yaşına ulaşmasının kıvancını tüm Türkiye ve barışın kenti Çanakkaleli hemşehrilerim ile paylaşıyorum.”
 
Karagöz’ün mesajı
Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıl dönümünü kutlayan CHP İl Başkanı Hamza Karagöz; “Ulusal Bağımsızlık savaşımızı zafere ulaştırarak 89 yıl önce Cumhuriyetimizi kurup, bugün ülkemizin her köşesinde ortak bir coşku yaşanmasını sağlayan başta Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarını, bu toprakları vatan yapan şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Türk ulusu Atatürk’ün önderliğinde dünya tarihinde eşine ender rastlanır büyük bir destan yazarak, en değerli varlığımız Cumhuriyeti kurmuş ve tüm zorluklara göğüs gererek bugünkü düzeyine ulaştırmıştır. Egemenliğin kayıtsız, koşulsuz ulusun olduğu bu yönetim biçimi, Türkiye Cumhuriyetine yurttaşlık bağı ile bağlı olan herkese birey olma hakkını vererek sorumluluk yüklemiştir. Demokratik toplum düzeninin, bireye sağladığı haklar yanında, yüklediği görev ve sorumluluklarında bulunduğu unutulmamalıdır. Demokrasiyi kişiye göre yorumlamadan, toplumun tüm kurum ve kuruluşlarında yaşatmak, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, hukuka inanan her bireyin ortak sorumluluğudur. Hukukun üstünlüğü egemen kılınmadan az gelişmişlikten kurtulmanın olanağı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün, demokratik laik Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin korunup kollanmasında sorumluluğumuzu bilerek bu emaneti nesilden nesile taşımak, hepimizin birinci görevi olduğunu unutmayalım – unutturmayalım. Bu görev ve sorumluluk duygusu ile tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramını kutluyorum” dedi.
 
Erkol’un mesajı
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Emine Erkol ise mesajında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyet`te egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Halk kendi kendisini yönetme yetkisini temsilcileri aracılığıyla kullanır. Bu yönetimde Devlet yönetimi; sınıfların, kişilerin, ailelerin, bir zümrenin eline bırakılamaz. Milletin bütün bireyleri yönetime katılabilir ve söz sahibi olabilir. Çünkü cumhuriyet yönetiminde bütün vatandaşlar eşit haklara sahiptir. Cumhuriyetin en büyük erdemi, Türk toplumunu ulus olma bilincine kavuşturması ve bireyi yurttaş konumuna yükseltmesidir. Ulusumuz, Cumhuriyetle birlikte, ulusal bir devletin, onurlu, özgürce düşünebilen ve eşit haklara sahip yurttaşları haline gelmiş; Ulusumuz, Cumhuriyetle birlikte, devletin tek ve gerçek sahibi olmuştur. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin 89 yıllık öyküsü bir başarı, bir uygarlaşma öyküsüdür. Cumhuriyetin başarıları ile haklı bir gurur duyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti laik ve demokratik anlayıştan taviz vermeden, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemektedir ve ilerleyecektir. Buna hiçbir güç engel olamayacak ve Türkiye Cumhuriyeti devleti sonsuza kadar yaşayacaktır. Yeter ki bizler Atatürk`ün mirası olan bilimsel ve akılcı yoldan ayrılmayalım. Hak, eşitlik ve özgürlükten yoksun toplumların ayakta kalmaları ve yaşamaları mümkün değildir. Bu nedenle, bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli ve en büyük görev; Türkiye Cumhuriyeti`nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve devrimlerini koruyup kollamak, iç ve dış tehditlere karşı duyarlı olmaktır. Cumhuriyet, demokrasiyi geliştiren en iyi sistemdir. Kişinin hak ve özgürlükleri ancak bu sistem içinde güvencede olabilir. Türkiye Cumhuriyeti, önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam edecek, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, uygar dünyanın onurlu bir üyesi olmak için verdiği kararlı mücadeleyi sürdürecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.”
Paylaş