2 bin 300 yıllık aile mezarı bulundu..

1342

2018 yılı kazı döneminin sonuna gelinmesinin ardından gazetemiz Çanakkale OLAY’a özel açıklamalarda bulunan Assos Kazı Heyeti Başkanı ÇOMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, hem kazı dönemini değerlendirdi, hem de bu yıl, 1882 yılından bu yana ilk kez bulunan aile mezarlığı ile ilgili bilgiler verdi. Assos’taki ilk kezalıran Amerikalı bilim insanlarınca yapıldığını ifade eden Arslan, bu dönem ile ilgili “Amerikan Arkeoloji Enstitüsü’nün kuruluşundan bir yıl sonra ilk kazı merkezi olarak Assos’u seçmiştir. Antik kentteki kazılar yirmili yaşlardaki iki genç mimar olan J. T. Clarke ve F.H. Bacon tarafından 1881-1883 yılları arasında yürütülmüştür. O dönemin yaslarına göre bulunan eserler 3’te 2’lik kısmını Osmanlı Devleti’ne bırakılırken diğer bölümü Amerikan’ın kazı ekibine bırakılmıştır. Eserler kazıya maddi destek sağlayan Boston kentindeki Güzel Sanatlar Müzesi’ne verilmiştir.  Kısa süreli kazı döneminde Assos’un bütün önemli kamusal alanlarındaki -agora, tiyatro, Athena tapınağı, gymnasion, hamam v.d.-yapılarda kazılar yapılmıştır. O dönemde oldukça iyi korunan bu yapıların kendi kaderine terke edilmesi onların insanlar tarafından talan edilmesi kolaylaştırmıştır. 1920 yılında Assos yeniden gelen ikinci kazı başkanı F:H. Bacon çalıştığı alanları tanımakta güçlük çekmiştir. Assos’taki kazıların başlanması için tam yüzyıl beklenmiştir. 1981 yılında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başladığı kazı faaliyetlerine 23 Eylül 2005 yılına kadar kesintisiz olarak devam ediyor. Kendisinin yürüttüğü bu çalışmalar sırasında, özellikle akropolisteki Athena Tapınağı ve tiyatroda restorasyon faaliyetleri gerçekleştirdi. 2005 yılında kendisinin ani ölümü üzerine vekaleten aldığımız görev 2006 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile tarafıma verilmiştir. Böylece Bakanlar Kurulu kararı ile ÇOMÜ adına yürütülen kazı merkezi Assos olmuştur” dedi. 

 
Assos’ta çalışmalar, belirlenen hedefte ilerliyor
Prof. Dr. Arslan, “Assos kazı faaliyetleri Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri ve maddi desteği ile devam etmektedir. 2016 yılında Assos kazılarının ana sponsorluğunu üstlenen İÇDAŞ işlerimizin daha kolay ve daha uzun süreli kazı yapılmasına fırsat vermiştir. Bu kurum kuruluş dışında Türk Tarih Kurumu’nun da küçük bir katkısı var. Assos kazı programında birçok hedef belirlenmiştir. Bunların başında hiç kuşkusuz Assos’daki iskan sürecinin arkeolojik verilerle aydınlatılmasıdır. Bu görev deneyimli araştırmacılarla dikkat ve sabır isteyen bir süreçtir. On yıl içinde kenttin tarihi ve kentleşme süreci ve günlük yaşama ilişkin değerli ve somut bulgular elde dilmiş ve edilmeye devam etmektedir. Kazılardaki ikinci önemi görevimiz ve amacımız restorasyon bakım ve onarım faaliyetleridir. Kalıntıların korunması ortaya çıkarılmasından çok daha zor ve uzun süreli bir uğraştır. Bununla birlikte bizlerin asli görevleri yapı ve kalıntıların dış etkilerden zarar görmesini engellemek için sürekli olarak bakım onarım ve restore etmektir.  Bunlardan bir yapının daha büyük ölçekte ayağa kaldırılması için restorasyon projelerinin hazırlanması gerekmektedir. Assos’daki antik tiyatro konser ve benzeri faaliyetlere çok uygundur. Geçmiş yıllarda mevcut yapıda büyük konserler tertip edilmiştir. Oldukça etkileyici bir manzaraya sahip tiyatronun restore edilerek 5.000 kişin izleyebileceği festival ve konserlerin düzenlenmesi için söz konusu yapının restorasyom projesi dört yıldan beri devam etmektedir” dedi. 
 
2 bin 300 yıllık mezar bulundu 
Arslan, gazetemiz Çanakkale OLAY’a yaptığı açıklamada, bu yıl ki kazılarda, 136 yıl önce çalışmalar yapan Amerikalı arkeologların ardından ilk kez aile mezarlığı bulunduğunu söyledi. ilk kez 1882 yılında bulunan aile mezarlığına benzer bir mezarlığın, 2018 yılı kazı sezonunda bulunmasının önemli olduğunu ifade eden Arslan, konuyla ilgili bilgiler verdi. Arslan, “Nekropoliste kazılarda çevresi büyük ve oldukça iyi kalitede taş blokları ile çevrilmiş olan Hellenistik Çağ’a tarihlenen bir aile mezarlığı ortaya çıkartılmıştır. Bir aileye ait 24 bireyin bir dışındakilerin yakılarak kemiklerinin taştan yapılmış küp biçimli taş hazneler veya kilden yapılmış çömleklerin içerisine bırakılmıştır. Benzer bir aile mezarlığı 1882 yılında Amerikan araştırmacılar tarafında bu mezarlıktan 50 m kadar kuzeyde keşfedilmiştir. Bu mezarlığın Larichos ailesine ait olduğu yazıtlarla kanıtlanmıştır. Larichos mezarlığın altı nesli isimlerden belirlemek mümkün olmuştur. 2018 yılında ne yazık ki isim bloklarının ikisi üzerinde yazıtlar okunabilmektedir. Yeni araştırmada Assos kentinde Hellenistik Çağ’daki ölü gömme adetleri hakkında değerli bilgiler elde edilmiştir. Daha önceki çağda (Klasik Çağ) ölü yakma geleneği çok nadir uygulanırken Hellenistik Çağ’da çok yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında mezarlara bırakılan hediyelerin oldukça sınırlı olduğu görülmüştür. Bütün mezarlar unguentarium adı verilen ve göz yaşı şişesi olarak adlandırılan küçük vazolardan mutlaka bırakıldığı gözlenmiştir. Yine mezarlar kayıkçı Kharon’a verilmesi gerek sikkelerinde bırakıldığı  anlaşılmaktadır. Kemik ve hediyelerin üzerlerinin bir bez ile örtülmesine ilişkin izlerde tespit edilmiştir. Sporcuların vücutlarını kazımak için kullandıkları strigilisler de mezar hediye olarak sıkça kullanılmıştır.  Bu işlemin sonrasın taştan yapılan urnelerin tamamın kapakları bir alçı türü madde ile yapıştırılmıştır. Bu yüzden bazı mezarlarda kemikler ve hediyeler ilk konulduğu halde günümüze ulaşması oldukça etkileyicidir. Aile mezarlığında kuzey duvarı kenarında üçgen alıklı bir stel önünde adak yeri belirlenmiştir. Adak yerinde yakılan ateşin içerisine ölülere getirilen çeşitli hediye ve yiyecekler bırakılmıştır. Adak yerindeki çok sayıda Hellenistik Çağ’ın önemli bir vazo grubu olan Batı Yamacı seramiklerine ait çok sayıda örnek bulunmuştur. Bu örnekler halen tartışma konusu olan bu seramiklerin kronoloji sorununa önemli katkı sağlayacaktır. Bu mezardaki sikkeler, diğer kaplar, yazıtlar, sözünü ettiğimiz kronoloji sonunun bize ciddi bir şekilde yardım edeceğini söyleyebiliriz” dedi. 
 
Gelecek yıllardaki araştırma hedefi; Gymnasion!...
İÇDAŞ Sponsorluğunda yürütülen kazılarda gelecek yıllara ilişkin öngörülerini paylaşan Arslan, “2018 yılında kentin batı kenarında yer alan büyük kilisenin onarımları büyük oranda tamamlanmıştır. Assos’daki onarımlar Behramkaleli bir taş ustasının İÇDAŞ tarafından 12 ay boyunca çalışması sağlanan Kadir usta tarafından yürütülmektedir. Bu yıl Batı Kilise’nin kuzey duvarındaki 11 adet niş taşları yerine konarak yıkılan duvarların pasif korumaları tamamlanmıştır. Kilise yapılan bu onarımların ziyaretçileri ilgi odağa olması bizleri şaşırmıştır. Geçen yılda Roma hamamının kemerlerindeki onarımlar küçük çaplı onarımların ziyaretçiler üzerinde büyük etki yaptı da gözlenmiştir. Her yıl bir veya birkaç binanın yok olmaya yüz tutmuş duvarlarının onarımı ile bozulmaların önüne geçildiği gibi binaların daha iyi algılanması sağlanmaktadır. Gelecek yıllar için araştırılması gereken alanların başında antik limana ve kentin eğitim kurumu olan Gymnasion gelmektedir. Ancak bu araştırmalar için yeterli koşulların sağlanmasının gerektiği inancındayız” dedi. 
 
Assos’ta en önemli sorun ne?
Sadece kazı döneminde değil, her dönem arkeolojiye meraklı çok sayıda yerli ve yabancı turistin ilgisini çeken Assos’ta en önemli sorunların ne olduğuna ilişkin ise Prof. Dr. Arslan, “Assos’a gelen turist sayısının artması beraberinde yeni sorunları da getirmektedir. Bunların başında otopark ve çöp en önde gelen ve ivedi olarak üzerinde durulması gereken iki sorundur. Unesco Kültür varlıkları geçici listesine alınan Assos’ta halen uygulamam süreci devam eden Koruma Amaçlı İmar Planı ve Karşılama Merkezi ve Çevre Düzenleme Projeleri Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün bu kente verdiği önemi gözler önüne sermektedir. Umarım önümüzdeki birkaç yıl içinde ortaya çıkan sorunların çözülmesi ve yöre halkının yaşamlarında antik kentin değerini daha iyi kavrayarak bireysel sorumluluklarını yerine getirmeleri ile dünyanın en gözde ören yeri olmaması için hiç neden yoktur” dedi. 
(Seçkin Sağlam)
Paylaş