13 yaşındaki ‘Gezici’ye destekler sürüyor

Gezi eylemlerinin “en küçük” sanığı olan ve hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istenen 13 yaşındaki B.T.İ`ye destekler sürüyor. Dün siyasilerin yanı sıra bazı sivli toplum kuruluşları ve meslek örgütleri de açıklamada bulundular. “Küçük gezici”ye sahip çıkılan açıklamalarda “Çanakkale bu kara leke ile anılmak istemiyor” dendi.

912
Gezi eylemleri sırasında yola sprey boya ile yola yazı yazdığı gerekçe edilerek hakkında 6 yıla kadar hapis istenen ve ceza alması durumunda ailesinden alınarak yetiştirme yurduna verileceği iddia edilen 13 yaşındaki B.T.İ kent gündeminde durmaya devam ediyor. 13 yaşındaki `küçük gezici`ye olan desteğin giderek arttığı görülürken, dün yapılan açıklamada 13 yaşındaki çocuğun psikolojisi de göz önüne alınarak davanın kapatılması gerektiği vurgulanıyor. Gezi sürecinde insanların özgürlük ve domakrasi talepleri ile düzenlenen eylemlerde faturanın 13 yaşında bir çocuğa çıkarılıyor olmasının kabul edilebilir olmadığı dile getirildi. Yapılan açıklamalarda Eğitim-Sen Şube Başkanı Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, “en inanıyorum ki, Çanakkale kamuoyu da bu süreçte çok titiz olacaktır. Çünkü barışın ve özgürlüklerin kenti Çanakkale`de böyle bir uygulamanın olması, Türkiye`nin ve dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir uygulamanın olması, akıl ve mantık ile açıklanır bir durum değildir” dedi. CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “13 yaşındaki bir çocuğun yaptığı ancak oyun olarak algılanabilir. Suç işleyenlere hakkettikleri cezaların verilmediği ülkemizde, çocuklar cezalandırılması kabul edilir bir durum değildir” ifadelerini kullanırken, CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan ise; “Ülkemizin bu denli kötü yönetildiği koşullarda, 13 yaşındaki bir çocuğun 6 yıla varan hapis cezası ile yargılanıyor olması son derece düşündürücüdür” dedi. İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar da; “Artık hukuktan bahsetmek mümkün değil” şeklinde konuştu.
 
“Çanakkale, 13 yaşındaki geziciye sahip çıkacaktır”
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, durumun akıl ve mantık ile açıklanamayacağını ifade ederek Çanakkale`de savcılık tarafından, öğrencilerimizden biri olan 13 yaşındaki çocuğumuza açılan soruşturma bizi şaşırtmıştır. Olayın nasıl geliştiği, nasıl anlaşılacağı konusunda gerçekten şaşkınız. Çünkü, hukukun, eğitimin, bilimin, tüm hepsinin amacı bireylerin haklarını korumak ve sağlıklı gelişmesini sağlamaktır ve bu amaçla uğraşırlar. Hepsinin de varlık gerekçesi bu amaca hizmet etmektir. Bu çok iyi bilinmesine rağmen ne gerekçe ile olduğu anlaşılmaz bir şekilde, uzman görüş ve raporlarına rağmen bir çocuğun hedef alınması, buradan hareketle bu konunun mahkemelere taşınması anlaşılır bir durum değil” dedi. “Uzun uzun üzerinde tartışılması gereken bir konudur” diyen Koç, “Herşey bitti de artık doğrudan çocuklarımız mı yaşanan bütün bu sorunların hedefi haline getirilmeye çalışıldı? Ne ve kime gözdağı verilmek isteniyor? Şu bilinmeli ki biz, hem çocuklarımıza hem öğrencilerimize, hem emeğimize, hem haklarımıza hem de demokrasimize ve geleceğimize ne türlü saldırı olursa olsun, sahip çıkacağız. Bu çocuğumuzdan hareketle tüm süreci yakından takip ediyoruz. Ben inanıyorum ki, Çanakkale kamuoyu da bu süreçte çok titiz olacaktır. Çünkü barışın ve özgürlüklerin kenti Çanakkale`de böyle bir uygulamanın olması, Türkiye`nin ve dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir uygulamanın olması, akıl ve mantık ile açıklanır bir durum değildir. Bu nedenle olay daha büyümeden ve olayın büyümesinin ötesinde evladımıza bir zarar gelmeden, bu evladımız bu konuda daha fazla yıpranmadan, yetkilileri bir an önce bu hatalarından dönmeye davet ediyorum. Ya da çıkıp açıkça bu yaptıklarının gerekçelerini açıklamaları gerekiyor. Benim beklentim bi konuda tüm Çanakkale halkının Gezi Sürecinde nasıl ki haklarına, özgürlüklerine ve demokrasiye sahip çıkmışsa, çocuk arabasındaki bebeklerden 80 yaşını geçmiş büyüklerimize kadar herkes bu sürece sahip çıkmışsa aynı şekilde bu çocuğumuzun yaşadığı soruna da sahip çıkacaktır. Olay bu noktaya gelmeden bu konunun kapatılması, öğrencimizin rahatlatılmasıdır. Yapılması gereken budur, konunun bu konuda çözülmesini istiyoruz ve yetkilileri de bu konuda adım atmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Sarıbaş desteğini sürdürüyor
CHP Çanakkale Milletvekili, TBMM KİT Komisyonu Üyesi Ali Sarıbaş, gezi eylemleri nedeniyle yargılanan 13 yaşındaki B.T.İ`ye desteğini sürdürdü. Geçtiğimiz günlerde mecliste yaptığı konuşmayla B.T.İ ile ilgili süreci TBMM`nin gündemine taşıyan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, bu kez yeni bir açıklama yaptı. Sarıbaş; “Yere sprey boya ile yazı yazan çocuğun 6 yıl hapis istemiyle veya ailesinden alınıp yetiştirme yurduna verilerek cezalandırılmak istenmesi şiddettir, manidardır, mantık dışıdır. Çocuk haklarına aykırıdır. 13 yaşındaki bir çocuğun yaptığı ancak oyun olarak algılanabilir. Suç işleyenlere hakkettikleri cezaların verilmediği ülkemizde, çocuklar cezalandırılması kabul edilir bir durum değildir” dedi. Açıklamasında sürecin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşan Sarıbaş; “İstanbul Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaç katliamına tepki tüm yurtta olduğu gibi Çanakkale’de düzenlenmişti. Protestoya geniş halk kitlelerinin yanında, 13 yaşındaki, ortaokul öğrencisi B.T.İ’da katılmış. Bu esnada 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi B.T.İ’da büyüklerinden duyduğu, ne anlama geldiğini dahi bilmediği sloganlardan, bulduğu boya ile yola “Faşizme Ölüm” yazısını yazmış. Polis kamerası ile tespitinin yapıldığı iddia edilen, 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi B.T.İ. hakkında, polis “kamu malına zarar vermeden” suç duyurusunda bulunmuş. 4 Temmuz 2013 te psikolog eşliğinde ifadesi alınan B.T.İ. “bir arkadaşı ile yürüyüşe katıldığını ve tanımadığı kişiden bitmek üzere olan sprey boyayı aldığını” belirterek “herhangi bir kurum ve kuruluşa hakaret etmeksizin slogan atanlardan duyduğum “Faşizme Ölüm” gibi ibareler yazdım. Ancak açıkçası ne yazdığımı tam olarak hatırlamıyorum. Herhangi bir duvara yazı yazmadım. Yol üzerine yazdım. Faşizmin ne olduğunu da bilmem. Herhangi bir suç kastım yoktur” demiş. Savcı da B.T.İ’nin işlediği suçun, hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin olup olmadığını tayin için Adli Tıp Kurumuna sevk etmiş. Adli Tıp uzmanlarının 5 Temmuz 2013 günü yaptıkları muayenede B.T.İ’nin “eyleme katıldığı 3 Haziran 2013 tarihinde işlediği iddia edilen “kamu malına zarar verme” suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğu” yönünde rapor vermiş. TCK’nin 31/2 maddesine göre çocuğun cezai sorumluluğu olmamasına rağmen, yargılamayı yapan mahkeme yetkisini kullanarak, raporun bağlayıcı olmadığını belirtilerek, iddianame hazırlanarak dava açılmasına karar verilmiş. Adli Tıp uzmanlarınca, “suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olmadığını” belirleyen bir rapor vermesine rağmen, B.T.İ. 6 yıla kadar hapis istemi ile 27 Kasım 2013 günü duruşmaya çağrılmış. B.T.İ. imtihanı olduğu gerekçesi ile 27 Kasım 2013 tarihinde yapılan ilk duruşmaya katılamamış. Adli Tıp uzmanlarınca “Cezai ehliyetinin olmadığına” dair rapor düzenlenmesine rağmen, davanın hâkimi ikinci duruşmaya polis zoru ile getirilmesine karar verip duruşmayı 21 Ocak 2014’e ertelemiştir” diye konuştu.
 
“Kabul edilir bir durum değildir”
“Yargılama sonunda mahkeme, B.T.İ.`nin yaptığı eylemi, suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabileceğini kabul ederse ceza verecek. Eğer kavrayamadığını değerlendirirse 5395 sayısı Çocuk Koruma Kanunu`nda belirtilen tedbirleri uygulayabilecek” diyen Sarıbaş; “Çanakkale’de protesto eylemleri sırasında yola sprey boya ile “Kahrolsun Faşizm” yazısı yazan, ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki bir çocuğun “kamu malına zarar verdiği” gerekçesi ile 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmasını kabul etmemiz mümkün değildir. B.T.İ. en demokratik hakkını kullanmıştır. Bunu yargılayanlarda insanlık yok mudur? Bunlarda adalet duygusu ve insana saygı yok mudur? Kanunlara saygı yok mudur? B.T.İ.’ye yapılan uygulamalar kanunsuzdur. Türk Ceza Yasaları açıktır. Cezai ehliyetinin olmadığı Adli Tıp Raporları ile de sabitlenen 13 yaşındaki bir çocuğun 6 yıla kadar hapis cezası istemi ile mahkemeye sevk edilmesi, tam anlamı ile yargı terörüdür. 13 yaşındaki bir çocuğun hayatı boyu unutamayacağı, bu kepazelikten bir an önce vaz geçilip dava düşürülmelidir. Karar verecek olanların, B.T.İ.’yi kendi çocukları yerine koyarak, ona göre karar vermelilerdir. Verecekleri yanlış bir kararla B.T.İ’ye ömür boyu yaşatacakları psikolojik sorunlar karşısında, kendileri vicdanen rahat olabilecekler mi? Karar vericileri, ellerini vicdanlarına koyarak, öyle karar vermeye davet ediyorum. 13 yaşındaki bir çocuğun siyasi bir davanın konusu yapılması doğru değildir. Çocuklar, yetişkinler gibi irade sahibi değildir. Yere sprey boya ile yazı yazan çocuğun 6 yıl hapis istemiyle veya ailesinden alınıp yetiştirme yurduna verilerek cezalandırılmak istenmesi şiddettir, manidardır, mantık dışıdır. Çocuk haklarına aykırıdır. 13 yaşındaki bir çocuğun yaptığı ancak oyun olarak algılanabilir. Suç işleyenlere hakkettikleri cezaların verilmediği ülkemizde, çocuklar cezalandırılması kabul edilir bir durum değildir” şeklinde konuştu.
 
Soydan; “Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir”
Türkiye`de 13 yaşındaki bir çocuğun 6 yıla varan hapis cezası ile yargılanıyor olmasının son derece düşündürücü olduğunu kaydeden CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan ise, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini belirterek; “Ülkemizin bu denli kötü yönetildiği koşullarda, 13 yaşındaki bir çocuğun 6 yıla varan hapis cezası ile yargılanıyor olması son derece düşündürücüdür. Adli Tıp uzmanının, “suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğu” kanaatine varıp, 13 yaşındaki çocuğun cezai ehliyetinin olmadığını belirten raporu işin hukuki tarafı olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu olay üzerinden esas olarak AKP Hükümetinin demokrasi anlayışını sorgulamak gerekmektedir.Gezi Mücadelesi sırasında halkın özgürlüklere sahip çıkması, dayatmalara karşı kendi iradelerinin dikkate alınması konusundaki mesajları ve bu konudaki protestoları AKP Hükümetinin ruh halini fena halde bozdu. Dış İşleri Bakanı ABD’de Gezi eylemlerinden gurur duyduğunu, bu eylemlerin Türkiye’nin Avrupa standartlarında olduğunu gösterdiğini ifade edip, içeriye dönüldüğünde 13 yaşındaki bir çocuğun yargılanmasına tepkisiz kalmak kabul edilemez. Gerek hukuki teknik açısından hukukçuların belirttiği gibi, gerekse demokratik standartlar açısından bu olay kabul edilemez. Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir” dedi.
 
“Artık hukuktan bahsetmek mümkün değil”
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar ise; “13 yaşındaki bir çocuğun terörle mücadele konusunda ifadesinin alınması baştan aşağı yanlış bir konu. Çocuk Şubesi`nin ifade alması gerekiyordu. Ne kadar demokratik ve ne kadar özgürlükçü bir ülke olduğumuzun göstergelerinden bir tanesi Çanakkale`de yaşanıyor. Gezi eylemlerinde neler yaşandığını biliyoruz. Eylemler sırasında bir sürü mağduriyet yaşandı. Bunun uzantısı da Çanakkale`de yaşanıyor. 13 yaş deyince bir sürü insanımız akıllara geliyor. Yani o kadar çok hukuksuzluk üzerine konuşuyoruz ki, hukuktan bahsetmek mümkün olmuyor. Bizim adalete olan inancımız zaten çoktan yara aldı” diye konuştu.
Paylaş