havadurum

105'inci yılda da gururluyuz, minnettarız...

1093

 Uluslararası tehdit haline gelen ve birçok devletin mücadele ettiği Corona virüsü salgını gölgesinde gerçekleşen, çelenk sunum töreni hariç tüm tören ve etkinlikleri iptal edilen Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105’inci yılı, sessiz bir coşku ile kutlanıyor. Sessiz ama önemi itibariyle coşkusu bitmeyen büyük gururun 105’nci yılı kutlanıyor. Etkinliklerin iptal edilmesi sebebiyle, siyasiler ve demokratik kitle örgütleri açıklamaları ile kutlamalarını sürdürüyor. Dün sosyal medyada, #18Mart ve #ÇanakkaleGeçilmez etiketleri binlerce paylaşım alırken, Kale Grubu da, Çanakkale Zaferi’nin 105. Yıldönümünde doğduğu topraklara vefa örneği sergileyerek kısa bir film hazırladı. Sosyal medayada çokça paylaşılan duygusal film ile 18 Mart’ı kutlayan Kale Gurubu, “Ucunda memleket varsa attığın her adımda cesur ol!” mesajı verdi. Çanakkale’de 63 yıl önce doğan ve bugünlerini borçlu olduğu topraklara duyduğu şükran ve vefayı her fırsatta hissettiren Kale Grubu, Çanakkale Zaferi’nin 105. Yıldönümü için duygu yüklü bir film hazırlattı. Tarihi Gelibolu yarımadasında çekilen ve epik görüntülerin öne çıktığı film, “Ucunda memleket varsa attığın her adımda cesur ol!” söylemiyle izleyen herkese umut dolu ve cesur olma, birlik ve beraberlikle davranma mesajlarını güçlü bir şekilde veriyor. Ellerinde meşalelerle yürüyen öğretmen, çiftçi, balıkçı, kadın-erkek, genç-yaşlı toplumun her kesiminden insanın sahilde buluşarak ‘Çanakkale Geçilmez’ vurgusu yaptıkları film, son teknoloji drone tekniğiyle çekildi.  Modiki Reklam Ajansı ve Nople Prodüksiyon tarafından hazırlanan ve ünlü oyuncu Taner Ölmez’in seslendirdiği film, Kale Grubu’nun sosyal medya hesabından #GecilmezOl etiketiyle paylaşıldı.

 
Siyasiler ve sivil toplum kuruluşları ise mesajları ile 18 Mart’ı kutladılar
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan: Çanakkale Zaferi, dünya savaş tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengeleri ve tarihin akışını değiştiren, kurtuluşun ilk meşalesinin tutuşturulduğu, bir ulusun diriliş mücadelesinin adı olmuştur. Kurtuluş mücadelesinde zafere ulaşmamız için hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyor, bir kez daha rahmetle anıyorum. Uluslararası ilişkilerde güç dengelerini ve tarihin akışını değiştiren, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir ulusun diriliş mücadelesinin adı olmuştur. Çanakkale, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarih boyunca değişmeyecek olan bağımsızlığının ve özgürlüğünün ön sözünün yazıldığı yerdir. Onun gönüllerde tutuşturduğu bağımsızlık meşalesi, topraklarımıza kastedenlere karşı ulusu top yekûn ayağa kaldırmıştır. Esarete boyun eğmektense, ölümü yeğleyen bir anlayışla sürdürülen mücadele, bağımsızlığın kazanılıp Cumhuriyet’in kurulmasıyla sona ermiştir. Bu savaşta yaralı düşman askerini taşıyan, düşman askeri ile ekmeğini, suyunu bölüşen Mehmetçik, nasıl yüce bir hoşgörünün sahibi olduğunu dosta düşmana gösterdi. Bu cephede düşmanına saygı gösteren komutanlar ve askerler vardı. Şimdi, dünyanın dört bir yanından gelerek bu topraklara göz dikenler, Çanakkale’de Mehmet’imizle koyun koyunalar. Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir. O, barışın ne kadar kıymetli olduğunu vurgulamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika ilkesini (Yurtta Sulh, Cihanda Sulh) sözüyle açıklamıştır. Vakit geçirilmeksizin tarafı olmaya zorlandığımız vekâlet savaşından çekilmeli ve ulusun çıkarlarını düşünmeliyiz. Suriye topraklarında Mehmedimiz şehit ediliyor, gençlerimizin cansız bedenleri tabutlar içinde yurda getiriliyor. Şimdi de yerli işbirlikçileri eliyle karşı devrimi örgütlemeye çalışanlar, ulusun bağrından çıkan Türk silahlı Kuvvetlerini ilkokul mezunu cahil bir vaize teslim ettiler. Millete kurşun sıktırdılar. Dün ABD maşası vaize orduyu ve ülkenin kurumlarını teslim edenler, bugün devleti başka cemaatler eliyle parsellemeye çalışıyor” dedi. Milletin devlete sahip çıkmak konusunda kararlı olduğunu ifade eden CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, “Milletin vergileriyle sürdürülen saltanatta sona gelinmiştir. Bunun işareti, tıpkı kurtuluşun işaret fişeğinin yakıldığı gibi bir Mart ayında yakılmıştır. Bu vesileyle Çanakkale destanını yazan başta Ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden ordumuzun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhlarınız şad olsun
 
İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve GİK üyesi Rıdvan Uz: Çanakkale Zaferi, dünya  tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin tamamen değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Milleti’nin belirleyici ve aktif bir rol oynadığı ve de Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk Milletinin, Gazi Mustafa Kemal önderliğinde kahramanlık ve fedakârlıklarının doruk noktasına ulaştığı bir itibar ve azmin mücadelesidir. Çanakkale’de ortaya konulan ruh, milli mücadelede de kurtuluşumuzun yolunu açmış ve aydınlatmıştır. Çanakkale zaferi ile bir  destanı yaratan bu millet, en zor şartlarda bile şer odakların fitne fesatlarına rağmen, daima toparlanıp bir, iri ve diri olma kabiliyetine sahip olduğunu göstermiştir. Türk milletinin birlikte yaşama iradesi ve refleksi, vatana bağlılık, bayrak aşkı, hür ve bağımsız yaşama isteği, vatanın bölünmez bütünlüğünün devam arzusu; ile  ayrıştırma ve dışlayıcı tutum ve davranışları red ederek, Çanakkale’de olduğu gibi tarihin her döneminde her zorluğu yenecek güç ve kudretteyiz. Türk milleti, birlik ve beraberliğini koruyarak birçok zorluğun üstesinden gelmiş, hiçbir zaman esaret altına girmemiş ve her zaman tarihe yön veren parlak zaferlere imza atmıştır, atacaktır.
Aziz şehitlerimizi anmak, programları birkaç saate ve duyguları birkaç kelimeye sığdırmaya çalışmak yetmez; canlarını verdikleri değerler için çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. Çanakkale Zaferi’ni, o kutlu inancı gelecek nesillere çok daha iyi aktarmamız gerekiyor. “Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” gerçeğini bir kez daha hatırlayarak, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, aziz vatanımız uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve şanlı komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.  
 
Çan Belediye Başkanı Bülent Öz: Tarih boyunca istiklal ve bağımsızlığını, milli birlik ve bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan, bu uğurda büyük bedeller ödeyen milletimiz, hiçbir zaman esaret altında yaşamayı kabul etmemiş, canından kıymetli bildiği kutsal vatan topraklarını, canı ve kanı pahasına korumasını bilmiştir. Çanakkale Zaferi tarihimizin en onur verici, en parlak sayfalarından biridir. Bu zafer, tüm işgal devletlerine Türk Ulusunun bölünmez bütünlüğünü kabul ettirmekle kalmamış, yeniden uyanışın ilk ışıkları olmuştur. Milletimizin imkânsızlıkları yenecek derecedeki vatan sevgisi, dünyaya ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirtmiştir. Çanakkale’yi geçilmez kılan, Türk Milletini yenilmez yapan ve kardeşliğimizi dağılmaz duruma getiren birlikte yaşama ideali ve kararlılığıdır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk zaferden  “Çanakkale Zaferi Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir, emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” diyerek bahsetmiştir. Milletimiz de tarih boyunca sahip olduğu bu yüksek ruhu önce Çanakkale’de, sonra da Milli Mücadele döneminde ortaya koymuş ve bu toprakları sonsuza kadar bize vatan yapmıştır. Dünyada bir emsali daha bulunmayan, yüce milletimiz ile kahraman ordumuzun büyük fedakârlıklarla kazandığı bu zaferin önemi gençlerimize ve gelecek nesillere yeterince anlatılmalıdır. Bu duygu ve düşünceler içerisinde; Çanakkale Zaferimizi bir kez daha kutluyor; 18 Mart Şehitler Günü`nde bu toprakları bize vatan kılan, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi minnetle yâd ediyor, Allah`tan rahmet diliyorum.
 
Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi / Kültür Turizm Politika İzleme Kurulu Başkanı Yeşim Karadağ: 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale’mizde kutsal değerleri uğruna, tüm olumsuzluklara karşı canı pahasına çarpışan kahraman ordumuz ile yüce milletimiz, kara ve deniz savaşlarında düşman kuvvetlerine “Çanakkale Geçilmez” dedirterek, hür ve bağımsız yaşama kararlılığını dünyaya ilan edip, vatan ve bayrağına sahip çıkmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu büyük zafer, Mehmetçiklerimizin ve yüce milletimizin vatan ve millet sevgisinin ölümsüzlük anıtı olmuştur. Bizler millet olma bilinciyle, yokluk içinde bile “Çanakkale Geçilmez” dedirten sağlam bir bilincin ve ruhun mirasçılarıyız. Bize bırakılan bu mirasa sahip çıkarak, geleceğimize daha emin adımlarla yürüyecek, millet olma şuurunu canlı tutacak ve yücelteceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105’inci yıl dönümünü en kalbi duygularımla kutluyor, 18 Mart Şehitleri Anma Günü münasebetiyle de; Bu toprakları bize mukaddes bir vatan kılan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, şükranla anıyorum”
 
CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural: Sevgili Çanakkaleliler; Sözlerime, bizlere bağımsız bir ülke, laik demokratik bir cumhuriyet ve özgürlükçü bir miras bırakan, başta Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarının hatıraları önünde saygıyla eğilerek başlamak istiyorum. Dünya tarihinde eşi ve benzeri görülmeyen bir kahramanlığın, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105. yıl dönümün de, barışın ve özgürlüklerin kenti Çanakkale’den, hepinize hoş geldiniz diyor ve sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek savaşa katılan binlerce kahraman yurtsever, Çanakkale’de bağımsızlık ve özgürlük uğruna amansız bir mücadele vererek, cepheden geri dönmeyi bile düşünmemişlerdir. Siyasi iktidar, her ne kadar Çanakkale Deniz Zaferinin 105. Yıldönümünde, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, Mustafa Kemal (Atatürk) Bey diyerek itibarsızlaştırmaya çalışsa da, gerçek binlerce kilometre uzaklıktaki Avustralya’nın Sydney kentinde güzel bir kasaba da açılan Atatürk ve Gelibolu müzesinden yükselmektedir. Savaşa katılan asker sayısı ve silah gücü yönünden emperyalist güçlerin ordusundan çok daha dezavantajlı olunmasına karşın, yeniden bir ulus ve bağımsız bir ülke yaratmak uğruna olan inancın  üstünlüğü, savaşın zafer ile sonuçlanmasına yeterli gelmiştir. Milli mücadele 1915’te kazanılan zafer sayesinde başlatılmış ve sonucunda da bugün üzerinde birlikte barış içerisinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Çanakkale; tüm emperyalist oyunların bozulduğu, özgürlüğün galip geldiği ve savaşın içinden barışın çıktığı bir yerdir. Çanakkale; Anadolu’nun işgal altında olduğu, İngiliz, Fransız ve İtalyanların harita üzerinde paylaşım yaptıkları şartlarda, laik demokratik Cumhuriyetin önsözünün yazıldığı yerdir. Çanakkale; ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyerek dünyadaki birçok ulusun saygısını kazanmış ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü doğuran yerdir. Çanakkale, dünyanın bir ucundan, diğer bir ucuna,  birbiriyle savaşmak üzere cepheye gelen askerlerin arkadaş olduğu, çocukları ve torunlarının da kardeş olduğu yerdir. Çanakkale, emperyalizme karşı verilen mücadelenin, cesaretin, özgürlüğün, umudun ve bağımsızlık inancının en yüce göstergesidir. Çanakkale, işbirlikçi saltanata ve memleket topraklarını paylaşmak isteyen emperyalistlere karşı, Cumhuriyetin öncü kadrolarının şekillendiği yerdir. Çanakkale•`3f ruhu 21. Yüzyılda da sadece geçmişimiz değil aynı zamanda geleceğimizdir. Ülkemizin içinde  bulunduğu kötü koşulların yaşandığı bu günlerde, daha iyi bir yaşam için mücadelemiz hiçbir zaman son bulmayacaktır. Ülkemizi yeniden çağdaş, demokratik, laik ve daha yaşanabilir kılabilmek için vermemiz gereken mücadelenin önemi daha da artmıştır. Gelecek güzel günler için birliktelik ve dayanışma duygularını her zaman ön planda tutacağımıza olan inancımla sözlerimi bitirmek istiyorum. Bu vesile ile bizlere bağımsız Türkiye Cumhuriyetini miras bırakan•`3f Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, ülkemizin birlik ve bütünlüğü için ve demokrasi yolunda hiç düşünmeden canını veren tüm şehitlerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyorum.   18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 105. Yıl dönümü kutlu olsun.  
 
Eğitim-İş Çanakkale Şubesi: Birinci Dünya Savaşı`nın en kritik aşamalarından Çanakkale Savaşları, siyasal ve askeri sonuçlarıyla, Türk Ulusu`nun yazgısını ve tarihin akışını değiştirmiştir. Çanakkale Zaferi, kendisinden kat ve kat güçlü olan ordulara geçit vermeyen ulusumuzun bütün varlığıyla özgürlük ve bağımsızlık uğruna verdiği mücadelenin sembolü, bir kahramanlık destanıdır. Bugün bu zaferin 105. yılını kutluyoruz. 18 Mart 1915`te kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale`yi denizden geçmeyi tasarlayanları düş kırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş, direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde bozguna uğratması, 25 Nisan 1915`te başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Türk Ulusu, özgürlük ve bağımsızlığı için her türlü engeli aşacağını, birlik içinde yurdun her karış toprağını canı pahasına savunacağını “Çanakkale geçilmez” dedirterek bu savaşta bir kez daha kanıtlamıştır. Çanakkale’de, ulus olma bilincinin tohumları atılmış, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırlanmıştır. Çanakkale Savaşlarının en önemli sonuçlarından biri de, dünyanın genç komutan Mustafa Kemal`i tanımış olmasıdır. Mustafa Kemal`in Çanakkale`deki başarılarını gören Türk Ulusu, Kurtuluş Savaşı’nda O’nun etrafında bütünleşerek emperyalist devletlere karşı dünyada ilk bağımsızlık mücadelesini vererek büyük bir zafere imza atmıştır. Emperyalizmin yenilebileceğini gösteren bu zafer tüm mazlum uluslara da örnek olmuştur. Son yıllarda, aklı ve bilimi esas alan askeri deha, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’siz bir Çanakkale Savaşı tarihi yazılmak, bu kahramanlık destanı önemsizleştirilmek istenmektedir. MEB’in müfredatında, Kut’ül-Amare’nin “zafer” olarak Çanakkale’nin ise bir “cephe” olarak ifade edilmesi bunun göstergesidir. Bugün iktidarın kararlarıyla Türk Ordusu`nun Ortadoğu`nun huzursuz ve çatışmalı topraklarına yollanmasına karşı itirazları bastırmak için Çanakkale`den Trablusgarp`tan bahsetmek de kesinlikle yanlıştır. Çanakkale Zaferi, bir vatan müdafaasının destanıdır ve başka hiçbir tarz askeri operasyonla kıyaslanamayacak önemdedir. AKP’nin eğitim politikaları nedeniyle artık okul sıralarında daha az anlatılsa, siyasilerin ağzında manipüle edilmeye çalışılsa da o önemini övgülerden değil, tarihsel gerçeklerden almaktadır. Bilinsin ki Cumhuriyet`e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan eğitimciler olarak, Çanakkale ruhunu evlatlarımıza aşılamaya devam edeceğiz. Yurdumuzu işgal eden emperyalist güçlere karşı, ulusumuzun eşsiz bir mücadeleyle vermiş olduğu var olma savaşı ve bu savaş sonrasında kazandığımız zaferin 105. yıldönümünde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ü ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
 
Her Yer Kazdağları Grubu: Her kim olursa olsun, bir başkasının yaşam alanına, havasına, suyuna, toprağına göz diktiğinde ve bu niyetle karşısındakine savaşmaktan başka bir yol bırakmadığında yüzleşeceği irade, aynı şey kendisine yapıldığı koşulda kendisinin göstereceği iradedir. Dönemin İngiltere deniz bakanı W. Churchill Times dergisine sonradan verdiği bir demeçte şöyle diyor: "18 Mart`ta dünya kara sularında 5 binin üzerinde gemi hizmet veriyordu. Nusrat`ın yaptığı bir yana, 5 bin geminin yaptığı bir yana." Yani diyor ki bir ibreti alemdir. 18 Mart, tüm insanlığa bir derstir; yaşam ve yaşam alanı savunusu bir yana, yayılımcı niyetler bir yana...
(Seçkin Sağlam)
Paylaş