10 Ekim 2015`te Ankara`da gerçekleştirilmesi planlanan "Barış Mitingi" öncesinde gerici terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı terör eyleminde yaşamını yitirenler anıldı. Miting öncesinde bir araya gelen binlerce barış savunucusunun arasında yapılan bombalı saldırıda, 103 yurttaş yaşamını yitirmiş, onlarca kişi de yaralanmıştı. Barış Mitingi için Çanakkale`den Ankara`ya giden Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Ercan Adsız da hayatını kaybedenler arasındaydı. DİSK, KESK, TMMOB, TTB, 10 Ekim Barış Derneği tarafından 10 Ekim`de hayatını kaybedenler düzenlenen anma etkinliği ile 6`ıncı yılda da unutulmayarak anıldı. İskele Meydanı`nda düzenlenen açıklamaya, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay ile siyasi parti, sendika, dernek ve STK temsilcileri katılım gösterdi. Eğitim Sen Şube Başkanı Yasin Hacımuslar tarafından yapılan açıklamada sorumluların unutulmayacağı belirtilerek; "Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz" denildi. Açıklamada EMEP İl Başkanı Muzaffer Eşe Dağtekin tarafından hayatını kaybeden Adsız`ın yaşamı ve anıları anlatıldı.
"Katliamda kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz"
Hacımusalar tarafından yapılan açıklamada; 7 Haziran 2015 Seçimleri sonrasında ülkeye egemen hale getirilmeye çalışılan şiddet ve korku iklimine karşı barışı, demokrasiyi ve emeğin haklarını savunmak için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi`ne katılmak üzere Ankara`ya davet etmiştik. Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaşımız emek, barış ve demokrasi özlemiyle Türkiye`nin dört bir yanından yola çıkmış ve Ankara Garı önünde buluşmuştu. 10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10`u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı. IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı sonucunda 104 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500`e yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı. Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor" denildi.
"10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir"
Katliamın siyasi bir cinayet olduğunu vurgulayan Hacımusalar; "Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda, tutuklu sanıklar yönünden 10 Ekim Davası karara bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Ayrıca, Ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye`de ilk defa İnsanlığa Karşı Suç kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır. Halihazırda ceza dosyası kapsamında 16`sı firari, biri tutuklu 17 sanık yönünden yargılama devam etmekte olup davanın duruşması; 24 Kasım`da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülecektir. Nitekim, 5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, "adalet" isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil! Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6. Yıl anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz: Türkiye`nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü? Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz" dedi.
"Ülkenin iç hukuk yollarını tüketmek amacıyla her türlü hukuki başvuruyu yapmış bulunmaktayız"
Bildiğiniz gibi, 10 Ekim katliamı, kendinden önce aydınlatılmamış, 5 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları gerçek anlamda araştırılsa ve failleri bulunsaydı hiç yaşanmayacaktı. Kamusal sorumluluğun katliamlardaki yerinin ortaya koyulabilmesi, "devletin hizmet kusuru" olduğunun bir mahkeme kararında geçebilmesi adına açmış olduğumuz tam yargı davalarının pek çoğunda artık Danıştay aşamasına gelinmiş bulunmaktadır. 2021 yılı Temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı "kusursuz" olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararı, katliamın 6. Yılında vicdanları yaralamaktadır. İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur. Elbette ki, verilen her yanlış ve hatalı karara karşı bu ülkenin iç hukuk yollarını tüketmek amacıyla her türlü hukuki başvuruyu yapmış bulunmaktayız.
"Kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz"
Hacımusalar açıklamada son olarak; "10 Ekim Katliamı sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan kararla, Ankara Garı önündeki alana, "Demokrasi Meydanı" adı verilmişti. Alanın ortasında bulunan, üç ayrı yüzünde katliamda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın fotoğraflarının ve Emek-Barış-Demokrasi ifadelerinin olduğu sembolik anıt, artık görevini tamamlamak üzeredir. Çünkü katliamın gerçekleştiği alanın kalıcı bir anıt meydan ve anma yeri olarak düzenlenmesi süreci başlamış durumdadır. TMMOB, KESK, DİSK, TTB ve 10 Ekim Barış Derneği olarak verdiğimiz sözü tutup 2020 yılında; Katliamda hayatını kaybedenleri anmak, yaşanan insanlık suçunu hatırlamak ve hatırlatmak amacıyla bu toplumsal kaybın yaşandığı meydanın bütüncül bir yaklaşımla ve bir tür `anıt meydan` olarak yeniden ele alınması amacıyla "Emek, Barış ve Demokrasi Anıt Meydanı ve Anma Yeri Uluslararası Fikir ve Tasarım Projesi Yarışması" düzenlemiştik. Ankara Garı ve meydanının kuşaklar boyunca ortak değerlerimiz olan emek, barış ve demokrasiye adanarak yurttaşların bir araya geleceği bir kamusal mekan olarak yeniden üretimini hedefleyen ve uluslararası katılımla gerçekleşen yarışmada kazanan projeler; TMMOB, KESK, DİSK, TTB ve 10 Ekim Barış Derneği tarafından düzenlenen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi temsilcisinin de katıldığı basın toplantısı ile açıklanmıştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi temsilcisi basın toplantısında birinciliğe değer görülen projenin hayata geçirilmesi noktasında gerekli süreci başlatacaklarını kamuoyuna açıklamıştı. Bugün alana yerleştirilen Matem Ağaçları ile anıt meydan ve anma yeri projesinin yapım sürecinin başlamış olması emek, barış ve demokrasi adına atılan önemli bir adımdır. Bir yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen projenin yapım süreci boyunca üzerine düşen sorumluluğu yerine getiren ve getirmeye devam edeceğine inandığımız Ankara Büyükşehir Belediyesine ve sürece katkı koyan herkese teşekkürü borç biliyoruz. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Katliamın 6.yılında, bombaların patladığı bu acı dolu meydandan bir kez daha sesleniyoruz: Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz" dedi.
(Eren Aşnaz)