Zengin olduk!

Şöyle son 10 gün içersindeki gelişmeleri bir irdeleyelim.
Hükümet, önce vergi ve çeşitli mali sorumluluklara ilişkin önemli bir af kapsamındaki uygulama ile gönülleri almaya çalışıyor.
Bu uygulamanın esnaf ve küçük orta ve ölçekli işletmeler için önemli bir katkı sağlayacağını düşünmüyorum.
Bu uygulama ile yine devletin sırtından asalak yaşayan kesimler faydalanacak.
Yine de bazı gecikmiş, aksamış ödemeler için halkımızın gözü boyanmaya çalışılmaktadır.
Demokrasicilik oyunu ile demokrasi bezirgânlığı, 3 generalin açığa alınması ile ayyuka çıkarılmaktadır.
Bu şekilde sözde askeri vesayete karşı durmak aldatmacası ile demokrasi kahramanlığına soyunulmuştur.
Ekonomimiz için pembe tablolar çizilerek hatta sözde gelirimizin arttığı demagojilerinin arkasından iyimserlik rüzgârları estirilmektedir.
Tüm bu uygulamalar seçim yatırımı olup, halkımızın kafasının karıştırılmasına dönük uygulamalardır.

Tribünlerden farklı sesler geliyor.
Tribünlere oynayan iktidar,  tribünlerden hiç de duymak istediği sesleri alamamaktadır.
24 Kasım öğretmenler günü için ağızlarından bal damlayan yetkililer, karşılarında yurdun dört bir yanında gerçek sorunları için taleplerini haykıran, meydanlara çıkan öğretmenleri bulmuştur.
25 Kasım kadına yönelik şiddeti önleme günü itibarıyla kadınlar, düzenden kaynaklanan sonuçlarının şiddet ile kendisini gösteren çeşitli uygulamalara karşı, mücadele cephesinde yerlerini almışlardır.
İşçilerin mücadele pratikleri gün geçtikçe gelişmekte,  son olarak sendikalaştıkları için işten atılan işçiler Mersin’de CHP il binasını işgal etmişlerdir.
Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip çıkan binlerce kişi Amasra’da termik santral yapımına karşı, halkın bilgilendirme toplantısında protestoları ile toplantıyı iptal ettirerek bir başarıya imza attı.
Böylece 120 ye yakın sivil toplum örgütü, örgütlü mücadelenin başarısının sevincini paylaştılar.
Tribünlerden gelen sesler öfke yüklü olup, tepkiler yoğunlaşmaktadır.
Bu koşularda seçime doğru yol alınan süreçte AKP’nin işi pek kolay gözükmemektedir.
Objektif şartların böyle olduğu koşullarda gelişimi belirleyecek iradi bazı olguları da incelemek gerekecek.
Bu tepki ve memnuniyetsizliklerin genel seçimlerde sandığa nasıl yansıyacağı siyasal partilerin performansı ile yakından ilgili.
CHP, bu süreçte değişimden yana politikalar ile halkın taleplerine daha çok sahip çıkıp, bu alanda bir performans oluşturabilir ise siyasal dengelere damgasını vurabilir.
Sosyalist sol, referandum pratiğinde olduğu gibi birleşik bir mücadele ile etki alanını geliştirecek bir adım atabilir.
Demokratik halkçı, özgürlüklerden yana oluşturulmuş talepler ile örülecek demokratik sol bir cephe, ileriye dönük kazanımlar için süreci avantaja dönüştürebilir.
Özetle, artık eskinin bağrından yeninin fidanları yeşermeye başlamıştır.