Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Zaman acımasız, değerler direngen 03.12.2009

1935

Bu bayram tatilinde her zamanki bayramlardan daha anlamlı bir bir etkinlik yaşadım. 1980 öncesi bazı değerleri paylaştığım arkadaşlarım ile bir araya gelerek farklı ve anlamlı bir gece geçirdik. Zamanın acımasızlığının etkilerinin fiziksel izlerini birbirimizde görsek de, değerlerin direngen özelliğini hep birlikte yaşadık 80’li yıllar öncesindeki heyecan ve coşkumuz geceye damgasını vurdu. 

Kaybettiğimiz arkadaşlarımızı andık.

Anılarımızı paylaştık.

Coşkularımıza söylediğimiz türküler ile hep birlikte ortak olduk.

Kendi adıma ciddi bir moral bularak yeniden böylesi etkinliklerde bir arada olmanın koşullarını yaratacak organizasyonlar konusunda ortak bir iradenin oluşturulması için attığımız adım ile bu yılki bayram tatilini farklılaştırmış olduk.

Bu imkânın yaratılmasında özellik ile sorumluluk alan bu organizasyonu gerçekleştiren Hayati arkadaşıma da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

 

Demokrasi olmazsa, olmaz.

Gecede tabii ki sohbetlerimizin ağırlıklı bölümünü toplumsal konular oluşturdu.

Bizim dönem kuşağın ciddi etkilenmeler içersinde kaldığı liberal eğilimlere bağlı olarak demokrasi kavramında farklı düşüncelerin izlerini gördüm.

Ama bir gerçek vardı ki; hepimizin ortak gerçeği idi.

Bugün demokrasiden faydalanma yoluna gidip, onu bir popülizm aracı olarak kullanıp, kendi niyetlerinin kamuflajı haline getirerek formatlayan bir siyasi irade ile karşı karşıyayız.

Bu yaklaşım beraberinde başka bir takım ‘açılımları da’ sürece monte ederek farklı kurguları da beraberinde getiren bir yapısallığa dönüşmüş durumda.

Buna izin verilmemesi, demokratik haklı talepler üzerinden birilerinin nemalanmasının önlenmesi de toplumsal hayatın ileri güçlerinin sorumluluğu.

İşte bütün sıkıntıda burada.

Halkın gerçek demokratik taleplerine sahip çıkacak bir iradenin toplumsal etkilerinin henüz yetersiz olması.

Demokrasiyi ağzından düşürmeyen adeta ağzından bal damlarcasına kendi gizli emellerinin morfini olarak kullanan bugünkü siyasal iktidar aslında birçok alanda kendilerini ele vermekte.

Son olarak köşe yazarlarının yazı yazmasından rahatsız olan bu kavrayış herhalde bu konuda yaşanılan birçok örnekten biri olmuştur.

Demokrasiden dem vuran bir anlayış nasıl olurda fikirlerin açıklanması noktasında böyle bir rahatsızlık içersinde olabilir.

Bir tarihi kronolojik envanter içersinde böyle bir şeyi okusanız;

pekala olayın Hitler Almanya’sında yaşanmış bir olay olduğunu düşünebilirsiniz.

 

Bayramiç de yaşanılanlar.

Öncelik ile Valimiz Abdulkadir Atalık’ın tespiti çok anlamlıdır.

”Bu olay kentimize yakışmamıştır”

Bu gelişmelerin altındaki gerçekleri görmek, sorumluların cezalandırılması noktasında bir iradenin oluşması bundan sonraki gelişebilecek olayların önlenmesi açısından üzerinde durulması gerekli önemli konulardır.

Bayramiç de bundan bir süre önce de buna benzer bir olay yaşanmıştır.

Bu noktada bir provokasyon peşinde olan kişi veya kişiler olabilir.

Bu tarzdaki provokasyonların önüne geçecek önleyici önlemler konusunda emniyet güçlerinin seferber olmasının dışında bu etnik atmosfer üzerinden yaratılacak kitle psikolojilerine bağlı şiddete dönüşebilecek kışkırtmalara karşı halkın bilinçlendirilmesi için toplumsal güçler sorumluk ile hareket etmelidirler. 

Çanakkale gibi bir yerde insanlar etnik kimlikleri nedeniyle ötekileştiriliyor ve bazı kışkırtmalar ile böylesi olaylar gelişebiliyor ise ülkemizin bu konuda ne kadar hassas bir durumda olduğu gerçeği ortadadır.

Şimdi hepimizin şapkalarımızı önümüze koyup,  düşünmesi gerekir.

Yarın çok geç olabilir.

 

Sermet ATADİNÇ